37120
teknik adamlık kariyerinin muhtemelen son kulüp takımında başarılı olmasını canı gönülden temenni ederim ama oluşturduğu teknik ekibi gördükten sonra başarılı olacağına dair pek de ümitli değilim.
fatih hoca "arkadaşlar ben artık ders almam, ders veririm" dediği günden beri teknik ekibinde o'na gerçek manada yardımcı olacak, o'nunla fikir alışverişi yapacak futbol adamlarını istemiyor. son derece muhafazakar, hocaya itiraz etmeye cesareti olmayan, futbol bilgisi sınırlı, itaatkar insanlardan oluşan bir ekibi var terim'in ve hoca nereye giderse gitsin o insanları da beraberinde götürüyor. milli takım, galatasaray, panathinaikos fark etmiyor. bir nevi o isimlere babalık yapıyor, iş imkanı sunuyor terim. günümüz futbol endüstrisinde bu gibi duygusallıklara yer yok. 48 yaşındaki okan buruk florya'ya girerken irfan saraloğlu'nu da yanında getirdi, ekibine daha sonra ispanyol ismael garcia'yı da dahil etti. peki 70 yaşındaki fatih terim'in irfan saraloğlu'su kim? yok. kim var peki hocanın yanında yunanistan yolculuğu esnasında? necati ateş var, şükrü hanedar var, eray sözen var. gözlerim selçuk inan'ı, müfit erkasap'ı, ali yavaş'ı aramadı değil; bu isimlerden bazılarının da ekipte olduğunu ilerleyen günlerde duyarsak şaşırmam. halbuki bu adamların, daha doğrusu bu tarz biada dayalı ekipçiliğin devri geçti. çok zaman oldu geçeli. mustafa denizli'nin, şenol güneş'in yeni futbol dönemine zihinlerini kapalı tutmalarını anlayabiliyorum ama fatih hocanın birçoğu gereksiz ve yetersiz isimlerden oluşan ekipçiliğinden senelerdir zerre taviz vermemesini yadırgıyorum. necati ateş galatasaray'da önce mevki antrenörü sonra da yardımcı antrenör iken ne başardı, ne ortaya koydu ki fatih hoca alıp onu panathinaikos'a götürüyor? necati'nin vasfı ne? veya eray sözen, şükrü hanedar ne işine yarayacak fatih hocanın orada? bunların cevabı bende yok. bunların aslında cevabı fatih hocada da yok ama zaten bu soruların cevapları fatih hoca için önemli de değil. etrafında olan insanların hocaya işlerinde yardımcı olabilmesi veya o'nu hatalarından arındırabilmesi fatih terim'in istediği bir şey değil çünkü. aradığı kriterler değil çünkü bunlar. hocanın ekip oluştururken aradığı tek kriter koşulsuz-şartsız biad. bunu kabul eden karakterdeki insanların da bilgileri, birikimleri, yetkinlikleri sınırlı düzeyde olmakta. hoca için zaten farklı kriterler bir önem arz etseydi, 10 ocak 2022 günü kendisiyle beraber sözleşmeleri feshedilen isimlerin hemen hepsini yaklaşık iki sene sonra bavullarıyla beraber atina'ya götürmezdi. hocanın bu anlayışının, bu itaate dayalı bakış açısının türk futbolunda veya avrupa futbolundaki herhangi bir takıma katacağı bir değer olduğunu düşünmüyorum. o devir geçti.
yazdıklarım özelinde yanılmak ümidiyle, fatih hocaya tekrar başarılar dilerim yeni meydan okumasında.
fatih hoca "arkadaşlar ben artık ders almam, ders veririm" dediği günden beri teknik ekibinde o'na gerçek manada yardımcı olacak, o'nunla fikir alışverişi yapacak futbol adamlarını istemiyor. son derece muhafazakar, hocaya itiraz etmeye cesareti olmayan, futbol bilgisi sınırlı, itaatkar insanlardan oluşan bir ekibi var terim'in ve hoca nereye giderse gitsin o insanları da beraberinde götürüyor. milli takım, galatasaray, panathinaikos fark etmiyor. bir nevi o isimlere babalık yapıyor, iş imkanı sunuyor terim. günümüz futbol endüstrisinde bu gibi duygusallıklara yer yok. 48 yaşındaki okan buruk florya'ya girerken irfan saraloğlu'nu da yanında getirdi, ekibine daha sonra ispanyol ismael garcia'yı da dahil etti. peki 70 yaşındaki fatih terim'in irfan saraloğlu'su kim? yok. kim var peki hocanın yanında yunanistan yolculuğu esnasında? necati ateş var, şükrü hanedar var, eray sözen var. gözlerim selçuk inan'ı, müfit erkasap'ı, ali yavaş'ı aramadı değil; bu isimlerden bazılarının da ekipte olduğunu ilerleyen günlerde duyarsak şaşırmam. halbuki bu adamların, daha doğrusu bu tarz biada dayalı ekipçiliğin devri geçti. çok zaman oldu geçeli. mustafa denizli'nin, şenol güneş'in yeni futbol dönemine zihinlerini kapalı tutmalarını anlayabiliyorum ama fatih hocanın birçoğu gereksiz ve yetersiz isimlerden oluşan ekipçiliğinden senelerdir zerre taviz vermemesini yadırgıyorum. necati ateş galatasaray'da önce mevki antrenörü sonra da yardımcı antrenör iken ne başardı, ne ortaya koydu ki fatih hoca alıp onu panathinaikos'a götürüyor? necati'nin vasfı ne? veya eray sözen, şükrü hanedar ne işine yarayacak fatih hocanın orada? bunların cevabı bende yok. bunların aslında cevabı fatih hocada da yok ama zaten bu soruların cevapları fatih hoca için önemli de değil. etrafında olan insanların hocaya işlerinde yardımcı olabilmesi veya o'nu hatalarından arındırabilmesi fatih terim'in istediği bir şey değil çünkü. aradığı kriterler değil çünkü bunlar. hocanın ekip oluştururken aradığı tek kriter koşulsuz-şartsız biad. bunu kabul eden karakterdeki insanların da bilgileri, birikimleri, yetkinlikleri sınırlı düzeyde olmakta. hoca için zaten farklı kriterler bir önem arz etseydi, 10 ocak 2022 günü kendisiyle beraber sözleşmeleri feshedilen isimlerin hemen hepsini yaklaşık iki sene sonra bavullarıyla beraber atina'ya götürmezdi. hocanın bu anlayışının, bu itaate dayalı bakış açısının türk futbolunda veya avrupa futbolundaki herhangi bir takıma katacağı bir değer olduğunu düşünmüyorum. o devir geçti.
yazdıklarım özelinde yanılmak ümidiyle, fatih hocaya tekrar başarılar dilerim yeni meydan okumasında.
