3460
yabancı hayranı aşağılık kompleksi kafaların türkiye’ye getirdiği yardımcı hoca.
yardımcı antrenör yardımcı antrenör olarak takıma katılır, alt yapı hocası da alt yapı hocası olarak. 1-2 maçlığına geçici olarak maça çıkmasından bahsetmiyorum. riekering (iyi adamdı ama konu o değil), kuntz ve bu tip adamları türkiye’de a takımların başına getirenlerin ortak argümanı şudur: “aağbi bizde alt yapı yok, sistem yok. getireceksin bir alman, italyan, katalan, öğretecek sana bu işi. sistem sistem. bizde bu yok ühühü. tüm dünya alman taşşağı yesin”.
koca bir hasssssktr çekmek istiyorum. o işler öyle tersten ilerlemiyor. ne yapacan a takıma alt yapı dersi mi verecen? “bak taylan bu adam, bu da alan. göster kardeşe pulgar, neymiş?” ilerlemediğini uygulamalı olarak da gördük, ama gereği yoktu. ya geçici olduğu tanımlı genç bir teknik adamla limana yanaşılacak (daha önce bülent korkmaz ile yaptığımız gibi) ya da doğru düzgün 1. adamlık tecrübesi olan biri gelecekti. gerçek bir teknik direktör ile de 13. olurduk belki ama başarısızlığın özeti “bile bile lades” olmazdı.
futbolun (ister tiki taka olsun ister total) temellerini iyi bilen adam arıyorsanız katalunya’ya, bavyera’ya, amsterdam’a gitmenize gerek yok. türkiye’de de 40 yaş altı pırlanta gibi birçok futbol insanı mevcut bu bilgilere haiz olan. ancak bu sorunlu ülkeden çıkan galatasaray gibi şampiyonluklara ambargo koymuş, avrupa’dan kupalar getirmiş, milli takıma global çapta tanınırlık sağlamış, şampiyonlar ligini kazanamadığı için dövünmüş, başarılara alışmış, arkasında en az 30 milyon kupaya aç ve birçoğu bulabildiği her kanaldan kulübe baskı yapan taraftarı olan bir takıma temel antrenörlük bilgisi ve cv’si ile teknik direktör atamak, açıkça salaklıktır. torrent’in çok ciciş bir karakteri olması (?) da bu gerçeği değiştirmez.
geldiği gün de böyle düşünüyordum fakat o dönem yazacak zamanım yoktu. bir dahaki yabancı aşığı yönetici bir sonraki salaklığını yapana denk, görüşmek dileğiyle torrent’çiğim.
yardımcı antrenör yardımcı antrenör olarak takıma katılır, alt yapı hocası da alt yapı hocası olarak. 1-2 maçlığına geçici olarak maça çıkmasından bahsetmiyorum. riekering (iyi adamdı ama konu o değil), kuntz ve bu tip adamları türkiye’de a takımların başına getirenlerin ortak argümanı şudur: “aağbi bizde alt yapı yok, sistem yok. getireceksin bir alman, italyan, katalan, öğretecek sana bu işi. sistem sistem. bizde bu yok ühühü. tüm dünya alman taşşağı yesin”.
koca bir hasssssktr çekmek istiyorum. o işler öyle tersten ilerlemiyor. ne yapacan a takıma alt yapı dersi mi verecen? “bak taylan bu adam, bu da alan. göster kardeşe pulgar, neymiş?” ilerlemediğini uygulamalı olarak da gördük, ama gereği yoktu. ya geçici olduğu tanımlı genç bir teknik adamla limana yanaşılacak (daha önce bülent korkmaz ile yaptığımız gibi) ya da doğru düzgün 1. adamlık tecrübesi olan biri gelecekti. gerçek bir teknik direktör ile de 13. olurduk belki ama başarısızlığın özeti “bile bile lades” olmazdı.
futbolun (ister tiki taka olsun ister total) temellerini iyi bilen adam arıyorsanız katalunya’ya, bavyera’ya, amsterdam’a gitmenize gerek yok. türkiye’de de 40 yaş altı pırlanta gibi birçok futbol insanı mevcut bu bilgilere haiz olan. ancak bu sorunlu ülkeden çıkan galatasaray gibi şampiyonluklara ambargo koymuş, avrupa’dan kupalar getirmiş, milli takıma global çapta tanınırlık sağlamış, şampiyonlar ligini kazanamadığı için dövünmüş, başarılara alışmış, arkasında en az 30 milyon kupaya aç ve birçoğu bulabildiği her kanaldan kulübe baskı yapan taraftarı olan bir takıma temel antrenörlük bilgisi ve cv’si ile teknik direktör atamak, açıkça salaklıktır. torrent’in çok ciciş bir karakteri olması (?) da bu gerçeği değiştirmez.
geldiği gün de böyle düşünüyordum fakat o dönem yazacak zamanım yoktu. bir dahaki yabancı aşığı yönetici bir sonraki salaklığını yapana denk, görüşmek dileğiyle torrent’çiğim.