35105
hocanın en sevmediğim yönü sürekli imalı konuşması. ömrühayatımda bir kez bu adamın ağzından net bir şey duymadım. her şüpheli konuda her zaman imalı, üstü kapalı konuşuyor. net olarak şöyle oldu, böyle oldu demiyor. bu sefer onun yerine başkaları konuşuyor, kraldan çok kralcılar türüyor. fatih terim biriyle sorun yaşadığında asla kendisi yok ortada. hep söylentiler üreten bir tayfa ortaya çıkıp hoca yerine sağa sola cevap yetiştiriyor. hoca da bir kez çıkıp açık açık "benim adıma konuşmayın." demiyor. yani sanki ortada hiç bu tür çekişmeler yokmuş gibi yapıyor. günün sonunda galatasaray 15 parçaya bölünüyor.
mesela iki örnek:
1) 2021-22 sezonunun başında bir planlama vardı. hâlâ kime ait olduğu belli değil. takım dibi gördükçe planlamanın hocaya ait olmadığını, hocanın rumenleri değil de jk'nin yıldızlarını istediği konuşulur oldu. bunu da hocayı sevdiğini iddia edenler yaptı. hoca ne yaptı bunun karşılığında? sustu. çıkıp demedi ki "bu planlama bana ait." veya "rosier ile ghezzal'i alamayınca buna yönelmek zorunda kaldım." hâlâ her kafadan başka ses çıkıyor. kimi diyor ki hoca takımı kötü planladı, kimi diyor ki hoca aslında bu adamları istememişti.
2) susmayan adam rezan epözdemir olayı. güya bu arkadaş hocanın ekibindendi. burak elmas hocaya yanlış yapınca, tff'ye karşı direnmeyince rezan ağa da rest çekip istifa etmişti. yere göğe sığdırılamıyordu o zaman. gel gör ki birkaç gündür de deniyor ki aslında rezan epözdemir'in yönetime girmesini hoca istemiyordu, o da girince hoca başkana tavır koydu. iki günde rezan ağa da fatih terim'in karşısına konumlanmış oldu.
kariyeri boyu hep muğlâk çekişmelerin içindeydi. asla da açıklığa kavuşturmaya çalışmadı. bir kere, 2013 yılında "sezon sonu çıkıp konuşacağım" dedi, onun sonunda da aleyhine konuşacağını düşündüğümüz demirören'le gülerek poz verdi. aslında kendisi etrafında dönen tüm kavgaların sebebi de bu gereksiz üstü kapalılığı ve imalı konuşmaları. açık olsa kimse birbirini bu kadar yemeyecek. o haklı, bu haklı mevzuu değil bu. bambaşka bir şey.
mesela iki örnek:
1) 2021-22 sezonunun başında bir planlama vardı. hâlâ kime ait olduğu belli değil. takım dibi gördükçe planlamanın hocaya ait olmadığını, hocanın rumenleri değil de jk'nin yıldızlarını istediği konuşulur oldu. bunu da hocayı sevdiğini iddia edenler yaptı. hoca ne yaptı bunun karşılığında? sustu. çıkıp demedi ki "bu planlama bana ait." veya "rosier ile ghezzal'i alamayınca buna yönelmek zorunda kaldım." hâlâ her kafadan başka ses çıkıyor. kimi diyor ki hoca takımı kötü planladı, kimi diyor ki hoca aslında bu adamları istememişti.
2) susmayan adam rezan epözdemir olayı. güya bu arkadaş hocanın ekibindendi. burak elmas hocaya yanlış yapınca, tff'ye karşı direnmeyince rezan ağa da rest çekip istifa etmişti. yere göğe sığdırılamıyordu o zaman. gel gör ki birkaç gündür de deniyor ki aslında rezan epözdemir'in yönetime girmesini hoca istemiyordu, o da girince hoca başkana tavır koydu. iki günde rezan ağa da fatih terim'in karşısına konumlanmış oldu.
kariyeri boyu hep muğlâk çekişmelerin içindeydi. asla da açıklığa kavuşturmaya çalışmadı. bir kere, 2013 yılında "sezon sonu çıkıp konuşacağım" dedi, onun sonunda da aleyhine konuşacağını düşündüğümüz demirören'le gülerek poz verdi. aslında kendisi etrafında dönen tüm kavgaların sebebi de bu gereksiz üstü kapalılığı ve imalı konuşmaları. açık olsa kimse birbirini bu kadar yemeyecek. o haklı, bu haklı mevzuu değil bu. bambaşka bir şey.
