5
erol büyükburç gibi bir adam bu. ağaran peruğuna rağmen hala itidal kazanamadı. bir şeyler yazıp konuşuyor, hiç bir denetime takılmıyor. denetim derken peruğun altındakinin denetiminden bahsediyorum. insanın en önemli denetimi orada çünkü.
küfürü severim, hakkını verip yapanı da. ama edilen adamın da önemi büyüktür, edenin vurgusu kadar. küfürün estetiği çok önemlidir. mesela hakkını vererek söylenen "uleeyn!" bile değme küfürden estetik gelir kulağa. hakaret değildir zaman zaman. uyarıdır, sitemdir, cuk oturmasıdır düşünülenin.
şahane bir maç izledim cumartesi. sonra bu adamları düşündüm. eleştiri bab'ından bir küfür dizgesi sıraladım.
raul orta sahada yapılan bir faul ile eli ile sarı kart işereti yaptı. sahanın onca güzelinden bir güzel hakem vardı. dönüpte bakmadı bile. vay! dedim "anuna koyiiim" bizi kandırıyor bu ibneler. öyle ya "basacaktı sarıyı", öyle öğretmişlerdi bize bu "ibiş"ler. ama adamda tık yok. "ulan" dedim kendi kendime, "el clasico'dafifa kurallarına yamuk ha?" sonra da düşündüm lan bu raul çıkarsa lezzet nerede kalacak. bu herifi seyretmek isteyen gözlere ne olacak? neyse, real'in kalecisi sinirleniyor kale içinde bin türlü küfür bela okuyor korner atılırken hakeme. kafamda oynatıyorum,ileri geri sarıyorum. hakem umursamıyor bile. ne olacak şimdi. iyi ki uğurcuum yok orada. sarsak ileri geri 30 sarı 10 kırmizi var. bir sürü kelam, bir sürü bela küfür.
sahada herkes oynuyor, herkes harika futbolcu. ama bir puyol var ki bayılıyorum ona. sonra filipescu aklıma geliyor, adamın anasını bellediler. ne hayvanlığı ne vahşiliği kaldı kovdular buralardan. ulan diyorum puyol "edirne'den bu tarafa gelen puyol'un anuna koyayım". öyle ya rastlarsın bir yüzbaşı eskisine ya da çavuş bozuntusuna ömrünü çürütürsün. vay anasıni be! ispanya'da barcelona gibi takımın yıkılmaz kalesi olacaksın. burada olsan maymun!
nerede yaşıyoruz biz yav?
bay bülent neymiş? korteks önemli imiş...
ilkel beyin herkeste var çünkü. ta "homo-sapiens" ten bu güne. ama korteks?...
küfürü severim, hakkını verip yapanı da. ama edilen adamın da önemi büyüktür, edenin vurgusu kadar. küfürün estetiği çok önemlidir. mesela hakkını vererek söylenen "uleeyn!" bile değme küfürden estetik gelir kulağa. hakaret değildir zaman zaman. uyarıdır, sitemdir, cuk oturmasıdır düşünülenin.
şahane bir maç izledim cumartesi. sonra bu adamları düşündüm. eleştiri bab'ından bir küfür dizgesi sıraladım.
raul orta sahada yapılan bir faul ile eli ile sarı kart işereti yaptı. sahanın onca güzelinden bir güzel hakem vardı. dönüpte bakmadı bile. vay! dedim "anuna koyiiim" bizi kandırıyor bu ibneler. öyle ya "basacaktı sarıyı", öyle öğretmişlerdi bize bu "ibiş"ler. ama adamda tık yok. "ulan" dedim kendi kendime, "el clasico'dafifa kurallarına yamuk ha?" sonra da düşündüm lan bu raul çıkarsa lezzet nerede kalacak. bu herifi seyretmek isteyen gözlere ne olacak? neyse, real'in kalecisi sinirleniyor kale içinde bin türlü küfür bela okuyor korner atılırken hakeme. kafamda oynatıyorum,ileri geri sarıyorum. hakem umursamıyor bile. ne olacak şimdi. iyi ki uğurcuum yok orada. sarsak ileri geri 30 sarı 10 kırmizi var. bir sürü kelam, bir sürü bela küfür.
sahada herkes oynuyor, herkes harika futbolcu. ama bir puyol var ki bayılıyorum ona. sonra filipescu aklıma geliyor, adamın anasını bellediler. ne hayvanlığı ne vahşiliği kaldı kovdular buralardan. ulan diyorum puyol "edirne'den bu tarafa gelen puyol'un anuna koyayım". öyle ya rastlarsın bir yüzbaşı eskisine ya da çavuş bozuntusuna ömrünü çürütürsün. vay anasıni be! ispanya'da barcelona gibi takımın yıkılmaz kalesi olacaksın. burada olsan maymun!
nerede yaşıyoruz biz yav?
bay bülent neymiş? korteks önemli imiş...
ilkel beyin herkeste var çünkü. ta "homo-sapiens" ten bu güne. ama korteks?...