• 1
    geniş kadrosuyla geçen sezonlarda olduğu gibi bu sezon da umut vaat eden genç yıldızlar topluluğu.

    kaleciler

    1 ersel çetinkaya
    12 emirhan ergün
    13 evren üstündağ

    defans

    2 murat akça
    3 ahmet kesim
    4 çetin güngör
    5 sinan osmanoğlu
    6 fatih erdem
    7 emrah yollu
    8 onur arikan
    9 halil ibrahim kir

    orta saha

    10 cumhur yilmaztürk
    11 gökhan öztürk
    14 serdar eylik
    15 mert caymaz
    16 tuncay önal
    17 emre çolak
    18 caner öztel
    19 ufuk muhtar
    20 berk neziroğullari
    21 berkin arslan

    forvet

    22 gökhan dinç
    23 mert afyon
    24 anıl dilaver
    25 cem sultan

    http://www.galatasaray.org/altyapi/takim.php

  • 2
    25.05.2009 12:34

    futbol altyapı seçmelerinin kayıtları başladı

    galatasaray spor kulübü futbol altyapı seçmeleri kayıtları, 25 mayıs -2 haziran tarihleri arasında florya metin oktay tesislerinde yapılacak.

    hafta içi 10.00 ile 17.00 saatleri arasında yapılacak kayıtlar, cumartesi günleri 09.30 ile 12.00 saatleri arasında yapılacaktır.

    futbol altyapı seçmeleri kayıtlarına ilişkin olarak,

    * kaydı yapılacak sporcu adayının kayıt sırasında; velisi ile birlikte velisinin nüfus cüzdan fotokopisi, sporcunun sağlık raporu ve nüfus cüzdan fotokopisi, yanında bulundurulması gereklidir.

    * futbol altyapı seçmelerine 1995-1996-1997-1998-1999-2000-2001-2002 doğumlu sporcu adaylarının katılabilecektir.

    * seçme tarihleri 3 haziran çarşamba günü florya metin oktay tesisleri kapısına asılacak ayrıca www.galatasaray.org ve gs tv�den de duyurulacaktır.

    * irtibat numaraları: 0212 468 13 26 - 0212 468 13 29

    http://www.galatasaray.org/altyapi/haber/3963.php
  • 5
    --- alıntı ---

    ''kim, çocuğu alıp 4-4-2'de nerede, nasıl durulur, top ceza sahasına yaklaştığında defans oyuncusu alandan adama geçer, çünkü golü adam atar diye öğretmiş? bana hiç kimse 4-4-2'yi anlatmadı. "oradan oraya, buradan buraya kayacaksın" dediler sadece. ama 4-4-2 sadece böyle bir şey değil ki. alanı nerede kapatırsın, alandan adama nerede geçersin, mesafeleri nerede daraltırsın, nerede oyunu açarsın? üç kişiyi geçip de orta yapabilirsiniz, hiç kimseyi geçmeden de orta yapabilirsiniz. ama ben bunları yeni öğreniyorum. ''

    arda turan

    http://www.tff.org/...&ftxtID=9567

    --- alıntı ---
  • 11
    futbol akademisi koordinatörü
    tugay kerimoğlu

    futbol akademi teknik eğitim direktörü
    evert jan derks

    futbol akademi idari menajeri
    savaş serdar

    idari menajer yardımcısı
    anıl sarifakioğlu

    futbol okulları yöneticisi
    savaş çam

    futbol okulları denetim uzmanı
    muhammet rıza altintaş

    idari işler uzmanı
    muammer palabiyik

    idari işler
    ahmet yildiz
    taşkın çakmakli

    futbol akademisi dış takip
    ahmet kör

    teknik ekip

    a-2 takım
    orhan atik
    taner alpak

    u-18 takım
    mehmet ünver

    u-17 takım
    tayfun hut
    ahmet gecer

    u-16 takım
    metin çekiçler
    birkan bozkurt

    u-15 takım
    ali polat

    u-14 takım
    atilla tümer

    kaleci antrenörü
    a. senih yaban
    fadıl koşutan

    kondisyoner-antrenör
    yasin kurt
    metin kinik
    m. sertaç özel

    oyuncu tarama ekibi

    ahmet keskinkiliç
    fahrettin doğan
    ali seçkin
    metin ülgen
    ibrahim şenyüz

