35457
son yıllarda kendisine dair saygı ve sevginin tehlikeli bir takıntıya dönüştüğüne tanık oluyoruz. takımın başına geçmesini istememek düşmanlık adı altında değerlendiriliyor ve üzerinden kutuplaşma yaratılıyor. bir galatasaray taraftarı var mı ki başarısız olsun isteyen? nasıl bir düşünce bu inanın bilmiyorum. günümüz türkiye'sinde kutuplaşmak, aynı şekilde düşünmeyeni hainlikle-düşmanlıkla suçlamak moda oldu. evinde huzursuz olanın bahanesi hep karşı komşu, yan apartman oldu. hiç kendi evine bakıp, kendisiyle yüzleşmeden üstelik...
wenger, ferguson sonrası boşluğa düşen takımlar gibi kendisinden sonra boşluğa düşecek olma ihtimalimizin en büyük nedeni bu romantizmdir. sistemsizlik, yapılanmadaki ve yönetimdeki yanlışlardır. hagi, mondragon, popescu sonrası nasıl boşluğa düşüldüyse ve yerine uzun yıllar aranan isimler bulunamadıysa aynı yanlışlardan ötürü. fakat ilerleyen zamanda galatasaray ile başarılara imza atacak isimler yine yerini alıp, görevini yapmıştır. bir benzetme ile pekiştirmek gerekirse; eğer evin tek çocuğuysan, baban yıllarca sizi kazasız şekilde taşıdıysa, hatta bazı kazalardan kendi şöförlük becerileri ile kurtardıysa bu güzel bir güven bağıdır. fakat yılların ardından yıpranmış, belki de yaşı nedeniyle refleksleri zayıflamış, arabayı eski performansında süremeyen, yeni arabanın sürüş teknolojisini tam kullanamayan, ufak kazalar yapılan, rahatsızlıklardan ötürü uzun süre içinde araç kullanamadığı bir dönem gelir, başlar. evdeki anne ve babadan birisi hastalanır fakat yıllardan beri "nasılsa baba var, o kullanır" düşüncesiyle büyüdüğün-büyütüldüğün için bu günleri göremeyip plan yapılmadığı, ehliyet kursuna yollanmadığın için öyle kalakalırsın. "babadan başkası kullanamaz, kullansa da böyle kullanamaz" düşüncesi yüzünden ya ambulansa kalır işin, saatlerce bekler hastalığın ilerlemesine neden olursun ya kapının önünde tozlanır çürür araba ya da satarsın.
sayısız başarılara imza atmış bir isim fatih hoca, emeği tartışılmaz. bunu tartışacak olanla futbol falan konuşmam. fakat kendisine kurtarıcı, tek yol, süper kahraman algısıyla yaklaşmak galatasaray'a yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. 3.cü ve 4.cü döneminin başlaması nasıl doğru bir kararsa, 5.ci döneminin ihtimali artık günün şartlarında, galatasaray'ın geleceği adına o kadar hatalı olacaktır.
fatih hoca hakkında objektif hislerimin, sevgimin, düşüncelerimin ardından tek bir olumsuz şey yazarak sonlandırayım. kendisi teknik direktör yetkilerine sahipken bile çoğu başkan ve yönetimle sorun yaşadı. olur da başkan yetkilerine sahip olursa altında çalışacak teknik direktör ne kadar rahat bir çalışma alanına sahip olur? işte en büyük soru işaretim bu.
ve son olarak galatasaray'ımız ölümsüz, bir kişi hariç herkesten büyüktür. o da kurucumuz ali sami yen beyefendi.
wenger, ferguson sonrası boşluğa düşen takımlar gibi kendisinden sonra boşluğa düşecek olma ihtimalimizin en büyük nedeni bu romantizmdir. sistemsizlik, yapılanmadaki ve yönetimdeki yanlışlardır. hagi, mondragon, popescu sonrası nasıl boşluğa düşüldüyse ve yerine uzun yıllar aranan isimler bulunamadıysa aynı yanlışlardan ötürü. fakat ilerleyen zamanda galatasaray ile başarılara imza atacak isimler yine yerini alıp, görevini yapmıştır. bir benzetme ile pekiştirmek gerekirse; eğer evin tek çocuğuysan, baban yıllarca sizi kazasız şekilde taşıdıysa, hatta bazı kazalardan kendi şöförlük becerileri ile kurtardıysa bu güzel bir güven bağıdır. fakat yılların ardından yıpranmış, belki de yaşı nedeniyle refleksleri zayıflamış, arabayı eski performansında süremeyen, yeni arabanın sürüş teknolojisini tam kullanamayan, ufak kazalar yapılan, rahatsızlıklardan ötürü uzun süre içinde araç kullanamadığı bir dönem gelir, başlar. evdeki anne ve babadan birisi hastalanır fakat yıllardan beri "nasılsa baba var, o kullanır" düşüncesiyle büyüdüğün-büyütüldüğün için bu günleri göremeyip plan yapılmadığı, ehliyet kursuna yollanmadığın için öyle kalakalırsın. "babadan başkası kullanamaz, kullansa da böyle kullanamaz" düşüncesi yüzünden ya ambulansa kalır işin, saatlerce bekler hastalığın ilerlemesine neden olursun ya kapının önünde tozlanır çürür araba ya da satarsın.
sayısız başarılara imza atmış bir isim fatih hoca, emeği tartışılmaz. bunu tartışacak olanla futbol falan konuşmam. fakat kendisine kurtarıcı, tek yol, süper kahraman algısıyla yaklaşmak galatasaray'a yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. 3.cü ve 4.cü döneminin başlaması nasıl doğru bir kararsa, 5.ci döneminin ihtimali artık günün şartlarında, galatasaray'ın geleceği adına o kadar hatalı olacaktır.
fatih hoca hakkında objektif hislerimin, sevgimin, düşüncelerimin ardından tek bir olumsuz şey yazarak sonlandırayım. kendisi teknik direktör yetkilerine sahipken bile çoğu başkan ve yönetimle sorun yaşadı. olur da başkan yetkilerine sahip olursa altında çalışacak teknik direktör ne kadar rahat bir çalışma alanına sahip olur? işte en büyük soru işaretim bu.
ve son olarak galatasaray'ımız ölümsüz, bir kişi hariç herkesten büyüktür. o da kurucumuz ali sami yen beyefendi.
