• 35177
    uefa'da final oynarız derken elendik. eksiğimiz çok, eleştirilecek çok noktamız var. mesela mertens. çok güzel oynamaya başladı ocak ayından sonra. yarım dönem yok. presd şablonu adam üzerinden kuruluyor ama adam 60'tan sonra yaş itibarı ile çıkarılıyor. bu adamın yerine 10 numara alınmadı.
    okan hoca bek istedi orta saha istemedi ikisini de elde edemedi.
    taraftar: ihtiyaca binaen vecino ile anlaşıldı. taraftar isimsiz diye istemedi. orta sahasız kaldık. şimdi taraftar prag başlığında isimsiz ama taş gibi oyunculara sahip diye onu övüyor.
    yönetim bu yıl kendi içinde hesaplaşma peşinde midir nedir sol bek eksik yerine almayıp eldeki sağ bekide sattı.
    lig zaten allah bildiği gibi yapsın. hakemler istiyor ki hiç ikili mücadele olmadan maç oynansın. avrupada en kötü takıma bile fizik olarak eziliyoruz. biz pragdan iki maçta 6 gol yiyoruz, fener ismini bile yazamayacağım takımdan 6 yiyor.
    övgüler dizilen molde'nin, kopenhag'ın, prag'ın hocaları uzun süre takımlarını çalıştırmış. bizde ise mesela okan hoca beşiktaş maçını kaybetse kellesi istenir. sistem nedir bilmeyiz yani.
    yani aslında bu skorlar bir çok hatanın toplamı.
  • 35178
    avrupa’dan elenerek tek odağını süper lige çeviren takımımız. yönetim bek transferlerini yetiştirmeyerek zaten ileri gitme iddiasının olmadığını hem bize hem de oyunculara gösterdi.
    lig için daha fazla dinlenebilecek futbolcular, zira şu an 40-41. resmi maçını oynadı takım.
    avrupa’dan elenmek fazlaca üzse de realiteyi göz önünde tutmalıyız. şampiyonluk için devam.
  • 35180
    oturup tek tek bakmadım hiçbir kadroya fakat; iddaa ediyorum 22 şubat 2024 akşamı oynanan avrupa ligi ve avrupa konferans ligi maçlarında bratislava, varşova, ludogorets, servette, tolouse, karabağ gibi 5.sınıf takımlar dahil toplam 29 takı orjinal pozisyonu bek olmayan 2 oyuncuyla sahaya çıkmamıştır. hiçbir takım böyle rezalet bir kadro mühendisliği yapmamıştır. işin daha da traji komik boyutu devre arası transfer döneminde bu takımın 1 sol bek ve 1 sağ bek transfer etmiş olmasıdır.
  • 35181
    tam 11 yıldır ön elemeler hariç avrupa'da eleme geçemeyen takımımız. en son 2012-13 sezonunda schalke'yi elemiştik şampiyonlar ligi'nde. bu süreçte şampiyonlar ligi play-off'undan dahi elendik, hatta bir de östersunds faciası var ki galatasaray bu değildir arkadaşlar.

    artık gerçekten şapkayı önümüze koyup neler yapılabileceğine bakmamız gerekiyor. içeride* öyle saçma entrikalarla uğraşıyoruz ki vizyonumuzu dışarıya çevirip neler yapıldığına bakacak mecalimiz kalmıyor, ya da takımı yönetenlerin bu yönde bir isteği yok.

    etiketçi taraftar mutlu olsun diye ismi olan topçular geliyor her sene*, ama görüyoruz ki bu takımı yine barış'lar, kerem'ler, sacha'lar taşıyor. kale hariç 10 kişinin 7'sinin ciğersiz asker futbolculardan kurulu olması ve felix magath tarzı kusturana kadar idman yapılması gerektiği düşüncesindeyim bütçesel olarak bizim gibi bir kulüpte.

    bunu küçülmek gibi algılamayın. eğer takımda herkes komutan takılmaya devam ederse bu takım hiçbir yere gitmeyecek. bugün elendiğimiz sparta prag 11'inin 9'unu fm'de kadrona almazsın ama adamlar fizik gücü ve mücadele ile bizi eleyebiliyor.
  • 35182
    bu sezon* united’ı deplasmanda yenen, bayern’e 2 maçta kök söktüren, zor görünen tüm maçlarda müthiş özveriyle oynayan ama özellikle ilk kopenhag maçı ve bugün* 1-1’ken nasıl olsa kazanırız havasında ceza sahası önünde rahat takılan futbolcuların takımı. bu bence fazla özgüven kaynaklı ve olumlu anlamda büyük işler yapmış bu ekibin bu tip maçlarda bu ruh haline bürünmemesi için okan burukun ders çıkarması lazım.
  • 35184
    schalke eşleşmesinden beri eleme turu geçemeyen takım. bu rezaletten öte bir durum. bunu kabul edemiyorum. her sene saçma sapan şov transferleri yap, deli gibi maaş bütçesi çıkar hem de bunu ekonominin kötü olduğu, bir ton borcun olduğu halde yap ama avrupa'da tokat yemeye devam et. bunu kabullenemiyorum. kabullenenlerle de aynı takımı tuttuğuma inanmak istemiyorum. galatasaray hem lig hem de avrupa'yı götürmesi zorunlu bir takım olmalı. bu maaş bütçeleriyle herhangi bir bahaneye sığınılmamalı.
  • 35185
    üzüldüm ama asıl üzen avrupa'dan elenmek değil. her yerden elenebilirsin, o maç özelinde şanssız olursun, topların girmez vs. ancak bizim sorunumuz çok daha fazlaydı. sparta prag formda bir takım olabilir, bayern münich'le oynarken bizde formda bir takımdık ancak adamlar kalitesiyle öyle ya da böyle yendi bizi.

    sparta prag- galatasaray eşlemesinde de durumun böyle olması lazımdı. kadro kalitesi olarak sen üst seviyedesin sen bu takımlara karşı kötü oynayabilirsin ancak sahada böylesine aciz, vasat helva gibi dağılan görüntüde olamazsın.

    10 kişi kalıyorsun, bu tecrübede ki oyunculara sahip takımlar, atak yapamasa da kemik gibi durur arkada, maçı bir şekilde uyutur bitirir. biz iki maçta da kırmızı yedikten sonra hemen gol yiyoruz, hemde böyle duran toptan falan değil akan oyunda, rakip oyunların rahat rahat vuruş yaptığı pozisyonlarda golü buluyorlar.

    yakıştıramıyorum bu durumu, galatasaray avrupa'ya yine gider bu ne ilk ne son ancak bu durumlara düşeceksek, gitmeyelim. bir kere şunu artık anlayalım, avrupa'da başarılı olmak için isimli kadro kurmak kafasından bir an önce çıkalım, her şampiyon olan bunu denedi hepsi de nal topladı geldi, olmuyor işte.

    (bkz: 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı)
  • 35186
    uzun yıllardır avrupa’da başarısız. avrupa kupalarında karşısına çıkabilecek herhangi ortalama bir takıma karşı diş geçirebileceği şüpheli. taraftarı hala “ait olduğumuz yer şampiyonlar ligi.” diyebiliyor. camia olarak boy aynasına ihtiyacımız var.

    kupa hayal edebileceğimiz tek yer biraz şans yardımıyla konferans ligi ve orada da statü gereği uzun bir süre bulunmayacağız. 90ların sonunu ve 2010ların başını görmüş galatasaray tataftarının boynu bükük.

    en utanç verici kısım da iç saha maçlarımız. avrupa kupalarında son 10 yıldaki iç saha performansımız acınası noktada. soran olursa cehennem deriz.
  • 35187
    bence en üzücü olan ve camiayı bu kadar sarsan şey şampiyonlar liginden elenmek, ilk eleme turunda avrupa liginden elenmek ve hatta gerçekleşmeyeceğinden eminim de olsa dahi şampiyonluğu kaybetmek değil de aslında bu seneki takımın 22-23 sezonundan daha kötü olması. kadronun gelişmek yerine geriye gidip o inşa sürecimizin sekteye uğramış olması. ek olarak, geçen seneye kıyasla taraftarla bağı kurulamamış birçok oyuncunun olması kaosa sebebiyet veriyor.

