1465
kendisi hakkında acımasız eleştiriler devam etmekte, yönetim dahil herkes elano'nun dünya kupasında iyi performanslarını dört gözle beklemekte ve gelecek bir teklifle onu satmak için sabırsızlanmaktadır...
herkes elano'dan çok umutluydu, lincoln travmasını atlatamayan taraftarın sarılmak istediği can simidiydi. yedek olarak başladığı ve sonradan oyuna girdiği kayserispor maçında attığı gol beklentileri daha da üst noktaya çekti. fakat arkasından gelen "yetersiz"* performanslar kısa sürede onu eleştirilerin odak noktası haline getirdi...
7,5 milyon euro'ya bir oyuncu getiriyorsunuz ve takıma tüm sezon boyunca neredeyse hiç katkı sağlamıyor. türkiye gibi istatistiklerin, alex de souza'nın kıstas alındığı bir ligde gerçekten hiç kimseyi memnun etmeyecek bir sezon elano için...
bizim açımızdan durum böyle. peki elano açısından durum nasıl acaba?...
1-) takımın orta sahada en kaliteli futbolcusu elano. yanında oynayan oyuncular ayhan akman, barış özbek, mustafa sarp, mehmet topal. bu oyunculardan ayhan akman ve mehmet topal üst düzey futbol oynamış olanlar**. ama birinin yaşı 32'ye gelmiş, biri hala onu etkilemiş olan sakatlığın korkusunu taşıyor. kısacası ona eşlik edebilecek kimse yok takımda...
2-) bu oyuncuların hiçbiri topa önde basamıyor, rakibi ısıramıyor, alan parselleyemiyor, topu kullanamıyor. topu ileriye taşımaya çalışan kişi elano. takımı pozisyona sokmaya çalışan da elano. takım arkadaşları rakibe pres yapmıyor, onu da yapmaya çalışan elano. kısacası takımın tüm yükünü orta sahada elano taşımaya çalışıyor. elano bunların hepsini yapmaya çalışıyor ama doğal olarak belli bir seviyenin üzerine çıkamıyor. bu yükün altında eziliyor. sonuç olarak maçın 60. dakikasında dördüncü hakem tabelayı kaldırıyor ve elano kenara geliyor...
3-) takımın orta sahada topla oynayabilen tek oyuncusu elano. onun saha içerisinde olduğu bölümle onun kulübede olduğu zaman dilimlerinde galatasaray'a bakın. birinde yetersiz de olsa top dolaştırabilen, pas yapabilen bir galatasaray varken diğerinde servet çetin, caner erkin gibi oyuncuların şişirdiği toplarla pozisyon üretmeye çalışan bir galatasaray var. pas trafiğinin en kilit noktası elano'nun ta kendisi. ama ilginçtir bazı zamanlar arkadaşları kendisine pas atmaya çekiniyor ya da kasıtlı olarak atmıyor...
elano açısından bu takımda taraftarın istediklerini, yönetimin arzu ettiklerini yapabilmek inanın çok zor. bu takımda lampard'ı, gerrard'ı, xavi'yi koysanız elano'nun yerine ve çevresine gene barış-ayhan-mustafa gibi oyuncuları monte etseniz elano'nun yapabileceklerinden çok daha fazlasını yapamaz...
ayrıca elano'nun türkiye'de ilk sezonu olduğu gerçeği gözden kaçıyor. acaba ilah yerine koyduğunuz, hala alex'le, hagi'yle karşılaştırdığınız lincoln geldiği ilk sezon neler yapmış?...
kısacası orta sahamızın en kaliteli, en zeki, en teknik oyuncusu elano'dur. baros, neill ve keita nasıl bu takımın satılmayacak yabancılarıysa elano'da onlardan biridir. çevresine ona eşlik edebileceği oyuncuların eklenmesiyle gerçek elano'yu bizlere seyrettirecek ve onu hiç acımadan eleştirelere tokat gibi bir cevap verecektir...
herkes elano'dan çok umutluydu, lincoln travmasını atlatamayan taraftarın sarılmak istediği can simidiydi. yedek olarak başladığı ve sonradan oyuna girdiği kayserispor maçında attığı gol beklentileri daha da üst noktaya çekti. fakat arkasından gelen "yetersiz"* performanslar kısa sürede onu eleştirilerin odak noktası haline getirdi...
7,5 milyon euro'ya bir oyuncu getiriyorsunuz ve takıma tüm sezon boyunca neredeyse hiç katkı sağlamıyor. türkiye gibi istatistiklerin, alex de souza'nın kıstas alındığı bir ligde gerçekten hiç kimseyi memnun etmeyecek bir sezon elano için...
bizim açımızdan durum böyle. peki elano açısından durum nasıl acaba?...
1-) takımın orta sahada en kaliteli futbolcusu elano. yanında oynayan oyuncular ayhan akman, barış özbek, mustafa sarp, mehmet topal. bu oyunculardan ayhan akman ve mehmet topal üst düzey futbol oynamış olanlar**. ama birinin yaşı 32'ye gelmiş, biri hala onu etkilemiş olan sakatlığın korkusunu taşıyor. kısacası ona eşlik edebilecek kimse yok takımda...
2-) bu oyuncuların hiçbiri topa önde basamıyor, rakibi ısıramıyor, alan parselleyemiyor, topu kullanamıyor. topu ileriye taşımaya çalışan kişi elano. takımı pozisyona sokmaya çalışan da elano. takım arkadaşları rakibe pres yapmıyor, onu da yapmaya çalışan elano. kısacası takımın tüm yükünü orta sahada elano taşımaya çalışıyor. elano bunların hepsini yapmaya çalışıyor ama doğal olarak belli bir seviyenin üzerine çıkamıyor. bu yükün altında eziliyor. sonuç olarak maçın 60. dakikasında dördüncü hakem tabelayı kaldırıyor ve elano kenara geliyor...
3-) takımın orta sahada topla oynayabilen tek oyuncusu elano. onun saha içerisinde olduğu bölümle onun kulübede olduğu zaman dilimlerinde galatasaray'a bakın. birinde yetersiz de olsa top dolaştırabilen, pas yapabilen bir galatasaray varken diğerinde servet çetin, caner erkin gibi oyuncuların şişirdiği toplarla pozisyon üretmeye çalışan bir galatasaray var. pas trafiğinin en kilit noktası elano'nun ta kendisi. ama ilginçtir bazı zamanlar arkadaşları kendisine pas atmaya çekiniyor ya da kasıtlı olarak atmıyor...
elano açısından bu takımda taraftarın istediklerini, yönetimin arzu ettiklerini yapabilmek inanın çok zor. bu takımda lampard'ı, gerrard'ı, xavi'yi koysanız elano'nun yerine ve çevresine gene barış-ayhan-mustafa gibi oyuncuları monte etseniz elano'nun yapabileceklerinden çok daha fazlasını yapamaz...
ayrıca elano'nun türkiye'de ilk sezonu olduğu gerçeği gözden kaçıyor. acaba ilah yerine koyduğunuz, hala alex'le, hagi'yle karşılaştırdığınız lincoln geldiği ilk sezon neler yapmış?...
kısacası orta sahamızın en kaliteli, en zeki, en teknik oyuncusu elano'dur. baros, neill ve keita nasıl bu takımın satılmayacak yabancılarıysa elano'da onlardan biridir. çevresine ona eşlik edebileceği oyuncuların eklenmesiyle gerçek elano'yu bizlere seyrettirecek ve onu hiç acımadan eleştirelere tokat gibi bir cevap verecektir...