8880
"kapak" olarak tabir edilen söylemleri 1959 öncesine dair büyük bir baskı oluşturan fenerbahçe başkanı ali koç'a karşı "meydanı boş bırakmıyoruz" mesajını vermek için anlamlı, güzel. ama mantık ve strateji açısından geniş bir yelpazade değerlendirildiği zaman kritik yanlışlar barındırıyor.
başkanın "hukuksuz iş yapıyorlar", aldıkları komisyon kararını kınıyoruz", "ne yaptıklarını kendileri de bilmiyorlar" diyerek ayar vermeye çalıştığı federasyon seneler evvel gökten zembille inmedi. bu federasyon, yaklaşık 4 hafta önce yapılan seçimle göreve geldi. bu seçimlere giden süreçte mehmet büyükekşi'ye üç istanbul takımı nezdinde ilk desteğini açıklayan takım da galatasaray'dı. "koşulsuz şartsız destekliyoruz, oyumuzu vereceğiz" diyen ilk başkanlardan biridir dursun özbek. ali koç temkinli, ahmet nur çebi olumsuz bir yaklaşım sergilerken, galatasaray başkanı net olarak tff yönetiminin göreve devam etmesinden yanaydı. zaman içerisinde, belli ki bazı koşullarda ve şartlarda anlaşma dahilinde, fenerbahçe de mehmet bey'den taraf oldu. fenerbahçe'nin ve galatasaray'ın ortak menfaatler doğrultusunda, daha doğrusu ortak bir adalet şemsiyesi altında belirli bir federasyon yönetimine dair mutabık kalması zordur. ali koç ve ekibinin yönettiği bir fenerbahçe ile mantık çerçevesinde uzlaşmak ve ortak bir noktaya varmak ise çok daha zordur. galatasaray'ın da, fenerbahçe'nin de destekleriyle veya oylarıyla seçilmiş bir federasyon görevde şu an. fenerbahçe saf olmadığı ve çıkarları odaklı hareket ettiği için, çok net anlaşılmıştır ki bu desteği bizim gibi 'koşulsuz', 'şartsız' vermemiştir. istedikleri şeyleri belirli ölçülerde alabileceklerinin garantisini alarak bu yola girdikleri 1959 öncesi şampiyonalara dair komisyon kararı ile bariz şekilde ortaya çıkmıştır.
konunun fenerbahçe kısmı bizi ilgilendirmiyor. benim anlamadığım kısmı zaten galatasarayla ilgili. anlamadığım, federasyon seçimlerinde galatasaray'ın neden koşulsuz, şartsız ortaya destek amaçlı ilk çıkan kulüplerden biri olduğudur. büyükekşi tek aday olabilir, üç istanbul takımı desteklemese dahi seçilmesi garanti olabilir. ancak temsiliyet problemi yaşamamak adına, özellikle de beşiktaş ile kavgalı girdikleri bir seçim arifesinde, en az fenerbahçe'nin desteği kadar galatasaray'ın da desteğine muhtaçtı kendileri. biz nasıl bu desteği altını doldurmadan, rastgele bir şekilde verdik? dursun özbek'in bugünkü söylemleri üzerinden "b-aşk-anım" nidaları atmak popülist bir davranış. dursun başkanın bugün yaptığı da galatasaray taraftarının beklentilerini karşılayabilme çabası. ama asıl odaklanılması gereken yer popülizm değildir. dursun özbek ali koç'un desteğini açıkladığı bir isme nasıl şart/koşul sunmadan destek kararı verdiğine dair galatasaray kamuoyunu aydınlatmalıdır. sormazlar mı "sen 4 hafta önce delegelerinle beraber koşulsuz şartsız oyunu verdiğin bir adamın ilk kararından sonra neyin isyanını çıkartıyorsun?" diye. ben sorarım şahsen. sorulmasından da yanayım.
başkanın "hukuksuz iş yapıyorlar", aldıkları komisyon kararını kınıyoruz", "ne yaptıklarını kendileri de bilmiyorlar" diyerek ayar vermeye çalıştığı federasyon seneler evvel gökten zembille inmedi. bu federasyon, yaklaşık 4 hafta önce yapılan seçimle göreve geldi. bu seçimlere giden süreçte mehmet büyükekşi'ye üç istanbul takımı nezdinde ilk desteğini açıklayan takım da galatasaray'dı. "koşulsuz şartsız destekliyoruz, oyumuzu vereceğiz" diyen ilk başkanlardan biridir dursun özbek. ali koç temkinli, ahmet nur çebi olumsuz bir yaklaşım sergilerken, galatasaray başkanı net olarak tff yönetiminin göreve devam etmesinden yanaydı. zaman içerisinde, belli ki bazı koşullarda ve şartlarda anlaşma dahilinde, fenerbahçe de mehmet bey'den taraf oldu. fenerbahçe'nin ve galatasaray'ın ortak menfaatler doğrultusunda, daha doğrusu ortak bir adalet şemsiyesi altında belirli bir federasyon yönetimine dair mutabık kalması zordur. ali koç ve ekibinin yönettiği bir fenerbahçe ile mantık çerçevesinde uzlaşmak ve ortak bir noktaya varmak ise çok daha zordur. galatasaray'ın da, fenerbahçe'nin de destekleriyle veya oylarıyla seçilmiş bir federasyon görevde şu an. fenerbahçe saf olmadığı ve çıkarları odaklı hareket ettiği için, çok net anlaşılmıştır ki bu desteği bizim gibi 'koşulsuz', 'şartsız' vermemiştir. istedikleri şeyleri belirli ölçülerde alabileceklerinin garantisini alarak bu yola girdikleri 1959 öncesi şampiyonalara dair komisyon kararı ile bariz şekilde ortaya çıkmıştır.
konunun fenerbahçe kısmı bizi ilgilendirmiyor. benim anlamadığım kısmı zaten galatasarayla ilgili. anlamadığım, federasyon seçimlerinde galatasaray'ın neden koşulsuz, şartsız ortaya destek amaçlı ilk çıkan kulüplerden biri olduğudur. büyükekşi tek aday olabilir, üç istanbul takımı desteklemese dahi seçilmesi garanti olabilir. ancak temsiliyet problemi yaşamamak adına, özellikle de beşiktaş ile kavgalı girdikleri bir seçim arifesinde, en az fenerbahçe'nin desteği kadar galatasaray'ın da desteğine muhtaçtı kendileri. biz nasıl bu desteği altını doldurmadan, rastgele bir şekilde verdik? dursun özbek'in bugünkü söylemleri üzerinden "b-aşk-anım" nidaları atmak popülist bir davranış. dursun başkanın bugün yaptığı da galatasaray taraftarının beklentilerini karşılayabilme çabası. ama asıl odaklanılması gereken yer popülizm değildir. dursun özbek ali koç'un desteğini açıkladığı bir isme nasıl şart/koşul sunmadan destek kararı verdiğine dair galatasaray kamuoyunu aydınlatmalıdır. sormazlar mı "sen 4 hafta önce delegelerinle beraber koşulsuz şartsız oyunu verdiğin bir adamın ilk kararından sonra neyin isyanını çıkartıyorsun?" diye. ben sorarım şahsen. sorulmasından da yanayım.