29683
(bkz: süper lig 2020-2021 sezonu)
özellikle mart-nisan performansları oldukça kötüydü ama şu bir gerçek;
şampiyonluğu çalınmıştır. sadece onun değil, 30 milyonluk galatasaray camiası'nın şampiyonluğu çalınmıştır. 30 milyonluk galatasaray camiası da bu yaşanırken öylece izlemiş, şimdi de şampiyonluğunu çalanların şampiyonluk hediye ettiği camiayı tebrik etme yarışına girmiştir.
hocanın (aslında galatasaray'ın) şampiyonluğunu çalanlar buna türkiye süper ligi 2002-2003 sezonu ve süper lig 2018-2019 sezonu'nda da kast etmişlerdir, ilerleyen sezonlarda da kast edeceklerdir. bu kasıtlar yaşanırken kuvvetle muhtemel kendi camiası da hocanın arkasında durmayacaktır, hatta belki de şimdi olduğu gibi hocanın altını oyacaklardır.
hocanın bırakması kendi adına belki de daha hayırlı olacak. en azından açık düşmanları ve dostmuş gibi davranan düşmanları efsanesini daha da lekelemez. türk futbolunda anadolu efes gibi bir takım olsa ergin ataman'ın yaptığını yapsın derdim de maalesef futbolumuzda öyle bir takım yok. belki yurtdışı düşünebilir tekrar.
peki hoca gidince bize ne mi olacak? çok basit. bazı sezonlar şampiyonluklarımız çalınmaya devam edecek, bazı sezonlar buna gerek bile kalmayacak, nadiren de (4-5 senede 1 belki) şampiyon olacağız. galatasaray'ın türk futbolundan tasfiyesi tüm hızıyla devam ederken fazlasını beklemek de hayalcilik olur zaten. ek olarak;
- her sezon teknik direktör değişikliği,
- uzun yıllar süren derbi kazanamama serileri,
- tribünlerde sürekli yükselen "x hoca istifa", yönetim istifa sesleri,
- 15000 seyirci ortalamalı sezonlar,
- scout transferlerinin tamamen rafa kalkması,
- altyapıdan 1 tane bile oyuncunun ismini bilmediğimiz günler,
- 1959 öncesi şampiyonluk yalanı'nın kabulüyle birlikte "galatasaray 3. büyük oldu" algısının yavaş yavaş zihinlere yerleştirilmesi
gibi rezillikleri de bol bol yaşayacağız maalesef. bunlar çok uzak ihtimaller gibi geliyorsa 2004-2011 ve 2013-2017 arası dönemleri hatırlamak lazım. o dönemlerde yaşadıklarımız tam olarak bunlardı zaten. kaldı ki günümüz türkiye'sinde galatasaray düşmanlığı inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda, allah korusun 2004-2011 ve 2013-2017 dönemlerini bile aratabilir bize gelecek.
yani sonuç pek hayırlı olurmuş gibi gelmiyor şahsi düşünceme göre. ama uzun vadede belki de hayırlı olur, belki yaşayacağımız derin acılar galatasaray camiasına;
- hakkını savunmayı, reaksiyon vermeyi,
- kulübüne sahip çıkmayı,
- birlik olup savaşmayı,
öğretir (hiç sanmasam da). bu saydıklarımı öğrenemezsek durum hiç iyi noktalara gitmiyor. camia olarak bu kadar pasif ve basiretsizken 1925-1985 arası galatasaray'ına dönmemiz bile çok çok uzak bir ihtimal değil.
ama tabii bu saydıklarımın hepsi farazi. hoca görevinin başında kalmaya devam edecektir ve sonuna kadar savaşacaktır. savaşı kaybedip ayrılsa bile camiası onu çağırdığı, ona ihtiyaç duyduğu anda geri dönecektir. öyle bir durumda hoca çıkıp "ne haliniz varsa görün, yaşadıklarınız size müstehak" dese hiçbir şey diyemem ama hocanın galatasaray sevgisi bu söylemlere müsaade etmeyecektir. tabii umarım iş bu noktalara hiç gelmez; hoca tüm türk futboluna karışan tüm kişi, kurum ve grupları karşısına aldığı ve yapayalnız kaldığı bu savaşta en azından artık camiasının desteğini alır ve yine zafer kazanır. parlak bir geleceğe sahip olmamız adına benim tek umudum bu.
