• 310
    hoca'yı her eleştireni "fatih terim düşmanı" yaftasına muhatap kılmak nasıl büyük bir hataysa, hoca'yı her savunanı 'fatih terim düşmanlığı' gibi bir hayali mefhum yaratıp biatçılık, yüzde yüz teslimiyetçilik ve teneke misali romantizm yapmakla itham etmek de o derece büyük bir hata. hele hele bunu yaparken, ağzından salyalar saçarak üslupsuzca ve hadsizce düşmanlık edenleri "aslında galatasaray'ın ve fatih terim'in iyiliğini düşünen cici çocuklar" kisvesine büründürmek hakikaten yenilir yutulur cinsten değil. bu 'cici çocuklar' haricinde kalan art niyetli, hakiki terim düşmanlarının ise 3-5 kişiden ibaret olduğunu iddia etmenin ise gerçeklerle bağdaşan bir tarafı yok. bunu iddia edebilmek için, galatasaray tribününü, sokağı, sosyal medyayı bilmemek, gözlemlememek gerek.

    fatih terim düşmanlığı bal gibi de var. hoca'nın 3. döneminin başladığı 2011 yılından bu tarafa, çok uzağa da gitmeye gerek yok, galatasaray sözlük'teki başlığını okumak bu düşmanlığın var olduğunu anlamak için yeterli. transfer yapmayı bilmemesi, milliyetçi olduğu için türk oyuncularla oynayacak olması, taktik bilmemesi, çağın gerisinde kalması, sonra galatasaray'a ihanet etmesi, mancini gibi güzel atkı bağlayamaması... en sevdiğim dönem olan riekerink döneminde güzel transferleri görünce galatasaray'a yeniden sulanması... (güzel transferler de tolga ciğerci, eren derdiyok falan bu arada) bunlar daha önce birçok kez yazıldığı için detaylarına girmeyeceğim. ama "terim mi gelecekmiş, gelsin riekerink hocam'ın yardımcısı olarak faydalı olur :):):):)" şakalarının galatasaray taraftarının kahir ekseriyeti tarafından kabul gördüğü, yenilgi akşamlarında tudor, lucescu başlıklarının övgülerle doldurulduğu bir ortamda fatih terim düşmanlığı diye bir şeyin olmadığını iddia etmek hakikaten absürt.

    50 yaş üstü, topçuluğuna sonundan da olsa şahit olmuş, hoca'ya "fatih" diye hitap edeni düşman. 30 yaş altı, futbolu afili terimlerle tanımış, avrupa futbolunu da takip ederek büyümüş, koca bir endüstrinin 4-2-3-1'den, 4-3-3'ten, gegenpress'ten, tiki taka'dan ibaret olduğunu sananı düşman. mahallenin aksi huysuzu olmayı marifet sayan, her şeye rıza göstermeyi koyunluk sayıp her şeye itiraz etmeyi marifet sananı düşman. mevzuya soldan bakan ama metin kurt'a en büyük desteği veren adamın fatih hoca olduğunu görmezden gelen tekyumruğu düşman. fm'de imleçle öne çıkardığı savunma hattını hoca gerçek hayatta öne çıkaramadığı için, search'e yazarak bulduğu thiago almada'yı hoca bulamadığı için onu küçümseyen ergeni düşman. aysal-terim ayrılığında hasbelkader aysal tarafını tutup sonrasında geri adım atamadığı için o tavrı devam ettireni düşman.

    daha dün bir hazırlık maçının sonrasında adamın başlığının altına "ben çok sıkıldım artık, genç heyecanlı bir teknik direktör gelsin" yazılıyor, eş zamanlı olarak ve sonrasında biz bir yandan düşmanlık satırlarını okurken bir yandan da bu düşmanlığın aslında olmadığını, bunun fatih terim taraftarlarınca uydurulmuş bir şey olduğunu öğreniyoruz. bitmedi, dahası da var. bir yandan bu saçma sarmal devam ederken bir yandan da "fatih terim bu eleştiriler yapıldığı zaman iyi, yapılmadığında kötü. biz aslında onun iyiliğini istiyoruz" diye bir ön alma çalışması da yapılıyor. yani söylediklerinde haklı çıkarlarsa "ben demiştim" diyebilecekleri, haksız çıkarlarsa da "hoca bizi, eleştirilerimizi dinledi, doğruyu buldu" diyebilecekleri bir emniyet payı bırakıyorlar, bir konforlu alan yaratıyorlar.

    kabataslak olarak haziran-eylül arasında "transfer cahili terim" söylemleriyle coşan, eylül-kasım arasında "takıma taktik çalıştırmayan plansız programsız terim" söylemleriyle zirve yapan, sonrasında temposu giderek düşen ve en nihayetinde mayıs'ta mizacına ve meşrebine göre kabuğuna çekilen veya başarıdan kendine pay çıkartacak kadar küstahlaşabilen bir fasit dairenin içine mahkum bu düşmanlığın mensuplarına son zamanlarda; hem başarısız tablodan ötürü hem de pandemi sebebiyle kayan takvimden ötürü mahcup olduk. inşallah kaldığımız yerden devam edeceğiz. son 25 senede olduğu gibi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın