• 9396
    şımarıklık, kibir vs. gibi şeylerden ziyade hedef belirleme hususunda sadece bir sene içerisinde yoğun dalgalanmalar yaşayan bir taraftar topluluğuyuz. bunun aslında istisnası yok, her bir galatasaray taraftarı hemen hemen bu problemi yaşıyor. galatasaray taraftarı 12 aylık zaman diliminde galatasaray futbol takımı açısından başarı kriteri belirlemede ve ortaya hedef koymakta her zaman sıkıntılar yaşamıştır. kendimi bildim bileli hedefler arasında hep uçurum olmuştur.

    2005-2006 sezonunda mucizevi bir şekilde şampiyon oluyoruz, 2006 yaz transfer döneminde yöneticiler de taraftarlar da "hedef atina" diyerek bir sonraki sezon şampiyonlar ligi finalinin oynanacağı şehri işaret ediyorlar. 2005 yaz'ında bir sonraki sezon için lig şampiyonluğunu bile çok zor gören, sezon içerisinde tromsö'ye elenen takımın taraftarı olarak, bir şampiyonlukla hedefi şampiyonlar ligi finali olarak belirliyoruz. 2007-2008 sezonunda teknik direktörsüz, çok zor şartlar altında, gerektiğinde 11 türk ile sahaya çıkarak olağanüstü bir şampiyonluk kazanıyoruz; 2008 yazında 2008-2009 sezonu için hedefi şampiyonlar ligi şampiyonluğu olarak koyuyoruz, kadıköy'deki uefa finalini kötünün iyisi olarak değerlendiriyoruz. ikisi de olmuyor tabii. bu bakış açısının en yoğun olduğu dönem ünal aysal'ın başkanlık dönemi. 2010-2011 sezonunda birçok "acaba" yaşamış, ligi güç bela sekizinci bitirmiş bir takımın taraftarı, 2011-2012 sezonunda kazanılan bir türkiye şampiyonluğuyla, 2012 yaz aylarında şampiyonlar ligi şampiyonluğunu hedef olarak koyuyor bir sonraki sezon için. bu da tabii ister istemez kısmi bir burnu büyüklük yaratıyor. "fatih terim ile ulusal düzeyde olur ama şampiyonlar liginde olmaz", "şampiyonlar liginde oynayacak takımın transferleri burak ve amrabat mı olur" gibi eleştiriler başlıyor birden. çok hızlı, kontrolsüz ve anlamsız bir şekilde hedefler belirlenince, bu tuhaf hedeflerin altında kaldığı düşünülen hamleler memnuniyetsizlik yaratıyor.

    2023 yaz dönemini 2012 ve 2013 yıllarının aynı takvim dönemine çok benzetiyorum. ünal aysal yok, dursun özbek ve erden timur var. fatih terim yok, okan buruk var. 2021-2022 sezonunu 13.sırada bitirmiş, bir ara ciddi olarak bir alt lige düşme tehlikesini yaşamış takımın taraftarı olarak, geçtiğimiz yılın temmuz ve ağustos aylarında 2022-2023 sezonu için türkiye ligi şampiyonluğunu dahi ulaşılması zor bir hedef olarak görüyorduk. bu hedefe ulaştık, şampiyon olduk; sezon biter bitmez 2023-2024 sezonu için hedef şampiyonlar liginde yarı final/final vs. olmaya başladı taraftarlar için. bu hedef doğrultusunda kafa yorulmaya başlandı, hayaller kuruldu. bu denli büyük dalgalanmalar, hedefler arasında sadece bir sezon içerisinde oluşan uçurumlar bana mantık dışı geliyor. 2022'nin yaz aylarında transfer edebilsek herkesin havalara uçacağı isimler, 2023'te "bunlarla mı şampiyonlar liginde finallere yürüyeceğiz?" şeklinde eleştirilerin muhatabı oluyor. angelino, k. demirbay, bakambu vs.

    10 sene önce ortaya konan hedeflerin absürtlüğü yüzünden eleştirilen isimler başkaydı ama işleyen mantık bugünkü ile aynıydı. bir sene önce lig şampiyonluğunu çok isteyen ve bunu başarı hedefi olarak ortaya koyan bir takım, bu şampiyonluğu elde ettikten sonra bir sonraki sezondaki hedefini şampiyonlar ligi şampiyonluğu veya uefa avrupa ligi şampiyonluğu olarak koyamaz. futbol bu kadar basit ve kolay bir spor dalı değil. bu hedefler arası uçurumdan dolayı bazı transferler memnuniyetsizlik yarattığı gibi, okan buruk için de "lig için idare eder, ligde zamanında hamza hamzaoğlu da yetmişti. ama avrupa'da sınıfta kalacak, vasatlığı ortaya çıkacak" gibi mırıldanmalar başladı. bu mırıldanmaların benzeri on sene önce fatih terim için yapılmıştı. "lig için iyi ama şampiyonlar ligi için sıradan". bu yanlış. makul değil, mantıklı değil. galatasaray kısa vadede gerçekleşmesi imkansız hayallerin peşinden sürüklenirken; bu mantık dışı hedefleri baz alan taraftarlar, yöneticiler ve bazı kongre üyeleri galatasaray'da başarılı olan ve ortaya makul hedefler konulduğu takdirde daha da başarılı olma potansiyeli yüksek isimleri yıpratıyorlar. yoruyorlar, hedef tahtası haline getiriyorlar. okan buruk'u, erden timur'u, diğerlerini. bunu yapmamalıyız. buna önayak olmamalıyız. kademeli bir gelişime inanmalı, bu doğrultuda ortaya çok daha gerçekçi hedefler koymalıyız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın