29732
hakkında 2 mayıs 2021 gençlerbirliği galatasaray maçı başlayana* kadar 59, maçın başlamasının ardından geçen 3 saatlik zaman diliminde 2 adet yorum girilen teknik direktörümüz.
ondan sonra fatih terim nefretinden söz edince “eleştirmeyelim mi?”, “biz biatçı değiliz”, “aslolan gaassaray” falan deniyor. %100 rasyonel verilerle kendisini biraz olsun savunan adama da “fatih terim gidince kollarını bağlayıp galatasaray kaybetsin diye bekleyecek.”, “terim gidince sözlüğü bırakmaz inşallah!” şeklinde akılları zorlayan, saçma sapan ithamlar yazılıyor. kendisine duyulan nefreti geçtim, oynattığı topçulara nefret kusuluyor. hani aslolan galatasaray’dı? sahadakiler galatasaray topçusu değil mi? art arda seyreden iki maç aralığında hocaya, futbolculara öyle ipe sapa gelmez şeyler söyleniyor ki antrenör ya da topçu olup burayı takip etsen şirazen kayar. ha pardon senede bilmem kaç milyon para cukkalayan adamların olumsuz etkilenme hakkı olamaz değil mi?
son zamanlarda bir de şöyle bir safsata dillendiriliyor sürekli; ligin en alternatifli kadrosunu şampiyon yapamamış! ya arkadaş, senin orta sahanda, orta saha orijinli bir tane adam olmadan açtın sezonu. kardeşim gibi sevdiğim, 10 numaradan bozma taylan ve hala nasıl bir topçu olduğunu anlayamadığımız etebo* ile 20 hafta geçirdik. beğenmediğimiz beşiktaş, sezon başında bizim taraftarın en az yarısının alınsın diye yangın çıkarıp alınamayınca* yönetime salladığı mensah’ı yedek oturttu sezonun büyük bölümünde. fener’i zaten saymıyorum, o kadar orta sahanın üzerine devre arasında irfan’ı aldılar, bize gelecek diye gün saydığımız mert hakan ayağa düştü, pandemiye kadar geçen sezonun iyi 3-5 topçusundan biri olan sosa rotasyon oyuncusu oldu. geçen sezonun en iyi kanatlarından biri olan emre kılınç’la, yine geçen sezona kadar o bölgede hiç oynamamış ömer bayram’la falan orayı yamamaya çalıştık. devre arasında takviye yaptığımız, geldiğinde bayram ettiğimiz gedson’un* en son ne zaman düzenli top oynadığı belli değil, üstüne adam covid geldi, kafadan 10 hafta ritmini bulmasını bekledik. şimdi biz bunları dile getiriyoruz diye terimsporlu, biatçı*) oluyoruz ama nefret kusarken elinin, dilinin ayarı hiç olmayan adamlar rasyonel galatasaraylı oluyor.
size rasyoneliteden bahsedeyim mi biraz? rasyonelite, mustafa denizli gönderildikten sonra hoca bulamayıp orhan atik diye bir adamı* takımın başına getirmektir. orhan atik’in teknik direktörlük lisansı olmadığı anlaşılınca altyapı için hollanda’dan getirdiğin adamı sezon sonuna kadar a takımın başına koymaktır. sezon bittiğinde mayıstan temmuza kadar hoca bulamayıp gariban adama galatasaray’ı emanet etmektir. sezonun ortasında onun da arkasında duramayıp küme düşmemeye oynayan takımın hocasını tazminat ödeyerek takımın başına geçirmektir. yazın ortasında avrupa’dan elenince onun bunun kapısında yatıp yine kimseyi bulamayınca sezona onunla başlamaktır. ve kimse kusura bakmasın, o hayalini kurduğunuz adamların hiçbirisi böyle bir galatasaray’ın başına geçmez. getirdiğin, şl çeyrek finalisti takımın üzerine devre arasında 25 milyonluk transfer yaptığın mancini bile sezon sonunda istediği transferler olmadığı için arkasına bakmadan gider. kusura bakmayın, gerçekler bunlar. taylan ve etebo’dan tüm sezonu domine edecek, modern futbolun(!) tüm inceliklerini izletecek hocayı zor bulursunuz. daha yönetimle yaptığı toplantı bitmeden söylediklerini orada burada okuyan adamı görevinin başında zor tutarsınız. ceza üstüne ceza verildiğinde gıkınız çıkmadan oturursanız o adamı biraz zor motive edersiniz işine. ve dahası; bu kadar nefret kusulan adam da biraz zor çalışır sizin kulübünüz için.
fatih terim’i eleştirin, hoca zaten eleştiriden, mücadeleden ve hatta yer yer kavgadan beslenen bir insan. kariyeri birileriyle mücadele etmekle geçmiş; türk futbolunun makus talihinden tutun tff’sine, topçularının maaşını ödemeyen yönetimlerden tutun, milan’daki yeniçeri tayfasına varana kadar mücadele etmiş ve bununla var olmuş bir spor adamı. ama nefret apayrı. bu nefretin verdiği hırsla günaşırı gelip hakkında mesai yaparsanız kusura bakmayın rasyonel eleştiriler de hükmünü yitiriyor.
ondan sonra fatih terim nefretinden söz edince “eleştirmeyelim mi?”, “biz biatçı değiliz”, “aslolan gaassaray” falan deniyor. %100 rasyonel verilerle kendisini biraz olsun savunan adama da “fatih terim gidince kollarını bağlayıp galatasaray kaybetsin diye bekleyecek.”, “terim gidince sözlüğü bırakmaz inşallah!” şeklinde akılları zorlayan, saçma sapan ithamlar yazılıyor. kendisine duyulan nefreti geçtim, oynattığı topçulara nefret kusuluyor. hani aslolan galatasaray’dı? sahadakiler galatasaray topçusu değil mi? art arda seyreden iki maç aralığında hocaya, futbolculara öyle ipe sapa gelmez şeyler söyleniyor ki antrenör ya da topçu olup burayı takip etsen şirazen kayar. ha pardon senede bilmem kaç milyon para cukkalayan adamların olumsuz etkilenme hakkı olamaz değil mi?
son zamanlarda bir de şöyle bir safsata dillendiriliyor sürekli; ligin en alternatifli kadrosunu şampiyon yapamamış! ya arkadaş, senin orta sahanda, orta saha orijinli bir tane adam olmadan açtın sezonu. kardeşim gibi sevdiğim, 10 numaradan bozma taylan ve hala nasıl bir topçu olduğunu anlayamadığımız etebo* ile 20 hafta geçirdik. beğenmediğimiz beşiktaş, sezon başında bizim taraftarın en az yarısının alınsın diye yangın çıkarıp alınamayınca* yönetime salladığı mensah’ı yedek oturttu sezonun büyük bölümünde. fener’i zaten saymıyorum, o kadar orta sahanın üzerine devre arasında irfan’ı aldılar, bize gelecek diye gün saydığımız mert hakan ayağa düştü, pandemiye kadar geçen sezonun iyi 3-5 topçusundan biri olan sosa rotasyon oyuncusu oldu. geçen sezonun en iyi kanatlarından biri olan emre kılınç’la, yine geçen sezona kadar o bölgede hiç oynamamış ömer bayram’la falan orayı yamamaya çalıştık. devre arasında takviye yaptığımız, geldiğinde bayram ettiğimiz gedson’un* en son ne zaman düzenli top oynadığı belli değil, üstüne adam covid geldi, kafadan 10 hafta ritmini bulmasını bekledik. şimdi biz bunları dile getiriyoruz diye terimsporlu, biatçı*) oluyoruz ama nefret kusarken elinin, dilinin ayarı hiç olmayan adamlar rasyonel galatasaraylı oluyor.
size rasyoneliteden bahsedeyim mi biraz? rasyonelite, mustafa denizli gönderildikten sonra hoca bulamayıp orhan atik diye bir adamı* takımın başına getirmektir. orhan atik’in teknik direktörlük lisansı olmadığı anlaşılınca altyapı için hollanda’dan getirdiğin adamı sezon sonuna kadar a takımın başına koymaktır. sezon bittiğinde mayıstan temmuza kadar hoca bulamayıp gariban adama galatasaray’ı emanet etmektir. sezonun ortasında onun da arkasında duramayıp küme düşmemeye oynayan takımın hocasını tazminat ödeyerek takımın başına geçirmektir. yazın ortasında avrupa’dan elenince onun bunun kapısında yatıp yine kimseyi bulamayınca sezona onunla başlamaktır. ve kimse kusura bakmasın, o hayalini kurduğunuz adamların hiçbirisi böyle bir galatasaray’ın başına geçmez. getirdiğin, şl çeyrek finalisti takımın üzerine devre arasında 25 milyonluk transfer yaptığın mancini bile sezon sonunda istediği transferler olmadığı için arkasına bakmadan gider. kusura bakmayın, gerçekler bunlar. taylan ve etebo’dan tüm sezonu domine edecek, modern futbolun(!) tüm inceliklerini izletecek hocayı zor bulursunuz. daha yönetimle yaptığı toplantı bitmeden söylediklerini orada burada okuyan adamı görevinin başında zor tutarsınız. ceza üstüne ceza verildiğinde gıkınız çıkmadan oturursanız o adamı biraz zor motive edersiniz işine. ve dahası; bu kadar nefret kusulan adam da biraz zor çalışır sizin kulübünüz için.
fatih terim’i eleştirin, hoca zaten eleştiriden, mücadeleden ve hatta yer yer kavgadan beslenen bir insan. kariyeri birileriyle mücadele etmekle geçmiş; türk futbolunun makus talihinden tutun tff’sine, topçularının maaşını ödemeyen yönetimlerden tutun, milan’daki yeniçeri tayfasına varana kadar mücadele etmiş ve bununla var olmuş bir spor adamı. ama nefret apayrı. bu nefretin verdiği hırsla günaşırı gelip hakkında mesai yaparsanız kusura bakmayın rasyonel eleştiriler de hükmünü yitiriyor.