• 714
    sonuç olarak galatasaray'ın avantajlı ayrıldığı müsabaka.
    lig bu sene büyük ihtimalle ikili averaja kalacak, son haftalarda fenerbahçe'yi iç sahada yendiğimiz an büyük bir avantaja sahip olacağız, hatta o maça kadar 3 puan geride olsak bile sorun değil.

    maça gelecek olursak hangi teknik direktör daha kötü kadro çıkarmış ben karar veremedim.
    kağıt üstünde iki takım da en ofansif oyuncularının sahaya sürmüştü.

    fenerbahçe'den başlayacak olursak; stoper hattı dijku ve ostorwolde, hiç güven vermeyen vasat altı bir ikili. önlerinde yerden kalkmayan crespo ve yumuşak irfan, kanatlarda merkez desteği olmayan cengiz ve tadic, bekleri ferdi ve osayi, ön ikilisi ise syzmanski ve dzeko yaşlısı.

    galatasaray ise oyuna hakim olmak esaslı bir 11 çıkardı, sorun şuradaki aynı 11 karagümrük maçına bile hakim olamamıştı.

    fenerbahçe hücumcu görünümlü bir 11 çıkarmasına rağmen derbi tarihinin en korkak 45 dakikasını oynadı, ismail bu kadar korkmana gerek yok yani. en fazla mağlup olursun. art arda 3 tane pas yapamayan bir fenerbahçe gördük, pas isabet yüzdeleri %60'lardaydı, geriden oyun kurma yok, rasgele uzun toplar vardı, takım boyu 65 metreydi belki de. geride açık veririm korkusuyla ön alanda baskı yapmaktan da korkan bir rakip vardı. nitekim fb ilk yarıda hiçbir şey yapamadı, galatasaray'ın sette etkisiz olduğunu bildikleri için ve kendi oyuncularına güvenmedikleri için geriye yaslanıp beklediler.
    tadic oyunda kaldığı süre zarfınca 4 isabetli pas yapabildi, cengiz oyunda kaldığı süre boyunca 7 isabetli pas yaptı, szymanski ise 14 isabetli pas yaptı.
    dzeko hava toplarında nelsson tarafından rezil edildi, paspas edildi. nelsson belki de gs kariyerinin en rahat maçını oynadı. tadic tek bir pozisyon dışında ezim ezim ezildi boey karşısında, barış alper ise cengiz ve osayi'yi üst üste koydu.
    fenerbahçe'de kontra silahı yoktu, nelsson ağır bir oyuncu, nelsson'a ter attıracak bir koşu bile yoktu. valencia falan en azından arkaya sarkmaya çalışıp biraz yıpratıyordu.
    okan buruk da önde baskıyı gösterince, fb iyice zavallı bir yarı çıkardı.
    ilk yarının hikayesi bu.

    ikinci yarının başında ise cengiz yerine ismail yüksek girdi ve bu ismail'in doğru bir hamlesiydi, irfan kanatta olsa bile merkez desteği olan bir oyuncu ve ismail yüksek de öyle ya da böyle genç ve dinamik bir oyuncu. bu hamlelere karşı okan buruk'tan herhangi bir reaksiyon gelmedi.
    tabi ki dakikalar geçtikçe galatasaray'ın oyuncularının enerjisi düşmeye başladı, çünkü hoca 4-2-4'e taktı maalesef.
    özellikle demirbay'ın ikili mücadeleleri kaybetmeye başlaması ile oyun fenerbahçe'ye döndü. syzmanski'nin etkili bir şutu vardı, burada fb'nin merkezdeki üstünlüğü bu pozisyonun oluşumunda etkiliydi.
    dakikalar 80'i gösterince merkeze kaan+ ndombele alan okan hoca, oyunu dengeledi ve maç berabere bitti.

    hakem arda kardeşler'in her müdaheleye faul çalacağını maçtan önce söyledik zaten, 42'den fazla faul çaldı. sadece 2 pozisyona faul çalmadı, onlar da icardi'nin pozisyonuydu zaten, onlara faul çalsa 2 tane de kırmızı göstermek zorundaydı.
    icardi'nin ilk penaltı pozisyonu dünyanın en net penaltı ve kırmızı kartı ama çalamadılar, şaşırdık mı hayır. çünkü var'daki adam maç önünde fb tweetleri beğenmekle meşguldü, herhalde yine sosyal medyaya daldı. orada penaltı kırmızı gelse maç farka gidecek ve ikili averaj da elimize geçecekti, şampiyonluk yolunda inanılmaz bir hakem desteği daha geldi.

    neyse bunları biliyorduk zaten, bildiğimiz şeyler de başımıza geliyor, sadece izliyoruz.

    okan hocam geçen sene yaptıklarını bu sene unuttu galiba, içerde dışarda iki defa 3 atmıştık bu takıma ama nasıl attığımızı unuttu herhalde hoca. yaz transfer döneminde fiziksel olarak güçlü galatasaray diye sürekli belirttim, yumuşak galatasaray ilkesi benimsendi ve bu yumuşaklığın da cezasını çekiyoruz.
    kimlerle biz fb'ye üçer attık; berkan, rashica, zaniolo, forvet barış alper.
    dün berkan yerine daha yumuşak olan dayı vardı, rashica ve zaniolo yerine ziyech vardı ve önde rakibi dağıtan barış alper de bugün başka mevkide oynadı, barış yine oynadığı yeri dağıttı bu arada. fakat yanlış yerde dağıttı.

