2277
galatasaray terbiyesi almıştır.
örneklendireyim;
bülent korkmaz futbol hayatının sonunda, bülent tulun önderliğinde hoş olmayan bir şekilde takımdan gönderilmişti. futbolu zaten bırakacaktı da, yolların ayrılış tarzını hoş bulmamıştı. hatta, bunun üzerine sitem de etmişti. bülent tulun da kaptanın arkasından epey sallamıştı. bir iki sene sonra; tarihini hatırlamadığım bir galatasaray - fenerbahçe maçını yorumlaması için yayıncı kuruluş bülent tulun'un yanına bülent korkmaz'ı oturttu. karşılarında da iki fenerbahçeli vardı. kaptan, bülent tulun'a inanılmaz bir saygı göstererek, hiç kin gütmeden efendice yorumlarını yaptı. o günden sonra bir daha karşı karşıya geldiler mi? sanmıyorum. ama o gün kendisine saygım daha da arttı.
bir başka örnek;
yine aynı dönemler... milli takım'ın başında ersun yanal var. o dönem, formda da olan hakan şükür'ün yerine başka isimleri kadroya alıyor. biz de camia olarak tepki gösteriyoruz. fakat, ersun yanal o dönem yedek bekleyen bülent korkmaz'ı da milli takım'a davet edince ortalık karışıyor. ergun gürsoy ve hakan şükür, "yedek bekleyen bülent takıma seçiliyor da hakan neden seçilmiyor" şeklinde bence doğru ama uslubu hoş olmayan bir tepki gösteriyor. bu duruma kaptan'ın alındığını seneler sonra birkaç roportajında okudum. ama o dönem çıkıp tek kelime ses etmedi.
bir de;
fatih hoca'nın hemen hemen her sezonun başında bülent korkmaz'ı kulübeye çekmesi, hatta birkaç kez de kadro dışı bırakması olayı var. ama bülent korkmaz'a ne zaman "çalıştığı en iyi teknik direktör" sorulsa, gocunmadan fatih terim'in adını söyler.
kindar bir adam değil kaptan. altyapıdan çıktığında, tecrübeli bir futbolcu olarak uzunca bir süre destek verdiği, hatta bir dönem aynı odayı paylaştığı fatih akyel'in fenerbahçe taraftarına hoş görünmek için kendisine saldırmasına rağmen, bugün onla bile bir araya gelebiliyor oluşu buna bir başka örnek.
örneklendireyim;
bülent korkmaz futbol hayatının sonunda, bülent tulun önderliğinde hoş olmayan bir şekilde takımdan gönderilmişti. futbolu zaten bırakacaktı da, yolların ayrılış tarzını hoş bulmamıştı. hatta, bunun üzerine sitem de etmişti. bülent tulun da kaptanın arkasından epey sallamıştı. bir iki sene sonra; tarihini hatırlamadığım bir galatasaray - fenerbahçe maçını yorumlaması için yayıncı kuruluş bülent tulun'un yanına bülent korkmaz'ı oturttu. karşılarında da iki fenerbahçeli vardı. kaptan, bülent tulun'a inanılmaz bir saygı göstererek, hiç kin gütmeden efendice yorumlarını yaptı. o günden sonra bir daha karşı karşıya geldiler mi? sanmıyorum. ama o gün kendisine saygım daha da arttı.
bir başka örnek;
yine aynı dönemler... milli takım'ın başında ersun yanal var. o dönem, formda da olan hakan şükür'ün yerine başka isimleri kadroya alıyor. biz de camia olarak tepki gösteriyoruz. fakat, ersun yanal o dönem yedek bekleyen bülent korkmaz'ı da milli takım'a davet edince ortalık karışıyor. ergun gürsoy ve hakan şükür, "yedek bekleyen bülent takıma seçiliyor da hakan neden seçilmiyor" şeklinde bence doğru ama uslubu hoş olmayan bir tepki gösteriyor. bu duruma kaptan'ın alındığını seneler sonra birkaç roportajında okudum. ama o dönem çıkıp tek kelime ses etmedi.
bir de;
fatih hoca'nın hemen hemen her sezonun başında bülent korkmaz'ı kulübeye çekmesi, hatta birkaç kez de kadro dışı bırakması olayı var. ama bülent korkmaz'a ne zaman "çalıştığı en iyi teknik direktör" sorulsa, gocunmadan fatih terim'in adını söyler.
kindar bir adam değil kaptan. altyapıdan çıktığında, tecrübeli bir futbolcu olarak uzunca bir süre destek verdiği, hatta bir dönem aynı odayı paylaştığı fatih akyel'in fenerbahçe taraftarına hoş görünmek için kendisine saldırmasına rağmen, bugün onla bile bir araya gelebiliyor oluşu buna bir başka örnek.
