108
geçen sene burada henüz yazar değilken ekşisözlükte bir arkadaşın yazısı baya bi duygulandırmıstı beni. alttaki yazılarda aynen oradan alıntıdır.
galatasaraylılar yıllardır şöyle der fenerbahçe hakkında
"adamların bizi yenmekten başka gündemleri yok.."
doğrudur. 2000 yılında galatasaray uefa'yı almışken, sami yen'de johnson'un frikiğiyle yenip haddinden fazla sevinmeleri, 2002'de 6 gol attıkları galatasaray'ın 26 puan gerisinde ligi 6. bitirmelerine aldırmadan o yılı yad etmeleri bu işin göstergesi.
lakin galatasaray da işi gücü bırakıp fener'i kadıköy'de yenmeyi, 6-0''ı unutturacak bir skor almayı hedeflemeli. zira bu iş travmaya dönüştü bile.
akıl mantık düzeyindeki bütün sözlü argümanları kullandık ve tükettik bu 9 senede.
biz de beşiktaş'ı 6-0 yendik ne var?
olimpiyat'ta 5 çekmedik mi fener'e?
önemli olan avrupa...
hakem olmasaydı...
yenilsen de seviyoruz...
artık karın doyurmuyor. bu acziyetimi fenerliler de duysun, halimize gülsün istiyorum, arzu ettikleri de buymuş zaten, olsun. işi gücü bırakın başkan, bunu düşünün. kadıköy'de uefa'yı kaldırmak inanılmaz bir duygu olur eyvallah. 30 puan farkla şampiyon olursun, ligi gol yemeden bitirirsin. hepsi delice lezzet verir insana, ki normal zamanda bunların herhangi birisi fenerbahçe galibiyetinden bin kat daha kıymetlidir.
ama sen 9 senedir başı önde ayrılıyorsan o stattan, 9 maçta 4 gol atıp 24 gol yemişsen, artık girecek trip kalmamışsa kadıköy sonrasında; işi gücü bırakır kadıköy'de fener'i nasıl yenerim sorusunu çözmeye odaklanırsın başkan. senin de gerçekten başka gündemin olmaz.
geç ligin geri kalanını hatta uefa'yı, kadıköy'de final ihtimalini. adnan polat bu akşam demeli ki "2009-2010 yılı fikstürünün çekileceği güne kadar takvimimi yırtıyorum. kadıköy'deki maçın tarihi belli olana kadar, elinizden gelenin en iyisini yapın. ama o maçı kazanmadığınız sürece her başarınız eksik kalır." bir sene boyunca her gün 6-0'lık skorbordun, dünkü maçın, kadıköy'den başı eğik çıkan cimbom'lu futbolcuların resimlerini gönderir futbolculara. şu anki galatasaray taraftarının halet-i ruhiyesini ve hatta bin beterini yaşatır. fikstürün çekildiği gün "bu maçı kazanırsanız şampiyonluk priminin %50 fazlasını veriyorum, yenilirseniz sezon primlerinin yarısını kesiyorum" der. öyle bir kenetlenirsin ki, o maçın 2500 biletini "kadıköy'e 10 sene sonra dönüşümüzü görecek 2500 şanslı" diye çekilişle satarsın. o gün kadıköy'e giderken takım otobüsü ve taraftar konvoyu peş peşe gider. öyle bir hava yaratırsın, her bir oyuncu 9 kasım 2008'deki maçta her yenen golden sonraki umutsuzluğa düşmekten utanır.
yaparsın bunları, yine yenilirsin belki futboldur neticede. ama bu sefer gerçekten daha iyisini denedim dersin.
buraya kadar ki kısım 9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçından bir gün sonra yazılan kısmın alıntısıdır. alttaki metin ise 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray macından önce yazılmış yine aynı arkadasın metinidir.*önceki kısmın devamı niteliğinde.
gün geldi. yapmadık bunları. adam antep'e alex'i götürmedi, göz göre göre üç puanı bıraktı bu maçın hatrına. biz ise bekliyoruz. olsun. bir yıldır; hatta on yıldır bu günü bekliyoruz. daha doğrusu şöyle, "oo artık çok bekledik.." dediğimiz anda baktık ki gerçekten çok uzun zamandır bekliyormuşuz. suçun yarısı bizde belki, bu beklemenin sancı yaratmayacağını düşündük ilk yıllarda. bu baskıyı mayıs 2001'de kafamıza taş-bok-ot-yumurta yağan maçta yaratmalıymışız. düşünemedik. muhtemelen bu kadar uzun süreceğini sanmadığımızdan. ama gün harbiden geldi...
arda candır, rijkaard şahtır, kewell canciştir, baros kraldır, nonda kobradır..eyvallah. ama biliniz ki bu hafta sonu alınmayacak bir galibiyet, her şeyi yavan hale getirecektir. olacaksa 0-40 yenelim isterim. kaçan 41.'ye de üzülürüm, açgözlüyüm alabildiğine. ama olmuyorsa da talebim şudur ki, 90+2'de sabri'nin götüne çarpıp girsin o top fener'in tek kale oynadığı 90 dakikanın sonunda. sikmişim haticeyi, bugün bana netice lazım. o skor tabelasının fotoğrafını cep telefonumuza arka plan yapmak için geberiyoruz; bilmem farkında mısınız?
ayhan hariç hiçbiriniz yaşamadınız 6-0'ı. yarınız kadıköy'ü görmediniz bile. stres, gerilim ayağı yapmayın allahaşkına. bu maçı istiyoruz olm. farkında mısınız 15 senedir, fenerli rambo'dan ötesine yakışmayan bir bayrak dikme mevzusuyla avunuyoruz. eski başkanımız çerçeveletmiş odasına asmış souness'in resmini. yenerseniz ne kadar derinine yazacağız sizi kalbimizin, anlasanıza.
total futbol istemiyorum, geleceğin galatasaray'ını, hakem faktörünü, verilmeyen penaltı konuşmayı istemiyorum bu gün. özlediğim, unuttuğum bir resmi; kadıköy'de kazanmış bir galatasaraylı nasıl güler onu görmek istiyorum arda'nın yüzünde. kadıköy'de galibiyet görememiş cimbomluları toplasak bugün, devler ligi'nde tanju'nun takımıyla kafaya oynar. öyle birikti. hadi allahaşkına.
unutmuyoruz biz, kafaya takıyoruz. 6-0'ı 4-0'ı, 4-1'i saniye saniye hatırlıyoruz. öte yandan fener'e beş çekişimizi, olimpiyat'ta hat-trick yapan hakan şükür'ü de unutmuyoruz. ribery'e o kollarını kanat gibi açıp koştuğu gol sevincinin hatrına hiiiç mi hiç kızamadık, kadıköy'de 4-1 yenerken fener'i tugay'ın çotank diye doksana taktığı frikiği de, nonda'nın boş kaleye yuvarladığı kafa golünü de unutmayacağız. yenerseniz hiç bir zaman unutulmayacaksınız. sonunda bayrak mayrak dikmeyin santraya istemem. efendi gibi çıkın, efendi gibi yenin gelin. maçın başında vurun birbirinizin omuzlarınıza, "hadi beyleaar" diye bağırın alkışlayarak. biz unutmayacağız o günü, ne olur siz de unutmayın..
galatasaraylılar yıllardır şöyle der fenerbahçe hakkında
"adamların bizi yenmekten başka gündemleri yok.."
doğrudur. 2000 yılında galatasaray uefa'yı almışken, sami yen'de johnson'un frikiğiyle yenip haddinden fazla sevinmeleri, 2002'de 6 gol attıkları galatasaray'ın 26 puan gerisinde ligi 6. bitirmelerine aldırmadan o yılı yad etmeleri bu işin göstergesi.
lakin galatasaray da işi gücü bırakıp fener'i kadıköy'de yenmeyi, 6-0''ı unutturacak bir skor almayı hedeflemeli. zira bu iş travmaya dönüştü bile.
akıl mantık düzeyindeki bütün sözlü argümanları kullandık ve tükettik bu 9 senede.
biz de beşiktaş'ı 6-0 yendik ne var?
olimpiyat'ta 5 çekmedik mi fener'e?
önemli olan avrupa...
hakem olmasaydı...
yenilsen de seviyoruz...
artık karın doyurmuyor. bu acziyetimi fenerliler de duysun, halimize gülsün istiyorum, arzu ettikleri de buymuş zaten, olsun. işi gücü bırakın başkan, bunu düşünün. kadıköy'de uefa'yı kaldırmak inanılmaz bir duygu olur eyvallah. 30 puan farkla şampiyon olursun, ligi gol yemeden bitirirsin. hepsi delice lezzet verir insana, ki normal zamanda bunların herhangi birisi fenerbahçe galibiyetinden bin kat daha kıymetlidir.
ama sen 9 senedir başı önde ayrılıyorsan o stattan, 9 maçta 4 gol atıp 24 gol yemişsen, artık girecek trip kalmamışsa kadıköy sonrasında; işi gücü bırakır kadıköy'de fener'i nasıl yenerim sorusunu çözmeye odaklanırsın başkan. senin de gerçekten başka gündemin olmaz.
