510
takımımızın her bir parçası ile gurur duyarak izlediğim 2021 - 2022 sezonu avrupa ligi maceramızın son maçı.
öncelikle domenec torrent'e teşekkür ediyorum. iki maça da takımı harika hazırlamış. 2. maçta maç 2-1'ken barcelona'nın zamana oynaması + hakemin de bazı pozisyonlarda biraz daha onlara yanlı tavrı nedeniyle maçın sonundaki düşüşünü saymazsak eğer takımın harika denilebilecek bir görüntü çizdik.
ilk maça göre 2. maçta daha topla oynamak isteyen, hücuma gitmek isteyen bir takım görüntüsü verdik. ki bu önemliydi, özellikle de skor avantajını almak için.
nitekim aldık da ama alana kadar hücum anlamında özellikle çok pozisyon hatamız var. misal ilk yarıda gomis'in önüne attığımız bir top var, çok iyi hareketlendi çok iyi çekti ama vuruşa gücü yetmedi. sonra yine savunmanın arkasına kerem'e attığımız bir topta kerem mükemmel gitti, ceza sahasına kadar girdi ancak sağ tarafta kaldı, sağdan bir destek bekledi ama bilin bakalım ne oldu? ne olacak, babel oldu. kerem topu kaptırdı, barcelona soldan çıkarken beyimizi daha orta saha çizgisinde yeni gördük.
ki bence maçın en kritik noktalarından birisi buydu. kontra atak arayacağımızın belli olduğu, ne kadar topu tutsak da hücuma en nihayetinde gerek savunma arkasına gerek forvete uzun atarak çıkacağımız maçta yeterli dinamizme sahip olmamamız. torrent burada bana kalırsa "gomis ve babel topu tutsun, merkezi sağ düşünelim kerem'i kaçırırız" diye düşündü. beşiktaş maçındaki gibi düşündü yani hücuma çıkmayı. anlaşılabilir mi? anlaşılabilir ancak babel top tutacak diye kaç atağı heba ettik, ben sayamadım.
ki devre arasında arkadaşlarla yazışırken de konuşurken de söyledim: bizim dinamizme ihtiyacımız var, öne mami girmeli sağa da birisi. birisi dedim çünkü kim olduğu bu dakikadan sonra önemsizdi gerçekten, sadece biraz kıpırdanacak bir oyuncu farkını gösterebilirdi. benim tercihim de burada barış alper yılmaz'dan yana olurdu, hem sağ ayaklı dibe inip top kesebilir, hem dinamik, hem savunma yardımı var. morutan da olabilirdi ki nihayetinde o oldu ve bana kalırsa iyi de bir mücadele gösterdi, özellikle sağ kenarda iki kişi ile boğuşup topu oradan çıkardığı bir pozisyon var, hatırlarsınız çok iyiydi. babel'den bu katkıların hiç birisini alamazdık, alabileceğimiz tek katkı topu tutmasıydı ki tuttuğu toplarda da hep hücum düzenine aykırı hareket etti. sağdan sola bir ters top yok, alıp gitme yok, önde kaçan boey'i görmedi. sürekli tuttuğu toplarda frene bastı, bekledi ve kendisine pres gelirken içe cicaldau'ya taylan'a ya da nelsson'a oynadı. bu da bizim hücum etkinliğimizi ciddi manada düşürdü bence. orada daha dinamik birisi, farklı bir şey izletebilirdi bize. yazdıkça aklıma geliyor bak, bir topta sağdan girdi topu kaleciye yuvarladı içeride 2 kişi varken, birisi gomis diğeri kerem'di, arkadan da cicaldau geç koşusunu yapmıştı. delirtecek beni yemin ediyorum, gün sayıyorum sözleşmesinin sonuna.
gelelim gollere.
attığımız gol çok iyi, arkaya kesilen topta marcao'nun doğru zamanda hareketlenmesi, doğru yere vuruşu. korneri doğru kullanmayalı uzun zaman olmuş, görmek güzeldi ve gülümsetti beni.
yediğimiz ilk gol.
hadi victor öne adımlayıp topu kesemedi tamam. peşine marcao da yattı müdahaleye ama yapamadı hadi o da tamam. berkan, aslanım yatma işte. yatmasan adama yapışsan böyle bir pozisyon yok. önünü açmasan rakibin ya vuracak senden sekip korner olacak, ya yana dönecek ki pva doğru yer tutmuş zaten kesecek böyle bir pozisyon olmayacak. ha sadece berkan'a mı yazar? hayır elbette. öncesindeki marcao ve victor'a da yazar ama yapacak bir şey yok. pedri'nin inatla topu çekmesini engelleyemedik.
gelelim 2. gol.
zaten 10 kişiyiz, pena elinden geldiğince iki topu savuşturmuş, orada içe çeviren adam var ya. berkan'ın adamı ve o anda 10 kişi olmamızın nedeni olan sakatlığın sahibi patrick van aanholt'un bölgesinde. çevirdiği anda yapacak hiç bir şeyimiz yoktu, berkan topu takip yerine adamını takip etse, patrick sahadayken bu top oraya dönse bunu da engelleyebilirdik belki. olmadı.
bu orta saha derinliği ile, bu eldeki durumla yapılabilecek her şeyi yaptığımızı düşünüyorum ben maç özelinde. ekstra bir şeyler yapılabilir miydi, elbette ancak üst üste 3. maçta bu tempoları yapmış bir takım olarak zordu.
lazio - marsilya - lokomotif moskova'nın olduğu gruptan çık, üzerine barcelona gelsin ve barcelona'nın bile "rahat geçeriz" diye beklediği maçta rakibi zamana oynat. diyecek hiç bir şey yok şuna. canımız, aslanlarımızın canları sağ olsun.
artık ligde de böyle azimli bir oyunu görürüz umarım, her maçta böyle çabalasınlar yeter zaten sonuçlar gelecektir.
öncelikle domenec torrent'e teşekkür ediyorum. iki maça da takımı harika hazırlamış. 2. maçta maç 2-1'ken barcelona'nın zamana oynaması + hakemin de bazı pozisyonlarda biraz daha onlara yanlı tavrı nedeniyle maçın sonundaki düşüşünü saymazsak eğer takımın harika denilebilecek bir görüntü çizdik.
ilk maça göre 2. maçta daha topla oynamak isteyen, hücuma gitmek isteyen bir takım görüntüsü verdik. ki bu önemliydi, özellikle de skor avantajını almak için.
nitekim aldık da ama alana kadar hücum anlamında özellikle çok pozisyon hatamız var. misal ilk yarıda gomis'in önüne attığımız bir top var, çok iyi hareketlendi çok iyi çekti ama vuruşa gücü yetmedi. sonra yine savunmanın arkasına kerem'e attığımız bir topta kerem mükemmel gitti, ceza sahasına kadar girdi ancak sağ tarafta kaldı, sağdan bir destek bekledi ama bilin bakalım ne oldu? ne olacak, babel oldu. kerem topu kaptırdı, barcelona soldan çıkarken beyimizi daha orta saha çizgisinde yeni gördük.
ki bence maçın en kritik noktalarından birisi buydu. kontra atak arayacağımızın belli olduğu, ne kadar topu tutsak da hücuma en nihayetinde gerek savunma arkasına gerek forvete uzun atarak çıkacağımız maçta yeterli dinamizme sahip olmamamız. torrent burada bana kalırsa "gomis ve babel topu tutsun, merkezi sağ düşünelim kerem'i kaçırırız" diye düşündü. beşiktaş maçındaki gibi düşündü yani hücuma çıkmayı. anlaşılabilir mi? anlaşılabilir ancak babel top tutacak diye kaç atağı heba ettik, ben sayamadım.
ki devre arasında arkadaşlarla yazışırken de konuşurken de söyledim: bizim dinamizme ihtiyacımız var, öne mami girmeli sağa da birisi. birisi dedim çünkü kim olduğu bu dakikadan sonra önemsizdi gerçekten, sadece biraz kıpırdanacak bir oyuncu farkını gösterebilirdi. benim tercihim de burada barış alper yılmaz'dan yana olurdu, hem sağ ayaklı dibe inip top kesebilir, hem dinamik, hem savunma yardımı var. morutan da olabilirdi ki nihayetinde o oldu ve bana kalırsa iyi de bir mücadele gösterdi, özellikle sağ kenarda iki kişi ile boğuşup topu oradan çıkardığı bir pozisyon var, hatırlarsınız çok iyiydi. babel'den bu katkıların hiç birisini alamazdık, alabileceğimiz tek katkı topu tutmasıydı ki tuttuğu toplarda da hep hücum düzenine aykırı hareket etti. sağdan sola bir ters top yok, alıp gitme yok, önde kaçan boey'i görmedi. sürekli tuttuğu toplarda frene bastı, bekledi ve kendisine pres gelirken içe cicaldau'ya taylan'a ya da nelsson'a oynadı. bu da bizim hücum etkinliğimizi ciddi manada düşürdü bence. orada daha dinamik birisi, farklı bir şey izletebilirdi bize. yazdıkça aklıma geliyor bak, bir topta sağdan girdi topu kaleciye yuvarladı içeride 2 kişi varken, birisi gomis diğeri kerem'di, arkadan da cicaldau geç koşusunu yapmıştı. delirtecek beni yemin ediyorum, gün sayıyorum sözleşmesinin sonuna.
gelelim gollere.
attığımız gol çok iyi, arkaya kesilen topta marcao'nun doğru zamanda hareketlenmesi, doğru yere vuruşu. korneri doğru kullanmayalı uzun zaman olmuş, görmek güzeldi ve gülümsetti beni.
yediğimiz ilk gol.
hadi victor öne adımlayıp topu kesemedi tamam. peşine marcao da yattı müdahaleye ama yapamadı hadi o da tamam. berkan, aslanım yatma işte. yatmasan adama yapışsan böyle bir pozisyon yok. önünü açmasan rakibin ya vuracak senden sekip korner olacak, ya yana dönecek ki pva doğru yer tutmuş zaten kesecek böyle bir pozisyon olmayacak. ha sadece berkan'a mı yazar? hayır elbette. öncesindeki marcao ve victor'a da yazar ama yapacak bir şey yok. pedri'nin inatla topu çekmesini engelleyemedik.
gelelim 2. gol.
zaten 10 kişiyiz, pena elinden geldiğince iki topu savuşturmuş, orada içe çeviren adam var ya. berkan'ın adamı ve o anda 10 kişi olmamızın nedeni olan sakatlığın sahibi patrick van aanholt'un bölgesinde. çevirdiği anda yapacak hiç bir şeyimiz yoktu, berkan topu takip yerine adamını takip etse, patrick sahadayken bu top oraya dönse bunu da engelleyebilirdik belki. olmadı.
bu orta saha derinliği ile, bu eldeki durumla yapılabilecek her şeyi yaptığımızı düşünüyorum ben maç özelinde. ekstra bir şeyler yapılabilir miydi, elbette ancak üst üste 3. maçta bu tempoları yapmış bir takım olarak zordu.
lazio - marsilya - lokomotif moskova'nın olduğu gruptan çık, üzerine barcelona gelsin ve barcelona'nın bile "rahat geçeriz" diye beklediği maçta rakibi zamana oynat. diyecek hiç bir şey yok şuna. canımız, aslanlarımızın canları sağ olsun.
artık ligde de böyle azimli bir oyunu görürüz umarım, her maçta böyle çabalasınlar yeter zaten sonuçlar gelecektir.