27468
sözlüğe kayıt olduğum günden beri bir kere yazmadım bu başlığa. ne yazılacağını bilemeyecek kadar değerli çünkü hoca.
galatasaray vesilesiyle birçok kişinin günlük hayatına dokunan bir insan oldu yıllar içinde.
ben nispeten materyalist bir insanım; futbolcusu, teknik direktörü, bilimum kulüp görevlisini maaşlı çalışan, azimli olsa dahi bu azmini mesleğinde daha iyi bir yere gelme amacından ibaret olarak görürüm. fakat fatih terim'de farklı bu benim için. hiç tanımadığım veya tek kelam etmediğim biri ile yıllarca aynı neticeyi istemiş olmak, bu netice için de o kafa patlatırken ben boğaz patlattığım için olabilirdi bu tabii ki ama sadece bu da değil. öyle olsa yıllarca kulüpte oynamış futbolculardan ne farkı olurdu?
başarı için de olabilirdi tabii ki. neticede bu takımı tutuyoruz hepimiz, bu takıma en büyük başarılarını yaşatmış olan hocanın yerinin ayrı olması çok doğal. ama sadece başarılı olduğu için de değil hocaya duyduğum bu saygı ve sevgi. neticede sadece öyle olsa işini iyi yapan bir kimseden tek farkı benimle aynı takımı tutması olurdu. veya daha yerinde bir örnek olarak, yatırım yaptığın şirketin çok başarılı yöneticisinden farkı pek de olmazdı.
galatasarayı sahiplenmesi desek derin konulara gireriz ki, gerek yok. fakat bundan sebep olmadığı da aşikar.
---
hoca da hatalar yaptı, yeri geldi bizi çok üzdü ama milyonlarca insanın bir tweeti* gördüğü anı hayatı boyunca unutamayacağı da bir gerçek. sadece kendisi yine saha kenarında sarı kırmızıyı temsil edecek diye.
kendisinin covid-19 a yakalandığı haberini aldığım an da ayrıca çok net aklımda. zaten aklıma gelip duruyordu bir haftadır falan hoca da yakalanırsa kötü olur dikkat ediyordur diye. arkada virüsün konuşulduğu bir haber programı açıkken evi topluyordum ki spiker "bu arada son dakika bilgisi aldım" dedi ve dikkat kesilme gereği duydum sese. hocanın adını duyunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. terledim resmen. aynı şekilde hisseden milyonlar olduğundan da eminim.
çünkü milyonlarca insan için ailesinden biri gibi hoca.
---
yok mu aramızda zor zamanında kendisine yenilirsen değil vazgeçersen kaybedersin derken aklına hocanın o duvardaki yazıyı gösterdiği fotoğrafı gelen?
yok mu aramızda zor bir sınava girmeden hemen önce kendi kendine kafasında allah yardımcınız olsun repliğini canlandırmış olan?
hatta kendi kendine "başaracaksın" dediğinde hocanın "kazancaksınız!" tonlamasıyla söylemiş olan da vardır.
"galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır." mottosunu aklına kazıyıp kendisine kulak vererek büyüyen her galatasaraylının hayatına bir bütün olarak, galatasaray vesilesiyle öyle ya da böyle dokunmuş, bir şeyler katmıştır fatih terim.
vazgeçmemek, elinden geleni yapmak, yalnız kaldığında da güçlü olabilmek diye uzar gider bir nesile öğrettikleri. ama en önemlisi, doğru olmayı öğretti.
---
futbol maalesef çok değişti. böyle duygusallıklara da artık pek yer kalmadı. belki de türünün son örneği fatih terim. çünkü artık istenen aidiyet değil, profesyonel hayatta olması gerektiği gibi salt başarı ve ortaya konan proje.
ne şanslıyız ki biz hem aidiyeti iliklerine kadar hisseden, hem de ülkenin en başarılı teknik direktörüne denk geldik sembol isim olarak. kendisini saha kenarında izlediğimiz için yıllar sonra bizlere gıpta ile bakılacağından da eminim.
hep vardı aklımda böyle bir şey karalamak, içimi dökmek. anlatmaya dilim dönmez çünkü. bu karalama da bu yılki ilk entry'me nasip olsun olduğu kadar. 2021'in güzel geçmesi için de totem oldu.
https://twitter.com/...rim--6%3Fsayfa%3D282
var olanın kıymetini içten içe hepimiz biliyoruz aslında. sana da mutlu ve sağlıklı yıllar dilerim hocam.
galatasaray vesilesiyle birçok kişinin günlük hayatına dokunan bir insan oldu yıllar içinde.
ben nispeten materyalist bir insanım; futbolcusu, teknik direktörü, bilimum kulüp görevlisini maaşlı çalışan, azimli olsa dahi bu azmini mesleğinde daha iyi bir yere gelme amacından ibaret olarak görürüm. fakat fatih terim'de farklı bu benim için. hiç tanımadığım veya tek kelam etmediğim biri ile yıllarca aynı neticeyi istemiş olmak, bu netice için de o kafa patlatırken ben boğaz patlattığım için olabilirdi bu tabii ki ama sadece bu da değil. öyle olsa yıllarca kulüpte oynamış futbolculardan ne farkı olurdu?
başarı için de olabilirdi tabii ki. neticede bu takımı tutuyoruz hepimiz, bu takıma en büyük başarılarını yaşatmış olan hocanın yerinin ayrı olması çok doğal. ama sadece başarılı olduğu için de değil hocaya duyduğum bu saygı ve sevgi. neticede sadece öyle olsa işini iyi yapan bir kimseden tek farkı benimle aynı takımı tutması olurdu. veya daha yerinde bir örnek olarak, yatırım yaptığın şirketin çok başarılı yöneticisinden farkı pek de olmazdı.
galatasarayı sahiplenmesi desek derin konulara gireriz ki, gerek yok. fakat bundan sebep olmadığı da aşikar.
---
hoca da hatalar yaptı, yeri geldi bizi çok üzdü ama milyonlarca insanın bir tweeti* gördüğü anı hayatı boyunca unutamayacağı da bir gerçek. sadece kendisi yine saha kenarında sarı kırmızıyı temsil edecek diye.
kendisinin covid-19 a yakalandığı haberini aldığım an da ayrıca çok net aklımda. zaten aklıma gelip duruyordu bir haftadır falan hoca da yakalanırsa kötü olur dikkat ediyordur diye. arkada virüsün konuşulduğu bir haber programı açıkken evi topluyordum ki spiker "bu arada son dakika bilgisi aldım" dedi ve dikkat kesilme gereği duydum sese. hocanın adını duyunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. terledim resmen. aynı şekilde hisseden milyonlar olduğundan da eminim.
çünkü milyonlarca insan için ailesinden biri gibi hoca.
---
yok mu aramızda zor zamanında kendisine yenilirsen değil vazgeçersen kaybedersin derken aklına hocanın o duvardaki yazıyı gösterdiği fotoğrafı gelen?
yok mu aramızda zor bir sınava girmeden hemen önce kendi kendine kafasında allah yardımcınız olsun repliğini canlandırmış olan?
hatta kendi kendine "başaracaksın" dediğinde hocanın "kazancaksınız!" tonlamasıyla söylemiş olan da vardır.
"galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır." mottosunu aklına kazıyıp kendisine kulak vererek büyüyen her galatasaraylının hayatına bir bütün olarak, galatasaray vesilesiyle öyle ya da böyle dokunmuş, bir şeyler katmıştır fatih terim.
vazgeçmemek, elinden geleni yapmak, yalnız kaldığında da güçlü olabilmek diye uzar gider bir nesile öğrettikleri. ama en önemlisi, doğru olmayı öğretti.
---
futbol maalesef çok değişti. böyle duygusallıklara da artık pek yer kalmadı. belki de türünün son örneği fatih terim. çünkü artık istenen aidiyet değil, profesyonel hayatta olması gerektiği gibi salt başarı ve ortaya konan proje.
ne şanslıyız ki biz hem aidiyeti iliklerine kadar hisseden, hem de ülkenin en başarılı teknik direktörüne denk geldik sembol isim olarak. kendisini saha kenarında izlediğimiz için yıllar sonra bizlere gıpta ile bakılacağından da eminim.
hep vardı aklımda böyle bir şey karalamak, içimi dökmek. anlatmaya dilim dönmez çünkü. bu karalama da bu yılki ilk entry'me nasip olsun olduğu kadar. 2021'in güzel geçmesi için de totem oldu.
https://twitter.com/...rim--6%3Fsayfa%3D282
var olanın kıymetini içten içe hepimiz biliyoruz aslında. sana da mutlu ve sağlıklı yıllar dilerim hocam.