28771
lig maçları konusunda konuşmak gerekirse, yaşadığımız puan kayıplarının büyük çoğunluğu tecrübesiz oyuncular topluluğu olmamıza bağlıyorum. takımda 1-2 tecrübeli, ama takıma katkı verecek lider oyuncu bulundurmalıydık. örnek vermem gerekirse hagi ve popescu tarzı oyuncularımız olmalıydı? arda ve babel gibi verecekleri katkılar çok sınırlı olan oyunculara bel bağladık. hata ettik.
ayrıca özellikle 2. yarılarda yaptığımız kötü oyuncu tercihleri de bizi kötü etkiledi. ligde bulunduğumuz konumu hakettiğimizi düşünmesem de, daha da puan kaybı yapmamızı muhtemel görüyorum. avrupa'da şu an iyi gidiyor gibi gözüksek de, elenirsek ve ligde de kötü gidiş devam ederse, bizi sıkıntılı günler bekleyecek.
oyuncular genç olduğu için, bireysel hataları hani bir bakıma kabul edilebilir, ama muslera gibi cidden tecrübe abidesi kalecimiz de bizi ne yazık ki çoğu maçta yaktı. yani sadece genç oyuncular değil, tecrübeliler de maçı kaybettirecek hatalar yapabiliyorlar.
fatih terim'in ocak ayına kadar sabredin sözüyle de, takım uyumunun ve kondisyonunun ancak o zamana hazır olacağını öngörüyor. genelde fatih terim yönetimindeki galatasaray, ocak ayından sonra form tutuyor. yani bu sürpriz bir şey değil. ama bu gidişle iş işten geçecek. çok gereksiz puan kayıpları yaşadık. oyuncular değişti, ama resmen geçen senenin kopyasını yaşıyoruz.
takımın planlı organizasyonlara özel olarak çalışması gerekiyor. duran top, taç, serbest vuruş gibi gole bazen direkt, bazen de dolaylı yoldan katkısı olarak organizasyonlarda ciddi eksikliğimiz var. gerekirse antreman bitişi özel olarak bu konuda çalışmak gerekiyor.
bir de bu takımda 1 ya da 2 tane penaltıcı olmalı ve lafta değil, bu futbolcular özel olarak çalışmalı.
gelelim takımın oynadığı taktiğine. açık konuşmak gerekirse ne oynamak istediğimiz ortada, malum pas futbolu. ama bu futbolu oynamayı bir türlü beceremiyoruz. zaten ısrar edilecek bir taktik olduğunu da sanmıyorum. hele süperlig için çok gerekli bir taktik olduğunu hiç sanmıyorum. ocak ayında kadar boşa zaman kaybediyoruz.
karalar bağlamayı düşünmeden, geleceğe umutla bakmak istiyorum. zaten yapacağımız başka bir şey de yok.
ayrıca özellikle 2. yarılarda yaptığımız kötü oyuncu tercihleri de bizi kötü etkiledi. ligde bulunduğumuz konumu hakettiğimizi düşünmesem de, daha da puan kaybı yapmamızı muhtemel görüyorum. avrupa'da şu an iyi gidiyor gibi gözüksek de, elenirsek ve ligde de kötü gidiş devam ederse, bizi sıkıntılı günler bekleyecek.
oyuncular genç olduğu için, bireysel hataları hani bir bakıma kabul edilebilir, ama muslera gibi cidden tecrübe abidesi kalecimiz de bizi ne yazık ki çoğu maçta yaktı. yani sadece genç oyuncular değil, tecrübeliler de maçı kaybettirecek hatalar yapabiliyorlar.
fatih terim'in ocak ayına kadar sabredin sözüyle de, takım uyumunun ve kondisyonunun ancak o zamana hazır olacağını öngörüyor. genelde fatih terim yönetimindeki galatasaray, ocak ayından sonra form tutuyor. yani bu sürpriz bir şey değil. ama bu gidişle iş işten geçecek. çok gereksiz puan kayıpları yaşadık. oyuncular değişti, ama resmen geçen senenin kopyasını yaşıyoruz.
takımın planlı organizasyonlara özel olarak çalışması gerekiyor. duran top, taç, serbest vuruş gibi gole bazen direkt, bazen de dolaylı yoldan katkısı olarak organizasyonlarda ciddi eksikliğimiz var. gerekirse antreman bitişi özel olarak bu konuda çalışmak gerekiyor.
bir de bu takımda 1 ya da 2 tane penaltıcı olmalı ve lafta değil, bu futbolcular özel olarak çalışmalı.
gelelim takımın oynadığı taktiğine. açık konuşmak gerekirse ne oynamak istediğimiz ortada, malum pas futbolu. ama bu futbolu oynamayı bir türlü beceremiyoruz. zaten ısrar edilecek bir taktik olduğunu da sanmıyorum. hele süperlig için çok gerekli bir taktik olduğunu hiç sanmıyorum. ocak ayında kadar boşa zaman kaybediyoruz.
karalar bağlamayı düşünmeden, geleceğe umutla bakmak istiyorum. zaten yapacağımız başka bir şey de yok.