288
15 ocak 2023 tarihi itibariyle ilk devresi tamamlanan sezon.
kasım ve aralık aylarında devam eden dünya kupası sebebiyle normalin dışında seyreden bir lig sezonu içerisindeyiz. önümüzde ara hazırlık dönemi olmayacak. mart ayının son haftasında milli ara ve her takımın sezon içerisindeki bir haftalık bay geçme durumu hariç sezon sonuna kadar kesintisiz devam edecek. bu noktada kadrosu geniş takımların ligin devamı için avantajlı olduğunu söyleyebiliriz.
ilk devreye baktığımızda takımımızdan genel talebimiz, dünya kupasına kadar havlu atmamış olmak ve dünya kupası sonrası da şampiyonluk potasında olabilmekti. art arda oynadığımız zorlu deplasman maçları, gol yollarında çektiğimiz kabızlık, bir türlü tam kadro çıkılamayan maçlar, performansı soru işareti olarak kalan futbolcular derken bu istek nispeten makul ve bir o kadar da zor görünüyordu. bu hedefi zor gösteren önemli sebeplerinden biri de fenerbahçe ve beşiktaş'ın uzay futbolu oynaması ve başakşehir, ads ve trabzonspor'un yarışa sıkı sıkıya tutunmasıydı.
sezon başı premier lig futbolu oynatan valerien ismail'in beşiktaş'ı önce maçları 60. dakikada bitirmeye, sonra da ilk devre haricinde sahadan silinmeye kadar düştüler. ilk devrenin en hızlı hikayesini de beşiktaş yazmış oldu.
fenerbahçe ise yarışı uzun süre önde götürse de f1 tabiriyle lastik avantajını kaybedince sıra kaybı kaçınılmaz oldu. her ne kadar derbide bunları fena tokatlasak da teknik açıdan ayağı yere en sağlam basan rakibimiz olarak öne çıkıyorlar. derbi mağlubiyeti sonrasında mental olarak çöküş gözlemlesek de toparlanmaları uzun zaman almayacak gibi. önlerindeki en büyük engel ise avrupa kupası maçları ve türkiye kupası maçlarında fazla mesai yapacak olmaları. erken açtıkları sezonda üst üste maçlarla beraber 15. haftaya kadar koltukta kaldılar. dünya kupası sürecindeki arada yükledikleri kondisyon ile bir süre daha benzer performans göstereceklerdir ancak bu sefer düşüşleri ikinci devrenin ortalarına doğru olacaktır. özellikle de kupa maçları sürecinde ligde puan kayıpları oldukça muhtemel görünüyor. o sürece kadar takılmalarını beklemek biraz iyimser olur bizim açımızdan.
takımımıza gelecek olursak, sezon başında gomis'in hediyeleri ile aldığımız ekstra puanlarla yarışın içinde tutunsak da genel görüntü olarak pek ışık veren performansımız olduğu söylenemezdi. özellikle de kerem ve yunus'un görece düşük performansı (bence sorun başka yerdeydi ama genel kanı düşük performans yönünde), rashica, torreria ve sergio'nun takıma tam adapte olamaması, mertens'in göze hoş gelen ama tabelaya yansımayan futbolu, seferoviç'in fos çıkması hem sözlükte hem de taraftar gözünde panik havası yaratmıştı.
bir taraftar ve gs sözlük yazarı olarak en çok iğrendiğim durum ise, sözlükte fenerbahçe'ye suyu aka aka övgüler dizip takıma bir gram bile umudu olmayan tiplerdi. "istediğimizi yazamayacak mıyız, özgürlük yok mu, gerçekleri örtbas mı edelim" diye de savunma yapıp üste çıkıyorlardı. ulan fenerbahçe övgüsü dinlemek istesem emre bol'u açarım, sana mı kaldı burası mı kaldı fenerbahçe övmek. yakın bir zamanda haklı bir gerekçe ile silinen "okan buruk istifa" başlığının yazıldığı dönem de aşağı yukarı bu süreçlere denk geliyordu.
2-1 galip geldiğimiz içerideki konyaspor maçı ile taraftarın "lan bi dakika" dediği sürece girdik. ardından gelen puan kayıpları bizi orta sıralara doğru itse de 7-0'lı kastamonuspor galibiyeti bazı şeyleri çözdüğümüzü bize gösterdi. alanyaspor ile yaptığımız maçta kurulan kupmas ise john wick'in köpeğinin öldürülmesine eşti. o maçtan bu yana 8 lig 2 de kupa maçı oynadık ve hepsinden galibiyetle ayrıldık. fenerbahçe'ye ve yetkili servislerine (başakşehir, hatay) okkalı bir fatura geçirdik.
potada olsak yeter dediğimiz ilk devreyi, 4 puan önde, en az gol yiyen ve en çok averaja sahip olan takım olarak bitirdik.
okan hoca takımdaki eksiklikleri çok hızlı ve isabetli bir şekilde tespit ediyor. aksiyon almakta gecikmiyor. taraftarla bu denli bütünleşmesinin sebebi de bu. sözlükte bir sorun ortaya atılıyor, sosyal medyada sokakta birileri bir sorundan bahsediyor. ve hemen bir sonraki maç bu sorun için bir önlem, bir çözüm denemesi yapıyor okan hoca. taraftarı dinlediğinden mi yoksa görünen köyün klavuz istememesinden mi bilmiyorum ancak bu beni çok memnun ediyor. özellikle sargon duran'ın takımımızda kısa süreli de olsa taç atışları için danışmanlık yapması gibi. çok kıytırık bir olay gibi görünebilir ama bence çok yerinde bir çalışmaydı.
sezonu rakiplerimizden daha geç açmamızın ceremesini sezon başında çekmiş olsak da ikinci devre için artık bu kimse için bir avantaj veya dezavantaj oluşturmayacak. dünya kupası arası tüm takımları için bu noktada eşitleyici bir rol oynadı sanırım. her ne kadar dünya kupası arasını verimli geçirdiğimizi şahsen söylemek pek mümkün olmasa da, aradan fena döndüğümüz söylenemez.
3 mart 2023 tarihinde içeride ads ile oynayacağımız maçtan sonra bay geçecek ve 19 mart 2023'te oynayacağımız kayserispor maçına kadar 14 günlük bir aralığımız olacak. bu maçın hemen sonrasında ise milli maç arasına gireceğiz ve sonraki lig maçımızı 2 nisan'da oynayacağız. ikinci bir 14 günlük ara olacak bizim için. bu süreç tam olarak ikinci devrenin ortasına, yani 9. maçlara denk geliyor. son düzlük için inanılmaz bir fırsat.
yolumuz açık. inancımız tam. düşmanımız bol, rakibimiz çakal. maç maç gitmeli, üst üste koymalı ve karşımıza çıkanın içinden geçmeliyiz.
kasım ve aralık aylarında devam eden dünya kupası sebebiyle normalin dışında seyreden bir lig sezonu içerisindeyiz. önümüzde ara hazırlık dönemi olmayacak. mart ayının son haftasında milli ara ve her takımın sezon içerisindeki bir haftalık bay geçme durumu hariç sezon sonuna kadar kesintisiz devam edecek. bu noktada kadrosu geniş takımların ligin devamı için avantajlı olduğunu söyleyebiliriz.
ilk devreye baktığımızda takımımızdan genel talebimiz, dünya kupasına kadar havlu atmamış olmak ve dünya kupası sonrası da şampiyonluk potasında olabilmekti. art arda oynadığımız zorlu deplasman maçları, gol yollarında çektiğimiz kabızlık, bir türlü tam kadro çıkılamayan maçlar, performansı soru işareti olarak kalan futbolcular derken bu istek nispeten makul ve bir o kadar da zor görünüyordu. bu hedefi zor gösteren önemli sebeplerinden biri de fenerbahçe ve beşiktaş'ın uzay futbolu oynaması ve başakşehir, ads ve trabzonspor'un yarışa sıkı sıkıya tutunmasıydı.
sezon başı premier lig futbolu oynatan valerien ismail'in beşiktaş'ı önce maçları 60. dakikada bitirmeye, sonra da ilk devre haricinde sahadan silinmeye kadar düştüler. ilk devrenin en hızlı hikayesini de beşiktaş yazmış oldu.
fenerbahçe ise yarışı uzun süre önde götürse de f1 tabiriyle lastik avantajını kaybedince sıra kaybı kaçınılmaz oldu. her ne kadar derbide bunları fena tokatlasak da teknik açıdan ayağı yere en sağlam basan rakibimiz olarak öne çıkıyorlar. derbi mağlubiyeti sonrasında mental olarak çöküş gözlemlesek de toparlanmaları uzun zaman almayacak gibi. önlerindeki en büyük engel ise avrupa kupası maçları ve türkiye kupası maçlarında fazla mesai yapacak olmaları. erken açtıkları sezonda üst üste maçlarla beraber 15. haftaya kadar koltukta kaldılar. dünya kupası sürecindeki arada yükledikleri kondisyon ile bir süre daha benzer performans göstereceklerdir ancak bu sefer düşüşleri ikinci devrenin ortalarına doğru olacaktır. özellikle de kupa maçları sürecinde ligde puan kayıpları oldukça muhtemel görünüyor. o sürece kadar takılmalarını beklemek biraz iyimser olur bizim açımızdan.
takımımıza gelecek olursak, sezon başında gomis'in hediyeleri ile aldığımız ekstra puanlarla yarışın içinde tutunsak da genel görüntü olarak pek ışık veren performansımız olduğu söylenemezdi. özellikle de kerem ve yunus'un görece düşük performansı (bence sorun başka yerdeydi ama genel kanı düşük performans yönünde), rashica, torreria ve sergio'nun takıma tam adapte olamaması, mertens'in göze hoş gelen ama tabelaya yansımayan futbolu, seferoviç'in fos çıkması hem sözlükte hem de taraftar gözünde panik havası yaratmıştı.
bir taraftar ve gs sözlük yazarı olarak en çok iğrendiğim durum ise, sözlükte fenerbahçe'ye suyu aka aka övgüler dizip takıma bir gram bile umudu olmayan tiplerdi. "istediğimizi yazamayacak mıyız, özgürlük yok mu, gerçekleri örtbas mı edelim" diye de savunma yapıp üste çıkıyorlardı. ulan fenerbahçe övgüsü dinlemek istesem emre bol'u açarım, sana mı kaldı burası mı kaldı fenerbahçe övmek. yakın bir zamanda haklı bir gerekçe ile silinen "okan buruk istifa" başlığının yazıldığı dönem de aşağı yukarı bu süreçlere denk geliyordu.
2-1 galip geldiğimiz içerideki konyaspor maçı ile taraftarın "lan bi dakika" dediği sürece girdik. ardından gelen puan kayıpları bizi orta sıralara doğru itse de 7-0'lı kastamonuspor galibiyeti bazı şeyleri çözdüğümüzü bize gösterdi. alanyaspor ile yaptığımız maçta kurulan kupmas ise john wick'in köpeğinin öldürülmesine eşti. o maçtan bu yana 8 lig 2 de kupa maçı oynadık ve hepsinden galibiyetle ayrıldık. fenerbahçe'ye ve yetkili servislerine (başakşehir, hatay) okkalı bir fatura geçirdik.
potada olsak yeter dediğimiz ilk devreyi, 4 puan önde, en az gol yiyen ve en çok averaja sahip olan takım olarak bitirdik.
okan hoca takımdaki eksiklikleri çok hızlı ve isabetli bir şekilde tespit ediyor. aksiyon almakta gecikmiyor. taraftarla bu denli bütünleşmesinin sebebi de bu. sözlükte bir sorun ortaya atılıyor, sosyal medyada sokakta birileri bir sorundan bahsediyor. ve hemen bir sonraki maç bu sorun için bir önlem, bir çözüm denemesi yapıyor okan hoca. taraftarı dinlediğinden mi yoksa görünen köyün klavuz istememesinden mi bilmiyorum ancak bu beni çok memnun ediyor. özellikle sargon duran'ın takımımızda kısa süreli de olsa taç atışları için danışmanlık yapması gibi. çok kıytırık bir olay gibi görünebilir ama bence çok yerinde bir çalışmaydı.
sezonu rakiplerimizden daha geç açmamızın ceremesini sezon başında çekmiş olsak da ikinci devre için artık bu kimse için bir avantaj veya dezavantaj oluşturmayacak. dünya kupası arası tüm takımları için bu noktada eşitleyici bir rol oynadı sanırım. her ne kadar dünya kupası arasını verimli geçirdiğimizi şahsen söylemek pek mümkün olmasa da, aradan fena döndüğümüz söylenemez.
3 mart 2023 tarihinde içeride ads ile oynayacağımız maçtan sonra bay geçecek ve 19 mart 2023'te oynayacağımız kayserispor maçına kadar 14 günlük bir aralığımız olacak. bu maçın hemen sonrasında ise milli maç arasına gireceğiz ve sonraki lig maçımızı 2 nisan'da oynayacağız. ikinci bir 14 günlük ara olacak bizim için. bu süreç tam olarak ikinci devrenin ortasına, yani 9. maçlara denk geliyor. son düzlük için inanılmaz bir fırsat.
yolumuz açık. inancımız tam. düşmanımız bol, rakibimiz çakal. maç maç gitmeli, üst üste koymalı ve karşımıza çıkanın içinden geçmeliyiz.