30319
galatasaray efsanesidir.
malum bunu yazmayan insanlara fatih terim düşmanı deniyor. ya da tam tersi durumda fatih terim'i biraz olsun savunanlara hemen fatih terimci damgası vuruluyor. baştan söyleyeyim, ben bu entry'de hem fatih terim düşmanı olacağım, hem de fatih terimci. ilelebet bağlı kalacağım tek şey ise galatasaray aşkıdır. her neyse, başlıyorum:
sonda söyleyeceğimi hemen şimdi söylemeliyim. nedir bu? fatih terim kalmalı. yeni teknik direktörle, onunla bununla risk alacağımıza fatih terim'le devam etmeliyiz. 2 yıl şampiyon olamamanın verdiği gazla, önümüzdeki sene tam konsantre olabilir.
amaaaaa!
artık bahaneleri bırakması gerekiyor. kaybedilen maçlardan sonra hakemden tutun, taraftara kadar herkeste suç buluyor, her şeyi söylüyor sonra da "hata benimdir" diyor. e hocam başta hata benimdir de ki, bizde senin samimi olduğunu anlayalım. "yok öyle, yok şöyle, böyle oldu ama tamam ya hata benim!" bu sözlerden sonra hocanın hatası dışında her şey konuşuluyor. hakem hatalarına çok maruz kaldık, tff ve mhk gibi taraflı kurumlara karşı sürekli ezildik, bide üstüne yönetimin çapsızlığı eklenince iyice karman çorman olduk ama bu başarısızlıkta fatih terim'in de suçu vardır. o suçlu, bu suçlu ama fatih terim suçlu değil öyle mi?
bakın sadece son 2 senede onlarca transferler yapıldı. seri'den falcao'ya, lemina'dan nzonzi'ye, onyekuru'dan mohamed'e kadar akla gelebilecek her türlü transferler yapıldı. geç oldu, kampa yetişmedi, kiralıktı falan anlamam ben bunu. rakip takımlarda kampa yetişmeyen kiralık oyuncuların şampiyonlukta ne denli etkili olduğunu gördük. transfer edilmeden önce 5-6 ay forma yüzü görmeyen onyekuru'nun çıktığı ilk maçta* 2 gol atması gibi bir örneği de yaşadık. yahu her şey bir tarafa sistem nerde sistem? ortaya konan kötü futbolu, yapılacak olan transferler mi düzeltecek? 1 dönem olsa tamam dersin ama hoca yıllardır bu takımda ve bu süre zarfında iyi bir oyun ortaya koyduk diyeceğimiz maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez. izlediğim maçların çoğunda sıkıntıdan patlıyorum. kendi yarı sahamızda top çevirmekten başka hiçbir şey yapmıyoruz. neden böyle diye sorduğumuzda "ocağı bekleyin" lafıyla karşılaşıyoruz. ne yani x bir oyuncu alınınca, ortaya konan kötü futbol yerine resital mi seyredeceğiz? hayır. çünkü yapılacak olan transferlerin sihirbaz etkisi yaratması için, sisteme uygun oyuncuların seçilmesi gerekiyor. e bizde de sistem namına hiçbir şey olmadığı için gelişigüzel transferler yapıyoruz. hocanın listesindeki oyuncular alınsa da, alınmasa da kötü futbol izliyoruz arkadaşlar. bu takım karagümrük'le* nasıl berabere kalır? hadi lens'e kırmızı kart gösterilmedi diye berabere kaldık diyelim, hani maksat bahane olsun... peki 30 dakika boyunca 10 kişi kalmış olan kayserispor'la* evimizde nasıl berabere kaldık? rize, konya veya yedek kulübesinde oyuna girecek oyuncusu olmayan sivasspor maçlarını hiç saymıyorum bile. deplasmandaki hatayspor* hezimetine de girmiyorum. hani gedson fernandes'in ve şener özbayraklı'nın stoper oynadığı maçtan bahsediyorum!
bir kere allah aşkınıza bana şunun cevabını verin; fatih öztürk neden transfer edildi? "oyuncunun geçmişine değil, geleceğine yatırım yapmalıyız" diyen birisi; 25 yaşındaki kalecisi yerine, kasımpaşa'nın 34 yaşındaki yedek kalecisini nasıl tercih eder? bakın bu transfer yüzünden avrupa'dan elendik arkadaşlar, hani öyle hafife almayın. üstüne bide havaya saçılan 6-7 milyonda cabası. bunun yanında, oynadığı maçlarda elinden gelenin en iyisini yapan genç futbolcumuz kerem aktürkoğlu yerine, sürekli top ezen ve oyuna katkısından çok zararı olan emre akbaba tercih ediliyor. yine oynadığı maçlarda mücadelesini asla bırakmayan oğulcan çağlayan, bir anda yedek kulübesine mahkum bırakılıyor. ligin en iyi forveti mostafa mohamed nedensiz bir şekilde yedekte oturuyor. 60. dakikalarda oyuna girmesi gereken arda turan, ilk 11'de başlıyor... falan filan gibi zincirleme hataları var hocanın. yukarıda yazdığım gibi hoca "oyuncunun geçmişine değil, geleceğine yatırım yapmalıyız" diyor ama sahada donk, şener, emre akbaba, arda turan, babel gibi yaşlı oyuncular oluyor. hatırlar mısınız bilmiyorum ama hoca geçen yıl taylan antalyalı için şunu demişti: " taylan gibi genç oyuncuları oynama zamanı geldiğinde oynatırım. böylesine kritik bir ortamda onu oynatırsam baskı altına girer" gibi cümleler kullanmıştı. o dönem 25 yaşında olan taylan antalyalı için bunu demişti. bunlar hep çelişki işte arkadaşlar.
fatih terim'i bu kadar eleştirmişse gitmesini istiyordur diye bir düşünceye kapılabilirsiniz ama gitmesini istemiyorum. kendisine düşman bir yapıya boyun eğmesini asla kabullenemem. evet, dolaylı yollardan galatasaray'da etkileniyor ama galatasaray'ın başında olduğu sürede sayısız kupa kazandıran bir teknik direktöre de, en azından şimdi sırt çevirmemeliyiz. kendisini saha içi tercihlerinden dolayı sonuna kadar eleştiririm ama saha dışı olaylarda hoca gerçekten çok mağdur oluyor. cezalar alıyor, konuşma hakkı verilmiyor falan filan gibi türlü türlü şeylere maruz kalıyor. hani yukarıda, hocanın kötü futbol için bir sürü bahane bulduğunu söylemiştim ya... hah işte halen daha arkasındayım ama bazı maçlarda cidden haklı söylemlerde bulunuyor. öyle hakem katliamlarına maruz kaldık ki, taş olsa erir. yönetim bu konuda beyaz sayfa açmakla meşgulken, fatih terim korkusuzca saydırıyor. işte bazı maçlardan sonra yaptığı bu cesaretlendirici konuşmalarını çok seviyorum. diyorum ki, hah işte hoca gaza geldi artık korkun falan diye ama birkaç gün sonra sahadaki futbola bakıyorum yine leş gibi. neyse konudan sapmayayım, hocanın en azından 1 sezon daha devam etmesini istiyorum. yeni yönetimle birlikte, sözleşme yeniler ve kafasını da futbola verirse kesin şampiyon oluruz. 2 yıllık başarısızlık hocanın karizmasını az da olsa çizdirdiği için, hoca daha fena bir gazla sezona girecek. bu da bizi şampiyon yapacak bir detay.
sonuç olarak, yıllardır elde edilen başarısızlığın yarısından fazlası fatih terim'in suçudur. elde edilen bu başarısızlıklardan fatih terim muaf tutulamaz. tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de fatih terim'le devam etmeliyiz çünkü kendisine düşman bir yapı karşısında yalnız bırakmamalıyız. bu dayanışma ve gaz da bizi şampiyon yapar.
edit: ulan o kadar yazdım falan ama en sondaki sonuç paragrafında o kadar güzel özet çıkardım ki, saatlerdir yazdığım entry'e üzüldüm*
malum bunu yazmayan insanlara fatih terim düşmanı deniyor. ya da tam tersi durumda fatih terim'i biraz olsun savunanlara hemen fatih terimci damgası vuruluyor. baştan söyleyeyim, ben bu entry'de hem fatih terim düşmanı olacağım, hem de fatih terimci. ilelebet bağlı kalacağım tek şey ise galatasaray aşkıdır. her neyse, başlıyorum:
sonda söyleyeceğimi hemen şimdi söylemeliyim. nedir bu? fatih terim kalmalı. yeni teknik direktörle, onunla bununla risk alacağımıza fatih terim'le devam etmeliyiz. 2 yıl şampiyon olamamanın verdiği gazla, önümüzdeki sene tam konsantre olabilir.
amaaaaa!
artık bahaneleri bırakması gerekiyor. kaybedilen maçlardan sonra hakemden tutun, taraftara kadar herkeste suç buluyor, her şeyi söylüyor sonra da "hata benimdir" diyor. e hocam başta hata benimdir de ki, bizde senin samimi olduğunu anlayalım. "yok öyle, yok şöyle, böyle oldu ama tamam ya hata benim!" bu sözlerden sonra hocanın hatası dışında her şey konuşuluyor. hakem hatalarına çok maruz kaldık, tff ve mhk gibi taraflı kurumlara karşı sürekli ezildik, bide üstüne yönetimin çapsızlığı eklenince iyice karman çorman olduk ama bu başarısızlıkta fatih terim'in de suçu vardır. o suçlu, bu suçlu ama fatih terim suçlu değil öyle mi?
bakın sadece son 2 senede onlarca transferler yapıldı. seri'den falcao'ya, lemina'dan nzonzi'ye, onyekuru'dan mohamed'e kadar akla gelebilecek her türlü transferler yapıldı. geç oldu, kampa yetişmedi, kiralıktı falan anlamam ben bunu. rakip takımlarda kampa yetişmeyen kiralık oyuncuların şampiyonlukta ne denli etkili olduğunu gördük. transfer edilmeden önce 5-6 ay forma yüzü görmeyen onyekuru'nun çıktığı ilk maçta* 2 gol atması gibi bir örneği de yaşadık. yahu her şey bir tarafa sistem nerde sistem? ortaya konan kötü futbolu, yapılacak olan transferler mi düzeltecek? 1 dönem olsa tamam dersin ama hoca yıllardır bu takımda ve bu süre zarfında iyi bir oyun ortaya koyduk diyeceğimiz maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez. izlediğim maçların çoğunda sıkıntıdan patlıyorum. kendi yarı sahamızda top çevirmekten başka hiçbir şey yapmıyoruz. neden böyle diye sorduğumuzda "ocağı bekleyin" lafıyla karşılaşıyoruz. ne yani x bir oyuncu alınınca, ortaya konan kötü futbol yerine resital mi seyredeceğiz? hayır. çünkü yapılacak olan transferlerin sihirbaz etkisi yaratması için, sisteme uygun oyuncuların seçilmesi gerekiyor. e bizde de sistem namına hiçbir şey olmadığı için gelişigüzel transferler yapıyoruz. hocanın listesindeki oyuncular alınsa da, alınmasa da kötü futbol izliyoruz arkadaşlar. bu takım karagümrük'le* nasıl berabere kalır? hadi lens'e kırmızı kart gösterilmedi diye berabere kaldık diyelim, hani maksat bahane olsun... peki 30 dakika boyunca 10 kişi kalmış olan kayserispor'la* evimizde nasıl berabere kaldık? rize, konya veya yedek kulübesinde oyuna girecek oyuncusu olmayan sivasspor maçlarını hiç saymıyorum bile. deplasmandaki hatayspor* hezimetine de girmiyorum. hani gedson fernandes'in ve şener özbayraklı'nın stoper oynadığı maçtan bahsediyorum!
bir kere allah aşkınıza bana şunun cevabını verin; fatih öztürk neden transfer edildi? "oyuncunun geçmişine değil, geleceğine yatırım yapmalıyız" diyen birisi; 25 yaşındaki kalecisi yerine, kasımpaşa'nın 34 yaşındaki yedek kalecisini nasıl tercih eder? bakın bu transfer yüzünden avrupa'dan elendik arkadaşlar, hani öyle hafife almayın. üstüne bide havaya saçılan 6-7 milyonda cabası. bunun yanında, oynadığı maçlarda elinden gelenin en iyisini yapan genç futbolcumuz kerem aktürkoğlu yerine, sürekli top ezen ve oyuna katkısından çok zararı olan emre akbaba tercih ediliyor. yine oynadığı maçlarda mücadelesini asla bırakmayan oğulcan çağlayan, bir anda yedek kulübesine mahkum bırakılıyor. ligin en iyi forveti mostafa mohamed nedensiz bir şekilde yedekte oturuyor. 60. dakikalarda oyuna girmesi gereken arda turan, ilk 11'de başlıyor... falan filan gibi zincirleme hataları var hocanın. yukarıda yazdığım gibi hoca "oyuncunun geçmişine değil, geleceğine yatırım yapmalıyız" diyor ama sahada donk, şener, emre akbaba, arda turan, babel gibi yaşlı oyuncular oluyor. hatırlar mısınız bilmiyorum ama hoca geçen yıl taylan antalyalı için şunu demişti: " taylan gibi genç oyuncuları oynama zamanı geldiğinde oynatırım. böylesine kritik bir ortamda onu oynatırsam baskı altına girer" gibi cümleler kullanmıştı. o dönem 25 yaşında olan taylan antalyalı için bunu demişti. bunlar hep çelişki işte arkadaşlar.
fatih terim'i bu kadar eleştirmişse gitmesini istiyordur diye bir düşünceye kapılabilirsiniz ama gitmesini istemiyorum. kendisine düşman bir yapıya boyun eğmesini asla kabullenemem. evet, dolaylı yollardan galatasaray'da etkileniyor ama galatasaray'ın başında olduğu sürede sayısız kupa kazandıran bir teknik direktöre de, en azından şimdi sırt çevirmemeliyiz. kendisini saha içi tercihlerinden dolayı sonuna kadar eleştiririm ama saha dışı olaylarda hoca gerçekten çok mağdur oluyor. cezalar alıyor, konuşma hakkı verilmiyor falan filan gibi türlü türlü şeylere maruz kalıyor. hani yukarıda, hocanın kötü futbol için bir sürü bahane bulduğunu söylemiştim ya... hah işte halen daha arkasındayım ama bazı maçlarda cidden haklı söylemlerde bulunuyor. öyle hakem katliamlarına maruz kaldık ki, taş olsa erir. yönetim bu konuda beyaz sayfa açmakla meşgulken, fatih terim korkusuzca saydırıyor. işte bazı maçlardan sonra yaptığı bu cesaretlendirici konuşmalarını çok seviyorum. diyorum ki, hah işte hoca gaza geldi artık korkun falan diye ama birkaç gün sonra sahadaki futbola bakıyorum yine leş gibi. neyse konudan sapmayayım, hocanın en azından 1 sezon daha devam etmesini istiyorum. yeni yönetimle birlikte, sözleşme yeniler ve kafasını da futbola verirse kesin şampiyon oluruz. 2 yıllık başarısızlık hocanın karizmasını az da olsa çizdirdiği için, hoca daha fena bir gazla sezona girecek. bu da bizi şampiyon yapacak bir detay.
sonuç olarak, yıllardır elde edilen başarısızlığın yarısından fazlası fatih terim'in suçudur. elde edilen bu başarısızlıklardan fatih terim muaf tutulamaz. tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de fatih terim'le devam etmeliyiz çünkü kendisine düşman bir yapı karşısında yalnız bırakmamalıyız. bu dayanışma ve gaz da bizi şampiyon yapar.
edit: ulan o kadar yazdım falan ama en sondaki sonuç paragrafında o kadar güzel özet çıkardım ki, saatlerdir yazdığım entry'e üzüldüm*