• 1429
    --- alıntı ---

    bir futbol devrimi beklenen galatasaray futbol takımı, bu sezon ligin bitmesine 6 hafta kala belirlenen hedeflerin uzağında kaldı.

    galatasaray yönetimi, büyük bir iş yaparak frank rijkaard ve neeskens’i göreve getirdi. kendilerinden istenen takımı şampiyon yapmaları ve bir futbol ekolü kurmalarıydı. yardımcı hocalarıyla birlikte sağlam bir kadro kuruldu.
    daum gibi başkanının izni olmadan kıpırdayamayan biri olmadığı için, futbol takımıyla ilgili her kararda yönetim ile rijkaard’ı birlikte sorumlu tutmak gerekir. transferlerden, kamp yapmama kararına kadar.

    ama yönetimin hocaya başka konularda da yardımcı olması gerekirdi. örneğin teknik kadroda kaleci antrenörü ve tercümanlar dışında türk kimse yok. yönetim tarafından da kimse teknik heyetle çok yakın değil gibi gözüküyor. bir idari menajer atanmalıydı, türk futbolu’nu, türkiye’yi, oyuncuları teknik kadroya iyice anlatabilecek birileri. rakip takımları, hocaları, futbolcuları ve hatta rakip taraftarları anlatacak biri. adnan sezgin değil ama eski futbolculardan biri olabilirdi. hatırlarsanız sezon başında arda’ya soruyordu hoca türk futbolunu.

    sonra, tercüman konusu. hoca memnun olabilir, ama hep arkadaşlığından memnun olduğunu söyledi. sakin sakin yapılan basınla görüşmelerde bile bir çok hata yapan mert çetin, maç oynanırken hocanın anında yaptığı uyarıları nasıl çevirdiğini az çok tahmin ediyorum. kaldı ki, mert futbola yakın biri de değil. mourinho da futbol kariyerine tercüman olarak başladı, bizdeki de şans işte.

    özellikle fenerbahçe maçına kadar hücum gücü yüksek takımdan taviz vermeyen rijkaard, oyun şeklini değiştirdi. rakibin üstüne gitmekte zorlanan bir takım oldu çıktı galatasaray. bu rijkaard’ın kendi felsefesinden ilk taviziydi. elbette baros’un sakatlığı da işi iyice zora soktu. sonrasnda yine artış gösteren sakatlıkların, yoğun maç programına rastlaması da şanssızlık elbette. ancak, yine de ligde puan kaybedilen bir çok saçma maç çevrilebilirdi. yönetimin bu konuda kusuru var kesinlikle, gerekli desteği vermedikleri için.

    ara transferde yönetimle rijkaard birlikte hata yaptı. iş sadece para vermek değil, bunu türkiye’ye öğreten kulüp galatasaraydı halbuki. taraftar baskısına göğüs geremediler, kewell yerine nonda gitti. nonda’nın kulüpten gönderileceği iyice belli olduktan sonra dökülmesi normaldi ama yine de her zaman işe yarayabilecek bir oyuncuydu. şimdi galatasaray ileride top tutamıyor.
    lucas neill bonservisiyle birlikte alınırken, jo ve giovani kiralık olarak takıma katıldı. işte benim en çok şaşırdığım transfer jo transferi. avrupa kupasında oynatılamayacak bir oyuncunun transfer edilmesi galatasaray yönetimine hiç yakışmadı.

    sezon boyunca kıl payı bir çok puan verdi galatasaray. biraz voleybolda bütün setleri 25-23 kaybedip de 3-0 yenilen takımların durumuna benziyor. setlere bakmazsan “vay be ne ezilmişler” dersin. galatasaray da buna benzer şekilde pozisyonlar bulduğu maçları kaybetti son dönemde. eskişehir, trabzon, fenerbahçe maçları.

    yönetim, bir hata da son dönem maçlarında ali sami yen’deki bilet fiyatlarında yaptı. 70 tl en ucuz yer. stad dolmadı mı, doldu. ama niye taraftarın keyfi kaçsın ki, bilet fiyatlarını öğrendiğinde. fener maçına, bütün sezon maçları şezlongdan izleyen ama fener galibiyetini stadda yaşamak isteyen, tribünü bilmeyen bir çok galatasaray taraftarı geldi. tribünlerin dengesi bozuldu. bu kadar yüksek bilet fiyatı sadece karaborsa fiyatların artmasını sağladı. gerek yoktu böyle şeylere. bu hafta oynanacak diyarbakır maç biletleri 30 tl. oldu mu şimdi?

    bahsettiğim sorunlar çözülemeyecek sorunlar değil, basitçe çözülebilir.

    --- alıntı ---

    http://captano.blogspot.com/...onu-galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın