• 507
    doğduğum günden beri evde bir deri koltuk vardı babamın oturduğu. sallanan sandalyeye ise annem otururdu. üç abim de babam ve annemin destekleriyle evde bulunan 3 sandalyenin sahibiydi. 25 yaşıma kadar her gün kandırdılar beni, sana da bu sandalyelerden alacağız diye. her seferinde inanarak, umutla 25 sene boyunca halıda kıçımın üstünde bağdaş pozisyonunda oturdum. ayrıca başlarının sıkıştığı her işi de bana yaptırıyorlardı o da aklımda kalan bir detay.

    deri koltuklar yenileniyor, sandalyeler güncelleniyordu devamlı. sonra anladım ki koltukları, sandalyeleri seviyorlardı onlar. kestim ümidi ve kandırıldığımı anladığım gün başka eve taşınmaya karar verdim yerde oturmamak için. inandığım kişiler arkamdan seslendi gitme burası senin evin, terketme vatanını diye. gitmek zorundaydım, çünkü taşa oturmaktan ciğerlerim dolmuştu artık.

    demem o ki 25 sene beklemeyin benim gibi. düzen aynı düzen umut yok. gidene de kızmayın.

    detaylandırıp anlatmak isterdim aslında size, zaten çoğunuzun da bildiği bir hikaye. ama çok yorgunum. çünkü 25 gün önce benim gibi halı üzerinde oturmak zorunda kalan arkadaşımı kaybettim.

    işbu hikaye; bir deri koltuk, bir sallanan sandalye, 3 sandalye ve milyonlarca halı üzerinde oturmuş insan içeren bir umutsuzluk ironisidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın