32814
fatih terim'in istifasını isteyen taraftarlara yapılan sosyal medya kötücüllerinden etkileniyorsunuz yorumları çok komik ve rahatsız olduğum bir konu haline gelmiş durumda. tam tersine ben de takımda kalmasını isteyen taraftarların, sosyal medyadaki son dönemde mantar gibi türeyen fenomenlerden etkilendiklerini düşünüyorum ama kimseyi buraya gelip trollerin hizmetkarı olmakla suçlamıyorum. varsa konuyla ilgili eleştiriniz, açık bir şekilde belirtin ey galatasaray taraftarı. futbolu değil başka şeyleri konuşuyorsunuz, kaçamak dövüşüyorsunuz.
belirttiğim tarz sayfa ve sosyal medya "şeysilerinden" son derece uzak olan bir taraftar olarak hocamızın ne kadar allanıp pullanmaya çalışıldığının da farkındayım. bu taraftan uzak durunca daha da belli olan şey, takımın kötü oynadığı her maçta ısrarla bahane bulunmaya çalışılmasıdır. üzücü. keşke açıkça hiç beceremedik bu işi, senelerdir olmuyor ama oldurmaya çalışacağız dense. biz de olmayacak ama en azından herkes farkında, denensin de nihai sonuç ortaya çıksın diyebilsek. taraftar olarak böyle düşman düşman birbirimize girmek hiç hoş değil. hocayı da hiç anlamış değilim. performansının benim bildiğim fatih terim performansından çok uzak olduğunun farkında mı değil ne? çok eskiye gitmeyeyim, bugün 2010 model terim 2020 model terim'in karşısına çıksa iyi bir futbol dersi verir. defterini dürer koluna verir. hani gencecik çocuklarla ya da toplama oyuncularla çıktığı ziraat maçlarını da hatırlıyorum geçmiş dönemlerindeki. yenilir yenilmez, takım bir şablon dahilinde oynayama çalışıyordu. bir oyunu vardı. bugün galatasaray'ın oyunu yok. kayıp.
sizler pas futbolu oynamaya çalıştığımızı belirtiyorsunuz. ben de bunun saçmalık olduğunu düşünüyorum. hoca pas futbolu oynatmaya çalışmıyor ki? oynatabildiği bir oyun olmadığı için gelecekte meyvesini alacağımız bir oyun varmış gibi bir tavır içerisinde. oyuna katabileceği bir şeyi kalmamış, oyuncular bol bol paslaşıyor, boşluk bulmaya çalışıyor ama organizasyon yok. 3 kişi ile hücum etmeye çalışıyoruz. siz de pas futbolu diye bir şey oynatmaya çalıştığını, şu an olmasa da ileride oynayabileceğimizi düşünüyorsunuz. meyve suyu bekliyorsunuz ama hocanın sıkmaya niyeti yok. o soymaya çalışıyor ama başarılı olamadığı için kesiyormuş gibi yapıp bir parçasını oyalamak amacıyla meyve sıkma makinesine fırlatıyor. olayın bundan fazlası olduğunu hiç düşünmüyorum. öyle olmasa benim tanıdığım en pragmatist insanlardan bir tanesi olan fatih terim bunu oynatamadım ama şunu oynatacağım der ve çatır çatır oynatırdı.
takımımızın yine gün geçmiyor ki üzerine koyduğu söylenmekte. her maç iyi oynayamayacağımız ve puan kaybedebileceğimiz anlatılmakta. oysaki ne kadar da yanlış ve taraflı bir yorum. bu takımın normali bu? bizim oynadığımız maçlarımızın çoğu kötü futbolun karşılığı zaten. bir büyük takım için hiç azımsanmayacak kadar çok maçta puan kaybediyoruz. takımın üstüne koyduğuna da inanmıyorum. takım şu anki kadronun sahaya sürüldüğü ilk haftada neyse şu anda da aşağı yukarı o, üzgünüm. sezon sonuna doğru vites arttırabiliriz belki ama seneye de bunu oynayacağız. senelerdir bahsettiğiniz o gelişim kitabı hiç son sayfasına ulaşmıyor. ortalarına bile belki sezon sonlarına doğru göz gezdirebiliyoruz. hocamız hala transferlerden, ocak ayından bahsediyor. hala bahaneler duyuyoruz.
avrupa'da oynanan futbolu ligde asla oynatamaz. avrupa'da %150 ile oynuyoruz. ligde bırakın sınırları aşmayı, zorlayamayız bile. ligimizde büyük takımların oynayacakları maksimum %80, belki %90'dır(son haftalar gelmiştir, şampiyonluk mücadelesi veriyorsundur). normalde oynayacağın %60, %70'tir.
rakibinin oynadığı oyun da farklı. avrupa'da rakibin üzerimize geliyor, ligde çoğu zaman geride bekleyip zayıf anını yakalamaya çalışıyorlar. senin avrupa'da yaptığını onlar da sana ligde yapıyorlar yani. sen nasıl avrupa'da sınırlarını aşmaya çalışıyorsan, anadolu'daki rakiplerin de burada sana aynı tarifeyi uygulamaya çalışıyor ve sen senelerdir bunu kırabilecek bir plan kuramadık. işin sahici yanı burası. istediğiniz kadar allayıp pullayın, fatih terim tam 4 senedir bu kulübün başında. 5. sezonuna girdi ve hala nasıl başaracağını çözemedi. siz yine bekleyin ama ışık gözükmeyen mağaranın sonunda aydınlığa kavuşabilmek şans ya da rastlantıdan ibarettir. başarılı olacaksa da bunu taktik ve organizasyondaki hamleleriyle başarmayacak. isteyen istediğini savunsun yine. değil tudor, 15 yaşındaki ergen 5. sezonuna girse; bugün 20 yaşında daha olgun bir futbol oynatır. olur da takım biraz daha iyi oynarsa çıkıp kimse sabrettik meyvesini alacağız havasına girmesin. yapılmaya çalışılan şey uzun süreçte sağlanacak bir başarı zinciri değil. 1 sene tadına bakar, ertesi sene yeni yapılanma bekleriz sonra. biz bu oyunu ya da iyileşecekse oynayacağımız o oyunu başka teknik adamlarla da yapabilirdik/yapabiliriz. peki o zaman, fatih terim nerede?
belirttiğim tarz sayfa ve sosyal medya "şeysilerinden" son derece uzak olan bir taraftar olarak hocamızın ne kadar allanıp pullanmaya çalışıldığının da farkındayım. bu taraftan uzak durunca daha da belli olan şey, takımın kötü oynadığı her maçta ısrarla bahane bulunmaya çalışılmasıdır. üzücü. keşke açıkça hiç beceremedik bu işi, senelerdir olmuyor ama oldurmaya çalışacağız dense. biz de olmayacak ama en azından herkes farkında, denensin de nihai sonuç ortaya çıksın diyebilsek. taraftar olarak böyle düşman düşman birbirimize girmek hiç hoş değil. hocayı da hiç anlamış değilim. performansının benim bildiğim fatih terim performansından çok uzak olduğunun farkında mı değil ne? çok eskiye gitmeyeyim, bugün 2010 model terim 2020 model terim'in karşısına çıksa iyi bir futbol dersi verir. defterini dürer koluna verir. hani gencecik çocuklarla ya da toplama oyuncularla çıktığı ziraat maçlarını da hatırlıyorum geçmiş dönemlerindeki. yenilir yenilmez, takım bir şablon dahilinde oynayama çalışıyordu. bir oyunu vardı. bugün galatasaray'ın oyunu yok. kayıp.
sizler pas futbolu oynamaya çalıştığımızı belirtiyorsunuz. ben de bunun saçmalık olduğunu düşünüyorum. hoca pas futbolu oynatmaya çalışmıyor ki? oynatabildiği bir oyun olmadığı için gelecekte meyvesini alacağımız bir oyun varmış gibi bir tavır içerisinde. oyuna katabileceği bir şeyi kalmamış, oyuncular bol bol paslaşıyor, boşluk bulmaya çalışıyor ama organizasyon yok. 3 kişi ile hücum etmeye çalışıyoruz. siz de pas futbolu diye bir şey oynatmaya çalıştığını, şu an olmasa da ileride oynayabileceğimizi düşünüyorsunuz. meyve suyu bekliyorsunuz ama hocanın sıkmaya niyeti yok. o soymaya çalışıyor ama başarılı olamadığı için kesiyormuş gibi yapıp bir parçasını oyalamak amacıyla meyve sıkma makinesine fırlatıyor. olayın bundan fazlası olduğunu hiç düşünmüyorum. öyle olmasa benim tanıdığım en pragmatist insanlardan bir tanesi olan fatih terim bunu oynatamadım ama şunu oynatacağım der ve çatır çatır oynatırdı.
takımımızın yine gün geçmiyor ki üzerine koyduğu söylenmekte. her maç iyi oynayamayacağımız ve puan kaybedebileceğimiz anlatılmakta. oysaki ne kadar da yanlış ve taraflı bir yorum. bu takımın normali bu? bizim oynadığımız maçlarımızın çoğu kötü futbolun karşılığı zaten. bir büyük takım için hiç azımsanmayacak kadar çok maçta puan kaybediyoruz. takımın üstüne koyduğuna da inanmıyorum. takım şu anki kadronun sahaya sürüldüğü ilk haftada neyse şu anda da aşağı yukarı o, üzgünüm. sezon sonuna doğru vites arttırabiliriz belki ama seneye de bunu oynayacağız. senelerdir bahsettiğiniz o gelişim kitabı hiç son sayfasına ulaşmıyor. ortalarına bile belki sezon sonlarına doğru göz gezdirebiliyoruz. hocamız hala transferlerden, ocak ayından bahsediyor. hala bahaneler duyuyoruz.
avrupa'da oynanan futbolu ligde asla oynatamaz. avrupa'da %150 ile oynuyoruz. ligde bırakın sınırları aşmayı, zorlayamayız bile. ligimizde büyük takımların oynayacakları maksimum %80, belki %90'dır(son haftalar gelmiştir, şampiyonluk mücadelesi veriyorsundur). normalde oynayacağın %60, %70'tir.
rakibinin oynadığı oyun da farklı. avrupa'da rakibin üzerimize geliyor, ligde çoğu zaman geride bekleyip zayıf anını yakalamaya çalışıyorlar. senin avrupa'da yaptığını onlar da sana ligde yapıyorlar yani. sen nasıl avrupa'da sınırlarını aşmaya çalışıyorsan, anadolu'daki rakiplerin de burada sana aynı tarifeyi uygulamaya çalışıyor ve sen senelerdir bunu kırabilecek bir plan kuramadık. işin sahici yanı burası. istediğiniz kadar allayıp pullayın, fatih terim tam 4 senedir bu kulübün başında. 5. sezonuna girdi ve hala nasıl başaracağını çözemedi. siz yine bekleyin ama ışık gözükmeyen mağaranın sonunda aydınlığa kavuşabilmek şans ya da rastlantıdan ibarettir. başarılı olacaksa da bunu taktik ve organizasyondaki hamleleriyle başarmayacak. isteyen istediğini savunsun yine. değil tudor, 15 yaşındaki ergen 5. sezonuna girse; bugün 20 yaşında daha olgun bir futbol oynatır. olur da takım biraz daha iyi oynarsa çıkıp kimse sabrettik meyvesini alacağız havasına girmesin. yapılmaya çalışılan şey uzun süreçte sağlanacak bir başarı zinciri değil. 1 sene tadına bakar, ertesi sene yeni yapılanma bekleriz sonra. biz bu oyunu ya da iyileşecekse oynayacağımız o oyunu başka teknik adamlarla da yapabilirdik/yapabiliriz. peki o zaman, fatih terim nerede?