35280
burası kulübümüze dair görüşlerimizi paylaştığımız bir platform olduğuna göre sezonu şampiyonlukla taçlandırmak için yapılması gerekenleri de değerlendirmek gayet doğal.
öncelikle takımdaki yorgunluk herkesin malumu. kupadan elenmemiz belki hayırlı bile oldu. çünkü geçen yılki ve bu yılki yedek kadro kalitesine bakınca arada uçurumlar var. ilk 11'de çıkan oyuncuların bir noktadan sonra mecali kalmıyor.
bugün karşımızda gerçekten kötü bir beşiktaş vardı. doğru anlarda baskı yapması gerekirken beklemeyi seçtiler ve bu da defanstan çıkışlarda elimizi rahatlattı doğrusu. çünkü topun kıymetini bilmeyi unuttuk. çok fazla basit hata ve top kaybı yapıyoruz. geçen yılki şampiyonluk modunu açmış takım veya bu yılki şampiyonlar ligi'nde konsantre şekilde sahaya çıkan takım bugünkü beşiktaş'ı elek ederdi elek.
belli ki bazı sorunlar var, fiziksel ve mental yorgunluk var. bugün rakibi çok defa terste yakalamışken tehlikeli diyebileceğimiz pozisyon oluşturamadık ve bu bence sezonun kalanı için büyük sıkıntı.
icardi'nin katkısı neredeyse yok deneyecek düzeyde. alternatifi olan vinicus oyuna girince de skor üreteceğimize dair bir beklentim oluşmuyor.
sezonun geri kalanında en büyük çekincem bu noktada. skor üretebilme noktasında gözü kapalı güvenebileceğimiz kimse yok. mertens mücadelesiyle büyük bir karakter, yaşından beklenmeyecek şekilde çabalıyor, terinin son damlasına kadar elinden geleni yapıyor. ancak hücum organizasyonunda, kontraataklarda rakibi cezalandırma noktasında istediklerini yansıtamıyor.
aktürkoğlu maça iyi başlasa da yine first touch kısmında yaşadığı sıkıntılarla, top kayıplarıyla acaba dedirtiyor. zaha ve tete muamma. hücumda şu aşamada ayağına bakacağımız isim barış alper gibi görünüyor.
mevcut kadroda muslera, nelsson, torreira, kaan, barış alper gözü kapalı yazılacak isimler. sanchez gerçekten fiziksel özelliği, seriliği, müdahaleleri ile belki en öne çıkan stoperimiz; ama bazen yaptığı kritik pas hatalarını azaltması, sürekli olarak öne çıkma hevesini törpülemesi, sezonun son virajında biraz daha garantici olması gerekiyor. köhn de şu anki kadroda en dinamik isimlerimizden biri; ancak önünde oynayan ismin de kendsine savunmada destek vermesi gerekiyor. tek kalınca rachica'ya karşı özellikle ilk yarıda bocaladı.
geçen yılki "2 de yese bu takım 3 atar" inancı şu anda pek kalmadı. prag, karagümrük, beşiktaş maçları derken hücum yapmakta zorlanıyoruz. skoru kimle, nasıl bulacağımız kısmı çözülürse biraz daha dengeli bir oyun anlayışına dönmemiz gerekebilir. çünkü takımda o enerji yok, o tempo yok. temponun yükseldiği anlar aleyhimize işleyebilir.
olur da tek maça düşmenin verdiği avantajla oyuncularda fiziksel bir ivmelenme olursa farklı senaryolar konuşulabilir. son söz de okan hocama. bu takımın olmazsa olmazı sensin. hiçbir futbolcu senden öncelikli değil. o yüzden katkı vermeyeni oyundan çıkarmakta, ilk 11 başlatmamakta, gerekirse kadroya almamakta tereddüt etme hocam. başarıların daim olsun.
öncelikle takımdaki yorgunluk herkesin malumu. kupadan elenmemiz belki hayırlı bile oldu. çünkü geçen yılki ve bu yılki yedek kadro kalitesine bakınca arada uçurumlar var. ilk 11'de çıkan oyuncuların bir noktadan sonra mecali kalmıyor.
bugün karşımızda gerçekten kötü bir beşiktaş vardı. doğru anlarda baskı yapması gerekirken beklemeyi seçtiler ve bu da defanstan çıkışlarda elimizi rahatlattı doğrusu. çünkü topun kıymetini bilmeyi unuttuk. çok fazla basit hata ve top kaybı yapıyoruz. geçen yılki şampiyonluk modunu açmış takım veya bu yılki şampiyonlar ligi'nde konsantre şekilde sahaya çıkan takım bugünkü beşiktaş'ı elek ederdi elek.
belli ki bazı sorunlar var, fiziksel ve mental yorgunluk var. bugün rakibi çok defa terste yakalamışken tehlikeli diyebileceğimiz pozisyon oluşturamadık ve bu bence sezonun kalanı için büyük sıkıntı.
icardi'nin katkısı neredeyse yok deneyecek düzeyde. alternatifi olan vinicus oyuna girince de skor üreteceğimize dair bir beklentim oluşmuyor.
sezonun geri kalanında en büyük çekincem bu noktada. skor üretebilme noktasında gözü kapalı güvenebileceğimiz kimse yok. mertens mücadelesiyle büyük bir karakter, yaşından beklenmeyecek şekilde çabalıyor, terinin son damlasına kadar elinden geleni yapıyor. ancak hücum organizasyonunda, kontraataklarda rakibi cezalandırma noktasında istediklerini yansıtamıyor.
aktürkoğlu maça iyi başlasa da yine first touch kısmında yaşadığı sıkıntılarla, top kayıplarıyla acaba dedirtiyor. zaha ve tete muamma. hücumda şu aşamada ayağına bakacağımız isim barış alper gibi görünüyor.
mevcut kadroda muslera, nelsson, torreira, kaan, barış alper gözü kapalı yazılacak isimler. sanchez gerçekten fiziksel özelliği, seriliği, müdahaleleri ile belki en öne çıkan stoperimiz; ama bazen yaptığı kritik pas hatalarını azaltması, sürekli olarak öne çıkma hevesini törpülemesi, sezonun son virajında biraz daha garantici olması gerekiyor. köhn de şu anki kadroda en dinamik isimlerimizden biri; ancak önünde oynayan ismin de kendsine savunmada destek vermesi gerekiyor. tek kalınca rachica'ya karşı özellikle ilk yarıda bocaladı.
geçen yılki "2 de yese bu takım 3 atar" inancı şu anda pek kalmadı. prag, karagümrük, beşiktaş maçları derken hücum yapmakta zorlanıyoruz. skoru kimle, nasıl bulacağımız kısmı çözülürse biraz daha dengeli bir oyun anlayışına dönmemiz gerekebilir. çünkü takımda o enerji yok, o tempo yok. temponun yükseldiği anlar aleyhimize işleyebilir.
olur da tek maça düşmenin verdiği avantajla oyuncularda fiziksel bir ivmelenme olursa farklı senaryolar konuşulabilir. son söz de okan hocama. bu takımın olmazsa olmazı sensin. hiçbir futbolcu senden öncelikli değil. o yüzden katkı vermeyeni oyundan çıkarmakta, ilk 11 başlatmamakta, gerekirse kadroya almamakta tereddüt etme hocam. başarıların daim olsun.