    22-23 şampiyonluğu sonrası üzerine bir şeyler daha koyup 23-24 şampiyonluğu+avrupa’daki bu tablo olsa bu kadar yıkıcı olmazdı. sene sonunda yine elimizde şampiyonluk ve bu avrupa karnesi olacak ama çok da hoşnut olamayacağız. 24-25 sezonuna bir sene daha yaşlanmış muslera, bir tık yıpranmış icardi-kerem ikilisi ve sağ-sol bek, biri 8 biri 10 olmak üzere iki orta saha, belki sağ kanat ihtiyaçlarıyla başlayacağız. yeni kurulan ve gelişen bir takımın 2. senesinin bu şekilde geçmesi ve 3. seneye böyle girmesi çok yıkıcı.
  • 35188
    gayet iyi bir takımdır. bize mağlubiyetin ne olduğunu unutturmuş, mağlup olduğunda ilk defa hayal kırıklığına uğramış insanların yaşayacağı türden acılar yaşatan bir takımdır. kıymetini bilmek lazım. bu sezon yaz döneminde transfer planlamasını iyi yapamadık. ara transfer döneminde de avrupa hedefimizi bu senelik ötelediğimiz açıkça ortadaydı zaten. çok iyi bir hocamız var. onun sayesinde uzun bir aradan sonra yeniden hayaller kurmaya başladık. ne olursa olsun bu takımın yine yüzümüzü güldüreceğini biliyorum. şimdi önemli olan ligde şampiyon olup tekrar şampiyonlar ligi’ne gitmek.
  • 35189
    takım oyunlarında her bir unsurun aidiyet hissetmesi çok önemli. aidiyet hisseden oyuncu sayısı düştükçe girdiğin yarıştan verim alma oranın da düşer.
    zaha, ziyech, ndombele, tete vesair bunlar bir şekilde formamızı giyiyorlar ama asla bu takımın parçası değiller. alayını berkan' ın tırnağına değişmem vallahi. her takımda bunun gibi bir iki örnek olabilir ama bizde sayıları fazla ne yazık ki.
    umarım önümüzdeki sene daha diri, aidiyeti ve haliyle mücadele gücü yüksek bir takım kurarız.
  • 35190
    sezonun kalanında tek önemli hedefi kalan takımımız, şampiyon olmak. uzun vadeli hedefi düzenli olarak şampiyonlar ligine katılmak olmalıdır. şuanda avrupa'dan elenmiş olarak odaklanacağımız tek şey ligdeki şampiyonluğu elde etmek. önümüzdeki yaz gerçekleştirmemiz gereken hedeflerimiz;
    -şampiyonluk
    -şampiyonlar liginde gruplara kalmak, ilerleyebildiğimiz kadar ilerlemek.
    -kulübün borçlarını ödemek
    -okan hocamızın sözleşmesini uzatmak
    -güzel bir transfer dönemi geçirerek eksik bölgelerimizi paraya kıyarak katkı vermesi garanti, kaliteli isimlerle doldurmak.(10 numara, sağ bek, 8 numara, yedek snt)
    -aldığımız oyuncuları önümüzdeki sezon da şampiyonlar liginde parlatıp daha fazla gelir elde ederek maddi olarak güçlenmek
    -maddi olarak güçlenerek başta diğer istanbul takımlarıyla ekonomik olarak makası açmak, lige uzun vadede ambargo koyacak temelleri atmak.
  • 35191
    https://x.com/...IPYJeUJNrgBb4GYvI0hw

    milyonlarca euro/dolar/tl/japon yeni kazanan beyfendilere profesyonel olarak yaptıkları işlerini ciddiyetle yapmaları için sürekli video editleri, sosyal medya sevgileri veya mektuplar falan yazıyoruz, ponçik yürekleri kırılmasın da para aldıkları işlerini yapsınlar diye ama sonuç işte yukarıdaki tweet!

    şimdi bu takım türkiye liginde şampiyon olana kadar kadrodaki tüm futbolculara bunu izletmeli öyle 1-2 kere veya 1 hafta değil her antrenman öncesi, her antrenman sonrası, her florya’ya girdiklerinde, her florya’dan çıkarken, her duşa girdiklerinde, her duştan çıktıklarında, her maç önünde, her maç sonrasında o chris hemsworth’ün her saç telinin, o taş canavarın her taşının şeklinin gözlerinin önünden gitmeyecek hale gelene kadar!

    şu videoyu izlerken benim kadar sinirlenmeyen, bu video bana koyduğu kadar ona ağır gelmeyen, bunu sindirebilen tüm futbolcular da siktirsin gitsin bu kulüpten gerekmez galatasaray’a böyle kansız, ruhsuz tipler!
  • 35193
    bir günde her şeyi başarması istenen, beklenen takımım.
    bu takımı tuttuğum günden beri beklentilerimi arşa çıkarmadım.
    evet avrupa’da kupa kazacak bu takım. bunu her galatasaray taraftarı gibi biliyorum. ama bu bir iki sezonda olacak işler değil. önce hocamız sonra takım avrupa maçı oynama alışkanlığını kazacak. seviye seviye gideceğiz bu açık. okan hocanın galatasaray’la ilk avrupa serüveninde şl finali beklentisine girenler iki gündür toksiklik saçıyor. ne takımın maç satmadığı kaldı ne hocanın futbol bilgisizliği. bu takım üzerine koya koya gidecek.
    bu sene elinde üç hedef var hala. süper kupa, türkiye kupası, süper lig. şimdi kalkıp trip atacak zaman değil. ya bu takıma sahip çıkıp seneye de şampiyonlar liginde boy göstereceğiz ya da her dakika çemkirip herkesi mutsuzluğa sürükleyeceğiz.
    kusura bakmayın ama sizin arabesk, toksik, hayat hep mutsuz geçsin tripleriniz yüzünden ben şampiyonluk yolundaki takıma laf söyleyip mayıs ayındaki keyfimden olamam.
  • 35194
    22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı sonrası enseyi karartacak bir durum yok. 1-1 ken 3-4 pozisyonumuz var net geldiğimiz. kaan oyun dışı kalmasa biz yine maçı beraberliğe bağlardık. ama avrupa'da devam etmek bizim için iyi olur muydu emin değilim. rotasyonumuz çok dar, sol bekimiz avrupa'da yok. berkan özveri gösterse de temaslı oyun oynayamadığı için asla orayı idare dahi edemez. sadece demirbay-torreira orta sahası 3 kulvarı kaldıramaz. bu da sonraki turlar için heves kırıcı bir durum. yoksa ben ual’de bir yarı finali süper lig şampiyonluğuna tercih ederim, ama görünen köy, kadronun 3 kulvarı kaldıramayacağı. okan hoca’nın bu sene avrupa serüvenimizle alakalı en fazla kopenhag ve prag deplasmanlarını analiz etmesi gerekiyor ki seneye bunları yaşamayalım.
  • 35195
    bu sene ligde ne kadar başarılıysa avrupa da o kadar başarısız oldu. en azından benim beklentimi sonuç olarak vermedi. camianın beklentisini de verdiğni sanmıyorum. oyun anlamında çok büyük işler yapmış olmamız hepimizi aldattı. bazen de skora oynamamız gerekiyor. aynı taktikle puan kaybettiğimiz herhalde 5. avrupa maçı oldu, bu da bize en sonunda avrupada havlu attırdı. her ne kadar hezimet yaşasakta ben bunun lige olumsuz yansıyacağını düşünmüyorum.
  • 35196
    bu seneki avrupa maceramızın çok uzun sürmeyeceği, kadroya orjinal bekler yazılmadığı zaman belliydi aslında. ama üzücü olan kısım şu ki, bizim beksiz de olsak prag seviyesinde bir takımı eleyebilmemiz gerekirdi. ama gerek kırmızı kartlar olsun, gerek bek olmayan oyuncuların üzerinden yediğimiz kafa golleri olsun, gerekse de erken oyuncu değişiklikleri olsun olmadı. şu an tek diyeceğimiz şey, ha 1 tur ha 2 tur bu yolda sonuna kadar gidemeyecektik zaten.

    bu saatten sonra benim takımdan en büyük beklentim lig maçlarında ayağımızı gazdan çekmemek olacak. maçları kazanıp 3 mü attık artık 5 i kovalamalıyız. fenerbahçe ile olan gol averajını kapatıp, ligin final maçına en kötü senaryoda beraberlik de bizim cebimizde olacak bir şekilde çıkmalıyız. artık rotasyonluk ya da dinlenmelik bir durumumuz yok çünkü.
  • 35198
    eğri oturup doğru konuşma vakti. güzel oyun, akıllı oyun hepsinin sınırı var. şu anda en gerçekçi ve akıllı hedef lig şampiyonluğudur.

    avrupa olunca gözü başka bir şey görmeyen ben diyorum bunu. iki bekimiz birden yok. oyun aklı en yüksek oyuncumuz sakat. on numara pozisyonunu rotasyonsuz yaşı gelmiş bir oyuncuya bıraktık. bu kadro mühendisliği ile hayalimiz gerçekleşmeyecekti.

    şimdi akıllı olma zamanıdır. teknik ekibi de oyuncu kadromuzu da süründürmeyelim. ligin sonu görünüyor. lig için bir bekimiz var. kadro da yeterli. şampiyonluğu bunlara bırakıp bütün emeklerimizi yok etmenin anlamı yok.

    galatasaray biraz düşse de kalkmasını bilir. bize ihtiyacı var. kol kırılır yen içinde kalır. kötüyü güldürmeyin. yolumuz açık olsun.
  • 35199
    takımdaki bitik yıldızlardan, mücadeleden kaçan tiplerden uzaklaşıp fizik kalitesi yüksek isimler ile anlaşması gereken takımım. şu an futbolda fizik kalite en önemli parametre. kalitesi düşük ama fizik gücü yüksek takımlar beklenmedik başarılar elde edebiliyor. biz avrupa'nın en büyük takımları gibi hem fizikli hem de teknik isimleri alamayacağımıza göre bitik yıldızlarla uğraşmak yerine genç dinamik isimlere yönelelim. yetenek+fizik kalite karışımı ile başarıya ulaşmaya çalışalım.
  • 35200
    ön not ile başlamak istiyorum. uzunca bir yazı olacak, 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçından sonra eğer hala sakinleşememiş ya da sezonu bir veya bir kaç kişinin üstüne yıkmaya çalışan taraftar yazarlar, sayfayı aşağıya kaydırıp direk ofa basabilirler. hem onlar hayatlarından belli bir vakit kaybetmemiş olurlar hem de fikirlerimin onlara ulaşmaması mutlu eder, ulaşıp da düzgün yorumlayamamalarındansa.

    2023-2024 yaz transfer sezonunda yaşananlar sadece fırsat transferi, transfer çalımı vesaire değildi. malesef ki öncelikle kafada bunu oturtmak gerekiyor. o günün şartlarında yapılabilecek transferlerin en iyileri yapıldı. sonucu iyi mi oldu ? hayır. ama bu o günün şartları için yanlış hareket edildiğinin göstergesi değildir. hiçbir şey garanti olmuyor hayatta, ki bunu da futbol dışı bir olayla herkes tecrübe etti yakın zamanda.* adam belki 20 senesini harcayıp, sonunda hayaline kavuştu ama bir virüs çıktı dağıttı her şeyi. bunun bilincinde olabilmeliyiz. ya da taraftar mantığıyla anlatayım, şampiyonluğa giden seriyi yakalamışken, şampiyonluğu kaybettik bu virüsle beraber. çok da iyi gitmediğimiz bir sezonda ligin ikinci yarısı şampiyonluk modunu açmış 17. hafta itibariyle üst üste 8 maçlık seri yakalamıştık ve 6. sıradan lider ile eşit puana gelmiştik. sonrasında ise aslında kasım 2019 gibi yayılmaya başlayan virüs salgını, mart 2020 itibariyle tüm dünya ile birlikte en üst seviyelerine erişti. marttaki 2 maçta yaşanan puan kayıplarından sonra lig ertelendi. neyse konumuza döneyim.

    bizim en büyük sorunumuz, sıkıntımız sistem. sistem için de dört organın da uyumlu çalışabilmesi gerekiyor. nedir bunlar ? teknik direktör, scout ekibi, yönetim ve transfer komitesi.

    açıkçası çok uzun zaman sonra sistem odaklı, ne istediğini bilen, kimsenin görmediği noktalarda futbolculardan verim alabilen bir teknik direktörümüz var. eğer böyle bir teknik direktörümüz olmasaydı bugün, ne boey’i bu bonservise satabilirdi yönetim ne de barış milyonlarca euroluk bir futbolcuya dönüşmüş olurdu. sistemi ve stili kendisinin de baş aktörlerinden olduğu uefa kupası ve dört senelik dominasyon dönemi futbolunun bir varyasyonu. fakat arada şöyle bir fark var. ülkede gazetecisinden yorumcusuna, taraftarından spikerine kadar çok çabuk gaza geliyoruz. bahsettiğim efsane kadro, senelerce beraber oynadı o başarılar gelmeden önce. sadece dört sene beraber oynamadı. 7, 8, hatta 10 senedir beraber oynayan adamlar vardı o kadroda. ana kadro oluştukça her sene üstüne bir şeyler eklendi. ve en sonunda biraz şans biraz da uyumun etkisiyle, hagi katıldı 96’da kadroya ve durdurulamayacak yükseliş başladı.
    linkten sezon seçilerek yapılan transferler, takımdan ayrılanlar görülebilir.
    https://www.transfermarkt.com.tr/...;detailpos=&w_s=

    yalnız yine hatırlatmak gerekiyor, uefa kazanılana kadar bir çok yenilgi de alındı avrupa arenasında.

    97/98 şampiyonlar ligi gruplarında dün hakkında köy takımı diye saçma sapan birçok entry gördüğümüz sparta prag evinde 3-0 yendi efsane kadroyu.

    98/99 şampiyonlar ligi gruplarında bu sefer rosenborg yine 3-0 yendi kendi evinde.

    99/00 uefa’yı aldığımız sene şampiyonlar ligi grubunda chelsea 5-0 yendi ali sami yen’de. bölükbaşı-zola iş birliğiyle rezil bir gece yaşamıştık.
    hatırlamayan ya da hiç izlememiş gençler için;
    https://youtu.be/wjYj4_N4x70?feature=shared

    kısacası avrupa’da başarı, sistem, uyum ve zaman istiyor. elimizde okan buruk gibi bir cevher varken, hem yönetimin hem taraftarın kendisini rahat bırakması ve takımı yavaş yavaş işlemesine müsade etmesi gerekiyor. takımın başında henüz daha ikinci sezonu bile bitmemişken lokal arenada kırılmadık rekor bırakmayan bir teknik direktörümüz var. biraz anlayış biraz zamanla avrupa’da başarı da gelecektir. sosyal medyanın herkesi ele geçirmesiyle hızlı tüketim günümüzün bir alışkanlığı haline gelse de, hayatta sonuçlar her zaman hızlı, bir parmak şıklatmayla alınamayabiliyor.

    uyum demiştik. takımımızda birbiriyle uyum içinde olduğunu düşündüğüm ikili teknik ekip ve scout ekibi. fakat ne yönetimin transfer komitesiyle ne de transfer komitesinin teknik ekiple uyum içinde olduğunu düşünmüyorum. en azından pratikte. teorik olarak birbirlerini anlasalar da iş pratiğe geldiğinde birçok sebepten doğru uyum sağlanamıyor. ister maddi olarak görülebilir, ister yıldız transferi olarak düşünülebilir, ister de çalım transferleri olarak.

    yönetim kısmına girerken şunu belirtmem gerekiyor, ben bankalar birliği anlaşmasından çıkılmasını destekleyen taraftayım. kimse başarısızlık istemez. ama borçla bu gemi yürümüyor malesef. şampiyonluğu sattınız, avrupa’yı sattınız olarak burada delirip duracağınıza biraz galatasaray tarihini araştırın, spor başarıları olarak değil. maddi olarak neler dönmüş. burada efsane başkan diye methiyeler düzdüğünüz insanların aslında başarıların yanında galatasaray’a ne kadar büyük zararlar verdiğini, sırf sportif başarısı olmadığı için, utanmasalar ölüsünün arkasından taraftarın kına yakacağı başkanların galatasaray’ı kurtarmak için nasıl uğraştığını öğrenin. (faruk süren, ünal aysal, özhan canaydın)

