34659
kendisi ve kariyeri hakkında yapılan yorumlarda aşırı derecede kutuplaştırma, etiketleme çabasının olduğu galatasaray efsanesi
kendisini 1993 yılında kazanılan akdeniz oyunları'ndan beri yaklaşık 30 yıldır takip eden birisi olarak, hoca hakkında görüş bildiren 4 grup olduğunu söyleyebilirim. tabii ara topluluklar da var ama ana toplanma noktaları bunlar.
1-en solda yer alan, hocanın sadece saha içindeki performansını beğenmemek bir yana saha dışı karakterinden de nefret edenler. bu topluluğa göre 1996-2000 arasındaki seri gheorghe hagi, gheorghe popescu ve claudio taffarel'in 2011-2013 arası seri felipe melo, fernando muslera, sonradan wesley sneijder, didier drogba ve tabii ünal aysal'ın, 2018 sonrası ise igor tudor'un kurduğu kadronun başarıları. böylece 8 şampiyonluk da kapsanmış oluyor. buna ilave de 30 yılda yaşadığı olaylar. osman tanburacı'nın bıyıkları, mehmet ağar, kebapçı selahattin, hıncal, arda turan, müjde ar, kızlarının sosyal medya mesajları vs. vs.
2-en sağda yer alanlar. hayatı boyunca evinde lisanslı veya korsan hiçbir galatasaray ürünü olmayıp kolunda fatih terim dövmesi olanlar. bu ekip itiraf edelim son 5 yılda kalabalıklaştı. hocanın görevden alınması ile galatasaray'a nefret duyanlar, batmasını isteyenler, "ben terimsporluyum galatasaraylı değil" diyenler. sosyal medya profillerinde "ya terim ya ölüm" gibi acayip şeyler yazıyor bu insanların. hocanın son görevden ayrılışı sonrası evinin önüne gidip mert çetin'e "takıma söyle tribünler çağırırsa gitmesinler" diyecek kadar ileri gidenler.
bu 2 ekip de hocaya büyük zararı olan ekip. eleştiren objektif değil, fanatik derecesine peşinden giden hiç değil.
3-merkez sağcılar...bu insanlar, hocayı eleştiriyor, hocadan memnunsuzluğunu dile getiriyor, fakat galatasaray'ı kötü durumundan yine hocanın kendisinin kurtaracağını, ona sonsuz kredi verilmesi gerektiğini, hocanın bunu hak ettiğini düşünüyor ve genelde başarısızlığı organize kötülük, hakemler, federasyon, şanssızlıklar, rakip takımların maç seçmesi gibi sebeplerde arıyorlar. bu insanların gönlünde galatasaray sevgisi var oturup tartışılabiliyor. ilk 2 grup gibi değiller. ama genellikle 2 numaralı grupla çok karıştırılıyorlar.
4-merkez solcular. benim de içinde bulunduğum, hocanın geçmişine ve belli bir kredisi olmasına mutlak surette saygı duyanlar, fakat hocayı mevcut, günümüzdeki performansı ile değerlendirenler. bu ekip de çok iyi galatasaraylı ve hocayı seviyor. içinde bulunduğum için söylüyorum, 22 şampiyonluğun 8'ini kazandırmış bir teknik adama teşekkür etmemek, sevgi duymamak imkansız. hoca değil 3, 7 sene üst üste şampiyon olamasa o karnesi silinmeyecek elbette, fakat olanları da olabildiğince objektif olarak değerlendirmek lazım. uzatmayalım bu grup da birinci ekip ile çok karıştırılıyor.
galatasaray'ın taraftar profilini kurtaracak olan 3 ve 4 numaralı grupların kendi içinde, birbirini aşağılamadan fikir alışverişi yapması, gerekçelerini birbirine anlatmasıdır.
ben sezon başında hocayla devam edilmemesi gerektiğini düşünüyordum. bu yüzden de burak elmas'ın galatasaray'a başkan olmasının mutlak karşısındaydım. o seçim günü burak elmas sandıklarda öne geçtiğinde "hayatımın en mutlu günü" yazan taraftarları gördüğümde çok şaşırıyordum. bugün o insanların büyük bir kısmı, elmas'ın seçildiği güne lanet okuyorlar. hocanın görevden ayrılmasını destekleme sebepleri tartışılabilir. fakat bu konuda da büyük bir çıkmaz var. ligdeki durumu gerekçe gösterenlere avrupa'daki çizgi ile muhalefet ediliyor, avrupa'da namağlup çıkılan grubun fotoğrafını koyanlara hemen ligdeki durum hatırlatılıyor. bunun sonu gelmeyecek ve bu doğru bir tartışma tarzı değil. dolayısıyla hoca hakkında değerlendirme yapan insanların da yolunu çok fazla kaybettiğini düşünüyorum
kendisini 1993 yılında kazanılan akdeniz oyunları'ndan beri yaklaşık 30 yıldır takip eden birisi olarak, hoca hakkında görüş bildiren 4 grup olduğunu söyleyebilirim. tabii ara topluluklar da var ama ana toplanma noktaları bunlar.
1-en solda yer alan, hocanın sadece saha içindeki performansını beğenmemek bir yana saha dışı karakterinden de nefret edenler. bu topluluğa göre 1996-2000 arasındaki seri gheorghe hagi, gheorghe popescu ve claudio taffarel'in 2011-2013 arası seri felipe melo, fernando muslera, sonradan wesley sneijder, didier drogba ve tabii ünal aysal'ın, 2018 sonrası ise igor tudor'un kurduğu kadronun başarıları. böylece 8 şampiyonluk da kapsanmış oluyor. buna ilave de 30 yılda yaşadığı olaylar. osman tanburacı'nın bıyıkları, mehmet ağar, kebapçı selahattin, hıncal, arda turan, müjde ar, kızlarının sosyal medya mesajları vs. vs.
2-en sağda yer alanlar. hayatı boyunca evinde lisanslı veya korsan hiçbir galatasaray ürünü olmayıp kolunda fatih terim dövmesi olanlar. bu ekip itiraf edelim son 5 yılda kalabalıklaştı. hocanın görevden alınması ile galatasaray'a nefret duyanlar, batmasını isteyenler, "ben terimsporluyum galatasaraylı değil" diyenler. sosyal medya profillerinde "ya terim ya ölüm" gibi acayip şeyler yazıyor bu insanların. hocanın son görevden ayrılışı sonrası evinin önüne gidip mert çetin'e "takıma söyle tribünler çağırırsa gitmesinler" diyecek kadar ileri gidenler.
bu 2 ekip de hocaya büyük zararı olan ekip. eleştiren objektif değil, fanatik derecesine peşinden giden hiç değil.
3-merkez sağcılar...bu insanlar, hocayı eleştiriyor, hocadan memnunsuzluğunu dile getiriyor, fakat galatasaray'ı kötü durumundan yine hocanın kendisinin kurtaracağını, ona sonsuz kredi verilmesi gerektiğini, hocanın bunu hak ettiğini düşünüyor ve genelde başarısızlığı organize kötülük, hakemler, federasyon, şanssızlıklar, rakip takımların maç seçmesi gibi sebeplerde arıyorlar. bu insanların gönlünde galatasaray sevgisi var oturup tartışılabiliyor. ilk 2 grup gibi değiller. ama genellikle 2 numaralı grupla çok karıştırılıyorlar.
4-merkez solcular. benim de içinde bulunduğum, hocanın geçmişine ve belli bir kredisi olmasına mutlak surette saygı duyanlar, fakat hocayı mevcut, günümüzdeki performansı ile değerlendirenler. bu ekip de çok iyi galatasaraylı ve hocayı seviyor. içinde bulunduğum için söylüyorum, 22 şampiyonluğun 8'ini kazandırmış bir teknik adama teşekkür etmemek, sevgi duymamak imkansız. hoca değil 3, 7 sene üst üste şampiyon olamasa o karnesi silinmeyecek elbette, fakat olanları da olabildiğince objektif olarak değerlendirmek lazım. uzatmayalım bu grup da birinci ekip ile çok karıştırılıyor.
galatasaray'ın taraftar profilini kurtaracak olan 3 ve 4 numaralı grupların kendi içinde, birbirini aşağılamadan fikir alışverişi yapması, gerekçelerini birbirine anlatmasıdır.
ben sezon başında hocayla devam edilmemesi gerektiğini düşünüyordum. bu yüzden de burak elmas'ın galatasaray'a başkan olmasının mutlak karşısındaydım. o seçim günü burak elmas sandıklarda öne geçtiğinde "hayatımın en mutlu günü" yazan taraftarları gördüğümde çok şaşırıyordum. bugün o insanların büyük bir kısmı, elmas'ın seçildiği güne lanet okuyorlar. hocanın görevden ayrılmasını destekleme sebepleri tartışılabilir. fakat bu konuda da büyük bir çıkmaz var. ligdeki durumu gerekçe gösterenlere avrupa'daki çizgi ile muhalefet ediliyor, avrupa'da namağlup çıkılan grubun fotoğrafını koyanlara hemen ligdeki durum hatırlatılıyor. bunun sonu gelmeyecek ve bu doğru bir tartışma tarzı değil. dolayısıyla hoca hakkında değerlendirme yapan insanların da yolunu çok fazla kaybettiğini düşünüyorum