89
hepinizin bildiği gibi; johann cruyff futbol hakkında şunu söylemiş:
- futbol basit bir oyundur, önemli olan onu basit oynamaktır.
atalarımız ne demiş; ensee çat! diye şu yazıyı bitiriversem ne güzeldi. neyse, cruyffla benim benzer noktamı bulmak gerekirse; cruyff futbolun basit oynananını seviyor, ben futbolun basit anlatılanını seviyorum. mesela, trouble bir ara rıdvan dilmen'in futbolu basit anlattığını söylemişti. doğru valla, ben ekseri yorumlarına sinirlensem de, rıdvan dilmen basit dille yorumlar maçları. genelden özele doğru giderek kümeyi kapatıyorum; bizim sözlükte basit bir dille yorumlayan isim captanodur.
allah kahretmesin, ben sözlükte yazar değilken (ve yazarlığımın ilk zamanlarında) nasıl keşfetmemişim captano abiyi? adam her maçı analiz ediyor. istisna göstermiyor. en önemsiz hazırlık maçlarına bile bir-iki cümle ile değindiğini gördüm. adam adeta analiz yapmayı huy edinmiş, hasbelkader giyim sektörüyle ilgili bir meslekte çalışsa kendisine sözlükten atacağım ilk mesajda "serdar fazla kilolarını ver, üstüne şu şu kıyafetleri giy, saçını şöyle yap" dese, ben de bunları uygulasam, dışarı çıktığımda karşı cins etrafımda pervane olacaktı. bir ara motorları analiz etmiş, motordan haz etmediğim halde severek okudum. mağlup olduğumuz maçlarda yazı okumayı sevmiyorum, onların dışında her analizini keyifle takip ediyorum. e koskoca captano, adam "futbol maçı yazısı" denince aklıma ilk gelen isimlerden biri olmuş, yazılarında bas bas bağırıyor "ben futboldan anlıyorum" diye, neden captano elinden geldiğince basit yazıyor yazılarını?
buzdağının bir de öbür yüzü var. maçlardan sonra sözlüğü okurken bakıyorsun, bir dünya yorum yapılıyor. allah allah, alabildiğine tabir, alabildiğine futbol terimleri. kimi sadece mağlup olunan maçlardan sonra yapıyor bu analizleri, kimi iyi oynayıp galip geldiğimiz * maçlardan sonra... ben şimdi "tandem nedir?" diye sorsam, sözlükte bunun cevabını verecek 3-5 kişi vardır. ama yazılara bir bakıyorsun,box to boxlar, hem ileride hem geride iş yapan orta sahalar, oyunu çift yönlü oynamalar, defanstan top şişirmeler... hiçbir şey anlamıyorum yazılanlardan. hayır, zaten aradığım, okumak istediğim bunlar değil de; anlamak için sanırım futbol dünyası'nın içinde olmak gerekiyor. e halime bakıyorum, en son halı sahada maç yapalı 6-7 sene olmuş. toka moderatör oldu, konya'ya gelip halı saha zirvesi düzenleme imkanı da yok. kondüsyon bisikletine biniyorum, hedefim 5 dakika. iki buçuk dakika sonra tıkanıyorum, köpek gibi solumaya başlıyorum. nefesim açılsın diye sigarayı bıraksam, ben sigara olmayınca yazı yazamam. siz de benim bu zevkli yazılarımdan mahrum kalırsınız. (zevkli bu yazı, valla bak. en azından yazarken keyifli)
tamam, ben futboldan anlamıyorum. eyvallah buna. ama sözlükte son zamanlarda gördüğüm, üzüldüğüm bir şey var. lafı "fatih terim futboldan anlamıyor abi" cümlesine getiren entryler var. kusura bakmayın da, bu düpedüz grande punto marka arabası varken parayı bulup mercedes'e binen birinin "punto da araba değil abi ya, on metrede bir teklerdi" demesi gibi bir şey. benim gibi futbol cahili oluyor da, futbol görgüsüzü neden olmasın? frank rijkaard gibi bir adam galatasaray'ın başında olmasaydı, çoğunluğun dili yetmezdi fatih terim isminin futboldan anlamadığını söylemeye. ya tamam, rijkaard gitmesin de; fatih terim'in futboldan anlamadığını da söylemeyelim. ya da istediğinizi söyleyin, ona da eyvallah. ama bana lütfen anlatın fatih terim'in neden futboldan anlamadığını.
