1560
ortada pek transfer haberi yok, bu iyiye işaret; yönetim sessiz sedasız çalışıyordur eminim. ama geçen dedim "ulan bi eksiklik var, her senenin bu zamanı biz bi şeyler yapardık; neydi lan o..." sonra hatırladım; transfer geyiği yok. arkadaş; hedef şaşırtma amacıyla da olsa ortaya bir iki isim atacaksınız ki, biz de "gelse ne güzel olur..." diye hayallere dalalım, öyle sarhoş sarhoş gezerken zaman çabuk geçsin, imza atılıncaya kadar klavye başında sabahlamayalım. böyle zulüm olur mu lan?! neyse, ben de nefsimi köreltmek için internetteki üç beş transfer haberi kırıntısını aramaya koyuldum.
daha önce milyon defa dile getirilen ön libero transferi ile ilgili eyong enoh ve vince grella haberleri yapılmış; enoh'u duyunca altı metrekare odada parandeye kalkacaktım neredeyse, nokta transfer olurdu. ama grella haberi beni pek heyecanlandırmadı ne yalan söyleyeyim.
stoper için anthar yahia haberi çıktığında şaşırdım; sert, fizik olarak üstün, tipik bir bundesliga defansıydı. bu kadar zaman yok geriden oyun kursun, yok hücuma katılsın lafı edildikten sonra bu cezayir'li servet çetin'in alınması abes olurdu. sonra ne oldu, madjid bougherra haberini gördüm. ulan olur mu olur be sözlük; ismael bouzid sebebiyle zaten cezayir'den bir stoper alacağımız var, geçen fena kazık yemiştik çünkü. daha 27 yaşında, gelse de 5 sezon defansı gözümüz kapalı emanet etsek negzel olur. hem en az bir sezon lucas neill ile yan yana oynayacak... bak şimdiden daldım hayallere, güzel bi hareketlenme oldu bende.
son çıkan haberler zaten stopere transfer yapılacağının habercisi gibiydi; servet'in satılacağı ve gökhan zan'ın galatasaray'da yeri olmadığı belliydi. daha sonra emre güngör'ün gözden çıkarıldığını öğrendik ve gaziantepspor'a verileceği söylentisi çıktı; "n'oluyor?" dedik, semih kaya ve murat akça'ya ilk 11 şansı mı oluşacaktı? derken onlar da denizlispor'a verildi. elde sadece hakan balta, lucas neill ve ali turan'ın kalması, stoper transferinin habercisi tabi; gece gündüz dua edip hayal kuruyorum o stoperin bougherra olması için. tamam, kabul; iskoçya ligi turkcell süper lig'in sadece "biraz" üstünde bir lig ama bougherra'nın iskoçya'ya fazla geldiği de aşikar, çok verimli bir transfer olur. lucas neill'in jübilesinden sonra ali turan'la da iyi bir ikili olabilirler, zira ali turan benim özel dikkat istediğim bir futbolcu. tek endişem, futboldan uzak kaldığı koca bir yarı sezonun, adaptasyonunu zorlaştırması. 2009-2010 sezonunun ali turan'ın oynadığı ilk yarısında 13 gol yiyerek liderliğe yükselen kayserispor, ikinci yarı ali turan'ı kadro dışı bırakmasının ardından 24 gol yiyerek 8.'liğe kadar düştü. ali turan'ı özel yapan şey şu: fizik olarak üst düzey bir oyuncu, birebirde rahat geçilme gibi bir sorunu yok. ama fizik üstünlükle ayağından top alınarak saf dışı bırakılamayan, topla çok iyi oynayan rakipleri(misal, kun agüero) de markaj yoluyla oyundan düşürebilecek çabukluğa da sahip. bougherra gelse de, gelmese de, 2010-2011 sezonunda defansımız oldukça rahat olacak.
yalnız şöyle bir şey var; eğer teknik kadro stopere yabancı transferi yapmaya karar verdiyse, kaleyi bir türk'e emanet etmeyi de kabul etti demektir. dua edelim de öyle olsun; çünkü yabancı kontenjanının stoper ve kaleciyle değerlendirilmesi, ön libero ve sol açığa transfer yapılmayacağı anlamına gelir. serdar özkan'ın transfer edilmesini, kanatlarda bir alternatif olarak düşündüğümden, olumlu karşılamıştım. ama eğer sol açık serdar özkan'a emanet edilecekse hayal kırıklığına uğrayacağım. harry kewell ve giovani dos santos'un durumu şu an resmi olarak belirsiz ama takımdan ayrılmaları beni şaşırtmaz. yeri gelmişken söyleyeyim; takımda kalmak için can attıkları halde, yönetimin onları zorla gönderdiğini düşünen/savunan sözlük yazarlarıyla hakikaten tanışmak istiyorum. hep böyle iyimser, her şeye iyi tarafından bakan, polyanna kankalarım olsun istemişimdir; en yakın zirveye birinci sıradan yazın beni, atlar gelirim.
sol kanat için miroslav stoch haberi çıkmış bi tane, güya frank rijkaard'a "sizinle çalışmaktan onur duyarım" diye haber yollamış; bize yedirecekleri bir futbolcu değil ama olur da gelirse, gio'nun arkasından ağlamam. ama haber üslubu itibarı ile kolpanın allahıydı zaten... bundan bize pek geyik konusu çıkmadı.
orta saha transferi şu an her şeyden önce geliyor; "eyong enoh mu, yoksa miroslav stoch mu?" desen, enoh'un takıma katılabilmesi için stoch transferinden vazgeçebilirim(ki ikisi de kolpa haberdi, örnek bizimkisi). altay'dan transfer edilen musa çağıran'a güvenmediğimden değil, sadece kaldıramayacağı bir yükün altına sokulsun istemiyorum, o kadar. musa'nın kariyeri rijkaard ve neeskens'in elinde itina ile şekillendirilmeli, aceleye getirilmemeli; yoksa galatasaray'ın geleceği için çok önemli bir futbolcu olduğuna şüphem yok. 2009-2010 boyunca mehmet topal, barış özbek ve mustafa sarp ile idare ettiğimiz düşünülürse; belki de teknik kadro, musa'nın ilk 11 oynamaya hazır olduğuna karar verecek. ama bana öyle geliyor ki ona daha bir sezon var...
kewell ve dos santos'un ardından sol açık kovalamadan önce, bir ön libero bulmamız gerekiyor ve gökhan inler'i alabileceğimizi "hiç" sanmıyorum, dolayısıyla yabancı gerek. elano'nun yanına arda yerine emre çolak ya da musa çağıran'ı monte ederek arda'yı sol açıkta kullanmaya, hatta sol açığı olduğu gibi serdar özkan'a emanet etmeye bile razıyım ama ön libero şansa bırakılmamalı; sol açık transfer etmek uğruna ikinci plana itilmemeli. çünkü söylemekten dilimde tüy bittiği üzere; takımımızdaki ofansif oyuncuları taşıyabilcek beton gibi bir ön liberoya ihtiyacımız var, çünkü diğer türlü sürekli kontratak yediğimiz için kurduğumuz baskıyı sürekli kılamıyoruz.
şu madjid bougherra haberi umarım doğrudur.
daha önce milyon defa dile getirilen ön libero transferi ile ilgili eyong enoh ve vince grella haberleri yapılmış; enoh'u duyunca altı metrekare odada parandeye kalkacaktım neredeyse, nokta transfer olurdu. ama grella haberi beni pek heyecanlandırmadı ne yalan söyleyeyim.
stoper için anthar yahia haberi çıktığında şaşırdım; sert, fizik olarak üstün, tipik bir bundesliga defansıydı. bu kadar zaman yok geriden oyun kursun, yok hücuma katılsın lafı edildikten sonra bu cezayir'li servet çetin'in alınması abes olurdu. sonra ne oldu, madjid bougherra haberini gördüm. ulan olur mu olur be sözlük; ismael bouzid sebebiyle zaten cezayir'den bir stoper alacağımız var, geçen fena kazık yemiştik çünkü. daha 27 yaşında, gelse de 5 sezon defansı gözümüz kapalı emanet etsek negzel olur. hem en az bir sezon lucas neill ile yan yana oynayacak... bak şimdiden daldım hayallere, güzel bi hareketlenme oldu bende.
son çıkan haberler zaten stopere transfer yapılacağının habercisi gibiydi; servet'in satılacağı ve gökhan zan'ın galatasaray'da yeri olmadığı belliydi. daha sonra emre güngör'ün gözden çıkarıldığını öğrendik ve gaziantepspor'a verileceği söylentisi çıktı; "n'oluyor?" dedik, semih kaya ve murat akça'ya ilk 11 şansı mı oluşacaktı? derken onlar da denizlispor'a verildi. elde sadece hakan balta, lucas neill ve ali turan'ın kalması, stoper transferinin habercisi tabi; gece gündüz dua edip hayal kuruyorum o stoperin bougherra olması için. tamam, kabul; iskoçya ligi turkcell süper lig'in sadece "biraz" üstünde bir lig ama bougherra'nın iskoçya'ya fazla geldiği de aşikar, çok verimli bir transfer olur. lucas neill'in jübilesinden sonra ali turan'la da iyi bir ikili olabilirler, zira ali turan benim özel dikkat istediğim bir futbolcu. tek endişem, futboldan uzak kaldığı koca bir yarı sezonun, adaptasyonunu zorlaştırması. 2009-2010 sezonunun ali turan'ın oynadığı ilk yarısında 13 gol yiyerek liderliğe yükselen kayserispor, ikinci yarı ali turan'ı kadro dışı bırakmasının ardından 24 gol yiyerek 8.'liğe kadar düştü. ali turan'ı özel yapan şey şu: fizik olarak üst düzey bir oyuncu, birebirde rahat geçilme gibi bir sorunu yok. ama fizik üstünlükle ayağından top alınarak saf dışı bırakılamayan, topla çok iyi oynayan rakipleri(misal, kun agüero) de markaj yoluyla oyundan düşürebilecek çabukluğa da sahip. bougherra gelse de, gelmese de, 2010-2011 sezonunda defansımız oldukça rahat olacak.
yalnız şöyle bir şey var; eğer teknik kadro stopere yabancı transferi yapmaya karar verdiyse, kaleyi bir türk'e emanet etmeyi de kabul etti demektir. dua edelim de öyle olsun; çünkü yabancı kontenjanının stoper ve kaleciyle değerlendirilmesi, ön libero ve sol açığa transfer yapılmayacağı anlamına gelir. serdar özkan'ın transfer edilmesini, kanatlarda bir alternatif olarak düşündüğümden, olumlu karşılamıştım. ama eğer sol açık serdar özkan'a emanet edilecekse hayal kırıklığına uğrayacağım. harry kewell ve giovani dos santos'un durumu şu an resmi olarak belirsiz ama takımdan ayrılmaları beni şaşırtmaz. yeri gelmişken söyleyeyim; takımda kalmak için can attıkları halde, yönetimin onları zorla gönderdiğini düşünen/savunan sözlük yazarlarıyla hakikaten tanışmak istiyorum. hep böyle iyimser, her şeye iyi tarafından bakan, polyanna kankalarım olsun istemişimdir; en yakın zirveye birinci sıradan yazın beni, atlar gelirim.
sol kanat için miroslav stoch haberi çıkmış bi tane, güya frank rijkaard'a "sizinle çalışmaktan onur duyarım" diye haber yollamış; bize yedirecekleri bir futbolcu değil ama olur da gelirse, gio'nun arkasından ağlamam. ama haber üslubu itibarı ile kolpanın allahıydı zaten... bundan bize pek geyik konusu çıkmadı.
orta saha transferi şu an her şeyden önce geliyor; "eyong enoh mu, yoksa miroslav stoch mu?" desen, enoh'un takıma katılabilmesi için stoch transferinden vazgeçebilirim(ki ikisi de kolpa haberdi, örnek bizimkisi). altay'dan transfer edilen musa çağıran'a güvenmediğimden değil, sadece kaldıramayacağı bir yükün altına sokulsun istemiyorum, o kadar. musa'nın kariyeri rijkaard ve neeskens'in elinde itina ile şekillendirilmeli, aceleye getirilmemeli; yoksa galatasaray'ın geleceği için çok önemli bir futbolcu olduğuna şüphem yok. 2009-2010 boyunca mehmet topal, barış özbek ve mustafa sarp ile idare ettiğimiz düşünülürse; belki de teknik kadro, musa'nın ilk 11 oynamaya hazır olduğuna karar verecek. ama bana öyle geliyor ki ona daha bir sezon var...
kewell ve dos santos'un ardından sol açık kovalamadan önce, bir ön libero bulmamız gerekiyor ve gökhan inler'i alabileceğimizi "hiç" sanmıyorum, dolayısıyla yabancı gerek. elano'nun yanına arda yerine emre çolak ya da musa çağıran'ı monte ederek arda'yı sol açıkta kullanmaya, hatta sol açığı olduğu gibi serdar özkan'a emanet etmeye bile razıyım ama ön libero şansa bırakılmamalı; sol açık transfer etmek uğruna ikinci plana itilmemeli. çünkü söylemekten dilimde tüy bittiği üzere; takımımızdaki ofansif oyuncuları taşıyabilcek beton gibi bir ön liberoya ihtiyacımız var, çünkü diğer türlü sürekli kontratak yediğimiz için kurduğumuz baskıyı sürekli kılamıyoruz.
şu madjid bougherra haberi umarım doğrudur.