özellikle mart-nisan performansları oldukça kötüydü ama şu bir gerçek;
şampiyonluğu çalınmıştır. sadece onun değil, 30 milyonluk galatasaray camiası'nın şampiyonluğu çalınmıştır. 30 milyonluk galatasaray camiası da bu yaşanırken öylece izlemiş, şimdi de şampiyonluğunu çalanların şampiyonluk hediye ettiği camiayı tebrik etme yarışına girmiştir.
hocanın (aslında galatasaray'ın) şampiyonluğunu çalanlar buna türkiye süper ligi 2002-2003 sezonu ve süper lig 2018-2019 sezonu'nda da kast etmişlerdir, ilerleyen sezonlarda da kast edeceklerdir. bu kasıtlar yaşanırken kuvvetle muhtemel kendi camiası da hocanın arkasında durmayacaktır, hatta belki de şimdi olduğu gibi hocanın altını oyacaklardır.
hocanın bırakması kendi adına belki de daha hayırlı olacak. en azından açık düşmanları ve dostmuş gibi davranan düşmanları efsanesini daha da lekelemez. türk futbolunda anadolu efes gibi bir takım olsa ergin ataman'ın yaptığını yapsın derdim de maalesef futbolumuzda öyle bir takım yok. belki yurtdışı düşünebilir tekrar.
peki hoca gidince bize ne mi olacak? çok basit. bazı sezonlar şampiyonluklarımız çalınmaya devam edecek, bazı sezonlar buna gerek bile kalmayacak, nadiren de (4-5 senede 1 belki) şampiyon olacağız. galatasaray'ın türk futbolundan tasfiyesi tüm hızıyla devam ederken fazlasını beklemek de hayalcilik olur zaten. ek olarak;
- her sezon teknik direktör değişikliği,
- uzun yıllar süren derbi kazanamama serileri,
- tribünlerde sürekli yükselen "x hoca istifa", yönetim istifa sesleri,
- 15000 seyirci ortalamalı sezonlar,
- scout transferlerinin tamamen rafa kalkması,
- altyapıdan 1 tane bile oyuncunun ismini bilmediğimiz günler,
- 1959 öncesi şampiyonluk yalanı'nın kabulüyle birlikte "galatasaray 3. büyük oldu" algısının yavaş yavaş zihinlere yerleştirilmesi
gibi rezillikleri de bol bol yaşayacağız maalesef. bunlar çok uzak ihtimaller gibi geliyorsa 2004-2011 ve 2013-2017 arası dönemleri hatırlamak lazım. o dönemlerde yaşadıklarımız tam olarak bunlardı zaten. kaldı ki günümüz türkiye'sinde galatasaray düşmanlığı inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda, allah korusun 2004-2011 ve 2013-2017 dönemlerini bile aratabilir bize gelecek.
yani sonuç pek hayırlı olurmuş gibi gelmiyor şahsi düşünceme göre. ama uzun vadede belki de hayırlı olur, belki yaşayacağımız derin acılar galatasaray camiasına;
- hakkını savunmayı, reaksiyon vermeyi,
- kulübüne sahip çıkmayı,
- birlik olup savaşmayı,
öğretir (hiç sanmasam da). bu saydıklarımı öğrenemezsek durum hiç iyi noktalara gitmiyor. camia olarak bu kadar pasif ve basiretsizken 1925-1985 arası galatasaray'ına dönmemiz bile çok çok uzak bir ihtimal değil.
ama tabii bu saydıklarımın hepsi farazi. hoca görevinin başında kalmaya devam edecektir ve sonuna kadar savaşacaktır. savaşı kaybedip ayrılsa bile camiası onu çağırdığı, ona ihtiyaç duyduğu anda geri dönecektir. öyle bir durumda hoca çıkıp "ne haliniz varsa görün, yaşadıklarınız size müstehak" dese hiçbir şey diyemem ama hocanın galatasaray sevgisi bu söylemlere müsaade etmeyecektir. tabii umarım iş bu noktalara hiç gelmez; hoca tüm türk futboluna karışan tüm kişi, kurum ve grupları karşısına aldığı ve yapayalnız kaldığı bu savaşta en azından artık camiasının desteğini alır ve yine zafer kazanır. parlak bir geleceğe sahip olmamız adına benim tek umudum bu.