90
sevgilim,
bir kez olsun sabredip doksan dakika, izlesen şu güzelim oyunu, inan vazgeçeceksin yüzümdeki ifadeye şaşkın şaşkın bakmaktan.
"bir topun peşinden koşan 22 adam" deyip küçümsersin, seni tatlı şaşkınım benim: 25 adam koşar sahada, ki o çoğunuzun farketmediği üç adam var ya ah ki ah. hata payı göze alınan ve sonucuna katlanılan başka oyun yoktur hayatta. peki ya biz?
birçoğumuz için anlamını yitirmiş şu hayatta tutunmak adına her ne varsa bu oyunun içindedir. sevdiğin ve çok uzun zamandır görmediğin bir arkadaşını uzun bir aradan sonra ansınız görmek mi; kayıp zamanlarda atılan gol gibidir.
sana neredeyse yetmişine gelmiş bir adamı anlatayım. yıllardır aynı takımı yönetir ve yıllardır her golde iki elini yukarıya kaldırıp önce sağına sonra soluna birkaç metre koşar ve çikolata bulmuş çocuk gibi ellerini çırpar oturur yerine. futbolun efendisidir. sör unvanı verilmiştir kendisine. sana ya da bana aşkımızdan bahis, ne nişanlar ne ünvanlar beklersin ki?
evinde eşine, dostuna, çocuğuna sarılmaan adamların her golde birbirine sarılmasını içerlememek ve bunu takdir etmek gerek önce. futbolu seven ve taraf olan adamların hemcinslerine kıyasla daha adam olduklarına inanırım ben. ne sokaklarda gezerken hissettiğin, gördüğüni yaşadığın taciz, ne de trafikte korna terörü yaratanların misal, bir takıma gönül verdiğine inandıramazsın beni.
derbi günleri benden şefkat bekleme sevgilim. o gerginlik yağmuru yüklemiş bulutun akmak için kıvranması kadar güçlü ve yok edicidir. kaybettikten birkaç saat sonra yüzümde beliren huzura aldanma; o, kazanan dostların mutluluğuna atılmış bir derin toptur; birimiz kaybetmeden diğerimiz kazanamayız ki. sen olmadan ben olabilir miyim hiç...
***
maç günleri eve misafir istemiyorum hayatım. ilişkimizde şartlar eşittir ama öncelik her zaman futbolundur. ilişkimiz bir manifesto yaratacaktır zamanla ama anayasamız maç olduğu zaman maç izleme şartı ile başlar. her gün maç olması da benim suçum değildir, futbolun vazgeçilemez büyüklüğündendir. bunun için bana surat asmak yerine üç günde bir maç yapmak zorunda kalan bu çocuklar için üzülmelisin; emeğe saygı sevgilim. onlar milyon dolarlar kazanacak diye kendimizi paraladığımıza inanıyorsan büyük bir yanılgı içindesin. bize yaşattıkları ve kazandırdıkları yanında bu çocukların birer emekçi olduğuna temin ederim seni aşkım; yemekle bitmeyecek tek miras evlat ve futbol sevgisidir canım benim.
***
tutulan nefeslerin ve gerilen sinirlerin metrekareye oranı başka hiçbir şeyde futbolda olduğu kadar büyük olamaz. kızgın, üzgün, mutsuz, huzursuz anlarımda bile seni dinlerim, dokunurum, seni başımın üzerinde taşır neyim varsa paylaşırım ama yalvarırım maç seyrederken önümden geçme; ofsaytı bozma sevgilim, çok ileri gitme.
sen sen ol sevgilim 'hayatım futbol' diyebilen bir adamı asla küçümseme hatta onun zorlu ve heyecan dolu hayatına tanık ol, yaklaş ve içine gir ki taraf olmanın hayattan nasıl ayrılmaz bir gerçek olduğuna karar ver ve yaşamaya bak.
***
hem biraz da meseleye olumlu yönünden bakmaya çalış.
pazar gecesi önüme pilav diye koyduğun o bulamacı gülücükler dağıtarak yediysem ve bu kötü yemek performansından dolayı bırak sana kart göstermeyi teşekkür ettiysem bu yaşadığın toleransın tek sebebi bugün kazanmış olmamızdır. sen yine sen ol, ilişkimizdeki huzura katkıda bulunan bu futbolcularla iyi geçin sevgilim.
***
ailenden üç kişinin bile adını bilmezken önde gelen liglerdeki tüm oyuncuları ismen tanımam senin yaptığın gibi kızıp alaya alınacak bir gereksizlik değil takdire şayan bir bilgi dağarcığıdır.
üstelik tanıdığım akrabaların yok değil. evet kuzenin rıdvan da fena çocuk değil ama benim adamım kardeşi feyyaz. hem sen onlara bu isimler neden konmuş önce onu sor!
aşkım kızma ama bu filmin tekrarını diğer kanalda izlersin sonra. unutma hiçbir maç ve hiçbir pozisyon tekrar edilemez bu oyunda. seri a'nın lig özetlerini bu kanal daha uzun veriyor afedersin değiştiriyorum. seri ve uzun soluklu bir ilişki için bu gibi durumlara alışmalısın. futbolda buna çalışılmış pozisyon diyoruz.
film keyfin yarıda kaldı diye bu kadar yıkılma. topu kalenden çıkar ve ileriye doğru inançla koş; her huzurlu erkeğin arkasında futbol seven bir kadın vardır. sen, dünyada en çok sevdiğim ikinci şeysin sevgilim.
feridun düzağaç
bir kez olsun sabredip doksan dakika, izlesen şu güzelim oyunu, inan vazgeçeceksin yüzümdeki ifadeye şaşkın şaşkın bakmaktan.
