28044
istemediğimiz bir skorla ayrıldığımız herhangi bir maçtan sonra solframe: fatih terim 386
istediğimiz bir skorla ayrıldığımız herhangi bir maçtan sonra solframe: fatih terim 3, haydi bilemedin 4, haydi ayıp olmasın diye bazen 5
evet sayıları söylerken abartıyorum, farkındayım, demek istediğimi ifade etmek adına abartıyorum, olsun o kadar.
yabancı bir teknik direktör getir, bu denli az alternatifli kadroyu ver o teknik adamın eline, orta sıralarda olur bu takım abicim.
sonrasında da eminim ki pek çok galatasaraylı, "keşke başımızda fatih hoca olsaydı." der.
ben küçücük bir çocukken başımızda sen vardın hocam.
yaşım futboldan anlayacak kadar yoktu. maçları bile tam olarak izleyecek bilince sahip değildim.
sonra biraz daha yaş aldım, başımızda yine sen vardın.
biraz daha büyüdüm. yine sen vardın.
şimdi yine sen varsın başımızda.
3-5-2, 4-4-2, 3-6-1, 1-8-1, pas oyunu, pozisyon oyunu, set oyunu, hızlı geçiş oyunu, tek forvetle başladı çift forvete döndü, o neden oynadı bu niye oynamadı, yok efendim şu oyuncu neden sekiz metre geride başladı oyuna, hepsi elbette önemli ama bir yerden sonra hepsi hikaye.
şöyle sakince arkama yaslanıp galatasaray ve fatih terim arasındaki bağı düşündüğüm zaman.
yukarıda saydığım taktik ve terimler bugün için önemli, fatih terim ismi her zaman önemli, adını çoktan türk spor tarihine ve galatasaray tarihine yazdıran bir isim zira.
katılan da olur, katılmayan da, bana göre fatih terim'e hak ettiği değer kesinlikle verilmiyor galatasaray camiasında.
ne yapsa bir kulp takılıyor, ne başarsa bir bahane üretiliyor.
onunla çalışmış uluslararası üne sahip spor adamları, eski sporcular fatih terim'i her zaman takdir ediyor ve övüyor.
ama her ne iyi şey yaptıysa küçük görülüyor.
bakın buna can dayanmaz, kimse böyle bir şeye bu denli dayanmaz.
ben bir spor adamı olsam, her yaptığım şeye bir kulp takılsa bir noktadan sonra pes ederim "alın ne yapıyorsanız yapın, görelim bakalım." derim.
fatih hoca, 2011-2012 sezonunun başında dipten aldığı galatasaray futbol takımını adeta yeniden kurduğu kadroyla ayağa kaldırdı ve iki sezon önce türkiye süper ligini sekizinci sırada tamamlamış, bu sıralama ile bitirdiği sezonun yirmi sekizinci haftasını on dördüncü sırada tamamlamış bir takımı iki sezon üst üste şampiyon yaptı, bu takıma iki sezon üst üste türkiye süper kupasını kazandırdı ve dahası şampiyonlar liginde 2012-2013 sezonunda çeyrek final oynattı.
iki sene önce "ne olacak bu galatasaray'ın hali" diye soruluyordu.
o galatasaray, ağustos 2013'te arsenal'ın evinde arsenal'ı, 1-0 geriden gelip son on beş dakikada attığı iki golle 1-2 yenerek emirates cup'ı aldı.
21 aralık 2017 tarihinde, bir perşembe akşamı gece yarısına doğru, "nerede kalmıştık" dedi ve tekrar yuvasına döndü.
bir aydan biraz daha fazla zaman geçti, o dönem orta sahanın bel kemiği oyuncusu olan ndiaye satıldı.
gözden düşmüş olan donk'u ilk 11'e hazırladı ve galatasaray 2018 yılı baharında şampiyonluk sevinci yaşadı.
ertesi sezona üç kulvarda tek santrforla başladı, acımasızca eleştirilmeye devam edildi.
devre arasındaki takviyelerle yine şampiyon yaptı galatasaray'ımızı.
ertesi sezon yaz kampında takımın neredeyse %80'i yoktu, transferler tamamlanamamıştı.
galatasaray'ın ilk 11'ini oluşturacak oyunculardan lemina ve falcao transfer sezonunun son gününde kadroya katıldı.
ayrıca andone de son gün geldi.
nzonzi, ağustos ayının ortasında transfer oldu takımımıza.
galatasaray'ın orta sahasını domine etmesi beklenen lemina, seri ve nzonzi kiralanarak kadroya katıldı ve pek çok kimse üçü de kiralık olan bu orta sahadan oyuna hükmetmesini bekledi.
pek az kişi nzonzi gibi milyon eurolarca fiyatı olan bir oyuncunun neden sadece 500000 euro'ya takımımıza kiralandığını sorguladı.
ama hoca gemiyi limana yanaştırmayı yine başardı.
ikinci yarıyla birlikte takımımız seri galibiyetler almaya başladı.
formumuz gayet iyiyken maalesef pandemi baş gösterdi.
fatih hocamız bu illete yakalandı.
yine de elinden geleni yapmayı sürdürdü; ne yazık ki sezonu istediğimiz yerde tamamlayamadık, şampiyon olamadık ve üst üste puan kayıplarıyla altıncı olduk.
ve geldik bugüne, 25 ocak 2021'e.
defalarca söylenmiş şeyleri tekrarlamaya gerek görmüyorum. bu kadar az alternatifli kadroyla fatih terim şampiyonluk yarışında tutuyor galatasaray futbol takımını.
artık iş öyle bir hal aldı ki, örneğin on iki kişilik bir kadroyla maça başlasak ve yedekte sadece bir oyuncumuz olsa, neden o oyuncunun oynamadığı, fatih terim'in formayı adil şekilde dağıtmadığı söyleniyor.
24 ocak 2021 yeni malatyaspor galatasaray maçı için konuşuyorum:
falcao ve oğulcan halihazırda sakat. diagne kırmızı kart cezalısı.
babel santrfor oynuyor ve fatih hoca maçın sonlarına doğru donk'u santrfora sürüyor, oyuna luyindamayı alıyor donk'un yerine stoper olarak.
muhammed kerem aktürkoğlu kanattan harika bir atak başlatıyor, pasını donk'a veriyor.
maça stoper olarak başlayan donk üç rakip oyuncudan topu saklıyor ve pasını babel'e veriyor, babel şutu çekiyor, galatasaray'ımız maçı alıyor.
fatih terim'in oyuncu değişikliklerinin ne kadar isabetli olduğu da böylece ortaya çıkmış oluyor.
fatih terim daha ne yapsın, ne yapması lazım?
sahaya inip kendisi mi gol atsın?
dünkü maçta galibiyete şüphesiz takımımız ve taraftarlarımız adına çok sevindim.
aynı zamanda fatih hocamın adına da çok sevindim.
fatih terim galatasaray'ın ali sami yen beyden sonraki en büyük figürüdür.
galatasaray çok büyük bir camia.
galatasaray'ı büyük yapan pek çok spor adamı var.
bu spor adamlarının başında fatih terim geliyor.
fatih terim üç beş maçla, üç beş taktikle yerden yere vurulacak adam değildir.
fatih terim, biz galatasaraylıların baş tacıdır.
hocam, bizi birbirimize bağlayan galatasaray çok büyük!
istediğimiz bir skorla ayrıldığımız herhangi bir maçtan sonra solframe: fatih terim 3, haydi bilemedin 4, haydi ayıp olmasın diye bazen 5
evet sayıları söylerken abartıyorum, farkındayım, demek istediğimi ifade etmek adına abartıyorum, olsun o kadar.
yabancı bir teknik direktör getir, bu denli az alternatifli kadroyu ver o teknik adamın eline, orta sıralarda olur bu takım abicim.
sonrasında da eminim ki pek çok galatasaraylı, "keşke başımızda fatih hoca olsaydı." der.
ben küçücük bir çocukken başımızda sen vardın hocam.
yaşım futboldan anlayacak kadar yoktu. maçları bile tam olarak izleyecek bilince sahip değildim.
sonra biraz daha yaş aldım, başımızda yine sen vardın.
biraz daha büyüdüm. yine sen vardın.
şimdi yine sen varsın başımızda.
3-5-2, 4-4-2, 3-6-1, 1-8-1, pas oyunu, pozisyon oyunu, set oyunu, hızlı geçiş oyunu, tek forvetle başladı çift forvete döndü, o neden oynadı bu niye oynamadı, yok efendim şu oyuncu neden sekiz metre geride başladı oyuna, hepsi elbette önemli ama bir yerden sonra hepsi hikaye.
şöyle sakince arkama yaslanıp galatasaray ve fatih terim arasındaki bağı düşündüğüm zaman.
yukarıda saydığım taktik ve terimler bugün için önemli, fatih terim ismi her zaman önemli, adını çoktan türk spor tarihine ve galatasaray tarihine yazdıran bir isim zira.
katılan da olur, katılmayan da, bana göre fatih terim'e hak ettiği değer kesinlikle verilmiyor galatasaray camiasında.
ne yapsa bir kulp takılıyor, ne başarsa bir bahane üretiliyor.
onunla çalışmış uluslararası üne sahip spor adamları, eski sporcular fatih terim'i her zaman takdir ediyor ve övüyor.
ama her ne iyi şey yaptıysa küçük görülüyor.
bakın buna can dayanmaz, kimse böyle bir şeye bu denli dayanmaz.
ben bir spor adamı olsam, her yaptığım şeye bir kulp takılsa bir noktadan sonra pes ederim "alın ne yapıyorsanız yapın, görelim bakalım." derim.
fatih hoca, 2011-2012 sezonunun başında dipten aldığı galatasaray futbol takımını adeta yeniden kurduğu kadroyla ayağa kaldırdı ve iki sezon önce türkiye süper ligini sekizinci sırada tamamlamış, bu sıralama ile bitirdiği sezonun yirmi sekizinci haftasını on dördüncü sırada tamamlamış bir takımı iki sezon üst üste şampiyon yaptı, bu takıma iki sezon üst üste türkiye süper kupasını kazandırdı ve dahası şampiyonlar liginde 2012-2013 sezonunda çeyrek final oynattı.
iki sene önce "ne olacak bu galatasaray'ın hali" diye soruluyordu.
o galatasaray, ağustos 2013'te arsenal'ın evinde arsenal'ı, 1-0 geriden gelip son on beş dakikada attığı iki golle 1-2 yenerek emirates cup'ı aldı.
21 aralık 2017 tarihinde, bir perşembe akşamı gece yarısına doğru, "nerede kalmıştık" dedi ve tekrar yuvasına döndü.
bir aydan biraz daha fazla zaman geçti, o dönem orta sahanın bel kemiği oyuncusu olan ndiaye satıldı.
gözden düşmüş olan donk'u ilk 11'e hazırladı ve galatasaray 2018 yılı baharında şampiyonluk sevinci yaşadı.
ertesi sezona üç kulvarda tek santrforla başladı, acımasızca eleştirilmeye devam edildi.
devre arasındaki takviyelerle yine şampiyon yaptı galatasaray'ımızı.
ertesi sezon yaz kampında takımın neredeyse %80'i yoktu, transferler tamamlanamamıştı.
galatasaray'ın ilk 11'ini oluşturacak oyunculardan lemina ve falcao transfer sezonunun son gününde kadroya katıldı.
ayrıca andone de son gün geldi.
nzonzi, ağustos ayının ortasında transfer oldu takımımıza.
galatasaray'ın orta sahasını domine etmesi beklenen lemina, seri ve nzonzi kiralanarak kadroya katıldı ve pek çok kimse üçü de kiralık olan bu orta sahadan oyuna hükmetmesini bekledi.
pek az kişi nzonzi gibi milyon eurolarca fiyatı olan bir oyuncunun neden sadece 500000 euro'ya takımımıza kiralandığını sorguladı.
ama hoca gemiyi limana yanaştırmayı yine başardı.
ikinci yarıyla birlikte takımımız seri galibiyetler almaya başladı.
formumuz gayet iyiyken maalesef pandemi baş gösterdi.
fatih hocamız bu illete yakalandı.
yine de elinden geleni yapmayı sürdürdü; ne yazık ki sezonu istediğimiz yerde tamamlayamadık, şampiyon olamadık ve üst üste puan kayıplarıyla altıncı olduk.
ve geldik bugüne, 25 ocak 2021'e.
defalarca söylenmiş şeyleri tekrarlamaya gerek görmüyorum. bu kadar az alternatifli kadroyla fatih terim şampiyonluk yarışında tutuyor galatasaray futbol takımını.
artık iş öyle bir hal aldı ki, örneğin on iki kişilik bir kadroyla maça başlasak ve yedekte sadece bir oyuncumuz olsa, neden o oyuncunun oynamadığı, fatih terim'in formayı adil şekilde dağıtmadığı söyleniyor.
24 ocak 2021 yeni malatyaspor galatasaray maçı için konuşuyorum:
falcao ve oğulcan halihazırda sakat. diagne kırmızı kart cezalısı.
babel santrfor oynuyor ve fatih hoca maçın sonlarına doğru donk'u santrfora sürüyor, oyuna luyindamayı alıyor donk'un yerine stoper olarak.
muhammed kerem aktürkoğlu kanattan harika bir atak başlatıyor, pasını donk'a veriyor.
maça stoper olarak başlayan donk üç rakip oyuncudan topu saklıyor ve pasını babel'e veriyor, babel şutu çekiyor, galatasaray'ımız maçı alıyor.
fatih terim'in oyuncu değişikliklerinin ne kadar isabetli olduğu da böylece ortaya çıkmış oluyor.
fatih terim daha ne yapsın, ne yapması lazım?
sahaya inip kendisi mi gol atsın?
dünkü maçta galibiyete şüphesiz takımımız ve taraftarlarımız adına çok sevindim.
aynı zamanda fatih hocamın adına da çok sevindim.
fatih terim galatasaray'ın ali sami yen beyden sonraki en büyük figürüdür.
galatasaray çok büyük bir camia.
galatasaray'ı büyük yapan pek çok spor adamı var.
bu spor adamlarının başında fatih terim geliyor.
fatih terim üç beş maçla, üç beş taktikle yerden yere vurulacak adam değildir.
fatih terim, biz galatasaraylıların baş tacıdır.
hocam, bizi birbirimize bağlayan galatasaray çok büyük!