    şimdi bir şekilde bu borcun bitmesinin, galatasaray’ın maddi olarak ipleri eline almasının arkasındayım. aşağıdaki bakınızda anlattım, şampiyonlar liginden elendiğimiz anda bütün planların değişeceğini ve avrupa ligi’nden bir şey beklenmemesi gerektiğini, hatta transfer yapmamamız gerektiğini. çünkü tek bir plan vardı, o da gruptan çıkarak bir daha ayak bastı parası almak ve maddi rahatlamayı sağlamak. hedef çeyrek final falan değildi yani. ki elendikten sonra dedikodu kazanında başkanın bonservis harcamak istemediği döndü bayağı.
    (bkz: galatasaray futbol takımı/#3797176)

    benim bonservis harcama ya da maddi israf kısımlarına hiçbir itirazım bulunmamakta çünkü aynı noktadayız. ama madem bonservissiz oyuncu katacağız bünyemize ve eksiklerimiz var. o zaman daha önce de yazmıştım burada, bu arkadaşları neden düşünmediler. isimler sadece örnek, fakat adana demirspor’un sıkıntıda olduğunu biliyorsun, birçok futbolcusuyla daha devre arası gelmeden sözleşmeler feshedilmiş, birçoğuyla da edilecek. daha dün sakatlıktan dönmüş sergio ile maça çıkmak yerine ya da sakat olsa daha az tepki alacak ndombele ile takımı yedeklemeye çalışmak yerine, stambouli çok daha güvenilir olmaz mıydı son 20 dakika maçı tutmak ya da oyun kurulumu için ? ya da kevin rodrigues, tamam süper bir bek değil uçmaz kaçmaz, ama orijinal bir bek sonuçta, senelerdir süper ligde ne alacağın belli, verim alamayacağın şeyler istemezsen sırıtmazdı, getirirdin dönemin açıldığı ilk gün, yazardın da avrupa kadrosuna bitti gitti. ben ki takımdayken kendisini en sevmeyenlerdendim, belhanda bile düşünülebilirdi, mertens yoruldu mu al son 20 dakika pres yapsın, ortalığı karıştırsın.
    (bkz: benjamin stambouli/#3792805)
    (bkz: kevin rodrigues/#3807396)

    bu iki futbolcuyu 6 ay artı 1 sene tek taraflı opsiyonlu katarsın kadroya, avrupa’ya yazacağız diye ikna da edersin, sonra baktın köhn mü çıktı önüne fırsat, alırsın transfer kapandıktan sonra ligde oynatır, önümüzdeki sene için hazırlarsın.

    vinicius transferi ise tamamen tete’yi kazanmak için yapılmış bir transfer gibi duruyor benim gözümde şimdilik. ne deli gibi presçi bir futbolcu, ne pivot santrafor. top saklama ve top dağıtma özellikleri de çok kötü. muhtemelen sezonun geri kalanında ancak boş kaleye ya da şans golleri attığını izleyebileceğiz. yousef poulsen vardı leipzig’de net kazmaydı ama kimse on birden kesemezdi, çünkü leipzig’in sisteminin temel taşlarından biriydi presiyle. bazı oyuncuları anlayabiliyorum mesela kaan ayhan, hiçbir şey tam değil ama her şey vasatın üstü, doğru bir hoca ile mükemmel bir jokere dönüştü fakat vinicius’da hiçbir şey tam değil ve her şey vasatın altında gibi gözüküyor şimdilik.

    aurier transferine ise malesef bir şey diyemiyorum. kendisi sakat transfer edilmedi, transfer edildikten sonra sakatlandı. siz bir futbolcuya 100m euro da verebilirsiniz ve sakatlanabilir bu her transferde olan bir risktir. (bkz: eden hazard)

    neticede yapılan transferlerin köhn dışında hiçbir katkısı olmadı, olma ihtimali de çok sınırlı görünüyor. köhn ise potansiyeliyle gelecek vaad ediyor. fakat kendisinin de bir menajer önerisi ve şans transferi olduğunu unutmamak gerekiyor.

