resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 35405
    başarılarını falan geçtim, kendisini hep şu durumlarda hatırlayacağım;

    sezon 2011-2012; bir önceki sezonda rezalet bir sezon yaşamış galatasaray. her deplasman tribününde cimbom kümeye tezahüratının duyulduğu 2010-2011 sezonu. ne oynanan oyun, ne de elimizdeki kadro ümit verici. elimizde bir tek arda var, o da tüm seneyi hemen hemen sakat geçirmiş ve tribünlerle de arası iyi değil. sinema kapatması falan dillerde. yani nerden baksak kaotik bir takım. rakiplerinden biri 2008’den sonraki en dominant sezonunu oynamış ve yeni transferlerle lige ambargo koymanın peşinde. diğer rakibi de portekiz milli takımı kıvamında bir kadro yapılanmasına gidiyor. o sıralar lizbon sokaklarında beni görseler, apar topar beni de alıp getirecekler. tamam, fenerbahçe gibi efektif bir kadroları yok ama bizden her türlü iyiler. zaten bir önceki malum sezonda her iki maçta da yenmişler. değil derbi galibiyeti, doğru dürüst derbilerde gol bile atamayan, her yönüyle güçsüz, sahipsiz ve umutsuz bir galatasaray takımı var elimizde.

    bir geldi, pir geldi. yıllardır derbi galibiyeti görmeyen takım, tüm sezon sadece 1 kere, o da süper final’de yenildi. o maçta da sanırım yenildik diye üzülen olmamıştır. öyle bir futbol oynuyorduk ki parçalıyorduk her takımı resmen. tüm kadroyu baştan aşağı yenilemiş ve en gözde oyuncusunu transferin son günlerinde göndermiş ve yeni bir takım olmasına rağmen, kısa sürede tüm oyıncular birbirine alışmış ve son 20 senenin en iyi galatasaray’ının mimarı olmuştu.

    sonraki sezonlardaki başarıları saymıyorum bile ama şike sezonundan muzdarip olmasına rağmen devre arasında 10 milyon euro’ya sow’u getirebilen ezeli rakibine karşılık, asgari ücret + yol + yemek karşılığında geri getirilen necati ile şampiyonluk yaşattı, hem de ezeli rakibinin sahasında. bu olay 100 yılda bir yaşanırdı, ona nasip oldu, diğer başarıları gibi..

    2. kısım 2017-2018 sezonu;

    geçtiğimiz iki sezonda oynanan rezalet futbol, sayısız futbolcu ve teknik adam sirkülasyonu. taraftar yine takıma küsmüş, yönetim zaten tartışmalı, üstelik kadro yine kötü. üstelik rakiplerin sadece fenerbahçe ve beşiktaş değil artık, başakşehir de bangır bangır gelmiş. beşiktaş zaten son 2 sezonun şampiyonu, başlarında şenol güneş var, kadroları tarihin en iyi kadrosu olarak nitelendiriliyor. fenerbahçe yine bildiğimiz fenerbahçe. bir sürü yıldız ve yıldız adayını kadroya katmış, üstelik başlarında takımı daha önce şampiyon yapmış sir aykut kocaman var. başakşehir ise malum. hiç anlatmayayım verilen desteği.

    baştan aşağı yine kadroyu değiştirmişiz. alışık olmadığımız şekilde takımın başında bir önceki sezondan kalma tudor var. bu kez istikrar demişiz. meyvesini de almışız aslında. en azından ilk 7 8 hafta ): sonrası bildiğin çöküş. çöküş diyorum çünkü takım yine derbilerde gol bile atamıyor, alakasız şekilde fark yiyor ve bazı maçlarda 3-0 yenilmemize rağmen bu maç nasıl 10-0 bitmedi yav diye evreni sorguluyorduk. üstelik deplasmanlarda da varlık gösteremez olmuştuk. fırtına gibi başlanılan sezonda bir anda kendimizi üçüncü sırada bulmuşuz. gidişattan memnun değil taraftar. maçlara gelip tribünleri dolduruyor ama en ufak bir bocalamada teknik adam ve yönetimi istifaya davet ediyor. kazan yine kaynıyor yani.

    bu kez hiç alışık olmadığımız şekilde devre arası geliyor “nerede kalmıştık” tweet’i ile. ha küstü ha küsecek denilen taraftar bir anda birlik beraberlik mesajı vermeye başlıyor, bu birlik ve beraberlik en son kurtuluş savaşında görülmüştür. o derece yani. geldikten sonra ilk icraatini, haftalardır galip gelemediğimiz deplasman maçlarının birinde yapıyor. ard arda oyuncu değişiklikleri yapıp kayseri’yi 1-3 yeniyoruz mesela. başımızda tudor olsa 4-2 falan biterdi o maç sanırım neyse. sezon boyu gol bile atamadığımız derbiler bizim için korkulu rüya olmaktan çıkmış, bırak mağlup olmayı, gol bile yememişiz. bir tek trabzonspor maçında 90+ bilmem kaçta endirekt vuruş olması gereken yerde tek vuruşla andromeda galaksisinden gelen şutta kalemizde golü görmüşüz. öyle gol mü olur aq. o yüzden saymıyorum bile.

    kadıköy deplasmanından istediğimizi almış, trabzon’a 2 defa yağlamış, beşiktaş’a işte böyle her sene böyle tarifesini uygulamış ve son yıllarda 2 farklı yenilsek sevinecek duruma geldiğimiz başakşehirspor maçında, başakşehiri sami yen’in çimlere gömmüştür.

    takım kadrosu zaten diğer rakiplerine göre gerideydi ama ndiaye’nin de gitmesiyle daha da daralan bir kadroyla mücadele etmek zorunda kalmış, ndiaye’nin yerine, tudor’un fazla masraf çıkarıyor deyip neredeyse florya’da yemek bile vermediği donk’u monte etmiştir. fernando’nun da uzun süren sakatlığı sebebiyle çoğu maçta selçuk - donk orta sahasıyla takımı çıkarmıştır. o donk ikinci yarının yıldızlarından biri olmuştur her nasılsa.

    son yılların en çekişmeli geçen sezonunda rakiplerinin önünde kupayı kaldırmış, iki senelik beşiktaş’ı ait olduğu üçüncülüğe geri göndermiş, fenerbahçelilere “bizi terim’in hegolamaımshdjdından kurtar bizi başkanım” dedirtmiştir. psikolojik üstünlüğü tekrar lehimize döndürüp ivmelenen rakiplerini demotive etmiştir. mayıs’lar bizimdir sloganını taraftar tekrar hatırlamıştır.

    diğer başarılarını yazmaya gerek duymadım ama bu şampiyonluklar benim için çok önemli çünkü ikisinde de fecaat geçen sezonlardan sonra kazanılmış şampiyonluklar olması ve ivmelenen rakiplerini ait oldukları yere gönderilmesi açısından önemlidir.

    bazen kendisi hakkında saçma sapan, futbolun hiçbir ilkesine uymayan öyle şeyler söyleniyor ki, bunu yazmak istedim. rakip takımların başında imparator’un başarısının çeyreğini yapabilen bir hoca olsa istanbul’un dört bir tarafında heykeli dikilecekken, bir takım sosyal medya seyircisinin kendisine bu derece tavırlı olması çok üzücü. bu da bizim ayıbımız olsun ne diyeyim…
App Store'dan indirin Google Play'den alın