resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 37
    lig tv maratonda izlediğim ve sevgiimin kabardığı türk futbolunun patronu *. dün çok istedim bu yazıyı sıcağı sıcağına sözlüğe yazmayı. lakin fenerli kardeşim yine bir fenerlilik yapıp bilgisayarı kapıp pes oynamaya başlamıştı. dikatimi çekiyor da fenerliler hep fenerli gibi davranıyorlar. neyse konumuz bu değil. fatih hocamız sevgili imparator, bu ülke'nin yetiştirdiği gelmiş geçiş en başarılı teknik direktör. ülkemizin muktedir azınlığı tarafından vaktiyle köylülükle, daha sonra şovenlikle, zaman zaman egosuyla ve her daim mimikleriyle eleştirilen teknik direktör. galatasaray teknik direktörüyken hasta fenerli muhabirlerle *, milli takım teknik direktörüyken "milli takım yenilse de gitse" beklentisiyle tüm melek yüzlü şeytanlarla didişmiş yeri geldiğinde bu iki yüzlülerle kamuoyunun önünde atışmış bir insan. dün özelikle lig tv kendisini pohpohlarken erman şansal ikilisi türlü yalakalıklar yaparken dikkatinizi çekmiştir; klipler döndürdü lig tv. o "1 mayıs" marşının hırsızı (bkz: çalıntı yüzüncü yıl marşı) kıraç'ın müziği eşliğindeki klipler. ufak ekranda ise fatih terim görünüyordu. o komedyenlere ekmek kapısı açmış mimikleriyle. hayatımda ilk defa kendimi onun yerine koymuş yakaladım. o mimikler gurur-çekingenlik-milyonların karşısında olma duygularını yaşayan içi dışı bir insanlardan çıkabilir ancak. herhangi birinin de fotoğrafını atatürk gibi bayrağın üzerine koysalar o da "nasıl görünmem gerekir acaba", diye gururla ve utançla düşünerek davranır. sevgili sözlük yazarları meslek olarak 10 senedir rehberlik yapıyorum ve 40 kişiye elinde mikrofonla birşeyler anlatmanın nasıl birşey olduğunu az buçuk biliyorum. o mikrofonu ilk defa elime aldığımda kırdığım potun saçmaladığım yamulttuğum konuların haddi hesabı yoktu. duygularını saklamaya çalışan birçok insanın dudağını ısırması kadar doğal bir davranış olabilir mi? yeri geldiğinde doğallık doğallık diye çığırtkanlık yapanlar profesyonellik uğuruna robotlaşmayı önerirler de sonra da neden sevgi ortamı yok diye romantik bir hüzünle eleştirirler kurumları. o futbolcuların ve yöneticilerin "aile içidir içimizde kalsın" felsefeleri, "hocam anlatın da herkes herşeyi bilsin kimse sessziliği hesaba katarak kendine kar elde etmesin" (kendim adına özellikle canaydın zamanında yaşadıklarını öğrenme merakı yakamdan düşmemiştir diyebilirim) haykırışlarımıza yöneltilen erdemli ve sessiz gülümsemeleri, biraz dikkate alırsak fatih terim'in benzerleri gibi galatasaray sevgisi nedeniyle en haksız göründüğü konularda bile kendini feda ederek savunmayışı çok şey anlatır. bu birçok kimsenin fatih terim kayırılıyor mu sorusuna da cevaptır. bir insan ekmek yediği yere ihanet etmez bazı konularda fedakarlık yaparsa başka konularda yardım ve destek görür. sadece diyeti tahsil etmektedir. bunu insanlar anlamadıklarından hatta daha çok "kişiler" açısından değil de "olaylar" açısından gündem üzerinde düşündüklerinden yanlış çıkarımlara giderler. olayları düşünen insanlar komplo teorilerini düşünmeye daha yatkındırlar. zira olaylar kişilerin kendi çıkarlarını düşünerek yaptıkları müdahaleler sonucunda meydana gelmiş irade karmaşalarıdır. bir insan bazı seçimler yaparken risk alır. ancak fatih terim'in özelliği bu riski karşısındaki için fırsata çevirmeye yönelik olmasıdır. en büyük örnek ingiltere'de ilk senesinde kötü oynayan tuncay'a ısrardır. en yakın örnek ise kazım kazım'dır. bu iki oyuncu da kendi takımlarındaki teknik direktörleri tarafından dışlanmışlardı. sahada cevap verme şansları sadece milli takım olabilirdi. kazan-kazan felsefesi dediğimiz bu anlayış hem futbolcunun takımına kendisini göstermesi hem de milli takımın bu bireysel yarı ihtiras kokan potansiyel enerjiyi kendi çıkarına harekete geçirmesiydi. işte fatih terim bu gibi riskleri almıştır ve alacaktır. bu riskler patlaya da bilir. işte o zaman akbabalara * gün doğar. bunu da "geçmiş kredisi"yle bertaraf eder fatih terim. dün gece programı izlerken, skibbe başlığı altında onun hakkında yazdığım entry'i düşündüm. ferguson'dan bahsediyordum ki o da dün gece ağzından düşürmedi o örneği. skibbe hocam hiç darılma hiç gücenme fatih terim'den sonra gelen tüm teknik direktörler bilmelidir ki ultraslan'ın gözünde fatih terim'in yeri apayrıdır. yine ultraslan'dır yunanistan mağlubiyetinde "terim istifa" diyenlere "imaparator fatih terim" diyenler ve ona sahip çıkanlar. skibbe hocam dediğim gibi darılma ama bu takıma birisi gün gelip ömür boyu kontrat imzalayacak olursa o fatih terim olmalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın