294
fenerbahçeliler, 1959 öncesi şampiyonluklarının sayılması için tahkim kuruluna başvurmadıklarını, başvuruyu 2002 yılında beşiktaş’ın yaptığını ve o başvurunun reddedildiğini ileri sürerek beşiktaş’ın başvurusunun kendilerini bağlamayacağını iddia ediyor. (bizzat fenerbahçe’nin de başvuru yaptığı söyleniyor ama henüz netleştiremedim)
yaptıkları bu savunma doğru mu? hemen belirtelim ki bu savunma cehaletlerinin bir sonucu. çünkü federasyon ve tahkim kuruluna yapılan başvuru 1959 yılı öncesi şampiyonlukların sayılması talebidir. bu talebin reddi bütün takımları bağlar ve diğer takımlar açısından da kesin hüküm teşkil eder. konunun daha iyi anlaşılması için hukuki terimlerden arınmış olarak herkesin anlayacağı bir dille şu örneği vermek istiyorum.
bir belediye veya bakanlık ya da herhangi bir devlet kurumu hatta özerk bir kurum bir karar almış olsun ve bu karar binlerce insanı ya da tüzel kişiliği etkilesin. örneğin “on beş yaşını geçmiş araçların trafiğe çıkması yasaktır” şeklinde bir karar olsun bu. bu karara karşı bir gerçek kişi ya da tüzel kişi danıştaya dava açsın ve benim şirketimin on beş yaşını doldurmuş yüz tane aracı var. bu karar ortadan kaldırılsın ve benim araçlarım trafiğe çıksın diye talepte bulunsun. danıştay da bu davayı reddetsin. şimdi bu red kararı sadece dava açan şirketi mi bağlar yoksa kesin hüküm teşkil edeceğinden herkesi mi bağlar. tabii ki herkesi bağlar. bir başka şirket ya da gerçek kişi daha sonra aynı delil ve gerekçelerle dava açarsa danıştay kesin hüküm gerekçesiyle hepsini reddetmek zorundadır. burada dikkat edilecek husus “aynı deliller” hususudur. farklı bir delil ortaya koyulması halinde durum değişir.
şimdi 2002’deki beşiktaş’ın müracaatı ile bu günlerdeki fenerbahçe’nin müracaatının delilleri arasında bir fark var mı? hayır. aynı gerekçelerle aynı delillerle şampiyonluk istiyor. iki takımın da talebi 1959 öncesi şampiyonlukların yıldız hesabında dikkate alınması. iki takımın delili de 1959 öncesi mahalli liglerdeki şampiyonluklar. deliller aynı talep aynı ise tahkim kurulu’nun beşiktaş’ın müracaatı üzerine verdiği red kararı bütün takımlar açısından kesin hüküm teşkil eder. dolayısıyla da talebin yasal olarak reddedilmesi zorunluluğu vardır.
bu meyanda beşiktaş 1959 öncesi bütün şampiyonlukların sayılması talebi reddedilmesine rağmen birkaç ay sonra 1957 ve 1958 yıllarında uefa şampiyonlar ligine katıldığının belgelerini sunarak iki şampiyonluğunu kabul ettirmiştir. (21 mart 2002) bu karar aslında kesinlikle yasalara ve kesin hükme aykırıdır ama bizim ülkemizde hukuk, yasa pek ciddiye alınmadığından böyle büyük bir hata yapılıyor. daha doğrusu cenk koray’ın ricaları, yalvar-yakarı ile böyle hatalı bir karar veriliyor. bu hatanın delili de uefa katılım belgeleri oluyor. bence bu şampiyonluklar da iptal edilmelidir ancak fenerbahçe’nin elinde uefa şampiyonlar ligine katıldığına dair bir belde de yoktur. çünkü katılamamıştır. dolayısıyla kesin hüküm haline gelen ve tüm takımları bağlayan tahkim kurulu kararı nedeniyle fenerbahçe’nin talebi asla kabul edilemez.
yaptıkları bu savunma doğru mu? hemen belirtelim ki bu savunma cehaletlerinin bir sonucu. çünkü federasyon ve tahkim kuruluna yapılan başvuru 1959 yılı öncesi şampiyonlukların sayılması talebidir. bu talebin reddi bütün takımları bağlar ve diğer takımlar açısından da kesin hüküm teşkil eder. konunun daha iyi anlaşılması için hukuki terimlerden arınmış olarak herkesin anlayacağı bir dille şu örneği vermek istiyorum.
bir belediye veya bakanlık ya da herhangi bir devlet kurumu hatta özerk bir kurum bir karar almış olsun ve bu karar binlerce insanı ya da tüzel kişiliği etkilesin. örneğin “on beş yaşını geçmiş araçların trafiğe çıkması yasaktır” şeklinde bir karar olsun bu. bu karara karşı bir gerçek kişi ya da tüzel kişi danıştaya dava açsın ve benim şirketimin on beş yaşını doldurmuş yüz tane aracı var. bu karar ortadan kaldırılsın ve benim araçlarım trafiğe çıksın diye talepte bulunsun. danıştay da bu davayı reddetsin. şimdi bu red kararı sadece dava açan şirketi mi bağlar yoksa kesin hüküm teşkil edeceğinden herkesi mi bağlar. tabii ki herkesi bağlar. bir başka şirket ya da gerçek kişi daha sonra aynı delil ve gerekçelerle dava açarsa danıştay kesin hüküm gerekçesiyle hepsini reddetmek zorundadır. burada dikkat edilecek husus “aynı deliller” hususudur. farklı bir delil ortaya koyulması halinde durum değişir.
şimdi 2002’deki beşiktaş’ın müracaatı ile bu günlerdeki fenerbahçe’nin müracaatının delilleri arasında bir fark var mı? hayır. aynı gerekçelerle aynı delillerle şampiyonluk istiyor. iki takımın da talebi 1959 öncesi şampiyonlukların yıldız hesabında dikkate alınması. iki takımın delili de 1959 öncesi mahalli liglerdeki şampiyonluklar. deliller aynı talep aynı ise tahkim kurulu’nun beşiktaş’ın müracaatı üzerine verdiği red kararı bütün takımlar açısından kesin hüküm teşkil eder. dolayısıyla da talebin yasal olarak reddedilmesi zorunluluğu vardır.
bu meyanda beşiktaş 1959 öncesi bütün şampiyonlukların sayılması talebi reddedilmesine rağmen birkaç ay sonra 1957 ve 1958 yıllarında uefa şampiyonlar ligine katıldığının belgelerini sunarak iki şampiyonluğunu kabul ettirmiştir. (21 mart 2002) bu karar aslında kesinlikle yasalara ve kesin hükme aykırıdır ama bizim ülkemizde hukuk, yasa pek ciddiye alınmadığından böyle büyük bir hata yapılıyor. daha doğrusu cenk koray’ın ricaları, yalvar-yakarı ile böyle hatalı bir karar veriliyor. bu hatanın delili de uefa katılım belgeleri oluyor. bence bu şampiyonluklar da iptal edilmelidir ancak fenerbahçe’nin elinde uefa şampiyonlar ligine katıldığına dair bir belde de yoktur. çünkü katılamamıştır. dolayısıyla kesin hüküm haline gelen ve tüm takımları bağlayan tahkim kurulu kararı nedeniyle fenerbahçe’nin talebi asla kabul edilemez.