31699
galatasaray'a gereken önemi vermekten uzak teknik direktör. rakipte kim var kim yok bakmıyor, rakiplere çalışmıyor. rakipte yusuf erdoğan diye bir futbolcu var. bu arkadaş sadece galatasaray maçlarında kendini paralar bunu da herkes bilir. bu futbolcuya dahi bir önlem alınmamış. alınsaydı bu kadar basit bir hamleyle maç kazanılmış olacaktı. rakip pozisyona dahi giremeyecek, maç sonu bahsettiği maçı koparacak golü aramak durumunda kalmayacaktık. bu da gülünç bir durum da neyse konu o değil. modern futbolda ben oyunumu oynar geçerim, rakip beni bağlamaz kafasıyla başarı elde edilmesi imkansız. bugün dünyada her takımda rakibin son maçlarını hoca veya yardımcıları seyreder, gereken önlemleri alırlar. bizim takımda belliki hoca değerli vaktini bunlara ayırmıyor, yardımcılarına da bu yönde talimatlar vermiyor. terim dersine çalışmıyor, rakiplere gereken önemi vermiyor, ders almam ders veririmli günlerine geri dönmüş gibi davranıyor. bu boş vermişlik ve başı boşluk takıma da yansımış biçimde. anlamsız top kayıpları, tehlikeli bölgede riskli hareketler ve paslar üst seviyede takım içi disiplin ise dip seviyede. gözüken budur. disiplini sağlamada başarısıyla tanınan hocanın takımında artık bundan eser yok. maç 2-0 olunca laubalileşen takım devre arasına 2-1 ile girdiği an bu maçta puan kaybı yaşanılacağından emin olacak kadar bu iyi tanıdım artık hocayı ve takımı. göz göre göre geldi 2-2 lik skor. pek umudum yok ama dilerim en kısa sürede başta teknik heyet olmak üzere herkesin işini daha ciddiye aldığını görürüz. bireysel olarak bakıldığında iyi bir takım var. hocanın silkinip kendine gelmesi gerekiyor.