"bir topun peşinden koşan 22 adam" deyip küçümsersin, seni tatlı şaşkınım benim: 25 adam koşar sahada, ki o çoğunuzun farketmediği üç adam var ya ah ki ah. hata payı göze alınan ve sonucuna katlanılan başka oyun yoktur hayatta. peki ya biz?
birçoğumuz için anlamını yitirmiş şu hayatta tutunmak adına her ne varsa bu oyunun içindedir. sevdiğin ve çok uzun zamandır görmediğin bir arkadaşını uzun bir aradan sonra ansınız görmek mi; kayıp zamanlarda atılan gol gibidir.
sana neredeyse yetmişine gelmiş bir adamı anlatayım. yıllardır aynı takımı yönetir ve yıllardır her golde iki elini yukarıya kaldırıp önce sağına sonra soluna birkaç metre koşar ve çikolata bulmuş çocuk gibi ellerini çırpar oturur yerine. futbolun efendisidir. sör unvanı verilmiştir kendisine. sana ya da bana aşkımızdan bahis, ne nişanlar ne ünvanlar beklersin ki?
evinde eşine, dostuna, çocuğuna sarılmaan adamların her golde birbirine sarılmasını içerlememek ve bunu takdir etmek gerek önce. futbolu seven ve taraf olan adamların hemcinslerine kıyasla daha adam olduklarına inanırım ben. ne sokaklarda gezerken hissettiğin, gördüğüni yaşadığın taciz, ne de trafikte korna terörü yaratanların misal, bir takıma gönül verdiğine inandıramazsın beni.
derbi günleri benden şefkat bekleme sevgilim. o gerginlik yağmuru yüklemiş bulutun akmak için kıvranması kadar güçlü ve yok edicidir. kaybettikten birkaç saat sonra yüzümde beliren huzura aldanma; o, kazanan dostların mutluluğuna atılmış bir derin toptur; birimiz kaybetmeden diğerimiz kazanamayız ki. sen olmadan ben olabilir miyim hiç...
***
maç günleri eve misafir istemiyorum hayatım. ilişkimizde şartlar eşittir ama öncelik her zaman futbolundur. ilişkimiz bir manifesto yaratacaktır zamanla ama anayasamız maç olduğu zaman maç izleme şartı ile başlar. her gün maç olması da benim suçum değildir, futbolun vazgeçilemez büyüklüğündendir. bunun için bana surat asmak yerine üç günde bir maç yapmak zorunda kalan bu çocuklar için üzülmelisin; emeğe saygı sevgilim. onlar milyon dolarlar kazanacak diye kendimizi paraladığımıza inanıyorsan büyük bir yanılgı içindesin. bize yaşattıkları ve kazandırdıkları yanında bu çocukların birer emekçi olduğuna temin ederim seni aşkım; yemekle bitmeyecek tek miras evlat ve futbol sevgisidir canım benim.
***
tutulan nefeslerin ve gerilen sinirlerin metrekareye oranı başka hiçbir şeyde futbolda olduğu kadar büyük olamaz. kızgın, üzgün, mutsuz, huzursuz anlarımda bile seni dinlerim, dokunurum, seni başımın üzerinde taşır neyim varsa paylaşırım ama yalvarırım maç seyrederken önümden geçme; ofsaytı bozma sevgilim, çok ileri gitme.
sen sen ol sevgilim 'hayatım futbol' diyebilen bir adamı asla küçümseme hatta onun zorlu ve heyecan dolu hayatına tanık ol, yaklaş ve içine gir ki taraf olmanın hayattan nasıl ayrılmaz bir gerçek olduğuna karar ver ve yaşamaya bak.
***
hem biraz da meseleye olumlu yönünden bakmaya çalış.
pazar gecesi önüme pilav diye koyduğun o bulamacı gülücükler dağıtarak yediysem ve bu kötü yemek performansından dolayı bırak sana kart göstermeyi teşekkür ettiysem bu yaşadığın toleransın tek sebebi bugün kazanmış olmamızdır. sen yine sen ol, ilişkimizdeki huzura katkıda bulunan bu futbolcularla iyi geçin sevgilim.
***
ailenden üç kişinin bile adını bilmezken önde gelen liglerdeki tüm oyuncuları ismen tanımam senin yaptığın gibi kızıp alaya alınacak bir gereksizlik değil takdire şayan bir bilgi dağarcığıdır.
üstelik tanıdığım akrabaların yok değil. evet kuzenin rıdvan da fena çocuk değil ama benim adamım kardeşi feyyaz. hem sen onlara bu isimler neden konmuş önce onu sor!
aşkım kızma ama bu filmin tekrarını diğer kanalda izlersin sonra. unutma hiçbir maç ve hiçbir pozisyon tekrar edilemez bu oyunda. seri a'nın lig özetlerini bu kanal daha uzun veriyor afedersin değiştiriyorum. seri ve uzun soluklu bir ilişki için bu gibi durumlara alışmalısın. futbolda buna çalışılmış pozisyon diyoruz.
film keyfin yarıda kaldı diye bu kadar yıkılma. topu kalenden çıkar ve ileriye doğru inançla koş; her huzurlu erkeğin arkasında futbol seven bir kadın vardır. sen, dünyada en çok sevdiğim ikinci şeysin sevgilim.
feridun düzağaç