218
kurumsal iş hayatında, genel istek çalışma arkadaşlarının birbirlerinin maaşını bilmemesidir.
kendi firmamdan örnek vermem gerekirse, çalışanların gün hesaplarını yapan muhasebe/ik uzmanı bile maaşları bilmez. hesaplamasını yapıp mali müşavirimize iletir, ki o mali müşavir de şirket çalışanı değildir. bu şekilde şirket içerisinde genel müdür dışında kimse kendi maaşından başka hiç kimsenin maaşını bilmez.
doğal olarak, şirket içi mevkiler dolayısıyla senden az ya da çok maaş alan kişileri tahmin edebilirsin. hatta bunu bindiği arabadan, yediği yemekten, gittiği tatilden bile öğrenmeye çalışabilirsin.
aynı mevkide çalışan arkadaşının maaşını öğrendiğin anda artık elinde bir matematik hesabı, bir koz olur. aklından çıkartamazsın ve kendi çalışma performasını ölçebileceğin bir denklem kazanırsın. her hatada senden çok kazanıyorsa başka, seninle aynı kazanıyorsa başka ve senden az kazanıyorsa başka bir hesap yapmaya başlarsın. bu iş artık bir yarışa dönüşür. hatta her fırsatta elindeki matematiği hesaplarsın.
gelmek istediğim nokta, işini kamuya açık bir şekilde gerçekleştiren futbolcuların bunu her antremanda, her maçta hatta her birbirleriyle aynı ortamda bulunduğu anda hesaplıyor olması. akabinde bunu bizim de hesaplayabiliyor olmamız. kontratından bağımsız olarak değerlendirme yapabilmek imkansızlaşıyor. kaldı ki bu sektörde (büyük takımlarda) hemen hemen herkes kazandığı parayla aynı şartlarda yaşıyor.
aklıma nelsson-bardakcı kıyasından gelip, yazma ihtiyacı hissettim ki sanıyorum bahsettiğim durum için mükemmel bir örnek. işin özü, eğitim seviyesi, iş ahlakı, profesyonel olabilme hatta kişinin sosyal becerileri çok çok önemli hale geliyor. basından, sosyal medyadan veya herhangi bir mecradan sürekli para konuşulan bir ortamda başarılı olabilmen için mental olarak çok güçlü olmak gerekiyor.
dünyanın en büyük endustrisinde, bir diğerinin kontratını bilmek ve buna göre yaşamak sanırım çok zor olmalı. aldığın maaşın altında ezilebilirsin ya da yüksek bir egoya ilerlersin. her durumda işini düzgün icra edemeyebilirsin. umuyorum ileride bu işi yapacak, bizleri sevindirecek ya da üzecek gençlerin küçük yaşta bu konuda alacakları mental eğitim ve öğrenim ile yolları açık olur. aynı şekilde bu ülkenin bir şekilde çalışanı, üreteni olacak gelecek nesil için de aynı temmenilere sahibim.
girdiyi ben yazarken, aklıma soyunma odasında tek başına antremanı bekleyen morutan düştü.
münasebet içinde olduğun çalışma arkadaşlarının değerini, ederini bilmek ya da onların tarafından bilinmesi, sürdürmesi çok zor bir savaştır.
kendi firmamdan örnek vermem gerekirse, çalışanların gün hesaplarını yapan muhasebe/ik uzmanı bile maaşları bilmez. hesaplamasını yapıp mali müşavirimize iletir, ki o mali müşavir de şirket çalışanı değildir. bu şekilde şirket içerisinde genel müdür dışında kimse kendi maaşından başka hiç kimsenin maaşını bilmez.
doğal olarak, şirket içi mevkiler dolayısıyla senden az ya da çok maaş alan kişileri tahmin edebilirsin. hatta bunu bindiği arabadan, yediği yemekten, gittiği tatilden bile öğrenmeye çalışabilirsin.
aynı mevkide çalışan arkadaşının maaşını öğrendiğin anda artık elinde bir matematik hesabı, bir koz olur. aklından çıkartamazsın ve kendi çalışma performasını ölçebileceğin bir denklem kazanırsın. her hatada senden çok kazanıyorsa başka, seninle aynı kazanıyorsa başka ve senden az kazanıyorsa başka bir hesap yapmaya başlarsın. bu iş artık bir yarışa dönüşür. hatta her fırsatta elindeki matematiği hesaplarsın.
gelmek istediğim nokta, işini kamuya açık bir şekilde gerçekleştiren futbolcuların bunu her antremanda, her maçta hatta her birbirleriyle aynı ortamda bulunduğu anda hesaplıyor olması. akabinde bunu bizim de hesaplayabiliyor olmamız. kontratından bağımsız olarak değerlendirme yapabilmek imkansızlaşıyor. kaldı ki bu sektörde (büyük takımlarda) hemen hemen herkes kazandığı parayla aynı şartlarda yaşıyor.
aklıma nelsson-bardakcı kıyasından gelip, yazma ihtiyacı hissettim ki sanıyorum bahsettiğim durum için mükemmel bir örnek. işin özü, eğitim seviyesi, iş ahlakı, profesyonel olabilme hatta kişinin sosyal becerileri çok çok önemli hale geliyor. basından, sosyal medyadan veya herhangi bir mecradan sürekli para konuşulan bir ortamda başarılı olabilmen için mental olarak çok güçlü olmak gerekiyor.
dünyanın en büyük endustrisinde, bir diğerinin kontratını bilmek ve buna göre yaşamak sanırım çok zor olmalı. aldığın maaşın altında ezilebilirsin ya da yüksek bir egoya ilerlersin. her durumda işini düzgün icra edemeyebilirsin. umuyorum ileride bu işi yapacak, bizleri sevindirecek ya da üzecek gençlerin küçük yaşta bu konuda alacakları mental eğitim ve öğrenim ile yolları açık olur. aynı şekilde bu ülkenin bir şekilde çalışanı, üreteni olacak gelecek nesil için de aynı temmenilere sahibim.
girdiyi ben yazarken, aklıma soyunma odasında tek başına antremanı bekleyen morutan düştü.
münasebet içinde olduğun çalışma arkadaşlarının değerini, ederini bilmek ya da onların tarafından bilinmesi, sürdürmesi çok zor bir savaştır.