    http://www.galatasaray.org/...es/altyapi_kadro.php
  • 18
    --- alıntı ---

    altyapısından yetiştiği takımın büyüyünce golcü olacak umuduydu sedat debreli. pozisyonu bildiğiniz 9 numara. doğru zamanda doğru yerde olmak yetenek kadar önemli futbolda. sliding doors (rastlantının böylesi) filminde olduğu gibi. bir saniyelik bir kararla, bir imzayla, bir formayla her şey değişir futbolcunun hayatında. 9 numara sedat bir zaman sonra forvet arkası oldu, suat kaya'nın futbola veda ettiği maçta ön liberoydu. biraz daha kalsa galatasaray'da stoper olacak oradan da saha dışına çıkacaktı. geçen, ömürden de geçiyor. sedat debreli şimdi 31 yaşında. florya'da valizini topladı, memleketi turladı. onunla aynı günlerde vitrine çıkan ilker erbay da, yerli roberto carlos adayıydı. galatasaray'ın idmanlarında fırtına gibi esen, pinto sırtına alıp giderdi karşı karşıya kaldığında ufak tefek ilker'i. yıllar sonra alt yapısından yetiştiği galatasaray'ın futbolcuları bolu'ya kamp yapmaya geldiğinde alt liglerde forma giyen bir futbolcu tedirginliğiyle dönem arkadaşlarıyla eski günleri yad etmişti.

    kolay iş değil futbolcu olmak hele ki en üst ligde oynamak. meşhur barcelona altyapısı la masia'dan son 15 yılda yetişen 150 futbolcudan toplasan 20'si yükselebildi a takıma. gerisi elbet ekmek yemeye devam ediyor futboldan ama hayal ettikleri değil; bulabildikleri formayla. abdullah avcı'nın artık şehir efsanesine dönen 2005 yılında avrupa şampiyonu ve dünya dördüncüsü olan 17'lik yıldız adaylarından bugün ayakta kalabilen kaç isim var ki? kariyeri erken zirve yapıp son iki yılda sıradanlaşan gurbetçi nuri şahin, trabzon kalesinde harikalar yaratan onur kıvrak, bu sezon ersun yanal sayesinde avrupa'nın en iyi sol beklerinden biri olmayı başaran caner erkin, 10 yıldır galatasaray'da patlama yapması beklenen ve bu sezon ağır bir sakatlık geçiren aydın yılmaz, biraz aykut demir, biraz volkan babacan. gerisi olmadı o kadronun...

    manchester united'ı zirveye taşıyan ve uzun yıllar oradan indirmeyen, en sonunda da filmi çekilen (the class of 92) 92 kuşağına (beckham, butt, giggs, neville kardeşler, scholes) benzer bir kuşağı da 2000'lerin ilk yarısında galatasaray yakalamıştı altyapısında. 87-88 doğumlu kuşağın şöhreti, daha bu gençler a takımla sahaya çıkmadan menajerlik oyunlarının meraklıları sayesinde ülkeyi sarmıştı. en iyi golcü, fırtına gibi kanat, hava topu vermeyen stoper, yorulmak nedir bilmeyen ön libero, emre-okan gibi orta saha... o kadar çoktular ki, 12 tanesi pişmek için kulübün pilot takımı beylerbeyi'ne yollandı. ülke futbolunun acı gerçeği, "altyapı yarışmaz, yetiştirir"i yine gözardı eden teknik adamlar en fazla iki üçüne forma verip, 30'lukları sahaya sürdü. zafer şakar bu kuşağın ağabeyiydi. orta sahada nefis tekniğiyle yerli xavi olabilirdi. olmadı. oğuz şabankay, almanya'da bir hazırlık maçında oynadığı futbolla yanımda oturan alman gazeteciyi mest etmiş, "ne şanslısınız, biz de böyle saf yetenekler yok" dedirtmişti.