hayır, ciddiyim ben. kimseye ayar verme çabasında da değilim, bana cevaben ayar vermeye çalışan biri olmasın şimdi. soru basit, fatih terim nasıl futboldan anlamıyor? abi, ortada büyük bir başarı var: uefa kupası. madem fatih terim futboldan anlamıyor, ondan sonra gelenler daha da mı anlamıyordu futboldan? neden bir daha uefa kupasını alamadık? "o takımda hagi vardı, popescu vardı..." diye saymayın. fatih hocadan sonra gelen lucescu'nun elinde taş gibi takım vardı. neden real madrid'i eleyemedi? "ama real madrid şöyle güçlü böyle güçlü" demeyin. leeds united çok mu güçsüzdü? o kadro şu an premier ligde olsa önünde kimse duramazdı. lucescu döneminde takım kimliğini yitirdi, izlediğimiz maçlardan da tat almıyorduk. şampiyonlar liginden bir elendik, takım un ufak oldu. floryadan kaçmak için can atanları bile oldu. diyorsunuz ki "fatih terim basın aslanlarım, koşun yiğitlerim taktiğiyle oynatıyordu takımı; motivasyonla maç kazanıyorduk". en güldüğüm yorum. abi; motivasyonla bir maç alırsın, iki maç alırsın. topu ilerde şişirme taktiğiyle 3 maç alırsın, 5 maç alırsın. e kocaman uefa kupası var müzede, o nasıl alınacak sizin anlattığınız fatih terim yönetimiyle? hadi motivasyonla oluyor bu işler, fatih terimden sonra gelen bir allah'ın kulu da mı bilmezdi takımı motive etmeyi? herkesi geçtim, bülent korkmaz sadece galatasarayda 6 sezon geçirdi fatih terimle. bunun milli takım'ı filan da var, hiç girmeyelim o yönüne. o takımın kaptanı bülent korkmaz motivasyon konusunda hiç mi bir şey öğrenemedi fatih terimden? neden hamburg'a elendik o zaman? niye motive etmedi takımı? bana "savunmada kewell oynuyordu" demeyin lütfen; fatih hoca da ahmet yıldırım'ı stoper oynattı zamanında. ahmet yıldırımdan ne kadar iyi stoper olur, siz söyleyin bana. hadi her şey bir yana da, koskoca milanla koskoca fiorentina neden getirdi fatih terim'i başına? hadi ben futbol denen mereti bilmiyorum, fatih terim hiç anlamıyor zaten. e bu takımlarda hiç mi futboldan anlayan adam yoktu? niye demediler "aman fatih terim'i getirmeyelim, bu adam futboldan anlamaz" diye?
sorularıma ciddi, nazik cevaplar istiyorum. ayar mayar derdinde de değilim, ayar işine de girmeyin. basit anlatın; ben box to box filan bilmem. nitekim anlamıyorum futboldan. "fatih terim çok egoist" de demeyin, sorular adamın niye futboldan anlamadığı üzerine. cevap verirseniz, eyvallah derim. ama veremezseniz lütfen bu sözlükte hem fatih terim'in futboldan anlamadığını iddia edip hem de uefa kupası'na tesadüf diyen aziz yıldırım'a kızmayın.
not: cruyff diyorum, rijkaard diyorum, fatih terim diyorum, captano diyorum; bunlara rağmen entryyi başlıkla uyumlu bulmayıp fatih terim başlığına taşırsan "faşist moderasyon:////" diye ortalığı ayağa kaldırırım. bilmiş ol moderasyon.
