• 913
    çeşitli engellemelere rağmen, bir çok kardeş ve dostumuzun cezalardan dolayı gelemediği ama bir şekilde gidip deplasman tribününde yerimizi aldığımız maçtır. istanbul'dan yola çıktıktan 1 kaç saat sonra telefonlarımıza düşen " ankara'da kasırga-tornado bekleniyor, afad acil durum ilan etti kaçın ey ahali" bildirimlerine kulak asmayıp hatta bol bol maytap geçtiğimiz(kasırga yetmez zombi yollayın gerçi maç ankaragücü ile :) yolculuktan sonra başkente girip çeşitli yerlerde yeme içme ve konsomatris misali bir çok mekanda masalara uğrayıp dostlar ile görüştükten sonra erymanan'a uzadık.

    daha önce 2 kere gitmiş/deplase olduğum bu stadda bu sefer ev sahiplerinin sayısal olarak fazla olması normaldi. zira ankaragücü tribünü her zaman saygı duyulması ve ihtiyatlı olunması gereken tribündür benim nazarımda. stad önü karambolü, gişelerde bu sene artık her deplasman maçımızda alışık olduğumuz üzere yoğunluk, tek kapıdan girilmeye çalışılması vb zorluklar ile kapıdan en azından başka ve korktuğumuz sıkıntıyı yaşamadan girdik.

    zaten girdiğim an koridora ve tribüne şampiyon olduk dedim. neden denirse , o tribün karesi/kadrosu ile sevdiklerimiz/ sadece selamlaştıklarımız/ simaen 30 seneden fazladır bildiklerimiz/ belki de bizden de haz etmeyenler de vardır(kim ulen o çıksın açıkça konuşsun:) bir araya geldiğimiz de artık maneviyat mıdır ya da nedir bilemem hemen hemen çoğu kazanmamız gereken maçı/kupayı/şampiyonluğu almışızdır.

    maç başı ile çok yüksek volume ile başladığımız performansımız, takımımızın da güzel oynu ve hemen ilk golü atmamızla zirve yaptı. ilk 2 golde tribünden gol sesinden çok haykırma, hönkürme ve çeşitli sesler çıktığına ya da bu kadar fazla o seslerin çıktığına şahit olmamıştım. 3. golde ama normale döndü gol sevincimizin sesi. beraberliği yediğimizde her ne kadar biraz kaygılansam da 2.gol iyi zamanda geldi. 2. devre yalan yok çarpıntı ile izledik 10-15 dk. ama takım nedense bana yesek bile hemen atacağımız havası veriyordu. sanırım kadro kalitesinin önemi burada kendini gösteriyor.

    3.golde zaten iş bitti dedik, 4.gol künefenin üstündeki dondurma oldu( gurrpegi aradı , profiterolün üzerindeki fıstık olmasını tercih edermiş:) son 5 dakikada ise bugüne kadar hiç yapmadığım bir şeyi yaptım ki bunu zaten maçtan 2 gün önce kafaya koymuştum. ne olduğunu anlatmadan önce bir konuda bilgilendirme yapmak istiyorum kendimle alakalı. takımımızın maçlarına,tribünlere gitmeye başladığımdan beri eğer takımımız kendi taraftarına açık bir maçta(iç saha veya deplasman farketmez) şampiyonluğu maçta ilan edecekse, o düdük çaldığında orada oldum bir tanesi hariç. o da bu maçtan tam 30 sene önce yine aynı şehir ve rakiple oynanan maçtı. rahmetli peder bey maça arkadaşları ile gitmiş ben ise bayram tatili olması sebebi ile validem ile birlikte acı vatan almanya'ya gitmek zorunda kalmıştım(bkz: sürgündeki kapalı)

    dolayısı ile maçın son dakikalarında, bir önceki deplasman maçımızdan ötürü ceza yiyen, bu yıl ve bundan önceki 10larca yılda beraber stad-stad/şehir-şehir/ülke-ülke/kongre-kongre gezdiğimiz dost/kardeşlerimi aynı anda çoklu görüntülü arayarak, maçın son düdüğünün çaldığı ve takımımızın tarihindeki 23.şampiyonluğunu en azından bir lokmada olsa canlı canlı yaşamalarını sağlamaya çalıştım(yok lan niye ağlasın koca koca adamlar)genelde maçta telefonu ile oynayanlara, görüntülü dakikalarca konuşanlara çok gıcık olurum ama bu sefer kendim için esnettim bu kuralımı.

    daha yazacaktım ama çok uzun olmuş baktım da yukarı. buraya kadar okuyanlara teşekkür eder okumayanlara ise kısaca hikayenin sonunda galatasaray'ın şampiyon olduğu şeklinde özetleyebilirim yazıyı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın