• 40468
    "biz çok şanslı bir nesiliz galatasaray camiası olarak. rakiplerimiz şanssız demiyorum. onlar da değerli. galatasaray için ulusal anlamda bazı kırmızı çizgiler var. bunlardan önde geleni türkiye cumhuriyeti pasaportu olan milletimiz ve milletimizin oluşturduğu devletimiz. camia olarak kırmızı çizgimiz ise gazi mustafa kemal atatürk ve kurucu başkanımız ali sami yen'dir. şöyle düşünün, hepimiz az çok lise okuduk. üç beş arkadaş bir ekim günü dersten önce bir takım kuralım diyorsunuz, zorluklarla bir takım kuruyorsunuz. o dönemlerde beş kişinin bir araya gelmesi risk oluşturuyor. o beş kişinin kurduğu oluşum bugün dünyada 100 milyona yakın sempatizanı bulunan bir camia haline geliyor. batıda kurulan büyük kulüplerin kuruluşunu incelediğimizde ingilizler haricinde çoğunun yabancılar tarafından kurulduğunu görüyoruz. türk kulüplerinin üstünlüğü bir anlamda burada. nasıl ki atatürk'ün 'bağımsızlık benim karakterimdir' demişse, başta galatasaray olmak üzere türk kulüpleri de tamamen türkler tarafından kurulmuştur. bu çok önemli tarihi bir tespittir, incelenmesi gerekir. sosyologların incelemesi gerekir. şu anda da ülkemiz tam bağımsızlık için müthiş bir mücadele veriyor. bu anlamda milletimizin ve devletimizin yanındayız. bu camia öyle bir camia ki milletçi ve devletçi olduğunu çanakkale savaşı'nda mezun veremeyerek yaptı. 16-18 yaş aralığında kurucu lisemiz yüzlerce şehit verdi. bunu göz önüne alarak insanlarımızın birbiriyle rekabet içinde sportmence, fair play içinde, doğruluk ve dürüstlük içinde yarışmasını, doğruluğunuz ve dürüstlüğünüz beceriksizlik olarak adlandırılsa da bir adım geri atmamanızı, dik durmanızı istiyorum. ezici çoğunluğun hala doğru dürüst savaşçı ve fair karaktere sahip olduğu kanısındayım. ona inandığım için, bir sivil toplumu örgütü olan değerli galatasaray camiasına hizmet etmeye çalışıyorum. tek nedeni budur."

    "görevde bulunduğum 2,5 yılı aşkın süre içinde hiçbir camiaya, sadece istanbul'daki rakiplerimiz değil, malatya, kayseri ve edirne dahil kimseye laf etmem. hepsi benim kardeşimdir. yan yana büyüdük, tribünlerde birlikteydik. çok sıkı fenerbahçeli ve beşiktaşlı olan arkadaşlarım vardır. bundan hiç rahatsız olmam, mutlu olurum. özellikle yöneticilerin söylemlerine dikkat etmelerini rica ederim. herhangi bir rakibimiz, bizim camiamız aleyhine herhangi bir laf ederse susmam. öbür yanağımı çevirmem, gereken cevabı veririm. ben camiamız tarafından neden 'beşiktaşımız, fenerbahçemiz' diyorsun diye eleştirildim. malatyasporumuz, eskişehirsporumuz, samsunsporumuz da derim. bununla onur duyarım. onlar olmadan biz olmayız. türkiye'de en büyük parça biziz. kişileri ya da diğer takımları ezme manasında söylemiyorum. bu bir realite. bütün istatistikler bunu gösteriyor. türk sporunun, futbolunun lokomotif gücü, katarıyız. diğer iki rakibimizin yanına anadolu temsilcisi olarak trabzon'u da katabiliriz buna. bu çok güzel bir şey. batıda olmayan bir şey. şehir devletlerine bölünmüşler. cemaatsel ve ırksal ayrımlar var. bizde öyle değil. baba anne ve kardeşler farklı takımlardan olabiliyor. camialar aleyhine konuşmamak gerekiyor. genelleştirmemek lazım. bir yönetici tavladan pul çalıyorsa, doğru oynamıyorsa, onun sorumluluğundadır. bulunduğu camiayı bağlamaz. o camiaların kendi içinde hesaplaşması gereken bir konu. o faul yapıyorsa biz yapmamalıyız. iki yanlış bir doğru etmez."

    "bir aileye mensupsanız annenizle de babanızla da tartışırsınız. tartışma yoksa robotsunuz demektir. aile içinde böyle bir tartışma da olmadı. nedense yusuf bey ile abdurrahim beye müthiş bir saldırı var. özellikle sosyal medyada. bana bakıyorlar, 'bu adamın bir ayağı çukurda, yakında ölecek' diye bana değil onlara çatıyorlar. bu çok yanlış bir şey. şahsım için değil spor kulüpleri için söylüyorum. adam çıkıyor televizyona, 'bu yöneticiler...' diye başlıyor. yapma. adamın gecesi gündüzü yok, üstüne harcama yapıyor. bunu söylemek çok ayıp; ama tahmin edilmesi gerekir. bizim eski galatasaray başkanlarına bakın. yüzde 80'i iflas etti. diğer takımlar için de geçerli bu. hala yusuf bey ve abdurrahim bey neden saldırdıklarını çözemedim. 7 mayıs'ta ameliyat oldum. üst üste 10 gün sonra tekrar ameliyat oldum. dünyada yok. galatasaray nasıl ilklerin ve enlerin takımıysa, başkanı olarak da ilkleri ve enleri aldım. bana ait dünyada bir sürü ilk ve en var ama bıçak altında da aldım. allah büyük. anlamıyorum abdurrahim bey ne yapsın. niye bu saldırı? benim de aksanım var; bilerek bozmuyorum. ben istesem 50 kez diksiyon dersi alırım. abdurrahim bey’in aksanı biraz da rize'ye kayıyor. yusuf bey’in de bıyığına taktılar. yemin ederim anlamıyorum. blok bir saldırı oluyor. hiç kimseye kin tutmam ve ekmeğiyle oynamam. cenap şahabettin'in ve victor hugo'nun bununla ilgili söylemleri var. tevazu gösterdikçe sizi yumuşak sanıyorlar. estağfurullah, rica ederim, buyurun dediğinizde bu adam hikâye diyorlar. nesiller itibarıyla, eğitimle, bağımsızlık için verdiğimiz savaşla birlikte belli bir refahla bunun da düzeleceğine inanıyorum. yazıldığı gibi bir çatışma ve tartışma yok. nasıl haber böyle egzajere edilerek çıkıyor biz de şaşırıyoruz. yusuf bey 'futbolculara teklif yok', abdurrahim bey tersini demiş. önümüzdeki hafta çok açıklama yapacağım. faaliyet raporunu, mali analizler yapın. yönetim beceriksiz diyorlar. ben 20 tane oyuncu alırdım. çekleri senetleri imzalayıp, eyvallah deyip giderdim. ne var bunda. sorumluluk var mı? yok. siz önce kendi içinizde ibra etmelisiniz. camianız karşısında alnınız açık olmalı. gelecek yönetimler için çalışıyorum ben. ibra olayım diye değil. ibra etmeyene de saygı duyuyorum. bizi beğenmeyebilir, beceriksiz görebilirler. sen de yap diyor bazıları. yapmam, yapamam. alasını bilirim ama yapmam. su-i misal emsal olamaz. kötü örnek, örnek olamaz. bunu yaparsanız gelecek kuşakları mahvederseniz. abdurrahim bey ile yusuf beye haksızlık yapılıyor."

    "bunu hem kulüpler birliği'nde hem kendi aramızda hem de devlet adamlarıyla temaslarımızda konuşuyoruz. bir musibet geldi. labaratuvardan ya da insan bünyesinden. bir virüs var. yapılan test sayısında ölüm oranları binde 3. vakalar da yüzde 3. türkiye'de yüzde 2,4. belçika'da yüzde 10, abd'de yüzde 2,5... yüz kişiden 3'ü ölsün, ölen ölür kalan sağlar bizimdir demiyorum. türkiye bir sıkıntıda. insanlar sabah uyanıyor. bu rüya mı yoksa walking dead filmini mi yaşıyoruz diyorlar. hepimiz eve giderken, yavrumuz evladımız var. insanın ödü kopuyor. siz tamamen kapanırsanız bu insanı bedbin yapar. ekonomi ölür. ekim ayı hariç tüm maaşları ödedik. iki kişiye eksik ödedik. bir tane daha var, o bizde değil şu an. bunlar %15'i kabul etmedi. hepsi kabul etti, bunlar etmedi. toplumun harekete geçmesi gerek. türkiye ile ilgili bir imajımız var. biz güçlendikçe rahatsız olanlar var. bir challenge, meydan okuma yapmamız lazım. seyircili oynamaya geçmemiz lazım. bu dünyaya bir ilan. temizlik, maske ve mesafeye uyulduktan sonra bizim stadımız 53 bin kişi... %30 taraftar alsak, 15 bin kişi eder. locaların ve beraberinde tribünlerin açılmasını istedik. çünkü sadece loca açılsa, onlar daha fazla verdiği için açıyorsunuz diyecekler. bu da bir tezat teşkil edecekti. bilim kurulu'ndan bazı hocalar reddetmiş. şu anda da risk var. risk her yerde var. bu dünyaya da bir gösterge. biz diyeceğiz ki türkiye nasıl dünya sağlık örgütü'nün örnek gösterdiği bir ülke... aynı şekilde dünyaya futbolda da örnek olmalıyız. maske takarak, mesafeyi tutarak bunu mutlaka bu haftadan itibaren yapmalıyız. beni fenerbahçeliler de destekler; çünkü fenerbahçe maçı oynandı. ali beye de öyle dedim. o da çok gülüyor. ikinci maç seyircisiz olsun diye dua ediyoruz. belki o anda peak yapabilir..."

    "bununla ilgili çok temasta bulunduk. olağanüstü mali genel kurulu, olağan mali genel kurulu bütçe onayı için yapmak zorundayız; ama yapamıyoruz. 10 bin üyemiz var. ortalama 4-5 bin üye gelir. ikişer metre mesafe koyun 1500-2000 kişilik yer... hadi bulun yapayım yarın. biz buna dayanamadık ve yazı yazdık. söylemiyoruz ama devletle yazışıyoruz. burada bir kişi hasta olsa ben onun sorumluluğunu almam, alamam. devlet bize derse yaparsın, şurada yap... selim sırrı 1500 kişi alıyor. dışarıda kalanları ne yapacağız? bunu çok tartıştık. ben bir an önce mali genel kurulunu yapıp seçime gitmek istiyorum. devlet siyasi partilere veriyor. parti yapmazsa hazine yardımı almazsa kapanır. mecburlar yapmaya. küçük toplantılara izin veriliyor. galatasaray'da bana en az 4 bin kişi kapasiteli bir yer olmalı. niye kaçayım genel kuruldan? ben genel kurulda da konuşurum. belki onların hafızalarını tazelerim. galatasaray'da vefa ve teşekkür var mı sorarım. hepsi iyiliğimi düşünüyor beni eleştirenler; eleştirilerden rahatsızlık duyduklarımı anlatırdım.

    "geçen cuma resmi yazı geldi. gal kalacak bütün dünyada böyle yapıyoruz dediler. telefon açtım görüştüm. sağ olsun, yousef bey de saad bey de peki dediler. gal'ı gs yaptılar. artık öyle olacak. fenerbahçe 'fen' imiş. fenerbahçe'yi de fb yaptırdım. bu açıdan borçlular bana."

    mustafa cengiz
App Store'dan indirin Google Play'den alın