- futbol basit bir oyundur, önemli olan onu basit oynamaktır.
atalarımız ne demiş; ensee çat! diye şu yazıyı bitiriversem ne güzeldi. neyse, cruyffla benim benzer noktamı bulmak gerekirse; cruyff futbolun basit oynananını seviyor, ben futbolun basit anlatılanını seviyorum. mesela, trouble bir ara rıdvan dilmen'in futbolu basit anlattığını söylemişti. doğru valla, ben ekseri yorumlarına sinirlensem de, rıdvan dilmen basit dille yorumlar maçları. genelden özele doğru giderek kümeyi kapatıyorum; bizim sözlükte basit bir dille yorumlayan isim captanodur.
allah kahretmesin, ben sözlükte yazar değilken (ve yazarlığımın ilk zamanlarında) nasıl keşfetmemişim captano abiyi? adam her maçı analiz ediyor. istisna göstermiyor. en önemsiz hazırlık maçlarına bile bir-iki cümle ile değindiğini gördüm. adam adeta analiz yapmayı huy edinmiş, hasbelkader giyim sektörüyle ilgili bir meslekte çalışsa kendisine sözlükten atacağım ilk mesajda "serdar fazla kilolarını ver, üstüne şu şu kıyafetleri giy, saçını şöyle yap" dese, ben de bunları uygulasam, dışarı çıktığımda karşı cins etrafımda pervane olacaktı. bir ara motorları analiz etmiş, motordan haz etmediğim halde severek okudum. mağlup olduğumuz maçlarda yazı okumayı sevmiyorum, onların dışında her analizini keyifle takip ediyorum. e koskoca captano, adam "futbol maçı yazısı" denince aklıma ilk gelen isimlerden biri olmuş, yazılarında bas bas bağırıyor "ben futboldan anlıyorum" diye, neden captano elinden geldiğince basit yazıyor yazılarını?
buzdağının bir de öbür yüzü var. maçlardan sonra sözlüğü okurken bakıyorsun, bir dünya yorum yapılıyor. allah allah, alabildiğine tabir, alabildiğine futbol terimleri. kimi sadece mağlup olunan maçlardan sonra yapıyor bu analizleri, kimi iyi oynayıp galip geldiğimiz * maçlardan sonra... ben şimdi "tandem nedir?" diye sorsam, sözlükte bunun cevabını verecek 3-5 kişi vardır. ama yazılara bir bakıyorsun,box to boxlar, hem ileride hem geride iş yapan orta sahalar, oyunu çift yönlü oynamalar, defanstan top şişirmeler... hiçbir şey anlamıyorum yazılanlardan. hayır, zaten aradığım, okumak istediğim bunlar değil de; anlamak için sanırım futbol dünyası'nın içinde olmak gerekiyor. e halime bakıyorum, en son halı sahada maç yapalı 6-7 sene olmuş. toka moderatör oldu, konya'ya gelip halı saha zirvesi düzenleme imkanı da yok. kondüsyon bisikletine biniyorum, hedefim 5 dakika. iki buçuk dakika sonra tıkanıyorum, köpek gibi solumaya başlıyorum. nefesim açılsın diye sigarayı bıraksam, ben sigara olmayınca yazı yazamam. siz de benim bu zevkli yazılarımdan mahrum kalırsınız. (zevkli bu yazı, valla bak. en azından yazarken keyifli)
tamam, ben futboldan anlamıyorum. eyvallah buna. ama sözlükte son zamanlarda gördüğüm, üzüldüğüm bir şey var. lafı "fatih terim futboldan anlamıyor abi" cümlesine getiren entryler var. kusura bakmayın da, bu düpedüz grande punto marka arabası varken parayı bulup mercedes'e binen birinin "punto da araba değil abi ya, on metrede bir teklerdi" demesi gibi bir şey. benim gibi futbol cahili oluyor da, futbol görgüsüzü neden olmasın? frank rijkaard gibi bir adam galatasaray'ın başında olmasaydı, çoğunluğun dili yetmezdi fatih terim isminin futboldan anlamadığını söylemeye. ya tamam, rijkaard gitmesin de; fatih terim'in futboldan anlamadığını da söylemeyelim. ya da istediğinizi söyleyin, ona da eyvallah. ama bana lütfen anlatın fatih terim'in neden futboldan anlamadığını.
hayır, ciddiyim ben. kimseye ayar verme çabasında da değilim, bana cevaben ayar vermeye çalışan biri olmasın şimdi. soru basit, fatih terim nasıl futboldan anlamıyor? abi, ortada büyük bir başarı var: uefa kupası. madem fatih terim futboldan anlamıyor, ondan sonra gelenler daha da mı anlamıyordu futboldan? neden bir daha uefa kupasını alamadık? "o takımda hagi vardı, popescu vardı..." diye saymayın. fatih hocadan sonra gelen lucescu'nun elinde taş gibi takım vardı. neden real madrid'i eleyemedi? "ama real madrid şöyle güçlü böyle güçlü" demeyin. leeds united çok mu güçsüzdü? o kadro şu an premier ligde olsa önünde kimse duramazdı. lucescu döneminde takım kimliğini yitirdi, izlediğimiz maçlardan da tat almıyorduk. şampiyonlar liginden bir elendik, takım un ufak oldu. floryadan kaçmak için can atanları bile oldu. diyorsunuz ki "fatih terim basın aslanlarım, koşun yiğitlerim taktiğiyle oynatıyordu takımı; motivasyonla maç kazanıyorduk". en güldüğüm yorum. abi; motivasyonla bir maç alırsın, iki maç alırsın. topu ilerde şişirme taktiğiyle 3 maç alırsın, 5 maç alırsın. e kocaman uefa kupası var müzede, o nasıl alınacak sizin anlattığınız fatih terim yönetimiyle? hadi motivasyonla oluyor bu işler, fatih terimden sonra gelen bir allah'ın kulu da mı bilmezdi takımı motive etmeyi? herkesi geçtim, bülent korkmaz sadece galatasarayda 6 sezon geçirdi fatih terimle. bunun milli takım'ı filan da var, hiç girmeyelim o yönüne. o takımın kaptanı bülent korkmaz motivasyon konusunda hiç mi bir şey öğrenemedi fatih terimden? neden hamburg'a elendik o zaman? niye motive etmedi takımı? bana "savunmada kewell oynuyordu" demeyin lütfen; fatih hoca da ahmet yıldırım'ı stoper oynattı zamanında. ahmet yıldırımdan ne kadar iyi stoper olur, siz söyleyin bana. hadi her şey bir yana da, koskoca milanla koskoca fiorentina neden getirdi fatih terim'i başına? hadi ben futbol denen mereti bilmiyorum, fatih terim hiç anlamıyor zaten. e bu takımlarda hiç mi futboldan anlayan adam yoktu? niye demediler "aman fatih terim'i getirmeyelim, bu adam futboldan anlamaz" diye?
sorularıma ciddi, nazik cevaplar istiyorum. ayar mayar derdinde de değilim, ayar işine de girmeyin. basit anlatın; ben box to box filan bilmem. nitekim anlamıyorum futboldan. "fatih terim çok egoist" de demeyin, sorular adamın niye futboldan anlamadığı üzerine. cevap verirseniz, eyvallah derim. ama veremezseniz lütfen bu sözlükte hem fatih terim'in futboldan anlamadığını iddia edip hem de uefa kupası'na tesadüf diyen aziz yıldırım'a kızmayın.
not: cruyff diyorum, rijkaard diyorum, fatih terim diyorum, captano diyorum; bunlara rağmen entryyi başlıkla uyumlu bulmayıp fatih terim başlığına taşırsan "faşist moderasyon:////" diye ortalığı ayağa kaldırırım. bilmiş ol moderasyon.