26963
yeryüzünde oynanan herhangi bir maçın başlığında, hemen hemen aynı isimler tarafından bazen doğrudan, bazen atıfta bulunarak yerin dibine sokulmaya çalışılan teknik direktör.
gerçekten ama gerçekten gına geldi artık. “eleştiremeyecek miyiz?” de işin kılıfı. iki üç kişi gelip hakkında olumlu yorum yazınca da “ne yaparsa yapsın illa ki savunanları çıkacak olan hoca.” yazılıyor. iyi de kardeşim sen sokakta top oynayan çocuklar ver kaç yapsa gelip buraya fatih terim şöyle böyle yazıyorsun.
2 kasım 2020 antalyaspor fenerbahçe maçı oynanıyor, fenerbahçe 1500 şut çekmiş, 4000 orta yapmış diye başlayıp fatih terim’e giydirmeye çalışıyorsun. ilk yarı 11-11 oynanırken fener’in oynadığı oyunu izlemeyip gelip burayı okusak zannedeceğiz ki maç 14-0 falan bitmiş. kuzey kore devlet televizyonu 2014 dünya kupası haberleri gibi ortalık.
başakşehir, manchester’la oynuyor konu fatih terim’e geliyor. barcelona, dynamo kiev ile oynuyor, konu fatih terim’e geliyor. kasımpaşa, trabzonspor ile oynuyor, konu yine fatih terim’e geliyor. fatih terim başlığında kustuğun nefret yetmiyor, alakalı alakasız her konuda, her başlıkta fatih terim’e giydirme peşindesin. ondan sonra da “nefret değil eleştiri”. bal gibi de nefret kusuyorsun işte kardeşim, eleştiri dediğin bu değil.
son zamanların modası da makasın açılması. adam diyor ki, “maddi olarak da teknik olarak da makas açılıyor ve daha da açılacak.”. sen, her an, her saniye bu kalıp üzerinden gönderme yapma peşine düşüyorsun. dönüp euro’nun 10₺ olmasından yakınıyorsun*, adam bunu röportajda dillendirdi diye çarmıha germeye kalkıyorsun.
bu ortamda fatih terim’e “kaçacak” yazıldığını gördü ya bu gözler. antu’daki “türk futbolu´nda bir makyavelist: sementha´nın hikayesi...” başlığından beter oldu son 1 aydır ortalık. örneğin bakıyorum bir yazar arkadaşımızın profiline, adam son 2018’den bu yana salt fatih terim başlığına 69 kez yazmış. fatih terim’le alakalı başlıkları ve alakasız onlarca başlıktaki göndermelerini saymıyorum bile. ondan sonra fatih terim düşmanlığı ya da fatih terim nefreti yoktur diyor. bir insan, kendisini aldatan eski karısı hakkında bu kadar konuşmaz ya. hakikaten söylüyorum, sakat bir psikoloji bu.
bir de “3 senedir ne oynattığı belli değil” safsatası var. bu esnada 2 şampiyonluk, 1 türkiye kupası, 1 süper kupa almışız ama top oynamadan almışız. dönüp bakıyorsun; belhanda çöp, feghouli bitik, rodriguez kafasız, onyekuru yetersiz, diagne balon, mariano kağnı, serdar aziz sakar, sinan gümüş gevşek, eren derdiyok beceriksiz, ndiaye dengesiz, donk temposuz, linnes güçsüz, emre akbaba kronik sakat, tolga ciğerci topçu değil vs. vs. her şey deniyor. topçuların alayı leş, hoca’nın zamanı geçmiş, takımın ne oynadığı belli değil... e bunca zafer bu ortamda nasıl geldi güzel kardeşim? leylekler getirip hasnun galip sokak’a mı bıraktı kupaları?
daha geçenlerde bir yazı gördüm burada. fatih terim nefretinin ete kemiğe bürünmüş haliydi. mancini ile fatih terim kıyası yapıyor güzel kardeşimiz. sadece bir kesit; “2013-2014 beşiktaş-galatasaray maçı, taraftar sahaya girdiği için 3-0 hükmen galip gelebildik.” diyor bir tarafta, diğer taraftan, “mancini ile türkiye kupası kazandık, ligi 2. bitirdik, herkes başarısız diyor ama bunlar unutuluyor.” ya kardeşim gerçekten bu kadar mı nefret ediyorsun fatih terim’den? 90+3’te 2-1 önde olduğumuz maçı 3-0 hükmen yenebildik diye anlatıp mancini’nin nisan ayında fener’i şampiyon yapmasını, türkiye kupası almasını ayakta alkışlamamızı mı bekliyorsun? gördüğümüz, bildiğimiz şeyleri çarpıtacak kadar düştünüz mü ya hakikaten?
rıdvan dilmen bir ateşe verdi ortalığı, bak bakalım o tarihten beri fener’i eleştirebilen var mı? verilen penaltıları, verilmeyen ofsaytları konuşan var mı? fener uzay takımı son 1 aydır. bakın görün, başakşehir’in manchester zaferi, fener’in haftasonunda 10 kişi kalmış anadolu takımına karşı penaltıyla kazandığı maç kadar konuşulmayacak basında, medyada. erman toroğlu sustu beyler, onun bile sesini kestiler 1 aydır. hiç kusura bakmayın, fatih terim’e bile bu kadar yüklenilen, ona rağmen galatasaray’a denmedik bırakılmayan ortamda hayalini kurduğunuz hocaları şarabın yanındaki peynir niyetine çiğnemeden yutarlar haberiniz olmaz. inanmayan 2016-2017 sezonunun 17. haftasıyla 22. haftası arasına bakabilir. o periyotta neler yaşanmış hatırlayın. nasıl bir anda liderin 10 puan gerisinde kalmışız, bir bakın. maalesef ülkemizin futbol ortamı sadece total futbollarla, gegenpressinglerle, mezzalalarla, registalarla başarılı olmaya müsait değil. adamı bir kaosa sürüklerler, 3 sene kendine gelemezsin. o gerine gerine yazdığınız “kaos bizim karakterimizde”, “galatasaray kaostan beslenir” safsatalarını da unutun. kaos ortamları bize kaç senemizi kaybettirdi bir düşünün.
zamanı geçmiş, devri bitmiş dediğiniz adam, bir bakmışsınız çağ kapatıp çağ açar. fütursuzca, hunharca, acımasızca hançer salladığınız adam bir gün kulüpten bir daha gelmemek üzere ayrılırsa aziz yıldırım’ın dediği gibi yarın buradan üzülerek gidersiniz.
gerçekten ama gerçekten gına geldi artık. “eleştiremeyecek miyiz?” de işin kılıfı. iki üç kişi gelip hakkında olumlu yorum yazınca da “ne yaparsa yapsın illa ki savunanları çıkacak olan hoca.” yazılıyor. iyi de kardeşim sen sokakta top oynayan çocuklar ver kaç yapsa gelip buraya fatih terim şöyle böyle yazıyorsun.
2 kasım 2020 antalyaspor fenerbahçe maçı oynanıyor, fenerbahçe 1500 şut çekmiş, 4000 orta yapmış diye başlayıp fatih terim’e giydirmeye çalışıyorsun. ilk yarı 11-11 oynanırken fener’in oynadığı oyunu izlemeyip gelip burayı okusak zannedeceğiz ki maç 14-0 falan bitmiş. kuzey kore devlet televizyonu 2014 dünya kupası haberleri gibi ortalık.
başakşehir, manchester’la oynuyor konu fatih terim’e geliyor. barcelona, dynamo kiev ile oynuyor, konu fatih terim’e geliyor. kasımpaşa, trabzonspor ile oynuyor, konu yine fatih terim’e geliyor. fatih terim başlığında kustuğun nefret yetmiyor, alakalı alakasız her konuda, her başlıkta fatih terim’e giydirme peşindesin. ondan sonra da “nefret değil eleştiri”. bal gibi de nefret kusuyorsun işte kardeşim, eleştiri dediğin bu değil.
son zamanların modası da makasın açılması. adam diyor ki, “maddi olarak da teknik olarak da makas açılıyor ve daha da açılacak.”. sen, her an, her saniye bu kalıp üzerinden gönderme yapma peşine düşüyorsun. dönüp euro’nun 10₺ olmasından yakınıyorsun*, adam bunu röportajda dillendirdi diye çarmıha germeye kalkıyorsun.
bu ortamda fatih terim’e “kaçacak” yazıldığını gördü ya bu gözler. antu’daki “türk futbolu´nda bir makyavelist: sementha´nın hikayesi...” başlığından beter oldu son 1 aydır ortalık. örneğin bakıyorum bir yazar arkadaşımızın profiline, adam son 2018’den bu yana salt fatih terim başlığına 69 kez yazmış. fatih terim’le alakalı başlıkları ve alakasız onlarca başlıktaki göndermelerini saymıyorum bile. ondan sonra fatih terim düşmanlığı ya da fatih terim nefreti yoktur diyor. bir insan, kendisini aldatan eski karısı hakkında bu kadar konuşmaz ya. hakikaten söylüyorum, sakat bir psikoloji bu.
bir de “3 senedir ne oynattığı belli değil” safsatası var. bu esnada 2 şampiyonluk, 1 türkiye kupası, 1 süper kupa almışız ama top oynamadan almışız. dönüp bakıyorsun; belhanda çöp, feghouli bitik, rodriguez kafasız, onyekuru yetersiz, diagne balon, mariano kağnı, serdar aziz sakar, sinan gümüş gevşek, eren derdiyok beceriksiz, ndiaye dengesiz, donk temposuz, linnes güçsüz, emre akbaba kronik sakat, tolga ciğerci topçu değil vs. vs. her şey deniyor. topçuların alayı leş, hoca’nın zamanı geçmiş, takımın ne oynadığı belli değil... e bunca zafer bu ortamda nasıl geldi güzel kardeşim? leylekler getirip hasnun galip sokak’a mı bıraktı kupaları?
daha geçenlerde bir yazı gördüm burada. fatih terim nefretinin ete kemiğe bürünmüş haliydi. mancini ile fatih terim kıyası yapıyor güzel kardeşimiz. sadece bir kesit; “2013-2014 beşiktaş-galatasaray maçı, taraftar sahaya girdiği için 3-0 hükmen galip gelebildik.” diyor bir tarafta, diğer taraftan, “mancini ile türkiye kupası kazandık, ligi 2. bitirdik, herkes başarısız diyor ama bunlar unutuluyor.” ya kardeşim gerçekten bu kadar mı nefret ediyorsun fatih terim’den? 90+3’te 2-1 önde olduğumuz maçı 3-0 hükmen yenebildik diye anlatıp mancini’nin nisan ayında fener’i şampiyon yapmasını, türkiye kupası almasını ayakta alkışlamamızı mı bekliyorsun? gördüğümüz, bildiğimiz şeyleri çarpıtacak kadar düştünüz mü ya hakikaten?
rıdvan dilmen bir ateşe verdi ortalığı, bak bakalım o tarihten beri fener’i eleştirebilen var mı? verilen penaltıları, verilmeyen ofsaytları konuşan var mı? fener uzay takımı son 1 aydır. bakın görün, başakşehir’in manchester zaferi, fener’in haftasonunda 10 kişi kalmış anadolu takımına karşı penaltıyla kazandığı maç kadar konuşulmayacak basında, medyada. erman toroğlu sustu beyler, onun bile sesini kestiler 1 aydır. hiç kusura bakmayın, fatih terim’e bile bu kadar yüklenilen, ona rağmen galatasaray’a denmedik bırakılmayan ortamda hayalini kurduğunuz hocaları şarabın yanındaki peynir niyetine çiğnemeden yutarlar haberiniz olmaz. inanmayan 2016-2017 sezonunun 17. haftasıyla 22. haftası arasına bakabilir. o periyotta neler yaşanmış hatırlayın. nasıl bir anda liderin 10 puan gerisinde kalmışız, bir bakın. maalesef ülkemizin futbol ortamı sadece total futbollarla, gegenpressinglerle, mezzalalarla, registalarla başarılı olmaya müsait değil. adamı bir kaosa sürüklerler, 3 sene kendine gelemezsin. o gerine gerine yazdığınız “kaos bizim karakterimizde”, “galatasaray kaostan beslenir” safsatalarını da unutun. kaos ortamları bize kaç senemizi kaybettirdi bir düşünün.
zamanı geçmiş, devri bitmiş dediğiniz adam, bir bakmışsınız çağ kapatıp çağ açar. fütursuzca, hunharca, acımasızca hançer salladığınız adam bir gün kulüpten bir daha gelmemek üzere ayrılırsa aziz yıldırım’ın dediği gibi yarın buradan üzülerek gidersiniz.