29658
2011-2012 sezonunda galatasaray'ın oynadığı o futbol, ilgili sezonun üzerinden 9 sezon geçmesine rağmen her galatasaraylının damağında eşsiz bir tat bırakmıştır.
işte o sezonun mimarı fatih terim hocamızdır. ezici bir futbolla 3-1 kazandığımız 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçından sonra nihayet ideal kadroyu bulmuş, normal sezonu ikinci fenerbahçe'nin 9 puan önünde bitirmiş, şikecileri kurtarmak için icat edilen süper final'in sonunda kadıköy'de fenerbahçe'nin elinden şampiyonluğu söke söke kazanarak adeta "2 kere şampiyon olmuştur". sonra gelen sezonda da şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynamıştır galatasaray.
tabi 96-2000 arasını da hesaba katmak gerekir. galatasaray'ın avrupa'nın zirvesine yerleştiği bu dönemde de takımın başında fatih terim hocamız vardı.
tabi bize yıllar boyu böylesine baskın bir futbolu izlettirmiş bir insanın son 3 senede oynatmaya çalıştığı futbolu görünce üzülüyoruz hepimiz. "kaybetse bile ayakta alkışlanacak bir takım" kavramını bize fatih hoca öğretti. biz devre arasına mağlup girerken "hoca soyunma odasında ayar verir maçı da kazanırız" diyorduk. son 3 sezonda maalesef bu takım bize bunu hissettiremedi.
kimse beni yanlış anlamasın. ben fatih hocanın "artık teknik direktörlüğü bıraktım" diyene kadar galatasaray'ın başında kalmasını istiyorum. ama hocam da ne olur kendisini sahaya versin artık lütfen. biliyorum onun yolundan bile yürüyemeyecek bir takım kişilere şampiyonluk hediye etmek onu da üzüyor ama onun kendisini sahaya veremeyişi de bizleri üzüyor. fatih hoca'ya istifa edin demek, veya bırakın demek bizim haddimize değil. evet bu sezon, bazı konularda yalnız bırakıldı. ama hocamın da şapkayı önüne koyup düşünmesi gereken bazı konular var.
tekrardan söylüyorum. fatih hocanın bu ülkede rakibi yok. hoca istese tekrar 2012 yılındaki gibi bir futbol oynatabilir galatasaray'a. ama kendisini sahaya vermesi şartıyla. bu takımın şu anki oynadığı futbol, hocanın konsantrasyon eksikliği olduğunun apaçık kanıtı. eğer olur da kendisini bir daha konsantre edemeyeceğini hisseder ve teknik direktörlüğü bırakırsa doğrudan galatasaray'a başkan olmalıdır. biz efsanelerimize sahip çıkarsak ancak o zaman yeniden avrupa'da söz sahibi olan bir takım olabiliriz.
işte o sezonun mimarı fatih terim hocamızdır. ezici bir futbolla 3-1 kazandığımız 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçından sonra nihayet ideal kadroyu bulmuş, normal sezonu ikinci fenerbahçe'nin 9 puan önünde bitirmiş, şikecileri kurtarmak için icat edilen süper final'in sonunda kadıköy'de fenerbahçe'nin elinden şampiyonluğu söke söke kazanarak adeta "2 kere şampiyon olmuştur". sonra gelen sezonda da şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynamıştır galatasaray.
tabi 96-2000 arasını da hesaba katmak gerekir. galatasaray'ın avrupa'nın zirvesine yerleştiği bu dönemde de takımın başında fatih terim hocamız vardı.
tabi bize yıllar boyu böylesine baskın bir futbolu izlettirmiş bir insanın son 3 senede oynatmaya çalıştığı futbolu görünce üzülüyoruz hepimiz. "kaybetse bile ayakta alkışlanacak bir takım" kavramını bize fatih hoca öğretti. biz devre arasına mağlup girerken "hoca soyunma odasında ayar verir maçı da kazanırız" diyorduk. son 3 sezonda maalesef bu takım bize bunu hissettiremedi.
kimse beni yanlış anlamasın. ben fatih hocanın "artık teknik direktörlüğü bıraktım" diyene kadar galatasaray'ın başında kalmasını istiyorum. ama hocam da ne olur kendisini sahaya versin artık lütfen. biliyorum onun yolundan bile yürüyemeyecek bir takım kişilere şampiyonluk hediye etmek onu da üzüyor ama onun kendisini sahaya veremeyişi de bizleri üzüyor. fatih hoca'ya istifa edin demek, veya bırakın demek bizim haddimize değil. evet bu sezon, bazı konularda yalnız bırakıldı. ama hocamın da şapkayı önüne koyup düşünmesi gereken bazı konular var.
tekrardan söylüyorum. fatih hocanın bu ülkede rakibi yok. hoca istese tekrar 2012 yılındaki gibi bir futbol oynatabilir galatasaray'a. ama kendisini sahaya vermesi şartıyla. bu takımın şu anki oynadığı futbol, hocanın konsantrasyon eksikliği olduğunun apaçık kanıtı. eğer olur da kendisini bir daha konsantre edemeyeceğini hisseder ve teknik direktörlüğü bırakırsa doğrudan galatasaray'a başkan olmalıdır. biz efsanelerimize sahip çıkarsak ancak o zaman yeniden avrupa'da söz sahibi olan bir takım olabiliriz.