30401
hakkında yürütülen gayrı nizami harbin bir örneği daha yoktur spor camiasında. başardıkları basitmiş gibi karşılanır, başaramadıklardan sorumlu tutulur. yaptığı bariz başarılar bile sanki mecburen veya tesadüfen olmuş gibi yorumlanır. rakip takım taraftarları dahi psikolojisi ile ilgili algı oluşturmaya çalışır.
hataları yok mu; tabi ki var. düşünsenize şu satırların yazarı dahi ağız tadıyla savunamayıp, hataları var demek zorunda kalıyor. 11 yılda 8 şampiyonluk ve 2 avrupa kupası alıp bu kadar fazla düşman ile mücadele etmek inanılmaz bir başarı. sadece bu başarısı bile hataları hoş karşılamaya yeter. bakıyorum vedat inceefe’yi ikinci lig’den alıp milli takımda oynatması örneği gözümüzün önünde iken kerem aktürkoğlu’na bu şansı galatasaray’da vermesi sanki bir mecburiyetmiş gibi algılanıyor. veya ozan muhammet kabak ve ryan donk gibilerinin performansları sanki olması gereken şeylermiş gibi yorumlanıyor. bugün taylan antalyalı milli takıma seçiliyor ve onu parlatan, erzurumdan alıp milli takıma kadar gelmesini sağlayan kişi, “ilk zamanlar yeterince oynatmadı” algısı üzerinden yerin dibine sokuluyor.
bir takımda veya işletmede bir çok denge vardır. bazen o dengeleri ayakta tutmak için yanlışları da muhafaza etmek gerekebilir. yanlışta ısrar etmek bazen doğru sonuçlar doğurabilir babel ve arda örneği gibi. lider tüm ekibi bir şemsiye altında nizami bir şekilde tutan kişidir. hatalar da olur, sevaplar da. bugün seni yukarı taşıyan, yarın aşağı çekebilir. ne aşağı çekeni bir tekme vurup aşağı at, ne yukarı taşıyanı evliya ilan et. lider duygularıyla değil mantığıyla hareket ettiğinde liderdir.
sev veya sevme, fatih terim’i fatih terim yapan, arda’yı dahi affettiren, belhanda’ya sabrettiren, babel’i oynattıran, kerem’i cesaretlendiren şey işte bu lider kişiliğidir.
hataları yok mu; tabi ki var. düşünsenize şu satırların yazarı dahi ağız tadıyla savunamayıp, hataları var demek zorunda kalıyor. 11 yılda 8 şampiyonluk ve 2 avrupa kupası alıp bu kadar fazla düşman ile mücadele etmek inanılmaz bir başarı. sadece bu başarısı bile hataları hoş karşılamaya yeter. bakıyorum vedat inceefe’yi ikinci lig’den alıp milli takımda oynatması örneği gözümüzün önünde iken kerem aktürkoğlu’na bu şansı galatasaray’da vermesi sanki bir mecburiyetmiş gibi algılanıyor. veya ozan muhammet kabak ve ryan donk gibilerinin performansları sanki olması gereken şeylermiş gibi yorumlanıyor. bugün taylan antalyalı milli takıma seçiliyor ve onu parlatan, erzurumdan alıp milli takıma kadar gelmesini sağlayan kişi, “ilk zamanlar yeterince oynatmadı” algısı üzerinden yerin dibine sokuluyor.
bir takımda veya işletmede bir çok denge vardır. bazen o dengeleri ayakta tutmak için yanlışları da muhafaza etmek gerekebilir. yanlışta ısrar etmek bazen doğru sonuçlar doğurabilir babel ve arda örneği gibi. lider tüm ekibi bir şemsiye altında nizami bir şekilde tutan kişidir. hatalar da olur, sevaplar da. bugün seni yukarı taşıyan, yarın aşağı çekebilir. ne aşağı çekeni bir tekme vurup aşağı at, ne yukarı taşıyanı evliya ilan et. lider duygularıyla değil mantığıyla hareket ettiğinde liderdir.
sev veya sevme, fatih terim’i fatih terim yapan, arda’yı dahi affettiren, belhanda’ya sabrettiren, babel’i oynattıran, kerem’i cesaretlendiren şey işte bu lider kişiliğidir.