    buradan sekmek istediğim konu ise okan buruk’un sözleşmesi. acilen ne lig ne de seçim beklenmeden yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum. ribery’i izledik hep beraber ve saçma bir maaş ödemesi sorunu yüzünden kaçan balık nasıl büyük olduysa, okan hoca’da da sözleşme uzatma işini nasıl olsa camianın çocuğu mantığıyla hazirana bırakırsak bir anda dört büyük ligden birinde görebiliriz kendisini. avrupa’da performansıyla tek dikkat çeken boey değildi malesef.

    okan hocayla şözleşme yenilendi, lig bitti, yeni yönetim geldi. yapılması gerek en önemli şey başkan, transfer komitesi ve okan hoca’nın bir araya gelip bir plan hazırlamaları. okan hoca’nın aynı bundesliga ya da premier lig’de bir iş görüşmesindeymişçesine takımın ana ve yedek planlarını anlatması ve belirlenen bu planlar dahilinde hareket edilmesi gerekiyor bundan sonra. boey mi satıldı ? tamam, hemen yerine takip ettiğimiz, potansiyelli 3 aday ile görüşülüp içerisinden uygun olanı hızlıca bitirebilmeliyiz. buna dair barış alper’in üstünden bir yazı yazmıştım.

    (bkz: jota silva/#3855352)

    bu isim jota silva olmayabilir elbette, fakat barış alper gidecek ve biz de onun yerine ikamesini koyacaksak, benzer stillere yönelmemiz gerekiyor. sistem takımlarının tamamı bu şekilde ilerliyor ve malesef ki biz bunu hiçbir dönemde hayata geçiremedik. sistemin ne olduğu önemli değil, bir sistem var ve ona uygun oyuncularla ilerlenirse eğer, bir şekilde sonucun geldiğini bu sene tekrardan acı da olsa, kopenhagen ve sparta prag maçlarında en derinden yaşadık ve öğrendik. hatta molde’yi de buraya ekleyebiliriz.

    mesela başka bir örnek alanya maçlarında dikkat çeken oyuncu oğuz aydın, sisteme uyabileceğini mi düşünüyorsun, barış alper’e alternatif yaratabileceğini mi düşünüyorsun hemen hazırlanmaya başla alternatif olarak.

    görüyorum 75 tane gurbetçi yazılıyor şimdilerde sene sonu için. mesela can uzun, çok izlemedim oyuncu hakkında bir yorum yapmayacağım. 10 numara için olduğu söyleniyor. sağ kanat ve santraforu da yedekleyebiliyor anladığım kadarıyla. skor katkısı güzel fakat benim değinmek istediğim nokta, biz mertens vari bir on numara mı arıyoruz yoksa talisca vari skorer mi ? şimdi arkadaşın pres oyunu hakkında bir bilgim yok, bu sadece bir örnekleme x kişisi olarak da düşünebilirsiniz can yerine. eğer biz yine gidip skorer bir on numaraya yatırım yaparsak ve onunla pres oyunu oynamaya çalışırsak sonuç yine hüsran olacaktır, 1 sene öncesinden belirtmek istiyorum.

    yukarıda bahsettiğim görüşme işte bu tarz durumların önüne geçmek için yapılmalı, bütün plan netleştirilmeli. galatasaray’ın geleceği için ilk feda 2024 yaz transfer dönemi ile birlikte yapıldı, bunun karşılığı olarak avrupa ligi’nden elenildi. çok daha planlı olup, avrupa’yı feda etmeden de geçiştirilebilirdi bu durum, fakat iç kısmını bilemiyoruz. ndiaye’nin istendiği ama maaş olarak 2.5m euro civarı bir talebi olduğu söyleniyordu. belki böyle durumlar da mevcuttur diğer oyuncular için de.

    önümüzdeki dönemde fedaların daha da yapılacağını düşünüyorum. umarım fedalar boşa gitmez ve ileride borçsuz(ya da minimal borçlarla), zengin, kendi ayakları üstünde duran bir galatasaray’ın olduğu geleceğe doğru yol alabiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın