82
suat kaya ile üst üste şampiyonluklarından beri takip ettim kendilerini. hani şu meşhur cafercan'lı-özgürcan'lı-aydın'lı-arda'lı 87-88 jenerasyonundan beri. o zamanlar gs tv olmadığından gazete köşelerinden ya da o zaman bulunduğum şehrin takımıyla maç yaptığında takip etme fırsatım oluyordu. ha bir kere de tv'den izleme fırsatım olmuştu. futbolstar diye bir yarışmada seçilen gençler bizim takımla maç yapıyordu star'da. o zamanki yorumcu sanırım gündüz tekin onay'dı, cafercan'ı bir hayli övdüğünü hatırlıyorum. hani fm oynamayı sevmeyi becerememiş biri olarak, kendimce menajerlik oyunu oynuyordum. o zamanlar arkadaşlara bu çocuk yıldız olur dediğim adamlar şu an bank asya'da.
sonraları herkes 90-91 jenerasyonundan bahsetmeye başladı. bu sefer daha şanslıydık zira elimizde bu maçları yayınlayan gs tv vardı. muhtemelen yayınladıkları maçların çoğunu izlemişimdir, canlı veya tekrar. capcanlı izleme fırsatı da buldum tabiki bizzat stadyumdan. açıkçası 3 isim o paf takımına fazla geliyordu. semih kaya, serdar eylik ve emre çolak. içlerinde semih kaya a takım için en hazır olanıydı. ayağı iyi top yapıyordu, hava topuna iyi çıkıyordu, çabuktu ancak daha 19 yaşında birden fazla ağır ameliyat geçirmişti. ve tabiki de bir genç oyuncu için en dezavantajlı bölge olan defansta oynuyordu. çağlar birinci'ye karşılık denizlispor'a bonservisiyle gideceğini duymuştuk ama olmamış o iş ve erhan şentürk ile beraber kartalspor'a kiralanmış. umarım hayırlı bir iş olmuştur kendisi için.
serdar eylik ve emre çolak a2 takımının en iyi hücumcularıydı. serdar yine sol kanatta emre ise 2.forvet gibi oynuyordu anıl dilaver'in arkasında. serdar o takımda izlemesi keyif veren bir numaralı oyuncuydu. e.çolak'tan bir tık ileride. biraz bencildi, biraz da güçsüzdü ancak birebirde geçemediği adam yoktu. a takıma da yükseldi ancak beklediğim o aşamayı katedemedi. denizlispor'a bonservisiyle verildi. ne yalan söyleyeyim bunca giden genç oyuncu arasında gitmesine üzüldüğüm tek adamdı serdar. emre çolak'ı ise anlatmaya gerek yok sanırım. muhtemelen bu sene rotasyona da girecektir. fiziğini geliştirirse geyiği emre için de geçerli. zira emre beşiktaş a2 takımının defans oyuncuları arasında bile kaybolmuştu. ama kuvvetlenmiş gördüğüm kadarıyla. şimdilik umut veren tek genç adam takımda.
yukarıda saydığım 3'lüden sonra bunlara yakın performans gösteren futbolcular da vardı. çetin güngör ve anıl dilaver. özellikle çetin hücumda da oldukça büyük sorumluluk alıyordu ama a takımdaki performansı şu ana kadar beni biraz hayal kırıklığına uğratmadı dersem yalan olur. önünde fazla kullanabileceği şans yok. aynı şeyler anıl dilaver için de geçerli tabi. çok hareketli ve ummadık anda attığı şutlar çıkarabilen bir adam anıl ama onun da mevkisi itibariyle pek şans bulabileceğini düşünmüyorum.
bu adamlar dışında yok muydu yetenekli adamlar. vardı tabi; murat akça, sinan osmanoğlu, cem sultan, cumhur yılmaztürk, caner öztel gibi. açıkçası bu isimlerin önünde alması gereken uzuun bir yol var. içlerinde takımla çalışanlar da olmasına rağmen kısa vadede takıma girmeleri çok zor. bu arada sanırım cem sultan'a ayrı bir parantez açmak gerekiyor. güçlü bir fiziği var, son vuruşları da iyi ama çok durağan ve hareketsizdi. çoğu zaman 90 dakika bitmeden oyundan alınıyor. o da ağır sakat geçirenlerdi. ben bu kötü performansını sakatlığa yormuştum ilk başlarda ancak bir türlü o bahsedilen performası gösteremedi ve anıl dilaver'in de gerisinde şu an.
87-88 jenerasyonunda sadece arda'dan yararlanabiliyoruz şu an. onlardan daha iyi denilen 90-91 jenerasyonunda ise şimdilik sadece emre çolak, o da henüz umut verme aşamasında...
sonraları herkes 90-91 jenerasyonundan bahsetmeye başladı. bu sefer daha şanslıydık zira elimizde bu maçları yayınlayan gs tv vardı. muhtemelen yayınladıkları maçların çoğunu izlemişimdir, canlı veya tekrar. capcanlı izleme fırsatı da buldum tabiki bizzat stadyumdan. açıkçası 3 isim o paf takımına fazla geliyordu. semih kaya, serdar eylik ve emre çolak. içlerinde semih kaya a takım için en hazır olanıydı. ayağı iyi top yapıyordu, hava topuna iyi çıkıyordu, çabuktu ancak daha 19 yaşında birden fazla ağır ameliyat geçirmişti. ve tabiki de bir genç oyuncu için en dezavantajlı bölge olan defansta oynuyordu. çağlar birinci'ye karşılık denizlispor'a bonservisiyle gideceğini duymuştuk ama olmamış o iş ve erhan şentürk ile beraber kartalspor'a kiralanmış. umarım hayırlı bir iş olmuştur kendisi için.
serdar eylik ve emre çolak a2 takımının en iyi hücumcularıydı. serdar yine sol kanatta emre ise 2.forvet gibi oynuyordu anıl dilaver'in arkasında. serdar o takımda izlemesi keyif veren bir numaralı oyuncuydu. e.çolak'tan bir tık ileride. biraz bencildi, biraz da güçsüzdü ancak birebirde geçemediği adam yoktu. a takıma da yükseldi ancak beklediğim o aşamayı katedemedi. denizlispor'a bonservisiyle verildi. ne yalan söyleyeyim bunca giden genç oyuncu arasında gitmesine üzüldüğüm tek adamdı serdar. emre çolak'ı ise anlatmaya gerek yok sanırım. muhtemelen bu sene rotasyona da girecektir. fiziğini geliştirirse geyiği emre için de geçerli. zira emre beşiktaş a2 takımının defans oyuncuları arasında bile kaybolmuştu. ama kuvvetlenmiş gördüğüm kadarıyla. şimdilik umut veren tek genç adam takımda.
yukarıda saydığım 3'lüden sonra bunlara yakın performans gösteren futbolcular da vardı. çetin güngör ve anıl dilaver. özellikle çetin hücumda da oldukça büyük sorumluluk alıyordu ama a takımdaki performansı şu ana kadar beni biraz hayal kırıklığına uğratmadı dersem yalan olur. önünde fazla kullanabileceği şans yok. aynı şeyler anıl dilaver için de geçerli tabi. çok hareketli ve ummadık anda attığı şutlar çıkarabilen bir adam anıl ama onun da mevkisi itibariyle pek şans bulabileceğini düşünmüyorum.
bu adamlar dışında yok muydu yetenekli adamlar. vardı tabi; murat akça, sinan osmanoğlu, cem sultan, cumhur yılmaztürk, caner öztel gibi. açıkçası bu isimlerin önünde alması gereken uzuun bir yol var. içlerinde takımla çalışanlar da olmasına rağmen kısa vadede takıma girmeleri çok zor. bu arada sanırım cem sultan'a ayrı bir parantez açmak gerekiyor. güçlü bir fiziği var, son vuruşları da iyi ama çok durağan ve hareketsizdi. çoğu zaman 90 dakika bitmeden oyundan alınıyor. o da ağır sakat geçirenlerdi. ben bu kötü performansını sakatlığa yormuştum ilk başlarda ancak bir türlü o bahsedilen performası gösteremedi ve anıl dilaver'in de gerisinde şu an.
87-88 jenerasyonunda sadece arda'dan yararlanabiliyoruz şu an. onlardan daha iyi denilen 90-91 jenerasyonunda ise şimdilik sadece emre çolak, o da henüz umut verme aşamasında...