aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 6729
    destek ve tezahürat anlamında ali sami yen'den sonra galatasaray tribünleri (diğer bütün tribünler gibi) kan kaybetti. ali sami yen'de 2006 veya 2008 şampiyonluklarında herhangi bir lig maçındaki atmosfer, arena'daki en gösterişli şampiyonlar ligi maçından bile iyiydi. ali sami yen'in kapalı ve eski açık tribünleri, tribün yapmaya (tezahürata) çok uygundu. kapalı ortada yer alan ve zihinsel olarak bugünden çok da farklı olmayan ultraslan grubunu, doğru tezahürata ve doğru besteye zorlayan kapalı sol tarafta akıllı bir kitle de mevcuttu. bu işi bilen insanlardı. birçoğunu arena'nın ilk yıllarından sonra artık statta görememeye başladım. yoklar, gelmiyorlar. 2011'de kapanışı gerçekleşen ali sami yen'den sonra tribünü ve tribüncülüğü arena'da devam ettiren çok az sayıda insan var. yeni, benim ali sami yen'de hiç görmediğim bir kitle var mevcut stadımızda. bu kitle ultraslan'ın içinde de mevcut. arena kendi taraftarını, seyircisini hatta kendi "ultraslanını" yarattı 10-12 senede. ali sami yen'den devam eden bir kurumsal hafıza kalmadı ultraslan özelinde de, tribün liderleri hariç.

    bu gruba dair bu sene en büyük şaşkınlığım ve kızgınlığım, eskiden şampiyonluğa oynadığımızda az da olsa yaptıkları şeyi bu sene hiç yapmamaları. şampiyonluğa oynuyoruz. statta bir tane yeni beste yok. statta bazı anlar var, ultraslan hangi besteyi gireceğini bile bilemiyor. çünkü ortada bir beste yok. 2012-2013 sezonunda fenerbahçe'nin bestesine yapılan "selçuk inan sneijder'iyle" kontrasını günümüze uyarlayıp bağırdılar maçtan önce sürekli. 10 sene geçmiş o bestenin üzerinden, dalga mı geçiyorsunuz? diğer bütün besteler zaten 2000'lerin öncesinden kalma. galatasaray tribününün en yeni bestesi 10 yıllık maziye sahip, üstelik şampiyonluğa oynadığımız bir sezonda. tabii stattan ses gelmez televizyon ekranına. ikinci büyük problem, eskiden bu arkadaşlar şampiyonlukla veya şampiyonluk yolunda yaşanan sıkıntılarla ilgili pankartlar hazırlarlardı. "yönetimi futbolcusu taraftarı fatih terim ayarı, biz buradayız, durdursanıza hadi galatasaray'ı !" gibi. "şampiyonluk şarkısı düşmesi dillerinden" gibi. bu sene sıfır, hiçbir yeni hazırlanmış pankart yok tribünde. her maç pankartlar bir önceki maçın aynısı . hatta geçen senenin aynısı. 2014-2015 sezonunda şampiyonluğa giderken 1-0 kazandığımız gaziantepspor maçında statta el emeğiyle yapılmış lig tv'ye ve yorumcularına karşı devasa pankartlar vardı mesela. "şansal, melih, tümer, mustafa denizli...sizin amacınız çok belli !" gibi. "fb için ofsayta siz düştünüz beyler" gibi. "şansal, denizli, tümer...fb için yayına!" gibi. "mustafa denizli, melih şendil...ultraslan sizi iyi bilir!" gibi. geçtiğimiz bir hafta içerisinde neler oldu; galatasaray aleyhine belki de türk futbol tarihinin en büyük kara propagandası yapıldı. statta konuyla, yaşananlarla ilgili bir tane pankart olmaz mı? yok, olmadı. güntekin onay'la ilgili, rıza çalımbay'la ilgili, tugay kerimoğlu'yla ilgili, ali koç'la ilgili, federasyon'la ilgili galatasaray taraftarının veya ultraslan'ın söyleyecek bir şeyi yok mu? bir sözü, bir tepkisi yok mu? dün akşam gördüm, yokmuş.

    sen tribün grubu olarak bu konularla ilgili bir tane pankart, bir tane beste hazırlayıp iç saha maçında konuyu sıcak bir gündem maddesi haline getirmezsen; sözlükte, twitter'da yazılanların, oluşturulan hashtag'lerin hiçbir kıymeti veya anlamı olmaz. güntekin onay twitter'dan mı korkacak? rıza çalımbay twitter mı okuyup kendisine çekidüzen verecek? ultraslan twitter sayfasında yaptıkları açıklamaların altına "saplaaa, yapıştırrr" yazan ergen kitleden çok etkilenmiş olacak ki, asıl mücadelenin ve tepkinin verilmesi gereken yerin stadyum olduğunu unutmuş. pankartı geçtim, olan bitenleri ve yaşananları galatasaray aleyhine kriz haline getirenlerle ilgili bir tane tezahürat bile yapılmadı dün. ultraslan yapmadı, doğu tribün de yapmadı. hadi doğu tribünündekiler 30'lu, 40'lı yaşlara gelmiş münferit bireyler; ultraslan'ın stada soktuğu yüzlerce liseli, üniversiteli genç var. ne yapıyorsunuz bütün bunlar olup biterken, uyuyor musunuz? galatasaray şampiyonluğa oynuyor; şampiyonlukla ilgili bir tane bile beste yapılmıyor veya pankart boyanmıyor. galatasaray'ı bütün futbol kamuoyu hedef tahtasına koymaya çalışıyor; bu çaba içerisinde olan kurumlarla ve kişilerle ilgili bir tane pankart, bir tane tezahürat yok. varsa yoksa "seeennn gözümünnn nuruuuu", "fenerbahçe köpeğineee", maçtan sonra takımla beraber "şereftirrr seni sevmeekkkk". bırakın allah aşkına, bu mudur yani taraftar grubunun rolü galatasaray'da?

    bu grup stadın tezahürat ve pankart konusunda tek hakimi, bir tane pankart asamazsınız içeriye bu ekibin liderlerinin haberi olmadan. bilgileri, izinleri, onayları olmadan kuş bile giremiyor içeriye. zaten "ua" ibaresi olmayan herhangi bir pankartın ali sami yen'den beri statta yaşama şansı yok, üstünde ne yazıyor olursa olsun. bu "ultraslan" arkadaşlar da galatasaray'ın asıl gündemlerinden bu kadar kopuk, bu kadar ilgisiz ve bu kadar sinmiş şekilde hareket ettikleri sürece; bizi daha çok ezerler. ne şampiyonluk umrunda adamların, ne yaşanan krizler. tek dertleri, statta sahip oldukları statükoyu koruyarak bu sezonu da kapatmak. seneye allah büyük... yazıklar olsun. tek cümleyle yazıklar olsun. başka da bir şey demek gelmiyor içimden.
App Store'dan indirin Google Play'den alın