geç ligin geri kalanını hatta uefa'yı, kadıköy'de final ihtimalini. adnan polat bu akşam demeli ki "2009-2010 yılı fikstürünün çekileceği güne kadar takvimimi yırtıyorum. kadıköy'deki maçın tarihi belli olana kadar, elinizden gelenin en iyisini yapın. ama o maçı kazanmadığınız sürece her başarınız eksik kalır." bir sene boyunca her gün 6-0'lık skorbordun, dünkü maçın, kadıköy'den başı eğik çıkan cimbom'lu futbolcuların resimlerini gönderir futbolculara. şu anki galatasaray taraftarının halet-i ruhiyesini ve hatta bin beterini yaşatır. fikstürün çekildiği gün "bu maçı kazanırsanız şampiyonluk priminin %50 fazlasını veriyorum, yenilirseniz sezon primlerinin yarısını kesiyorum" der. öyle bir kenetlenirsin ki, o maçın 2500 biletini "kadıköy'e 10 sene sonra dönüşümüzü görecek 2500 şanslı" diye çekilişle satarsın. o gün kadıköy'e giderken takım otobüsü ve taraftar konvoyu peş peşe gider. öyle bir hava yaratırsın, her bir oyuncu 9 kasım 2008'deki maçta her yenen golden sonraki umutsuzluğa düşmekten utanır.
yaparsın bunları, yine yenilirsin belki futboldur neticede. ama bu sefer gerçekten daha iyisini denedim dersin.
buraya kadar ki kısım 9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçından bir gün sonra yazılan kısmın alıntısıdır. alttaki metin ise 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray macından önce yazılmış yine aynı arkadasın metinidir.*önceki kısmın devamı niteliğinde.
gün geldi. yapmadık bunları. adam antep'e alex'i götürmedi, göz göre göre üç puanı bıraktı bu maçın hatrına. biz ise bekliyoruz. olsun. bir yıldır; hatta on yıldır bu günü bekliyoruz. daha doğrusu şöyle, "oo artık çok bekledik.." dediğimiz anda baktık ki gerçekten çok uzun zamandır bekliyormuşuz. suçun yarısı bizde belki, bu beklemenin sancı yaratmayacağını düşündük ilk yıllarda. bu baskıyı mayıs 2001'de kafamıza taş-bok-ot-yumurta yağan maçta yaratmalıymışız. düşünemedik. muhtemelen bu kadar uzun süreceğini sanmadığımızdan. ama gün harbiden geldi...
arda candır, rijkaard şahtır, kewell canciştir, baros kraldır, nonda kobradır..eyvallah. ama biliniz ki bu hafta sonu alınmayacak bir galibiyet, her şeyi yavan hale getirecektir. olacaksa 0-40 yenelim isterim. kaçan 41.'ye de üzülürüm, açgözlüyüm alabildiğine. ama olmuyorsa da talebim şudur ki, 90+2'de sabri'nin götüne çarpıp girsin o top fener'in tek kale oynadığı 90 dakikanın sonunda. sikmişim haticeyi, bugün bana netice lazım. o skor tabelasının fotoğrafını cep telefonumuza arka plan yapmak için geberiyoruz; bilmem farkında mısınız?
ayhan hariç hiçbiriniz yaşamadınız 6-0'ı. yarınız kadıköy'ü görmediniz bile. stres, gerilim ayağı yapmayın allahaşkına. bu maçı istiyoruz olm. farkında mısınız 15 senedir, fenerli rambo'dan ötesine yakışmayan bir bayrak dikme mevzusuyla avunuyoruz. eski başkanımız çerçeveletmiş odasına asmış souness'in resmini. yenerseniz ne kadar derinine yazacağız sizi kalbimizin, anlasanıza.
total futbol istemiyorum, geleceğin galatasaray'ını, hakem faktörünü, verilmeyen penaltı konuşmayı istemiyorum bu gün. özlediğim, unuttuğum bir resmi; kadıköy'de kazanmış bir galatasaraylı nasıl güler onu görmek istiyorum arda'nın yüzünde. kadıköy'de galibiyet görememiş cimbomluları toplasak bugün, devler ligi'nde tanju'nun takımıyla kafaya oynar. öyle birikti. hadi allahaşkına.
unutmuyoruz biz, kafaya takıyoruz. 6-0'ı 4-0'ı, 4-1'i saniye saniye hatırlıyoruz. öte yandan fener'e beş çekişimizi, olimpiyat'ta hat-trick yapan hakan şükür'ü de unutmuyoruz. ribery'e o kollarını kanat gibi açıp koştuğu gol sevincinin hatrına hiiiç mi hiç kızamadık, kadıköy'de 4-1 yenerken fener'i tugay'ın çotank diye doksana taktığı frikiği de, nonda'nın boş kaleye yuvarladığı kafa golünü de unutmayacağız. yenerseniz hiç bir zaman unutulmayacaksınız. sonunda bayrak mayrak dikmeyin santraya istemem. efendi gibi çıkın, efendi gibi yenin gelin. maçın başında vurun birbirinizin omuzlarınıza, "hadi beyleaar" diye bağırın alkışlayarak. biz unutmayacağız o günü, ne olur siz de unutmayın..