37446
canı sıkılanın hakkında gelip 1 part olmayan şeyleri sallayıp gittiği efsanemiz. hocamı artık savunmak zorunda kaldığım için utanıyorum. malum fbjk medyanın ve düşmanlarının algılarından gına geldi artık. bir de ben objektifim ayağına yatanların “ sen biatçısın, ben değilim. “ tarzı son dönemin en popülist söyleminin arkasına sığınıp da sallayan tiplerden de geçilmiyor ortalık. yahu biz galatasaray’ı aynı dönemlerde takip etmesek, bilmesek bunlara inanacağız. bir de çok biliyormuş gibi destekli yazınca daha inandırıcı olduklarına inanıyorlar ayrı mesele.
bunların en başında geleni şu transfer yapamıyor mevzusu; en tuhafı zaten bunu savunmak. hayır ben hocayı transferden süper anlıyor diye savunmam. transferden anlamıyor dediğin adam, kurduğu takımlar, yaptığı transferlerle 1. döneminde 4 sezon üst üste şampiyon olmuş, avrupa’da kupa getirmiş, 3. döneminde kurduğu kadro 4. yıldızı almış neredeyse. aldırdığı kaç tane adam kulübün efsanesi olmuş. ben de mi bir sorun var anlamıyorum. yoksa bunları bir tek ben mi görüyorum. zaten görmemek mümkün değil olan bu.
diğer dönemlerinde kötü de olsa takımına aldırdığı iyi oyuncular da çoktur. iyi geçen dönemlerde kötü oyuncular da vardır mutlaka. sonuçlar önemli bizim için. yolun pek önemi olmaz. zaten türkiye’de terim de dahil çoğu hocanın çoğunlukla transferler elinde değildir bence. çünkü koşullar belli, ülkenin durumu belli. transferlerin şekli aşağı yukarı belli. zaten son dönemlerde hocalar önüne getirileni seçiyor gibi. bir de hocanın son dönemleri sen yaparsın, sen edersin diye diye becerilemeyen tüm transferlerin yükünü de yüklediler. zaten hoca riskli transferleri pek sever o ayrı. yoksa hazır oyuncuları hocaya verirsen hoca için de işler çok kolay olurdu.
yine de kendi zamanında yapılan tüm transferleri cicaldau, morutan’a ( daha kötüleri çoktur ) indirgemek algıdan başka bir şey değil. saçma sapan bir durum bana göre. zaten ki o dönem çokça transfer de yapılmamıştı. mesela bu dönemde bay, kerem, boey gibi transferlerden hiç bahsedilmez. neyse bunlar da önemli değil, konumuz da değil, umarım ana fikri anlatabilmişimdir. ama birilerine karşıt görüş sunduğunda “ benim fikrim bu işine gelirse “ diye seni tersleyip hiçbir şey olmamış gibi yazabiliyor. kusura bakma da yalan yanlış fikirlerini kimse tasdiklemek zorunda değil. bunlar zaten fikir de değil. çünkü ortada duran gerçekler var, senin fikirlerin ile değişmiyor. ama sürekli yanlışı söyleye söyleye algı oluşturmaktan başka bir iş yapmıyorsun. gidip 1 2 kötüyü bulup da onlarca iyiden bahsetmez isen orada dur ahbap derler sana. hocanın tarzı, karakteri, oyun bilgisi, taktiği, tekniği senin dünya görüşüne, oyun anlayışına uymaz bunu anlarım. ancak başarıları olmamış gibi görmezden gelip de başarısızlıkları da bine bin katarak ve sanki tek doğru gibi yazarsan mecburi birileri de olanı yazmak zorunda kalır.
bunların en başında geleni şu transfer yapamıyor mevzusu; en tuhafı zaten bunu savunmak. hayır ben hocayı transferden süper anlıyor diye savunmam. transferden anlamıyor dediğin adam, kurduğu takımlar, yaptığı transferlerle 1. döneminde 4 sezon üst üste şampiyon olmuş, avrupa’da kupa getirmiş, 3. döneminde kurduğu kadro 4. yıldızı almış neredeyse. aldırdığı kaç tane adam kulübün efsanesi olmuş. ben de mi bir sorun var anlamıyorum. yoksa bunları bir tek ben mi görüyorum. zaten görmemek mümkün değil olan bu.
diğer dönemlerinde kötü de olsa takımına aldırdığı iyi oyuncular da çoktur. iyi geçen dönemlerde kötü oyuncular da vardır mutlaka. sonuçlar önemli bizim için. yolun pek önemi olmaz. zaten türkiye’de terim de dahil çoğu hocanın çoğunlukla transferler elinde değildir bence. çünkü koşullar belli, ülkenin durumu belli. transferlerin şekli aşağı yukarı belli. zaten son dönemlerde hocalar önüne getirileni seçiyor gibi. bir de hocanın son dönemleri sen yaparsın, sen edersin diye diye becerilemeyen tüm transferlerin yükünü de yüklediler. zaten hoca riskli transferleri pek sever o ayrı. yoksa hazır oyuncuları hocaya verirsen hoca için de işler çok kolay olurdu.
yine de kendi zamanında yapılan tüm transferleri cicaldau, morutan’a ( daha kötüleri çoktur ) indirgemek algıdan başka bir şey değil. saçma sapan bir durum bana göre. zaten ki o dönem çokça transfer de yapılmamıştı. mesela bu dönemde bay, kerem, boey gibi transferlerden hiç bahsedilmez. neyse bunlar da önemli değil, konumuz da değil, umarım ana fikri anlatabilmişimdir. ama birilerine karşıt görüş sunduğunda “ benim fikrim bu işine gelirse “ diye seni tersleyip hiçbir şey olmamış gibi yazabiliyor. kusura bakma da yalan yanlış fikirlerini kimse tasdiklemek zorunda değil. bunlar zaten fikir de değil. çünkü ortada duran gerçekler var, senin fikirlerin ile değişmiyor. ama sürekli yanlışı söyleye söyleye algı oluşturmaktan başka bir iş yapmıyorsun. gidip 1 2 kötüyü bulup da onlarca iyiden bahsetmez isen orada dur ahbap derler sana. hocanın tarzı, karakteri, oyun bilgisi, taktiği, tekniği senin dünya görüşüne, oyun anlayışına uymaz bunu anlarım. ancak başarıları olmamış gibi görmezden gelip de başarısızlıkları da bine bin katarak ve sanki tek doğru gibi yazarsan mecburi birileri de olanı yazmak zorunda kalır.