    galatasaray'da öndeki 4'lüde kerem hariç sprinter oyuncu yok. rakipte helva gibi merkez yakaladık, derbi tarihinin en yumuşak merkezlerinden birisidir ama bizim ilerdeki oyuncular sprint atmaktan yoksun olduğu için gram tehdit edemedik rakibi.
    barış alper sahadayken başka mevkide barış alper'i aradık. dijku ostor ve irfan ya da ferdi arasına atılan bir barış alper'in yaratacağı tahribatı kaçırdık.
    icardi sakat ve düzelemedi, adım atamıyor maalesef ve sahada kalıyor sürekli. rakipten gelen bir pozisyonda 10 metre önde karşı karşıya kalan adam vasat altı stoperlere yakalandı yere kapaklandı, bu adam geçen sene ligin en güçlü oyuncusu ndyiashmihiye'ye omuz atıp yıkıyordu.

    okan hoca city gibi set oynadığımızı sanıyor hâlâ, bu yüzden de dakika 80'e kadar değişiklik yapmadı. guardiola da değişiklik yapmıyor dedi kendisi ona istinaden diyorum. fakat maç sonunda kerem 7 isabetli pas, mertens yine 6-7 isabetli pas ve icardi yine aynı miktarda isabetli pas yaptı.
    şu pas sayıları bizim üçüncü bölgede neler yaptığınızın özetidir. rasgele bir city maçında, rakip farketmeksizin haaland harici herhangi bir oyuncunun pas sayısına bakılırsa tek başına bizim 4-5 adamdan daha fazla sayıya ulaştıkları görülüyor.
    bunu neden anlatıyorum söyleyeyim, biz neden zaha'dan biz neden ziyech'ten verim alamıyoruz bunu herkesin görmesi gerekiyor.
    kerem 7 pas yaptı ama sorun oldu mu bence hayır, çünkü kerem aynı zamanda geçiş oyuncusu, kerem savunma arkasına sprint de atabiliyor, kerem'le bu oyunu oynarsın.
    zaha fiziksel sorunlarından dolayı sprint atamıyor, icardi sprint atamıyor, ziyech sprint atamıyor, mertens kısa mesafede küçük koşular atıyor ama mesafe uzayınca sprint atamıyor. yav zaten üçüncü bölgede 3-5 pas yapabiliyor bu adamlar, e bu adamlar sprint de atamıyor, ben ne anladım bu işten.
    city ile fluminense daha geçen gün maç yaptı, aralarında çağ farkı var maalesef, brezilya takımı free style olarak şov yaptılar ama city rakibini kafes tellerine yaslayan güreşçi gibi kontrol altına aldı maç boyu.
    biz ne kadar ittirebildik fb'yi? kolay kırılabilecek bir fb vardı, zaten fred yokken ve benzer yumuşaklıkta bir merkezle danimarka'da 6 tane yemişlerdi.

    maç boyunca 1 tane isabetli şut atıldı.
    korkak ismail de bizi durdurmuş oldu, bunu da kabul etmek gerekir.

    okan hoca bayern'e yaptığı ön alan baskısı ile zaten dünyanın en cesur hocalarından biri olduğunu kanıtladı. bence fb maçında yapılan hatalardan biri de ferdi karşısında ziyech'i kullanmaktı, çünkü yaptığın baskı en zayıf defansif halkan kadar oluyor. ziyech yine gayretli şekilde mücadele etti ferdi'ye karşı, ama rakibin de fred yokken bizi kırabileceği tek nokta orasıydı. biz geçmişte zaniolo ile orayı mahvetmedik mi? rashica orayı mahvetmedi mi? bugün bu adamlar olsa yine aynısı olurdu.
    barış alper mesela önde bir yerde olsa kim denk gelse onu perişan edecekti, havadan yerden her şekilde.

    okan hoca topsuz oyun hocası ve topsuz oyun oynuyorsan oyuncuların yoruluyor, zaten sistem gereği kocaman yerleri 2 oyuncuya bırakıyoruz, o adamlar da yorulunca iyice acı çekiyoruz. guardiola topun peşinde bu kadar koşsa inanın dakika 50 olmadan takımın yarısını yeniler. bir nevi maç öncesi içinde aktif dinlenme yapıyor, peki biz aktif dinlenme yapsak buradaki taraftar maalesef hocayı hemen kovdurur, futbol kültürü bu. buradaki aktif dinlenme her maç torreira'nın 2 defa kendini yere bırakması. o kadar geniş alanda savaşıyor taş olsa çatlar.
    zaten set namına gram beklentim de yok, olmayacak bu. bu yüzden ısrarla doğru oyuncu profillerine gidilmesi gerektiğini belirtiyorum. bu hocanın rize'de başarılı olduğunda forveti çiğ et yiyen muriqi'ydi, 10 numarası savaşçı orta saha olan boldrin'di, samudio gibi kemik kıranlar kanatta oynuyordu, sol beki melnijak bile sert oyuncuydu, kanatlarında hızlı sprinter esmer oyuncuları vardı, aminu muydu neyse artık.
    okan hoca başakşehir'de ikinci senesinde takımı küme hattındayken görevden ayrıldı, çünkü orada da yumuşak oyuncularla bir kadro kurulmuştu. bakmayın şimdi boey, nelsson, torreira, kerem gibi oyuncular var da takım kör topal ayakta kalıyor. bunlar devreden çıkarsa bizim de sonumuz aynı olacak.

    devre arası geldi artık alınması gereken oyuncu profilleri belli. isimler önemli değil, doğru profiller lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın