• 7648
    (bkz: #3630909)

    buradaki görüslerim bu sekildedir. bana göre resmi ideolojisi ve siyaseti itibariyle türkiye devleti'nin (hükümet demiyorum) bir cemaat ile veya bir baska olusumla iliskisi ne kadarsa galatasaray camiasinin da ondan daha az veya daha fazla degildir. galatasaray camiasi ile her ne kadar hepimizin kendince hayalleri olsa da reeldeki vaziyeti itibariyle türkiye devleti, hükümetlerden bagimsiz olarak çok daha iç içe geçmis iki olusumdur. türkiye'nin adeta özeti olmus "bir varmis, bir yokmus" anlayisi karsisinda bir zorunluluk haline gelen esnekligi galatasaray, zamanin kosullari uyarinca göstermistir ve kurulus ilkelerinden de taviz vermeden derin devlet pozisyonunu her daim korumustur. bu durumda marjinal kalan ise, tamamen kendi tercihleri nedeniyle fenerbahçe camiasi olmustur. "kontrollü muhalefet" argümani misali fenerbahçe de tüm iteklemelere ragmen son on yilda, hatta belki de son otuz yilda "kontrollü ikinci" rolünden öteye gidememistir. bunu da kendileri istemistir. kendileri sanki "sütten çikmis ak kasik" fakat bu yönde bir role bürünerek aslinda kendi kendilerini ötekilestirdiler ve çogu zaman bizim bile ayak uydurmakta zorlandigimiz gündemin sürekli uzaginda kaldilar. galatasaray'in kulüp refleksleri bu gibi konularda hakikaten çok enteresan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın