29436
2020-2021 yılı şampiyonluğu için beni çok heyecanlandırmıştı. aslına bakarsanız ben underdog konumuna düşmüş bir şampiyonluk adayı olarak hala görüyorum bizi. sözlükteki genel havanın aksine her ne kadar galatasaray ağır bir kaotik ortamın içinde olsa da ben her takımın önünde sıkıntılı maçlar görüyorum. (objektif olmak gerekirse galiba en sıkıntılı fikstür şuan bizde ama çok önemli değil. zaten bu tarz hesapları yaparken kendinizi maksimize edip -bunu kabul edip- diğerlerine bakarsınız. aksi durumda zaten bizim hikayemizde şampiyonluğu devre dışı bırakıyorsunuz.)
son 7 maç kalmışken ben bu sene fatih terim'de gördüğüm sıkıntıyı aktarmak istiyorum. öncelikle benim bu sene için heyecanlanmamın 2 sebebi var. 1. takımın kendisi. her ne kadar eksik bir kadro olsa da ben takımda bana çok keyif veren şeyler yakalıyorum. 2.'si ise fatih hocamın bu eksikleri kapatışı ve sene içerisinde önerdiği oyunlar. bu yüzden bu sene kaybedilen bir şampiyonluk beni hayal kırıklığına uğratır. (örneğin geçen yıl bir hayal kırıklığı yaşadığımı çok söyleyemem.)
ben 2 farklı bir biriyle ilişkili başlık olduğuna inanıyorum. bence fatih hocam takımda eksik ve/veya yanlış gördüğü bazı noktaları düzeltmek için çok fazla takımla oynadığını düşünüyorum. o kadar çok kez oyunu değiştirmeye çalıştı ki elinde tam bir oyun kalmadı. hani saçını düzeltmeye çalışırsın da bir tarafı fazla kestiğin için tamamen bozmuş olursun, bunun gibi bir sıkıntı yaşıyor bence hoca. diğer başlık ise fatih hocanın nasıl hata yaptığı ile alakalı. ben fatih hocam bu sene artılar eksiler tablosunda artıları görmeye veya artıları olduğundan büyük görmeye daha teşne. (geçen sezonun ilk yarısı da benzeri bir eleştri getirebilirim.) bir de eksileri bir kere gördü mü bu sefer de artıları olduğundan küçük görüyor. 2 tane örnekle açıklamaya çalışayım. gedson fernandes'in stoper oynatılmasının ardındaki motivasyonu çok iyi anlıyorum. hakikatten ikna edici cümleler kulağımda yankılanıyor. yalan söylemeyim o sesleri dinleyince kulağa hoş da geliyor. ancak biraz daha düşününce bu seslerin sadece artılar tablosundan geldiğini de kabul etmem gerek. o cümlelerin ardında bu fikrin yaratabileceği eksiler yok. hah işte bu yüzden bu kadar ilginç (u: gedson fernandes'i stoper oynatan adama da demode demek çok tuhaf bu arada. yanlış verilen her karar veya becerememe demode olmuyor.) bir karar uygulanırken arkasında yarattığı sorunlara çözümler bulunamıyor. diğer örnek ise emre kılınç. hatırlarsınız bir iki maçta (hatta bence iyi oynamasına karşın) kırılma anlarında işi çözemedi. sonra takımdaki yeri çok sarsıntılı hale gelmeye başladı. bir daha hoca güvenemiyor. oysa yanlış, hayır hocam emre'nin artıları hala orada duruyor.
bu noktada kalan 7 maçta maksimum verim vermemiz için bir önerim var. bu takım benim hatırladığım en az 5 tane farklı plan ve oyun ortaya koymaya çalıştı. yapılan düzeltmelerin üzerine yeni çözümler öne sürmek çok kolay değil. bence fatih hoca bu oyunlardan en verimli bulduğunu seçmeli işi başa döndürmeli. en baştan tekrar karşılaşabilecek problemlere çözüm bulmak daha mantıklı geliyor bana. takım iyice yama üzerine yama gibi oldu ve bir çamurda debeleniyor. başa dönelim, aynı sorunları kağıda yazalım ve teker teker o seçtiğimiz oyun çerçevesinde (ki zaten bir kere uygulanmış bir oyun oluyor bu) çözümleri tekrar bulalım.
son 7 maç kalmışken ben bu sene fatih terim'de gördüğüm sıkıntıyı aktarmak istiyorum. öncelikle benim bu sene için heyecanlanmamın 2 sebebi var. 1. takımın kendisi. her ne kadar eksik bir kadro olsa da ben takımda bana çok keyif veren şeyler yakalıyorum. 2.'si ise fatih hocamın bu eksikleri kapatışı ve sene içerisinde önerdiği oyunlar. bu yüzden bu sene kaybedilen bir şampiyonluk beni hayal kırıklığına uğratır. (örneğin geçen yıl bir hayal kırıklığı yaşadığımı çok söyleyemem.)
ben 2 farklı bir biriyle ilişkili başlık olduğuna inanıyorum. bence fatih hocam takımda eksik ve/veya yanlış gördüğü bazı noktaları düzeltmek için çok fazla takımla oynadığını düşünüyorum. o kadar çok kez oyunu değiştirmeye çalıştı ki elinde tam bir oyun kalmadı. hani saçını düzeltmeye çalışırsın da bir tarafı fazla kestiğin için tamamen bozmuş olursun, bunun gibi bir sıkıntı yaşıyor bence hoca. diğer başlık ise fatih hocanın nasıl hata yaptığı ile alakalı. ben fatih hocam bu sene artılar eksiler tablosunda artıları görmeye veya artıları olduğundan büyük görmeye daha teşne. (geçen sezonun ilk yarısı da benzeri bir eleştri getirebilirim.) bir de eksileri bir kere gördü mü bu sefer de artıları olduğundan küçük görüyor. 2 tane örnekle açıklamaya çalışayım. gedson fernandes'in stoper oynatılmasının ardındaki motivasyonu çok iyi anlıyorum. hakikatten ikna edici cümleler kulağımda yankılanıyor. yalan söylemeyim o sesleri dinleyince kulağa hoş da geliyor. ancak biraz daha düşününce bu seslerin sadece artılar tablosundan geldiğini de kabul etmem gerek. o cümlelerin ardında bu fikrin yaratabileceği eksiler yok. hah işte bu yüzden bu kadar ilginç (u: gedson fernandes'i stoper oynatan adama da demode demek çok tuhaf bu arada. yanlış verilen her karar veya becerememe demode olmuyor.) bir karar uygulanırken arkasında yarattığı sorunlara çözümler bulunamıyor. diğer örnek ise emre kılınç. hatırlarsınız bir iki maçta (hatta bence iyi oynamasına karşın) kırılma anlarında işi çözemedi. sonra takımdaki yeri çok sarsıntılı hale gelmeye başladı. bir daha hoca güvenemiyor. oysa yanlış, hayır hocam emre'nin artıları hala orada duruyor.
bu noktada kalan 7 maçta maksimum verim vermemiz için bir önerim var. bu takım benim hatırladığım en az 5 tane farklı plan ve oyun ortaya koymaya çalıştı. yapılan düzeltmelerin üzerine yeni çözümler öne sürmek çok kolay değil. bence fatih hoca bu oyunlardan en verimli bulduğunu seçmeli işi başa döndürmeli. en baştan tekrar karşılaşabilecek problemlere çözüm bulmak daha mantıklı geliyor bana. takım iyice yama üzerine yama gibi oldu ve bir çamurda debeleniyor. başa dönelim, aynı sorunları kağıda yazalım ve teker teker o seçtiğimiz oyun çerçevesinde (ki zaten bir kere uygulanmış bir oyun oluyor bu) çözümleri tekrar bulalım.
