26744
evlat diye arda’yı takıma getirip, yetmez gibi 20/21 sezonuna 11 falan oynatan hoca. “ben olsam sabri’yi göndermezdim” dediği günler de halen hafızada.
ahkam kesmeye gelince “deniz bitti artık” demeyi, “oyuncuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapacağız” demeyi iyi biliyor. ama icraata gelince belhanda’nın satışını reddeden, arda’yı 11 oynatan, babel’i isteyen de kendisi. “gençlerle en iyi anlaşan en iyi parlatan hoca” etiketi de nerden geliyor anlamıyorum, hadi 96-2000 döneminden geliyor diyelim. günümüze bakınca ozan kabak’ı ne facialar neticesi oynattığını görmüyor muyuz? keza 24 yaşındaki taylan’a daha genç-toy çocuk muamelesi yapıp mecbur kalana kadar oynatmayışını ? ya konyaspor’a gönderildi diye kurtulduk dediğimiz ahmet çalık’ı dahi emin yerine oynatışı ? küme düşen kayseri’de formasını yasir subaşı’ya kaptıran emre taşdemir’e süre verip, süleyman luş’un sürgüne gönderilişi peki ? keza elimizdeki en hazır diyebileceğimiz, en yetenekli gencimiz yunus’un gönderilip babel’e feghouli’ye arda’ya sabredişimiz? kerem’in süre dahi bulamaması? okan kocuk’a 2 maç sabredemeyip 33 yaşındaki yeteneksiz fatih’in alınması ve oynadığı maçlarda bizi yakması ? daha 3. döneminde bitik hamit’lere yekta’lara vs. verdiği süreleri saymıyorum bile.
gençlerin mental hazırlığı geleceği falan bahane oldu şimdi bir de. avrupada 16-17 yaşında çocuklar en üst liglerde süre buluyorken biz 24 yaşında taylan’a çocuk muamelesi çekiyoruz. hadi onu geçtim, arda genç yaşından beri oynuyor. gençliğini geçtim 34 yaşındaki hali bile olgunluğa, bilince sahip değil. ama en büyük ligleri, takımları gördü. biz 20’sini geçmiş oyunculara daha halen 10 yaşında çocuk muamelesi yapıyoruz, yok kötü oynarsa mentalitesi çökermiş de bilmem ne. kötü de oynasa o genç oyuncunun mentalitesini sağlam tutmak, motive etmek senin görevin değil mi hoca ? kaldı ki seyircisiz ortamda, baskıdan uzak en rahat şekilde gençleri oynatabileceğin ortama da sahipsin. ne tribünde homurdanmalar ne yuhalamalar ıslıklamalar var.
bahane sıralamandan artık gına geldi. tabeladaki skoru da geçtim, bari 2 yıldır söylediğin “galatasaraylıların yenilse bile gurur duyacağı futbolu oynayacağız” lafını gerçekleştir. 3 senede iyi oynadığımız topu topu 3-5 maç var. takım 10 kişi kaldığı an bırakıyor maçı, beraberliği/mağlubiyeti kabulleniyor. veya 2 farklı geriye düştüğü an mağlup olduk havasında takılıyor. avrupa desen ayrı facia. hayallerimiz çok büyük de, sonra makas de sonra rangers’a elen. bunun izahı ne hocam ? nerede hırs? nerede yenilsek dahi gurur duyulacak futbol? nerede geleceğine yatırım yaptığımız gençler? nerede hayaller nerede gerçekler ? saygılar...
ahkam kesmeye gelince “deniz bitti artık” demeyi, “oyuncuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapacağız” demeyi iyi biliyor. ama icraata gelince belhanda’nın satışını reddeden, arda’yı 11 oynatan, babel’i isteyen de kendisi. “gençlerle en iyi anlaşan en iyi parlatan hoca” etiketi de nerden geliyor anlamıyorum, hadi 96-2000 döneminden geliyor diyelim. günümüze bakınca ozan kabak’ı ne facialar neticesi oynattığını görmüyor muyuz? keza 24 yaşındaki taylan’a daha genç-toy çocuk muamelesi yapıp mecbur kalana kadar oynatmayışını ? ya konyaspor’a gönderildi diye kurtulduk dediğimiz ahmet çalık’ı dahi emin yerine oynatışı ? küme düşen kayseri’de formasını yasir subaşı’ya kaptıran emre taşdemir’e süre verip, süleyman luş’un sürgüne gönderilişi peki ? keza elimizdeki en hazır diyebileceğimiz, en yetenekli gencimiz yunus’un gönderilip babel’e feghouli’ye arda’ya sabredişimiz? kerem’in süre dahi bulamaması? okan kocuk’a 2 maç sabredemeyip 33 yaşındaki yeteneksiz fatih’in alınması ve oynadığı maçlarda bizi yakması ? daha 3. döneminde bitik hamit’lere yekta’lara vs. verdiği süreleri saymıyorum bile.
gençlerin mental hazırlığı geleceği falan bahane oldu şimdi bir de. avrupada 16-17 yaşında çocuklar en üst liglerde süre buluyorken biz 24 yaşında taylan’a çocuk muamelesi çekiyoruz. hadi onu geçtim, arda genç yaşından beri oynuyor. gençliğini geçtim 34 yaşındaki hali bile olgunluğa, bilince sahip değil. ama en büyük ligleri, takımları gördü. biz 20’sini geçmiş oyunculara daha halen 10 yaşında çocuk muamelesi yapıyoruz, yok kötü oynarsa mentalitesi çökermiş de bilmem ne. kötü de oynasa o genç oyuncunun mentalitesini sağlam tutmak, motive etmek senin görevin değil mi hoca ? kaldı ki seyircisiz ortamda, baskıdan uzak en rahat şekilde gençleri oynatabileceğin ortama da sahipsin. ne tribünde homurdanmalar ne yuhalamalar ıslıklamalar var.
bahane sıralamandan artık gına geldi. tabeladaki skoru da geçtim, bari 2 yıldır söylediğin “galatasaraylıların yenilse bile gurur duyacağı futbolu oynayacağız” lafını gerçekleştir. 3 senede iyi oynadığımız topu topu 3-5 maç var. takım 10 kişi kaldığı an bırakıyor maçı, beraberliği/mağlubiyeti kabulleniyor. veya 2 farklı geriye düştüğü an mağlup olduk havasında takılıyor. avrupa desen ayrı facia. hayallerimiz çok büyük de, sonra makas de sonra rangers’a elen. bunun izahı ne hocam ? nerede hırs? nerede yenilsek dahi gurur duyulacak futbol? nerede geleceğine yatırım yaptığımız gençler? nerede hayaller nerede gerçekler ? saygılar...