• 446
    futbolda tezahürat, alkış, destek ne kadar normalse; ıslık, eleştiri, protesto da o kadar normaldir. şampiyonlar ligi maçında da normaldir, sıradan bir hazırlık maçında da normaldir. ses tellerimi parçalayana kadar takıma veya bir oyuncumuza destek amaçlı bağırdığım gün de olmuştur; topu her ayağına aldığında ıslıkladığım, yuhaladığım futbolcu da, bir bütün olarak protesto ettiğim galatasaray kadrosu da olmuştur. her ikisini de 13-14 sene önce ali sami yen'de de yaptım, 2011'den beri arena'da da yaptım. desteklerken de pişman olmadım, protesto ederken de.
    taraftara kimse yön vermemeli. "ıslıklayan, taraftar değildir" gibi genellemeler de çok yersiz. futbolcu, desteği ne kadar normal görüyorsa; ıslığı da o kadar normal görmeli. hepimiz mesleğimizi icra ederken yeri geldi övgü aldık, yeri geldi terfi aldık, yeri geldi zam aldık. ama bazen de azar işittik, eleştiri aldık, tenzil-i rütbe yaşadık, hatta işten çıkartıldık. kabul ettiklerimiz de olmuştur, isyan ettiklerimiz de. ama hiçbirimiz oturup ağlamadık. futbolcu da böyle bakacak olaya ve alınganlık yapmayacak.
    taraftarlık, taraftarı olduğun kulübün yanında olmaktır. kulübünün menfaatlerini savunmaktır; futbolcuların gönlünü sürekli hoş tutmak, keyiflerini yapmak bir taraftarlık vazifesi değildir. galatasaray için doğru olan, galatasaray'ın hedeflerine uygun olan, yeterli olan sporcu desteklenir. galatasaray için yetersiz olan da eleştirilir. yetersizliğinin farkında olmayıp kendini dev aynasında gören de eleştirilir. burada önemli olan sporcu değil, kulüptür. çünkü kalıcı olan galatasaray'dır, taraftardır. futbolcular(sporcular) gelip geçicidir. benim için önemli olan, taraftarı olduğum kulübün başarısı ve menfaatleridir. buna uygun olanı sonuna kadar desteklerim, uymayanı da eleştiririm. gerekirse de protesto ederim. benim gözümde bu kadar basittir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın