36045
dördüncü döneminde 2 sene üst üste şampiyon olduğu sıralar avrupa kupalarında başarısız diye eleştirildi, avrupa'da başarılı olduğu sıralar ligde başarısız diye eleştirildi.
bir golle şampiyonluğu kaptırdığı sezon kadro yeterli kendisi kullanamıyor diye eleştirildi, kovulduktan sonra bu kadroyu enkaz bıraktı denildi.
takıma sahip çıkıp sebepsiz yere ceza yerken çok ceza alıyor diye eleştirildi, bugün jesus yerine terim olsaydı 10 maç verirlerdi deniliyor.
takım 3 sene istisnasız doğranırken "biz önce kendimize bakalım", "biz ne oynuyoruz ki ya", "galatasaray'san hakemi de yeneceksin" denildi, şimdi hakemi yenemezsin, kötü oyun bizi ilgilendirir yorumları ağırlık kazandı.
konuyu sulandırmak için "galatasaray'ın büyüklüğü" şeklinde ucuz ve tipik bir malum parti romantizmi yapıldı, gittikten sonra nedense hiç göremedik büyüklüğü, hala ensemize vuran lokmamızı alıyor. "milletimizi bölemeyeceksiniz, ezanlarımızı susturamayacaksınız" romantizmi gibi bu romantizm de bizi kurtarmadı.
sosyal medya'da iki üç tane kendine derin galatasaray diyen yaşları 20'yi geçmeyen paralı troll tarafından efsane hocamız derwall'in, feldkamp'ın, lucescu'nun başarıları üzerinden manasızca yüklenildi. bunlar güzel örneklerdi fakat kuru romantizmi bırakıp günümüze gelirsek terim harici rijkaard'dan beri bir tam sezonu tamamlayabilen hocamız olmadığı da ortadaydı.
şimdi gelip kendisinden bir şey beklemek yersizdir. ucuz romantizmden devam edilmesini öneriyorum.
doğru olan şudur ki kimse galatasaray'dan büyük değildir, buna ilave olarak galatasaray kendisini bu denli büyük yapan maddi ve manevi unsurlarını bir bir kaybetmeye başladığında da uzun vadede büyük olarak kalamayacaktır.
bundan sonra teknik direktörlük yapıp yapmayacağı kendisini ilgilendirir, galatasaray'ın mevcutta hocası varken fatih terim isminin dillendirilmesi de kenidisinin değil, takıma zarar verdiklerini kavrama zekasına sahip olmayan galatasaray taraftarının suçudur. hesap sorulacak adresler de bellidir. yüreği yeten varsa gidip eskisi gibi hesap sormaya kalkabilir.
bir golle şampiyonluğu kaptırdığı sezon kadro yeterli kendisi kullanamıyor diye eleştirildi, kovulduktan sonra bu kadroyu enkaz bıraktı denildi.
takıma sahip çıkıp sebepsiz yere ceza yerken çok ceza alıyor diye eleştirildi, bugün jesus yerine terim olsaydı 10 maç verirlerdi deniliyor.
takım 3 sene istisnasız doğranırken "biz önce kendimize bakalım", "biz ne oynuyoruz ki ya", "galatasaray'san hakemi de yeneceksin" denildi, şimdi hakemi yenemezsin, kötü oyun bizi ilgilendirir yorumları ağırlık kazandı.
konuyu sulandırmak için "galatasaray'ın büyüklüğü" şeklinde ucuz ve tipik bir malum parti romantizmi yapıldı, gittikten sonra nedense hiç göremedik büyüklüğü, hala ensemize vuran lokmamızı alıyor. "milletimizi bölemeyeceksiniz, ezanlarımızı susturamayacaksınız" romantizmi gibi bu romantizm de bizi kurtarmadı.
sosyal medya'da iki üç tane kendine derin galatasaray diyen yaşları 20'yi geçmeyen paralı troll tarafından efsane hocamız derwall'in, feldkamp'ın, lucescu'nun başarıları üzerinden manasızca yüklenildi. bunlar güzel örneklerdi fakat kuru romantizmi bırakıp günümüze gelirsek terim harici rijkaard'dan beri bir tam sezonu tamamlayabilen hocamız olmadığı da ortadaydı.
şimdi gelip kendisinden bir şey beklemek yersizdir. ucuz romantizmden devam edilmesini öneriyorum.
doğru olan şudur ki kimse galatasaray'dan büyük değildir, buna ilave olarak galatasaray kendisini bu denli büyük yapan maddi ve manevi unsurlarını bir bir kaybetmeye başladığında da uzun vadede büyük olarak kalamayacaktır.
bundan sonra teknik direktörlük yapıp yapmayacağı kendisini ilgilendirir, galatasaray'ın mevcutta hocası varken fatih terim isminin dillendirilmesi de kenidisinin değil, takıma zarar verdiklerini kavrama zekasına sahip olmayan galatasaray taraftarının suçudur. hesap sorulacak adresler de bellidir. yüreği yeten varsa gidip eskisi gibi hesap sormaya kalkabilir.