    mülayim erdem, galatasaray'ın unutulmaz forveti arif erdem'in yeğeniydi. amca kontenjanından girmemişti altyapıya. orta sahada top ayağındayken sürekli yukarda kafasıyla "gün gelir belki pirlo olur" bile dedirtiyordu ama bizim memlekette hali vakti yerinde ailelerin çocuklarının futbol sahasında eksiği hırs. kayboldu gitti mülayim. mehmet güven sessiz ve utangaç bir çocuktu, atlaman gereken bir eşik vardır futbolda büyük hedefleri olan bir takımda tutunabilmek için. eksiğin neyse ona bulman, onu geliştirmen ve vazgeçmemen lazım... yavaş kaldı mehmet güven hızlanan futbolda...

    ferhat öztorun, istanbul'un futbolcu yetişmesi zor semtlerinden etiler'de büyümüş, bankacı babası onu yıllarca etiler'den florya'ya idmana getirip götürmüştü. bir fenerbahçe derbisinde yediği ters çalım, sonra gaza basamadığı trabzonspor yılları... cafercan aksu, milli takımın alt yaş gruplarının değişmez forvetiydi. bir turnuvadan bir turnuvaya, 18'ine gelmeden eskitilen üç dört pasaport... zayıf ve çelimsizdi, yaş grubundaki defanslarla baş edebiliyordu ama iş büyük sahneye çıkmak olunca, ezildi... özgürcan özcan, hakan şükür'ün sayısını unuttuğumuz veliahtlarından biriydi. cafercan'ın aksine yaşıtlarının yanında üç-dört yaş büyük duruyor, güçlü fiziğiyle stoperleri hava toplarında eziyordu. hakan şükür, necati, ümit karan, hasan kabze dörtlüsünün arkasında bekleyen genç yetenek olmak belki de kariyerinin en büyük talihsizliğiydi. uğur uçar, kiralık gönderildiği kayseri'den pişip döndüğünde "olmuştu" ama güzel oyunun kabus tarafıyla konya'nın buzlu zemininde tanıştı, diz kapağı kırıldı. hepsi hâlâ futbol sahnesinde, olmak istedikleri yerlerde değiller, hayalleri vardı hepsinin, beraber büyüdükleri takım arkadaşları gibi...

    manisa'ya kiralanmasa, robert pires'i istanbul'a getiren meşhur uçak atatürk havaalanı'na inebilse; arjantinli büyük (!) yetenek carrusca futbolcu çıksa, adnan polat, manisa formasıyla fenerbahçe karşısında izleyip "kim bu çocuk?" diye sorduğunda adnan sezgin "bizim altyapıdan, kiralık verdik" demese; adnan polat "sezon sonunda takıma dönüyor" yanıtını vermese; hayal etmese, futbola aşık olmasa, çok çalışmasa, hatalarından ders çıkarmasa; stanford bridge'de o çok da uzun olmayan boyuyla londra semalarına yükselip o kafayı vuramayacak, direkten dönen topu chelsea ağlarına yollayamayacak ve ekran başındaki cafercan'ı, özgürcan'ı, mülayim'i, zafer'i, ferhat'ı uğur'u, mehmet'i, oğuz'u "goolll" diye oturdukları yerde zıplatamayacaktı "kocakafa" arda turan.. arda ile beraber bayrampaşa'nın sokaklarında ve florya metin oktay tesisleri'nde büyüyenlerin yolları ayrı ama hâlâ iyi dostlar. "stand by me"de dediği gibi "12 yaşındaki arkadaşlarım gibi arkadaşlarım bir daha hiç olmadı." kimin oldu ki?

