140
başlığı görünce bir şeyler yazmak istedim. biraz uzun bir yazı olabilir. söylenen sorunları tek tek değerlendirmeye çalışacağım ama genel meselenin toplum yapımızla ilgili olduğunu düşünüyorum.
nüfus konusundan başlayarak bir şey söylemek istiyorum. nüfusun futbol seviyesiyle bir alakası yok. örnek verilirken hep aynı şey söylenir aman efendim 300 bin nüfuslu izlanda, vay efendim 4 milyonluk hırvatistan gibi. burda önemli olan nüfus olsaydı çin, hindistan gibi ülkeler dünya futbolunun zirvesinde olurdu. burda önemli olan yetenek eğitme beceriniz.
burdan yola çıkarak altyapıya gelelim. türkiyede altyapılarda belli başlı sıkıntılar var. bunlardan ilki antrenör sıkıntısıdır. ülkenin dört bir yanındaki altyapı antrenörlerinin geneli çok olsa ilkokul mezunu eski amatör yarı profesyonel futbolculardır. elbette aralarında işine saygılı öğrenmeye açık insanlar olsa da genel itibariyle eski kafalı ve genç çocukları karşısında görünce kendini kral zanneden tiplerdir. çocuk psikolojisinden, ergen psikolojsinden ne kadar anladıklarını varın siz hesap edin. dikkat ederseniz futbol bilgilerinin yeterliliğine değinmedim bile.
bunun yanı sıra alt yaş kategorilerinde yine ülkemizin genelinde tesis sıkıntısı var. eski yıllara göre tesis açısından inanılmaz bir gelişme kaydetmiş olmamıza rağmen bu yerlerin bakımı, işletilmesi ve sürdürülebilirliği açısından özellikle anadoluda ciddi sıkıntılar mevcut. bugün benim memleketimdeki çocukların hiçbiri bırakın çim sahayı halı sahada bile zar zor oynuyorlar. 14 15 yaşına gelene kadar beden eğitimi derslerinde asfalt veya toprakta oynayan çocukların gelişimi ne kadar sağlıklı olur düşünmek gerekir.
altyapı konusunda bir diğer sorun insanımızın yapısı. 15 16 yaşında şehrinin büyük bir takımının altyapısında oynayan bir genci düşünün. daha o yaştan popüler olmaya başlıyor. hele de günümüz sosyal medya çağında. bu çocukların daha o yaşta şan şöhreti kaldırabilecek ve kendini bozmayacak kadar ahlaklı, aklı başında, olgun kişiliklere sahip olmasını beklemek hayalcilik olur ancak avrupanın bizden önde olduğu konu bu.avrupadaki gençler bizim gençlerimize göre çok daha erken olgunlaşıyor ve hayatın farkına varıyor. burda elbette suç tamamen bizim gençlerimizde değil ama haticeye değil neticeye bakarsak durum böyle. ne zaman ki biz altyapılara psikoljik danışmanlık hizmetini zorunlu tutarız. altyapıda oynayan çocukların okuldan geri kalmamasını sağlarız, fiziksel gelişimleri için yeterince iyi beslenmelerini sağlarız, rahatlıkla spor yapabilecekleri alanları tahsis ederiz, 17 18 yaşına gelene kadar onlara(en azından sporcu olanlara) bir veya daha fazla yabancı dil öğretiriz, o zaman biz spora ve sporcuya yatırım yaptık diyebiliriz.
kulüp başkanları açısından bakarsak da ister anadolu kulübü olsun ister büyük kulüpler olsun bir kulübün başkanlığını yapmanın ciddi avantajları vardır. nüfuz, prestij, tanınırlık gibi. bu nedenle kulüp başkanlarının işi hak edenlerden çok işine yarayanların oturduğu bir koltuk olması normal ve bu durumun önüne geçilmesi sadece bizim ülkemizde değil pek çok ülkede kolay olmayan bir durum.
fanatikliğin diğer etmenler kadar büyük bir sorun olduğunu düşünmüyorum çünkü arjantinde de insanlar fanatik mesela ama 3 tane dünya kupaları var. nasıl açıklayacağız bu durumu eğer fanatikilik futbola zarar veriyor dersek ?
bunun dışında federasyonmuş hakemlermiş falan maalesef yine bizim toplum yapımızla alakalı durumlar. spor olsun başka mecralar olsun her toplum hak ettiği ve istediği şekilde yönetiliyor. o nedenle futbolun sorunu bu demek bana kolaya kaçmak gibi geliyor. bizim insanımız maalesef adalet istemez. benden olana dokunulmasın ister. bu futbolda da böyle. bu anlayış değişmeden türkiyede futbolun değişeceğine inanmak komik olur.
uzun lafın kısası türk futbolunun başlıca sorunu türk toplumudur. sadece futbolda değil diğer her sporda başarılı ve öne çıkan bir millet olmak için önce kendi değerlerimizi gözetmemiz ve çok çalışmamız gerekiyor. sorunu saptamak kolaydır, sorunu çözmek emekve çalışma gerektirir. buraya kadar emek verip okuduysanız teşekkür ederim. çözümleri hepimiz biliyoruz ama görmekle çözmek bir değil. umarım elinde imkan ve yetki olanlar futbolumuzu geliştirmek için doğru hamleleri yaparlar.
nüfus konusundan başlayarak bir şey söylemek istiyorum. nüfusun futbol seviyesiyle bir alakası yok. örnek verilirken hep aynı şey söylenir aman efendim 300 bin nüfuslu izlanda, vay efendim 4 milyonluk hırvatistan gibi. burda önemli olan nüfus olsaydı çin, hindistan gibi ülkeler dünya futbolunun zirvesinde olurdu. burda önemli olan yetenek eğitme beceriniz.
burdan yola çıkarak altyapıya gelelim. türkiyede altyapılarda belli başlı sıkıntılar var. bunlardan ilki antrenör sıkıntısıdır. ülkenin dört bir yanındaki altyapı antrenörlerinin geneli çok olsa ilkokul mezunu eski amatör yarı profesyonel futbolculardır. elbette aralarında işine saygılı öğrenmeye açık insanlar olsa da genel itibariyle eski kafalı ve genç çocukları karşısında görünce kendini kral zanneden tiplerdir. çocuk psikolojisinden, ergen psikolojsinden ne kadar anladıklarını varın siz hesap edin. dikkat ederseniz futbol bilgilerinin yeterliliğine değinmedim bile.
bunun yanı sıra alt yaş kategorilerinde yine ülkemizin genelinde tesis sıkıntısı var. eski yıllara göre tesis açısından inanılmaz bir gelişme kaydetmiş olmamıza rağmen bu yerlerin bakımı, işletilmesi ve sürdürülebilirliği açısından özellikle anadoluda ciddi sıkıntılar mevcut. bugün benim memleketimdeki çocukların hiçbiri bırakın çim sahayı halı sahada bile zar zor oynuyorlar. 14 15 yaşına gelene kadar beden eğitimi derslerinde asfalt veya toprakta oynayan çocukların gelişimi ne kadar sağlıklı olur düşünmek gerekir.
altyapı konusunda bir diğer sorun insanımızın yapısı. 15 16 yaşında şehrinin büyük bir takımının altyapısında oynayan bir genci düşünün. daha o yaştan popüler olmaya başlıyor. hele de günümüz sosyal medya çağında. bu çocukların daha o yaşta şan şöhreti kaldırabilecek ve kendini bozmayacak kadar ahlaklı, aklı başında, olgun kişiliklere sahip olmasını beklemek hayalcilik olur ancak avrupanın bizden önde olduğu konu bu.avrupadaki gençler bizim gençlerimize göre çok daha erken olgunlaşıyor ve hayatın farkına varıyor. burda elbette suç tamamen bizim gençlerimizde değil ama haticeye değil neticeye bakarsak durum böyle. ne zaman ki biz altyapılara psikoljik danışmanlık hizmetini zorunlu tutarız. altyapıda oynayan çocukların okuldan geri kalmamasını sağlarız, fiziksel gelişimleri için yeterince iyi beslenmelerini sağlarız, rahatlıkla spor yapabilecekleri alanları tahsis ederiz, 17 18 yaşına gelene kadar onlara(en azından sporcu olanlara) bir veya daha fazla yabancı dil öğretiriz, o zaman biz spora ve sporcuya yatırım yaptık diyebiliriz.
kulüp başkanları açısından bakarsak da ister anadolu kulübü olsun ister büyük kulüpler olsun bir kulübün başkanlığını yapmanın ciddi avantajları vardır. nüfuz, prestij, tanınırlık gibi. bu nedenle kulüp başkanlarının işi hak edenlerden çok işine yarayanların oturduğu bir koltuk olması normal ve bu durumun önüne geçilmesi sadece bizim ülkemizde değil pek çok ülkede kolay olmayan bir durum.
fanatikliğin diğer etmenler kadar büyük bir sorun olduğunu düşünmüyorum çünkü arjantinde de insanlar fanatik mesela ama 3 tane dünya kupaları var. nasıl açıklayacağız bu durumu eğer fanatikilik futbola zarar veriyor dersek ?
bunun dışında federasyonmuş hakemlermiş falan maalesef yine bizim toplum yapımızla alakalı durumlar. spor olsun başka mecralar olsun her toplum hak ettiği ve istediği şekilde yönetiliyor. o nedenle futbolun sorunu bu demek bana kolaya kaçmak gibi geliyor. bizim insanımız maalesef adalet istemez. benden olana dokunulmasın ister. bu futbolda da böyle. bu anlayış değişmeden türkiyede futbolun değişeceğine inanmak komik olur.
uzun lafın kısası türk futbolunun başlıca sorunu türk toplumudur. sadece futbolda değil diğer her sporda başarılı ve öne çıkan bir millet olmak için önce kendi değerlerimizi gözetmemiz ve çok çalışmamız gerekiyor. sorunu saptamak kolaydır, sorunu çözmek emekve çalışma gerektirir. buraya kadar emek verip okuduysanız teşekkür ederim. çözümleri hepimiz biliyoruz ama görmekle çözmek bir değil. umarım elinde imkan ve yetki olanlar futbolumuzu geliştirmek için doğru hamleleri yaparlar.