356
yaşım 31. mühendis olarak bir fabrikada yaklaşık iki yıldır çalışıyordum. şartlar olabildiğince ağırdı. haftanın en az 4 günü sabah 8 gece 2 çalışıyorduk. fiziksel yorgunluğun verdiği halsizlikle bir hatam sonucu işyerinde ayağımı kırdım. bu süreçte çok düşündüm. hayatımın oradan kazandığıma değip değmeyeceğini. değmezdi deyip ayrıldım. bu süreçte kız arkadaşım oldu. hayatımda tanıdığım en temiz ve en güzel kadın. sevmek sevilmek neymiş bu yaşımda öğrendim dersem abartı olmaz. herşey güzel gidiyordu hayatımda. evde ayağım alçıdayken kpss ye çalışmaya başladım. iyileşince ilk işim kursa yazılmak oldu. gecemi, gündüzümü, emeğimi bu sürece heba ettim. gel gelelim bugün maalesef karşılığını alamadık. 31 yaşında insan niye böyle bir işe kalkışır ki? sabahtan beri yaşıyor muyum belli değil. bir taraftan da kız arkadaşımın ailesi biraz tutucu olduğu için olabildiğince hızlı nişanlanmamızı istiyor. kız arkadaşıma bu muallak süreçte eğer ayrılmak isterse anlayışla karşılayacağımı ilettim. benim bir orta düzey de olsa hayat standartım olmayabileceğini söyledim. hiç bir şekilde ayrılmak istemiyor ama bu kaosun içine onu çekmek istemiyorum. onu ben bozkırlara değil çiçek bahçelerine layık buluyorum. haksızlık ettiğimi hissetmeye başladım bugün. sıkılıyorum, çok sıkılıyorum.