    --- alıntı ---

    kaynak: http://acetobalsamico.blogspot.com.tr/...rden-de-geciyor.html
  • 19
    --- alıntı ---

    galatasaray’ın altyapısında ne kadar süre çalıştınız ?

    altyapı futbol okulları ve pilot takım beylerbeyi olmak üzere toplamda 8 sene çalıştım.

    ayrılmanıza sebeb olan durumlar nedir ?

    müfit erkasap'tır.kendisi futbol camiasında fatih hocamız sayesinde kendine iyi bir yer edinmiş olmasına karşın altında çalışan antrenörlere ve ortama huzursuzluk veren sürekli olarak hoşnutsuz davranan bir kişi olarak çevresini olumsuz etkilemiştir.

    sizin döneminizde florya’daki ortam nasıldı ?

    benim dönemimde florya’da huzurlu ve mutlu bir ortam vardı.özellikle ali yavaş ve tugay kerimoğlu ile çalıştığım dönemler çok keyifli geçti.bu ortam müfit erkasap’ın altyapının başına geçmesi ile değişti.gereksiz çıkışlar, sinirlenmeler gibi durumlar ile birlikte huzur kalmadı.

    türk futbolunun büyük bir ismi fakat bu durumlar malesef gerçekleşti.tüm altyapı hocalarının şikayeti olmasına rağmen daha da baskı göreceklerini düşündüklerinden bunu dile getiremediler.

    galatasaray altyapısı ile tanınırken neden son yıllarda oyuncu çıkartamadık ?

    gs scout ekibi gerçekten iyi çalışıyor fakat son yıllarda hedef oyuncuları almakta güçlük çektik. alamayınca bir bedeli oluyor ve oyuncu çıkaramıyorsunuz.
    genç oyuncular taranıyor ancak amatör kulüplerin küçükte olsa bir bedel karşılığında oyuncularını vermek istemeleri sonucunda kulübümüz ücret ödemeye yanaşmıyor.malesef bu tarz oyuncuları rakiplere kaptırdık.bu anlattıklarım müfit hoca zamanda olmuştur.

    galatasaray ismine güvenip bazı altyapı transferlerinde yanlış yol izlendi.genç ve çok yetenekli oyuncular başka kulüplere kaptırıldı.bu anlattıklarım son 2-3 yıldır oluyor.daha öncesinde de kulüpte çalıştım çok daha iyi bir sistem vardı.altyapı’daki sistem değişmeli ve altyapının başına işi bilen biri getirilmeli.bülent ünder hocamız buna örnektir.bu işin ehli olup bu işi yapabilecek meziyetlere sahiptir.

    altyapıda oyuncu çıkmamasının sebebi oyuncular mı yoksa hocaların eksikliğimi ?

    rijkaard döneminde jan derks hoca altyapıda belli programlar dahilinde çalışmaları düzenliyordu.bu isimler dünya futbolunu çok iyi bilen ve altyapı sisteminde uzman kişiler.soraki dönemde ise müfit erkasap o sistemi beğenmedi ve reddetti.ardından yeni program yapacağını söyledi.fakat o program bir türlü gelmedi.en basit örnek bu.biz uygulamayı bile bilmiyoruz.eksiklik herkeste var.oyuncularda,hocalarda ama sadece hocalarda yok.altyapıların başındakilerde eksik diyebiliriz.bu eksikliğin içinde sadece biz futbol antrenörleri yok.

    avrupa takımlarının altyapılarını gördünüz mü ? florya ile kıyaslarmısınız ?

    fransa ve almanya kulüplerinin altyapılarını gezdim ve inceleme fırsatım oldu.çalışma sistemleri ve iş disiplini olarak bizden çok farklılar.bizde 4-5 kulüp o sistem dahilinde gitmeye çalışsada, oyuncular üzerinde etkili olduğunu söyleyemem.avrupa'da futbol, teklonoji ile birleşip altyapılarda aktif bir şekilde oyunculara yön veriliyor.

    bu sistem hollanda başta olmak üzere bir çok ülkede uygulanıyor ama bizde yok.bizde ise tek düzen antreman sistemi var ve hiç değişmiyor.

    gelişemememizin ana sebeblerinden biri bu.ayrıca bizde hoca sirkülasyonu çok fazla.bir kategoride çalışırken kendinizi başka bir kategoride bulabiliyorsunuz.örneğin u-13’de çalışan bir hoca o takım ile u-14 ‘lede çalışması gerekirken başka hoca getiriliyor ve oyuncular alışamıyor ve bocalıyorlar.oyuncu bir hoca ile uzun süre çalışmalı ki alışsın ve sistemi öğrensin ama altyapıda her sene hoca değişirse fayda sağlanması mümkün değil.

    sizin döneminizde florya tesislerinde gruplaşma var mıydı ? yoksa iş uyumu mevcut muydu ?

    ali yavaş döneminde çalışmaya başladım.gruplaşma yoktu.birlik, beraberlik ve arkadaşlık duyguları hakimdi.fakat bu gidiş son birkaç yılda (bülent ünder dönemi hariç)yerini huzursuzluk ve tedirginliğe bıraktı.

    rijkaard , feldkamp , hagi , fatih terim ,gerets ve skibbe gibi hocaların döneminde çalıştınız.altyapı’ya en çok hangi teknik adam önem verdi ?

    kesinlikle franck rijkaard’tı. jan dersk hoca ile büyük emekler verdiler.gerçekten ilgilendirler ve futbol hakkındaki bilgi-donanımlarını paylaştılar.kendi sistemlerini bize dikta sistemi ile değil rica ve saygıyla anlattılar.bizi asla kırmadılar.onlardan sonra bu düzen yerini antreman yapılırken yarıda kesilip "dur napıyosun , bu böyle olmaz ki canım bırakın gidin daha iyi" vb…söylemler bile yapıldı. hem antrenör hemde oyuncuların olumsuz etkilenip motivasyonlarını yitirdiklerini gördüm.

    fatih terim döneminde altyapı başarısız olduğu için eleştirildi.bu dönemdeki eksiklikler sizce neydi ?

    fatih hoca’nın suçu var diyemem ama bence müfit hoca’yı altyapının başına vermemesi gerekirdi.ne oyuncu ne de antrenör psikolojisinden anlamadığını bizzat yaşayarak gördüm.o dönem florya’da huzur kalmadı.tüm hocaları gerginlik sardı ve bu konuyla ilgili kimse konuşamadı.fatih terim’in erken müdahale yapmasını ve neşteri vurmasını beklerdik ama olmadı.fakat terim’e hak veriyorum.dostluk ve ahbaplık ilişkisi olan müfit hoca ile böyle bir sorun yaşamak istemedi beklide.ortada bizim açımızdan hiçbir sorun ve sıkıntı yokken 6 antrenör gecenin bir yarısı müfit hocanın yardımcısı tarafından aranılarak görev bıraktırıldık.yıllarca özverili hizmet vermiş ve yeri geldiğinde 6-7 ay maaş almamış her türlü zorluğa galatasaray aşkıyla göğüs germiş kişilere yapılan bu durumu sindirmek hiçte kolay olmadı.

    aynı zamanda yıllardır galatasaraylılık duruşu diye bahseden insanların bu yapılanlara tepki göstermemesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.belki bizi kulüpten uzaklaştırmayı başardılar ancak içimizdeki galatasaray aşkını ve sevgisini asla ve asla söndüremediler ve söndüremeyecekler.

    emre çolak ve aydın yılmaz gibi oyuncuların çıkış yapamamasının asıl sebebi nedir ?

    emre çolak ve aydın yılmaz ekstra çalışma yapan oyuncular değiller.sadece antreman yapıyorlar.türk futbolunda bir mantık var.bu para yeterli benim çalışıp yorulmama gerek yok.profesyonel yaşama mantığı yok.

    avrupalı oyuncu doymuyor hep gelişim istiyor.alex , roberto carlos ve lugano oyuncu olduğu dönmelerde anadolu yakası, suadiye’deki shor club spor tesisine gidiyor.bu tesisin eğitmenleri benim yakın arkadaşım.onlardan aldığım ifadeleri aktarıyorum; sabah 9’da geliyorlar.yanlarında türk oyuncular yok. "neden onlar gelmiyor" diye soruyoruz.
    lugano bize beyinini gösterip "onlar uyumayı seçtiler" diyor.
    genel mantık bu fenerbahçe yada galatasaray fark etmiyor.

    geçen sezon sene başında ve özellikle devre arasında bir çok genç oyuncu aldık.sizce bunlardan hangileri başarılı olur ?

    herşeyden önce oynamaları gerekiyor.oynamadan verim vermezler.bana göre bruma, ontivero ve koray günter çok başarılı olacak oyuncularımız.

    galatasaray’ı konuştuk.türk futbolunda neden genç oyuncu çıkaramıyoruz genel olarak sebebleri nedir?

    yıllardır aynı kelime altyapı derler ama çözüm bulunmaz.altyapılarda ahbap çavuş ilişkisi mevcut.bu ilişki oldukça bizden bir şey olmaz.çok iyi antrenörler var ama bu kişiler bu ilişkiye karşı çıkıp kendi bildiğini yapmaya kalkınca hemen işine son veriliyor.bu huyumuz değişmedikçe oyuncu felan çıkmaz.

    mancini gönderildi.sizce gitmesi doğrumu ?

    bence kalması gerekirdi.en azından bir sene daha görmek lazımdı.hazır bir takıma geldi.kendi oyuncuları ve sistemini uygulatamadan gitti.

    prandelli’nin duygusal olduğu yönünde eleştiriler geliyor.bu konu hakkında fikriniz nedir ?

    futbol duygulsallık kaldırmaz.bu iş sistem işidir.akdeniz iklimine sahip oldukları için bu konuda bize benziyorlar.fakat oldukça kariyerli ve kaliteli bir teknik adam.fakat ben alman hoca isterdim.bizim teknik ile sorunumuz yok.kondisyon ve fizik sorunumuz var.bu konuda alman hocalar çok iyi.
    verilen şike kararı yani yeniden yargılama sizce kamu vicdanını tatmin etimi ?

    kesinlikle etmedi.mağdur bir trabzonspor var.fakat söylenecek söz kalmadı.olay yargıda bekleyip göreceğiz.

    --- alıntı ---

    kaynak: http://gshaber24.blogspot.com.tr/...sarayin-altyapi.html
  • 20
    engin baytar ve yiğit gökoğlan abileriyle takılıp para sallamalı aptal muhabbetlere giren niteliksiz oluşum. he tabi çocuktur bunlar hata yapar hem biz o yaşlarda neler neler yapmadık ki ama yok, gerçekten bu durumu kabul etmek istemiyorum. bugün göz yumarsak meşru kılmış oluruz ve ardı arkası kesilmez. milletin a takıma yükseldiği, şampiyonlar ligi maçına çıktığı yaşlarda bizimkiler apaçi gibi arabaya tıkışıp engin ve yiğit abileriyle avm avm geziyorlar, para sallamalı video çekmeli salak salak geyikler yapıyorlar, sonra da neymiş efendim aslında çok iyi çocuklarmış, şuymuş buymuş. hadiyin oradan, engin baytar ve yiğit gökoğlan'ın lüks arabada para saçmalı videosuna ortak olan, sonra da instagram'dan altına "yakışır abime :)))" ve "para var huzur var :)))" türü şeyler yazan adamlardan bir cacık olmaz. at hepsini çöpe, bu kadar da sinirliyim. tam bir balık baştan kokar durumu. ya da kılavuzu karga olanın mı demeliydim... istisnai durumlar dışında bizden kafadan 50 sene daha doğru düzgün adam çıkmaz, altyapımız var diye takılalım duralım. gencecik beyinleri bu kadro dışı kalmış, kokuşmuş, görgüsüz ve hazırcı zihniyete yem edelim... yazıklar olsun hepinize.

    http://instagram.com/engba5

    aman ne sempatik :))) tam bir kolej havası :)))
  • 24
    ne zaman ki - bunlar ne, bunlar çocuk filan değil diyebileceğim oyuncular çıkacak o zaman alt yapının doğru işlediğine, gerçekten ürün verdiğine inanacağım. demem o ki maalesef ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar altyapıdan gelen çoğu oyuncunun fiziksel özellikleri istenen seviyeye ulaşmamış oluyor. zaten bizde motto bu çocuk çok yeteneklidir, bilekleri çok yumuşaktır. tamam çocuğun bilekleri yumuşak ama kendi de yumuşak *.bu çocuk çok güçlüdür, kolay kolay yıkılmaz pek çıkmıyor bizde. sanırım bu alandaki çalışmalar biraz atlanıyor. futbolcu fiziği denen bir şeyin az çok var olduğuna inanıyorum: (bkz: yasin öztekin). örneğin emre çolak, telles gibi oyuncularımıza bakınca aklıma tek gelen * vitaminsizlik oluyor. örneğin koray'da genç ama sırıtmıyor. semih bir defans oyuncusuna göre hala yeterli olmasa da üzerine koydu bu konuda. malum artık futbolda güç ve dayanıklılık çok daha ön planda ve 11'de yer bulabilmek için genç oyuncuların yetenekleri kadar fiziksel özelliklerinin de belirli bir noktaya ulaşmış olması şart.

    united forması ile ilk çıktığı ilk resmi maçında fenerbahçe karşısında * hattrick yapan 18 yaşındaki rooney:

    http://i.imgur.com/h0CQaeG.jpg
  • 25
    altyapıda başarılı olmayı, oynadığı ligde (paf ligi, u21 vs.) lider ve şampiyon olmak, gol kralı çıkarmak olduğunu zanneden ve üstüne bununla da "resmen" övünen kafa olduğu sürece sadece görüntüden ibaret oluyor.

    mesela;
    https://www.facebook.com/...hp?v=916603395065023

    sen her sene bir veya iki tane a takımda oynayabilecek, senin a takımında oynamasa da profesyonel olarak ligde oynama potansiyeline sahip, dolayısıyla satıp veya kiralayıp maddi gelir elde edebileceğin kaç oyuncu çıkarıyorsun onu söyle bana. oynadığın ligde şampiyon olma kardeşim, istersen sonuncu ol ama böyle oyuncular ver bana. asıl başarı budur.

    halen bu şuur oturmamışsa altyapıda, ancak bi'kaç dakikalık malzeme çıkar televizyonuna altyapından, o kadar. sonra paylaşırsın sosyal medyada, gelsin like'lar.

    zamanında kendi takımının iskeletini oluşturan, dünya çapında yıldız oyuncuları çıkarmakla kalmayıp, ligde de bir sürü takıma oyuncu gönderen galatasaray altyapısı şimdi kendi takımına bir oyuncu dahi ver(e)miyor.

    belki de veriyordur. sinan gümüş diye bir oyuncu var mesela. adam bağırıyor resmen ben bu takımda oynarım diye. fırsat bulduğunda bunu da gösteriyor ama a takıma alınmıyor. sonra gidip transferler yapılıyor, bi'para akışı oluyor haliyle, para akıyorsa birileri "kazanıyor" filan. karışık işler bunlar yani.
App Store'dan indirin Google Play'den alın